Connect with us

Kültür - Sanat

“56 SAAT BALE KURSUYLA KONSERVATUARA DENKLİK VERMEK KİMİN HADDİNE!”

Bale Sanatçıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ayfer Tarlak, “Konuyu hukuka başvurmadan düzeltebilmek amacıyla öncelikle bakanlıklarla randevularımızı oluşturduk. Spor Federasyonu’nun web sitesinde son güncellediği duyuruda hala ‘konservatuar mezunu bale eğitmenlerine denklik verilecektir’ deniyor. Sağ olsunlar! Hem Federasyon’a hem de Spor Bakanlığı’na bu hatadan dönülmesi için bir dilekçe ilettik. Geri adım atılmazsa hukuki süreç başlayacak.” diyor. Balenin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda “sanat” diye geçtiğini ve Türkiye Dans Sporları Federasyonu’nca büyük bir “hak mahrumiyeti” oluşturulduğunu vurgulayıp soruyor: “14 senede alınan diploma 56 saatlik bale antrenörlük kursuyla nasıl eş değer tutulabilir?”

 

Dünya görüşü ve yaşam tarzı tartışmalarında bilinçli kurgularla zaman zaman birincil konu haline gelen bale, bu defa bambaşka açıdan gündemde: Bale bir spor mu sanat mı? Televizyonlardaki para ödüllü bilgi yarışmalarında iş seyirci jokerine kalırsa tahminen neredeyse “yüzde 100’e yakın “sanat” cevabının alınacağı” bir soruyla karşı karşıyayız.

Peki, o zaman niçin boşu boşuna kafamızı meşgul ediyoruz ki? Elbette bu hususu gündeme taşımamızın çok önemli bir sebebi ve gerekçesi var. Türkiye Dans Sporları Federasyonu 56 saatlik “bale antrenörlüğü” programı düzenledi. Bale alenen ve fiilen spor kategorisine alındı.

Genel Yayın Yönetmenimiz Şefik Söylemezoğlu ile yazarımız tiyatro eleştirmeni Ragıp Ertuğrul, Bale Sanatçıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ayfer Tarlak’la son derece ilginç gelişmeyi ve süreçte yaşananları konuştu.

-ŞEFİK SÖYLEMEZOĞLU: Hazırladığınız bir video klipte “Bale bir spor değil sanattır.” diyorsunuz. Zaten bunun böyle olduğu bilinmiyor mu?

Tabi ki biliniyor. Bu, kesinlikle cevabını aradığımız bir soru değil. Sadece farkındalık oluşturmak ve mağduriyetin düzeltilmesi adına bu sloganı duyurmaya başladık.

“BÖYLE BİR UYGULAMA OLABİLECEĞİNİ BEKLEMİYORDUK”
-RAGIP ERTUĞRUL: Pandemi döneminde aslında biz sanatın devamlılığını, sanatçıların sosyal hakları ile ekonomik durumlarını konuşuyorduk. Bir anda gündeme başka bir madde eklendi. Böyle bir kararı hiç beklemekte miydiniz?

Böyle bir karar beklenmiyordu. Ancak bu yakın bir zamanda ortaya çıkmış bir durum da değil. Mazisi 10 ay öncesine dayanıyor. Mart 2020’de pandemi sürecinin yeni başladığı sıralarda derneğimizin üyesi değerli bir hocamıza Türkiye Dans Sporları Federasyonu’ndan bale müfredatı oluşturulmasıyla ilgili bir teklif geldi. Tabi ki böyle bir şey olamayacağını belirterek reddetti. Konuyu bize aktardı. Akabinde biraz araştırdık. Olayın doğruluğunu teyit ettik. Bale antrenörlük kursunu açmak için bir program hazırlığı içinde olunduğunu öğrendik. Milli Eğitim Bakanlığı’na giderek durumu ilettik. Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne gittik. Söz konusu eğitim talimatı o sırada henüz önlerine gelmiş olmadığı için yardımcı olamadılar.

Bir süre ne yapabilirler diye gözlemledik. Türkiye Dans Sporları Federasyonu’nun 25 Eylül 2020 tarihinde Antenörlük Eğitim Talimatı’nın bakanlık olurunu aldığından haberdar olduk. Resmi internet sitesinde de yayınlayarak kursu açmış oldular.

“ASLINDA HATA 4 HAZİRAN 2016’DA BAŞLIYOR”
-RE: Anladığım kadarıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın herhangi bir dahli yok bu süreçte…

Doğru söylüyorsunuz. Konservatuarlarımız Kültür Bakanlığı’na bağlı. Ama özel bale kursları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı. Türkiye Dans Sporları Federasyonu, aslında 4 Haziran 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan ana statüsünde baleyi performans sanatları adı altında geçirmiş. Aslında bu o tarihten itibaren gelen bir hata. Anayasamıza da aykırı. Çünkü orada bale sanat olarak geçiyor. Ana statüde bir spor branşı olarak geçmesi de bir paralellik oluşturuyor. Dolayısıyla öncelikle hukuksal anlamda bu mağduriyeti çözmemiz gerekiyor.

-ŞS: Söyleşiden önce Ragıp Bey’le konuşuyorduk. Söylerken de duyarken de kulağımı tırmalıyor: Dans Sporları Federasyonu. İnsanın duygu dünyasına gözüne ve gönlüne hitap eden bir performansın sanat yerine spor olarak adlandırılmasıyla zaten baştan kaybedilmiş… Peki, bu durumu düzeltmek için neler yapmayı planlamaktasınız?

“BALE MÜFREDATIMIZ ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARI SAYFASINDA”
Bale antrenörlük eğitim talimatına göre 18 yaşını doldurmak, lise mezunu olmak ve belirtilen sağlık koşullarını taşımak yeterli. 56 saattik programı bitiriyorsunuz ve antrenör oluyorsunuz. 2018 yılında derneğimizi Türkiye genelinde alanımızla ilgili eğitim standardını aynı seviyeye getirme amacıyla kurduk. Bu doğrultuda bir bale müfredatı hazırladık. 14 seneden oluşuyor. 2 Ekim 2019 tarihinde Talim Terbiye Kurulu tarafından onaylandı. Özel Öğretim Kurumları’nın sayfasında yayınlanmakta. Program bale geçmişi ve bu konuda ehil olmayan bir dansçı arkadaşımız tarafından –bizzat kendi ifadeleriyle- o sayfadan indirilip kopyala yapıştır yöntemiyle 5 seviyeye indirgeniyor. Hareket isimlerini alıp kafasına göre serpiştiriyor. Antenörlük eğitim talimatına ekleyerek bakanlık oluruna sunuluyor.

“O KADAR ÇOK SORU İŞARETİ VAR Kİ!”
Hadi diyelim bu program uygulandı ve 56 saat sonra antrenör olarak sertifikası verildi. Antrenör olan kişi bir çocuğu karşısına aldığında hangi eğitim programını uygulayacak? Bunun süresi, senesi ve içeriği ne olacak? Ortada sadece az önce anlattığım çerçevede bir antrenörlük programı var. Çocukları yetiştirirken antrenörler neye tabi olacaklar? O kadar çok soru işareti var ki…

Ayfer Tarlak- Bale Sanatçıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

“GERÇEKTEN İNANILIR GİBİ DEĞİL”
-RE: Bale eğitmenleri varken böyle bir antrenör meslek grubuna ihtiyaç var mıydı?

Bu eğitimi verecek kadrolar zaten mevcut. Konservatuar değerli hocalarımız var. Bizlerden 14 sene sonrasında mezun olan ve Milli Eğitim’de atamalı usta öğretici olarak istihdam sağladığımız öğrencilerimiz var. Hadi 14 yılda özel kurslardan mezun olan usta öğreticileri geçtik; 56 saatlik kursla konservatuar mezunluğuna denklik vermek kusuru bakılmasın ama kimin haddine! Gerçekten inanılır değil!

-RE: Bale sanatına yıllarını vermiş konservatuar mezunu kişiler acaba Dans Federasyonu’nca düzenlenen yarışmaya iştirak eder mi?

Böyle bir yarışmaya katılmak için Dans Federasyonu’na ve sporcu lisansına ihtiyaç yok. Bizim hem ulusal hem de uluslararası yarışmalarımız zaten var.

-ŞS: Bale sanatı Kültür ve Turizm Bakanlığı organizasyonuyla icra edilmekte. Eğitim boyutu da Milli Eğitim Bakanlığı’nca yürütülmekte… Zaten işleyen bir sistem varken…

Aynen altını çizdiğiniz gibi konservatuarlardaki orta ve lise bölümü dörder seneden toplamda sekiz sene Milli Eğitim Bakanlığı’na, lisans bölümü de Yüksek Öğretim Kurumu’na (YÖK) bağlıdır. Özel bale eğitim kurumları da tamamen Milli Eğitim bünyesindedir.

“ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARI STANDARTLARA TABİ”
-SS: Peki baleyle ilgili özel eğitim kurumlarında bir standart var mı?

5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Standartlar Yönergesi var. Bir kurum açılırken en ince detaylarına kadar bütün fiziki şartlara bakılır. Her odanın metrekaresi bile belirlidir. Çocukların sağlığı ön planda tutulmaktadır. Kurumlar sürekli denetlenir. Bütün işlemler online yürütülür, otomasyon içindedir.

“ORTADA BÜYÜK BİR PAZAR VE RANT MESELESİ VAR”
-SS: Durum böyleyken söz konusu antrenörlük kursunun açılmasının sebebi ne olabilir size göre?

-RE: Öte yandan buradan yetişecek antrenörleri kim istihdam edecek? Ayrıca bu duruma normal bakabilen ve destekleyen meslektaşlarınız var mı?

Destekleyen meslektaşlarımız oldu. Aslında ortada büyük bir pazar ve rant meselesi var. Yarışmaya katılacak öğrencilere çıkarılacak lisanslar… Spor Federasyonu’na bağlı olacak kurumlar… Kendi içimizden ve bünyemizden, hatta kamuoyuna mal olmuş kurum sahibi değerli meslektaşlarımızdan da Spor Federasyonu çatısı altına girilmesine ve altyapı oluşturulmasına dair teklif götürüldü. Teklifi değerlendirmek için giden bazı arkadaşlarımız da olmuş. Ancak şartları ve 56 saatlik programı görünce vazgeçtiler diye düşünüyoruz.

-RE: Konuyla ilgili hukuki süreç başlattınız mı?

Durumu hukuka başvurmadan düzeltebilmek amacıyla öncelikle bakanlıklarla randevularımızı oluşturduk. Spor Federasyonu’nun web sitesinde son güncellediği duyuruda hala ‘konservatuar mezunu bale eğitmenlerine denklik verilecektir’ deniyor. Sağ olsunlar! Hem Federasyon’a hem de Spor Bakanlığı’na bu hatadan dönülmesi için bir dilekçe ilettik. Geri adım atılmazsa hukuki süreç başlayacak. Durum Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırı. Orada bale ‘sanat’ diye geçiyor. Hak mahrumiyeti var. 14 senede alınan diploma 56 saatlik bale antrenörlük kursuyla nasıl eş değer tutulabilir?

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir