Faruk Bangir
“ÇOCUKLAR, ÖYKÜLERİMDEKİ KAHRAMANLARI ARKADAŞLARI GİBİ GÖRÜYOR”
-“Kitaplarımı çocukların keyifle okuduklarını biliyorum. Buna bire bir şahit oldum. Yaptığım imza günlerinde, konuştuğum çocuklar, kitaplarımdaki öykü kahramanlarını arkadaşları gibi gördüklerini ve onların birer kurgu olduğuna inanmadıklarını söylüyorlar. Elbette bu beni çok mutlu ediyor.”
-“Mevlana’nın “Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün” sözünü çok severim. Beni yakından tanıyan herkes nasıl görünüyorsam öyle olduğumu bilirler. Hep kendim gibi olmuşumdur. Hayata olumlu bakıyorum. O yüzden de pozitifim. Anda kalmaya çalışıyorum. Geçmişe takılıp kalmamaya veya çok gelecek kaygısı yaşamamaya çalışıyorum.”
Çok yönlü biri, Onur Sancak. Hala yoğun çalıştığı çocuk kitapları alanında çok sayıda eser vermiş bir yazar. Aynı zamanda şair. Ayrıca magazin editörü ve iyi bir röportaj ustası. Uğraşlarının hiçbirini diğerinden üstün ya da önde tutmuyor; hepsini de severek yapıyor. Hayata hep umutla bakıyor ve çevresine pozitif eneri veriyor. Nasıl derler; “her eve lazım bir insan”. “Hep kendim gibi olmuşumdur. Hayata olumlu bakıyorum. O yüzden de pozitifim. Anda kalmaya çalışıyorum. Geçmişe takılıp kalmamaya veya çok gelecek kaygısı yaşamamaya çalışıyorum. Günün keyfini çıkarmaya çalışıyorum.” diyen Sancak, bu defa soruları cevaplayan taraftı.
-Sizi henüz tanımayanlara kısaca anlatır mısınız; Onur Sancak kimdir?
“İnsanın kendini sözcüklerle anlatması ya da tarif etmesi zor elbette. Ama birkaç sözcükle tanımlarsam, samimi, iyi niyetli, içten, arkadaş canlısı, tipik bir akrep burcu, alışveriş ve gezme tutkunu. Çocuk kitapları yazarıyım, Sevdalı şiirler ve sevda düşleri isimli iki adet şiir kitabım var. Magazin söyleşileri yapıyorum. Yaklaşık beş yüze yakın söyleşi yaptım. Şimdi de gezi vlogları çekiyorum. Bir şeyler üretmek bana her zaman iyi gelmiştir. Yazmaya devam ediyorum.
“RÖPORTAJLARIMI YOUTUBE KANALIMDA DEVAM ETTİRİYORUM”
-Şair ve yazar kimliğinize, magazin editörlüğünü de eklediniz. Hangisi sizin için önceliklidir?
Birini diğerinden önce tutmam mümkün değil. Şiir yazmayı seviyorum. Hala da yazıyorum. Çocuk kitapları içimdeki büyümeyen o çocukla birlikte yazılmaya devam ediyor. Röportaj beni çok mutlu eden bir şey. Bir insana sorular sorup onu tanımaya çalışmak, onunla birlikte geçmişinde yolculuğa çıkmak; bir masalın içinde gibi farklı yaşamlarla tanışmak, o kişilerin yaşam hikâyelerinde gezinmek, beni çok heyecanlandıran bir şey. Hayatımda iyi ki dediğim şeylerden birisi de yaptığım röportajlardır. Birçok merak ettiğim ünlüyle bir araya geldim. Onları yakından tanıma şansım oldu. O yüzden röportaj yapmanın hayatımda çok büyük yeri var. Şimdi röportajlarımı youtube kanalımda devam ettiriyorum. Umarım güzel röportajlarla izleyenlerle buluşabiliriz.
“DEĞERLİ VE KALICI OLMAK İSTİYORUM”
-Ünlü olmadan önce yaptıklarınızla çok sayıda insana ulaşmıyorsunuz. Ünlü olmak sizin için ne kadar önemli?
Emin olun hiç önemli değil. Hatta ünlü olmak istemiyorum. Ünlü olmak, zor bir şey gibi geliyor. Ünlü olmak kolay da, o ünü sürdürebilmek zor. Ünü kaybetmek biraz sancılı bir süreç getirir gibi geliyor bana. Ben değerli ve kalıcı olmak istiyorum. Yaptıklarımla, yazdıklarımla geleceğe çok şey bırakabileceğim. Röportajlarım, kitaplarım, videolarım geleceğe bırakacağım güzel şeyler. Bunlar benim için çok daha önemli. İnsanların işimi bilmelerini, kitaplarımı, röportajlarımı okumalarını istiyorum ama beni fiziksel tanımaları çok da isteğim bir şey değil. Ünlü olduğunuzda takipçi sayınız çok olabiliyor, izlenmeniz çok olabiliyor. Belki daha kolay ulaşıyorsunuz insanlara. Ama ben iyi şeyler yapıyorsam mutlaka gereken ilgiliyi göreceğine inananlardanım. Şimdilik ünlü olmaya hazır değilim.
-Peki ya aşka?
Şu aralar hayatımda kimse yok. Artık hayatıma alacağım kişiyle yaşamı bütün yönüyle paylaşmayı, arkadaşlığı becerebilmeyi, birlikte dünyayı gezmeyi ve birbirimizi suçlamadan, kırmadan incitmeden sevgiyle, mutlu olmayı ve beraberlikte devamlılığı sağlayabilmeyi istiyorum. Yeni birine kendini ifade etmenin zor olduğunu düşünüyorum. O yüzden kalıcı bir sevgi istiyorum. Kalbine dokunabileceğim ve kalbime dokunabilecek birisi çıkarsa hayır demem doğrusu. Aşk güzel şey!
-Bugüne değin çocuk edebiyatı dalında verdiğiniz eserlerden bahseder misiniz?
Kitaplarımı çocukların keyifle okuduklarını biliyorum. Buna bire bir şahit oldum. Yaptığım imza günlerinde, konuştuğum çocuklar, kitaplarımdaki öykü kahramanlarını arkadaşları gibi gördüklerini ve onların birer kurgu olduğuna inanmadıklarını söylüyorlar. Elbette bu beni çok mutlu ediyor. Benim de amacım buydu zaten. Yirmi adet Çağdaş Türk Öyküleri ve otuz adet Yağız Dizisi, 8 adet Değerlerimiz serisi, 8 kitaplık Sevgi Öyküleri seti, 10 kitaptan oluşan İlk Okuma Seti’nden oluşan kitaplarım bulunmaktadır.
“DOSTLUK KONUSUNDA ÇOK ŞANSLIYIM”
-Bu dünyada gerçek dost bulmak çok zor; ne dersiniz?
Bu konuda çok şanslıyım. Birkaç tane çok kıymet verdiğim, dostum dediğim insan var. Arkadaşım çok tabii. Gerisi de tanıdıklarım.
-Gördüğüm kadarıyla çok pozitif bir yapınız var. Hep göründüğünüz gibi misinizdir?
Mevlana’nın “Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün” sözünü çok severim. Beni yakından tanıyan herkes nasıl görünüyorsam öyle olduğumu bilirler. Hep kendim gibi olmuşumdur. Hayata olumlu bakıyorum. O yüzden de pozitifim. Anda kalmaya çalışıyorum. Geçmişe takılıp kalmamaya veya çok gelecek kaygısı yaşamamaya çalışıyorum. Günün keyfini çıkarmaya çalışıyorum. Bu elbette sonradan öğrenmeye çalıştığım bir şey. Takılmamaya ve beni üzecek hiçbir şeyin üzerinde durmamaya çalışıyorum. Bu da beni mutlu ediyor. Canım sıkılmışsa bir şeye, mutlaka yürüyüşe çıkıyorum. Ya da film seyrediyorum. Dikkatimi bir başka şeye yöneltiyorum ki sıkıntımı düşünüp stres yaşamayım diye. Tamamen seyrettiğim filme, dinlediğim bir müziğe, yürürken bir çiçeğin güzelliğine yoğunlaşarak bana sıkıntı veren düşünceden uzaklaşmaya çalışıyorum. Bir de her şeye olumlu bakıyorum. Hani derler ya, ne düşünürsen o olur diye. Ben de iyi şeyler düşünüyorum ki, iyi şeyler olsun. Kendime bunu öğretmeye çalışıyorum.
-Senaryo ödülünüz de var diye biliyorum.
Evet. “Yüreğim sende kalsın” isimli senaryom ile mansiyon ödülü aldım.
-Yine bildiğim kadarıyla asistanlık da yapmaktaydınız. Hala devam ediyor musunuz?
Evet, asistanlık yaptım. Şu aralar asistanlığını yaptığım kimse yok. Ama daha önce asistanlık yaptığım şarkıcılar ve iş insanı oldu.
“NE MUTLU Kİ KENDİM GİBİYİM”
-Çocukken çok okuyan biri miydiniz? İstediğiniz kişi olabildiniz mi?
Mümkün olduğunca okurdum. Hala da çok okuyan biriyim. Arkadaşlarımla birbirimize kitap tavsiyelerin de bulunuyoruz. Kitabını okuduğum birçok yazarla da söyleşi yapma şansım oldu. Kitap gerçekten benim dünyamı çok zenginleştiren bir şey. Bana öyle bir dünyanın kapılarını açıyor ki, her gün yeni bir şey öğreniyorum. Hep kendim gibi olabilmek isterdim. Ne mutlu ki kendim gibiyim.
-Yeni kitap hazırlığı var mı?
Yazmaya hiç ara vermiyorum. Hep bir şeyler yazıyorum.
-Yakın zamanda basılı yayın organı kalmayacağı söyleniyor. Bu durum bir yazar olarak sizi üzüyor mu?
Bende basılı dergilere çok yazı yazdım, çok röportaj yaptım. Dergiler çıkınca çok mutlu oluyordum. Ama teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki, böyle olması kaçınılmaz gibi geliyor bana. Belki böyle daha çok kişiye ulaşıp yazdıklarımızı okuyabilme olanağı sunuyoruz. Açıkçası beni üzmüyor. Çağın getirdiği bir şey. Buna da alışacağız.
“İŞİM GEREĞİ İNTERNETTE ÇOK ZAMAN GEÇİRİYORUM”
-İnternette çok zaman geçiriyor musunuz?
Samimi olmak gerekirse evet. Videolarımdan dolayı sosyal medyayı kullanıp videolarımı tanıtmam gerekiyor. Bunun için de sosyal medyada beni takip edenlerle iletişimde oluyorum. İletişimi de seviyorum doğrusu. Arkadaşlarımın, tanıdıklarımın durumlarından haberdar oluyorum. Seviyorum bu durumu. Ama kontrolsüz bir zaman geçirme değil elbette.
-Başarısız olduğunuzu düşündüğünüz anlar oldu mu? O süreçleri nasıl atlatıyorsunuz?
Oldu tabi ki, olmaz mı? Ama hep başarılı olmak için daha çok çaba harcadım.
“UMUDUN OLMADIĞI YERDE YAŞAM OLMAZ”
-Gelecekten umutlu musunuz?
Umudun olmadığı yerde yaşam olmaz. Ben hiçbir şeyden hiçbir zaman umudumu kesmedim, kesmemde. Bende umut her zaman vardır.
-Youtube kanalınızdan, videolarınızdan konuşalım biraz da. Buradaki kitleyle aranız nasıl; yazar-okuyucu birlikteline benziyor mu?
Youtube’ta Onur Sancak isimli bir kanalım var. Bu kanala içerikler üretmeye çalışıyorum. Gezi, yemek vlogları. Röportajlar, ev gezmesi, hobilerle ilgili videolar çekiyorum. Videoları çekerken çok eğleniyorum. Amacım izleyenlere bu hissi verebilmek. Yükselişte bir kanal. Elbette çok izlensin istiyorum. Ama bunun için bana yakışmayan, ya da sırf izlensin diye abuk sabuk şeyler yapamam. Bir kişi bile izlese benim için değerli. Zamanla daha çok kitleye de ulaşacağına inanıyorum. Güzel eleştirilerde alıyorum. Bu da hoşuma gidiyor. Videolarımın sayesinde uzun zamandır gitmediğim birçok yere tekrar gittim. Bir sürü yemek yaptım. Görmediğim yerleri gidip gezdim. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi? Geleceğe bir sürü güzel video kalacak. Daha güzel ne olabilir? Kaç kişiye ulaşabilirsem kabulüm. Eminim videolarım zamanı gelince daha geniş izleyici kitlesine ulaşacaktır. Sizin aracılığınızla röportajı okuyan okurlarımızda abone olurlar, videoları beğenir ve yorum yaparlarsa mutlu olurum tabii. Youtube kanalımı merak edenler için link yazayım. Google’a ya da youtube’a ‘onursancaktv’ yazdıklarında bulacaklardır.
“DÜNYANIN HER YERİNE GİDİP VİDEOLAR ÇEKMEK İSTİYORUM”
-Şu sıralar neler yapmayı plânlıyorsunuz?
Videolarım devam edecek. Dünyanın her yerine gidip videolar çekmek istiyorum. Röportajlar devam edecek elbette. Biraz Youtube ile alakalı güzel şeyler yapmak istiyorum. Konuklu yemekler yapmak istiyorum. Ve videolarımla geniş kitlelerle buluşmayı planlıyorum. İmza günlerinde kitaplarımı okurlarıyla buluşturmak istiyorum. Uyumlu olabileceğim bir şarkıcı ya da oyuncu olursa asistanlığa devam etmek istiyorum. İsteklerim çok aslında. Umarım isteklerimi gerçekleştirebilirim.
-2022 yılına giriyoruz. Yeni yıla ilişkin neler söylemek isterisiniz?
Dünyadaki tüm canlılara sağlık, huzur ve mutluluk diliyorum. Dileğim 2022 yılı tüm güzellikleri alıp gelsin ve güzel bir yıl olsun.
Benzer Haberler
-
TÜRK TIPÇILAR BULDU: DAMAR SERTLİĞİ OLUŞUMUNDA PARAZİT ETKİSİ
-
TÜİK’E GÖRE ENFLASYON YÜZDE 50’NİN ALTINA İNDİ…
-
GENÇLER “HAYATLARINDAKİ KONTROL HİSSİNİ” KAYBEDİYOR…
-
FAİZ VE ENFLASYONDAKİ SEYİR KÜRESEL EKONOMİYİ NASIL ETKİLİYOR?
-
TÜİK’E GÖRE YILLIK ENFLASYON AĞUSTOS 2024’TE YÜZDE 51,97’YE GERİLEDİ…
-
BANKACILIK DIŞI FİNANS SEKTÖRÜ YASAL DÜZENLEME BEKLİYOR…