Connect with us

Gündem

KANSERDE ERKEN TEŞHİS VE DOĞRU YÖNTEM…

Her yıl dünyada ortalama 18 milyon, Türkiye’de ise 163 bin kişiye kanser tanısı konuyor. Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Türken, 4 Şubat Kanser Günü’nde, bu hastalığın tedavisine ilişkin güncel gelişmeleri paylaştı.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2030 yılında 22 milyon kişiye kanser teşhisi konacağını öngörüyor. Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Türken, teknolojik gelişmelerle birlikte kanserin ileri evrede bile “tedavi edilebilir” bir hastalık haline geleceğini belirtti.

Prof. Dr. Orhan Türken-Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı

Prof. Dr. Orhan Türken-Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı

TARAMA PROGRAMLARIYLA ERKEN TEŞHİS…
Özellikle sık görülen kanserler için önerilen tarama programları sayesinde hastalığın erken teşhis edilebildiğine işaret eden Prof. Dr. Türken şu bilgileri aktardı: “Tarama programlarıyla henüz belirti vermeyen birçok kanser çok erken evrelerde tespit edilebiliyor. İnsanlar bilinçlendikçe, aile bireylerinde kanserli yakınları olanların kendi istekleri ile kontrol edilmeleri, hafif yakınmaları olanların vakit geçirmeden bir sağlık kurumuna başvurmaları erken teşhis oranlarını arttırdı. Tıbbi cihazlar ve kullanılan malzemelerin de teknolojik gelişmelere paralel olarak daha kaliteli olması, çok erken aşamalarda kanserli hastaları tespit etmemize olanak sağlıyor.”

“TÜM TEDAVİLER BİRLİKTE UYGULANABİLİYOR”
Tedavide; cerrahi yöntemler, ışın tedavisi (radyoterapi) ve ilaç tedavilerinin (kemoterapi ve diğer sistemik tedaviler) uygulandığını kaydeden Türken konuyu şöyle detaylandırdı: “Erken evrelerde cerrahi operasyon, geç evrelerde ilaçlı tedaviler ön planda olsa da artık bütün bu tedavilerin her evrede ardışık veya birlikte uygulanabiliyor. Meme kanseri nedeni ile ameliyat edilmiş bir hastaya daha sonra oluşabilecek nüksleri önlemek için koruyucu olarak (adjuvan) radyoterapi veya kemoterapi verilebiliyor. İleri evrede kanserli bir hastanın ilaç veya ışın tedavileri sonrası uygun hale gelirse ameliyat edilebiliyor.”

“KİŞİYE ÖZGÜ BİR TEDAVİ HALİNE GELDİ”
Türken, kanser tedavisinin zaman içinde hastadan hastaya tedavi yöntemi değişen, “kişiye özgü” bir tedaviye dönüşmeye başladığını vurguladı: Kişiye özgü tedavi ilaçlı tedavilerde ön planda olmakla birlikte cerrahi ve radyoterapide gibi diğer yöntemler için de geçerli. Örneğin her meme kanserli hastanın artık bütün meme dokusu alınmıyor. Bazı hastalarda organ koruyucu cerrahi dediğimiz yöntemle sadece tümörlü kısmı çıkarılıyor. Yine radyoterapi yapılacak hastalarda da ışınlanan bölgenin genişliği ve dozlar hastadan hastaya değişebiliyor.”

“EN BÜYÜK GELİŞME İLAÇLI TEDAVİLERDE”
Kanser tedavisini “kişiselleştiren” en önemli gelişmelerin ilaçlı tedavilerde meydana geldiğinin altını çizen Türken, “Artık klasik kemoterapi dışında hedefe yönelik ilaçlar ile bağışıklık sistemini tümöre karşı daha aktif kılmayı hedefleyen immünoterapi tedavi seçeneğimiz var. Tümör hücre yapısının daha iyi anlaşılması ve doğrudan tümörü hedefleyen yeni moleküllerin keşfi tedavide çığır açtı. Yeni ilaçlarla birlikte tedavi spektrumu genişleyecek ve kanser ileri evrede bile olsa tamamen tedavi edilebilir bir hastalık haline gelecektir.” dedi.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir