CUMHURİYET’İN 100’ÜNCÜ YILINA İTHAFEN: ZAFERİN YOLU-RUHUNDAKİ ATEŞ…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının zafere giden 1975 km’lik yolunu konu alan ve yine bu üçlünün imzasını taşıyan “Zaferin Yolu- Ruhundaki Ateş” belgeselinde, hem güzergâh üzerindeki yerel halkın Kurtuluş Savaşı’na dair sözlü tarihi kayıt altına alınıyor hem de 100 yıl sonra büyük destanın belleklerdeki izdüşümü yansıtılıyor. Belgeseli Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılına ve Kahraman Türk Ordusu’na ithaf eden Belgeselci-Senarist Alp Armutlu “Zaferin Yolu’nun Anadolu topraklarında nereden geçtiğini anlamak ve anlatmak için beyazperdeye taşıdığımız bu filmle 100 yılın kahramanlarının ölüm – kalım mücadelesinde; Mustafa Kemal’in manasını, liderliğini ve onun stratejik hareketlerini birlikte keşfedeceğiz.” diyor.

Belgeselci-Senarist Alp Armutlu’nun 2 yıl boyunca yaklaşık 10 bin kilometre yol kat ederek ve 30’dan fazla şehirde araştırmalar yaparak hayat verdiği belgesellerden ikincisi Zaferin Yolu- Ruhundaki Ateş, önümüzdeki kasım ayında dijital platformlarda izleyiciyle buluşacak. Armutlu daha öncesinde, Nazım Doğan ve Sinan Çevik’in yönetmenliğiyle Anadolu kadınının gözünden tarihe yeni bir sayfa açan Umudun Yolu – Kağnı Kamyonu Yendi adlı belgeseli çekmişti.

100 YIL SONRA BÜYÜK DESTANIN BELLEKLERDEKİ İZDÜŞÜMÜ
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının zafere giden 1975 km’lik yolunu konu alan ve yine bu üçlünün imzasını taşıyan “Zaferin Yolu- Ruhundaki Ateş” belgeselinde, hem güzergâh üzerindeki yerel halkın Kurtuluş Savaşı’na dair sözlü tarihi kayıt altına alınıyor hem de 100 yıl sonra büyük destanın belleklerdeki izdüşümü yansıtılıyor.

5 AĞUSTOS 1921’DEN 21 KASIM 1938’E…
Atatürk’ün Meclis Başkanı iken Başkomutan seçildiği 5 Ağustos 1921 günü ile başlayan ve 21 Kasım 1938’e uzanan belgeselde “Bu topraklarda Zaferin Yolu nereden geçiyor, içinizden mi, kalbinizden mi, yoksa hayallerinizden mi?” ve benzeri onlarca soru cevap buluyor.

TÜRK ORDUSU’NUN KAHRAMANLIK HİKAYELERİ…
Tarih danışmanlığını Polatlı Tarihi Alanlar Tanıtım Merkezi Koordinatörü E. Albay Kadim Koç’un üstlendiği belgeselde; “Sakarya Savaşı cephesinden Kocatepe’ye kimi zaman 1920 model bir araba ile kimi zaman ise at sırtında Zaferin Yolu takip edilirken”, yolculuk esnasında Türk Ordusu’nun kahramanlık hikâyeleri “yerel halkın belleğinden bazen coşkulu, bazen de hüzünlü şekilde” anlatılıyor.

MUSTAFA KEMAL’İN LİDERLİĞİ VE STRATEJİK HAREKETLERİ
“Zaferin Yolu- Ruhundaki Ateş” belgeselini Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılına ve Kahraman Türk Ordusu’na ithaf eden Armutlu şunları söylüyor: “Zaferin Yolu’nun Anadolu topraklarında nereden geçtiğini anlamak ve anlatmak için beyazperdeye taşıdığımız bu filmle 100 yılın kahramanlarının ölüm – kalım mücadelesinde; Mustafa Kemal’in manasını, liderliğini ve onun stratejik hareketlerini birlikte keşfedeceğiz.

TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI’NIN PEK BİLİNMEYEN YÖNLERİ…
Belgeselde yaklaşık 25 anlatıcı var. Biz filmlerimizde, yerel alanda çalışmalar yapan, o yörede veya büyük şehirde yaşayan ancak mesaisinin büyük bir bölümünü savaş alanlarında araştırma yapmakla geçiren, didinen ve üreten insanlarla çalışmayı seviyoruz. Onların başardıklarını, görüşlerini ve en önemlisi Türk Milleti’ne aktarmak istedikleri Türk Kurtuluş Savaşı’nın pek bilinmeyen yönlerini aktarmayı ve bunu gelecek nesillere el birliğiyle ulaştırmayı benimsiyoruz.”

Belgeselci-Senarist Alp Armutlu, “Zaferin Yolu’nun Anadolu topraklarında nereden geçtiğini anlamak ve anlatmak için beyazperdeye taşıdığımız bu filmle 100 yılın kahramanlarının ölüm – kalım mücadelesinde; Mustafa Kemal’in manasını, liderliğini ve onun stratejik hareketlerini birlikte keşfedeceğiz.” diyor.

UMUDUN YOLU MU, ZAFERİN YOLU MU ZORDU?
Armutlu, “Cumhuriyet’in 100’üncü yılından geri doğru baktığımızda Umudun Yolu mu, Zaferin Yolu mu zordu?” sorusunu şöyle cevaplıyor: “Bence yolun kendisi zordu. Çünkü yaşanan bu mücadelede elinizde bağımsızlığınız yok. Tutsaksınız… Hayatınız, o dönemde, başka insanların masa başında verdiği kararlara bağlı. 16 Mayıs’ta İzmir’in işgal edildiği gün biz sadece Hasan Tahsin’in sıktığı ilk kurşunu biliyoruz. Ancak Konak Meydanı binlerce Türk’ün naaşıyla doluydu o gün! Bu zor değil mi?

Polatlı Çekirdeksiz Köyü’nde taarruz eden Türk Ordusu’ndan kaçmaya başlayan Yunan Ordusu köyün içinde insanları yakıyor. Canlı canlı. Bir kadın elinde kocasının külleri bizim askerimize yaklaşıyor, haykırıyor ‘Ah oğlum insan insanı nasıl yakar?’ diye… Bu çok zordu.
Biz çıktığımız kahraman insanların kullandığı iki yola İnebolu’nun Umudu, Ankara’nın Zafer kararları ve cepheler üzerinde zafere giden Türk Ordusu ile omuz omuza çıktık. Çıkmak zordu, ama iyi ki yapmışız. İyi ki bu iki zor yolda adım atmayı başarmışız. İyi ki yolda, bizlere aktardıklarıyla, yaşanmışlıklarıyla ve çetin mücadele yaşayan insanların torunlarıyla karşılaşmışız. Yol tümüyle zordu. Ama o günün kahramanlarının yaşadıklarının yanında her şey kolaydı.”