Connect with us

Türkiye Gündemi

BOĞAZİÇİ, KAFKASYA’DAKİ DEPREMLERİ İNCELEYECEK

TÜBİTAK ve Rusya Temel Araştırmalar Vakfı (RFBR) arasındaki bilimsel ve teknolojik iş birliği kapsamında desteklenecek çalışmalar içinde; Boğaziçi Üniversitesi Jeofizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayrullah Karabulut’un “Kafkas Bölgesinin Kapsamlı Sismolojik ve Jeodezik Gözlemlere Dayalı Sismotektoniği ve Kinematiği” projesi de yer aldı. Mayıs ayında başlayan ve üç yıl sürmesi planlanan projenin araştırmacısı Dr. Sezim Ezgi Güvercin, bölgede deprem konusundaki en büyük projelerden biri için çalıştıklarını söyledi.

“Kafkas Bölgesinin Kapsamlı Sismolojik ve Jeodezik Gözlemlere Dayalı Sismotektoniği ve Kinematiği” projesi; Kafkasya’daki ülkelerin yer bilimleri araştırmacılarını ilk kez büyük ve kapsamlı bir araştırmada buluşturacak. Proje kapsamında Rusya ve Ermenistan, 2007-2020 yılları arasında kaydedilmiş sismolojik verileri Boğaziçi Üniversitesi’yle paylaşacak. Bu veriler; Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’ın sağladığı açık verilerle birleştirilerek Kafkasya’nın sismotektonik ve jeodinamik yapısını anlamak için analiz edilecek.

Dr. Sezim Ezgi Güvercin-Araştırmacı

Dr. Sezim Ezgi Güvercin-Araştırmacı

“KAFKASYA’NIN YAPISI SİSMOLOJİK ARAŞTIRMALARI ZORLAŞTIRIYOR”
Kafkasya’daki politik ilişkilerin karmaşıklığının, sismolojik ve jeodezik araştırmaları zorlaştırdığını ifade eden Dr. Sezim Ezgi Güvercin, konuya ilişkin şu bilgileri verdi: “Kafkas Sıradağları, Avrasya ve Arabistan levhalarının çarpışmasıyla oluşan ana yapılardan birisi. Yüksekliği 5 bin 642 metreyi bulan 850 kilometre uzunluğundaki bu sıradağlar, Avrupa’nın en yüksek noktası. Bölgedeki deprem aktivitesini, aktif faylanmayı ve yer kabuğundaki değişimleri güvenilir şekilde gözlemleyip bu bilgileri kabuk altı jeodinamik sistemle ilişkilendirmek gerekiyor. Ancak bölgenin coğrafi yapısındaki zorluklar ve politik ilişkilerin karmaşıklığı bu tür projelerin sıkça yapılmasını engelleyen faktörlerin başında geliyor. Ulaşımı zor bölgeleriyle, arazi gözlemlerine elverişli olmayan Kafkasya’da sismoloji ve jeodezi gözlem noktalarının dağılımı da oldukça seyrek. Kafkasya için daha doğru yer modelleri oluşturmak ancak bölgedeki tüm ülkelerin sismoloji ve jeodezi verilerinin birlikte kullanılmasıyla sağlanabilir.”

“13 ARAŞTIRMACI ÇALIŞACAK”
Projede toplam 13 araştırmacının yer aldığını hatırlatan Güvercin: “Çalışmanın Türkiye ayağında Boğaziçi Üniversitesi Jeofizik Anabilim Dalı’ndan iki, Jeodezi Anabilim Dalı’ndan bir kişi görev alacak. Yıldız Teknik Üniversitesi’nden iki, İstanbul Teknik ve Gebze Teknik üniversitelerinden de birer kişi çalışacak. Rusya’dan ise Lomonosov Moskova Devlet Üniversitesi ve Rusya Bilim Akademisi’nden yedi araştırmacı olacak. Bununla birlikte Türkiye’den doktora sonrası araştırmacı, yüksek lisans ve doktora öğrencileri de desteklenecek.” dedi.

"Bu çalışma kapsamında bir araya getirilecek sismik ağ verileri yardımıyla depremlerin konumlarının iyileştirilmesi mümkün olacak."

“Bu çalışma kapsamında bir araya getirilecek sismik ağ verileri yardımıyla depremlerin konumlarının iyileştirilmesi mümkün olacak.”

“DEPREMLERİN KONUMLARI İYİLEŞTİRİLECEK”
Araştırma sayesinde bölgedeki fayların geometrisinin yanı sıra litosfer yapısının yüksek çözünürlüklü görüntülenebileceği bilgisini aktaran Güvercin, devamında şunları dile getirdi: “Bu çalışma kapsamında bir araya getirilecek sismik ağ verileri yardımıyla depremlerin konumlarının iyileştirilmesi mümkün olacak. Buna bağlı olarak elde edilen veriler ve sonuçlar hem bölgedeki fayların geometrisinin hem de litosfer yapısının yüksek çözünürlüklü görüntülenmesine imkan tanıyacak. Deprem kaynak mekanizma çözümleriyle de bölgedeki faylanma ve gerilme dağılımı hakkında detaylı bilgi sağlayacağız. Bu bulgular, yeni GNSS hız alanından elde edilen bulgularla değerlendirilerek yüzey-derin deformasyon ilişkisini daha iyi anlamamızı sağlayacak.”

“RUSYA KAPALI VERİLERİ İLK DEFA TÜRKİYE’YLE PAYLAŞACAK”
Güvercin, Rusya’nın kapalı tuttuğu jeodezi verilerini ilk defa Türkiye’yle paylaşacağının altını çizdi: “Araştırmayla birlikte ilk kez Rusya’nın kapalı tutulan verileri, Türkiye’nin kullanımına açılacak. Böylece bu iki ülkenin sismoloji ve jeodezi veri tabanları birleştirilecek. Rusya aracılığıyla Ermenistan verisini de alacağız. Bölge uzun zamandır gerginliklerin ve sıcak çatışmaların yaşandığı bir iklimin içerisinde. Birlikte çalışma kültürü oluşturmak ve kurumlar arasındaki iletişimin artmasına yardımcı olmak önemli. Proje sürecinde iki ziyaret planladık. Rusya’daki 7 araştırmacı Türkiye’ye gelecek. Türkiye’den yedi araştırmacı da Rusya’ya gidecek. Ayrıca çalışmanın sonuçlarını paylaşmak için bir toplantı düzenlenecek. Türkiye’de gerçekleştirilecek bu toplantıda Kafkasya’daki tüm ülkelerden araştırmacıların bir araya getirilmesi hedefleniyor.”

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir