Connect with us

Sağlık

“VÜCUTTA YENİ OLUŞAN ŞİŞLİKLER KEMİK TÜMÖRÜNÜ AKLA GETİRİYOR”

Kemik tümörleri her yaşta görülebilen rahatsızlıkların başında geliyor. Hastalığın çoğunlukla belirti vermediğine dikkat çeken Liv Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ufuk Aydınlı, kemik tümörü hakkında merak edilenleri anlattı.

Sıklıkla 15 ve 25 yaş aralığında görülen kemik tümörlerinin; kontrolsüzce bölünen hücreler nedeniyle kendini kitle ya da şişlikle gösterdiğini kaydeden Liv Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ufuk Aydınlı, kötü huylu türünde erken teşhisinin tüm kanserlerde olduğu gibi hayati önem taşıdığını dile getirdi.

 Prof. Dr. Ufuk Aydınlı-Liv Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı

Prof. Dr. Ufuk Aydınlı-Liv Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı

“VÜCUDUNUZDAKİ DEĞİŞİKLİKLERE DİKKAT EDİN”
“Kişinin vücudunda gelişen değişiklikleri fark etmesi” ve “doktora başvurmasıyla” tedavide ilk adımın atılacağını ifade eden Aydınlı, ortopedik onkolojide hayat kalitesinin korunabilmesi adına erken teşhisin önemini vurguladı: “Özellikle ortopedik onkolojide hayat kalitesinin korunabilmesi ve yaşam süresinin devamlılığı açısından erken teşhis çok önemli. Kötü huylu kemik tümörlerinin erken tanı ve tedavisiyle hastalık ölümcül olmaktan çıkabiliyor. Dolayısıyla kişinin vücudunda gelişen değişiklikleri fark etmesi ve doktora başvurması tedavinin olumlu sonuçlanması için ilk adım oluyor. Sonraki önemli dönem de doğru teşhisin konulması için gerekli tetkiklerin yapıldığı zamandır. Bu süre tedavinin planlanması ve uygun uluslararası normlarda uygulanması hastanın yaşam süresi ve kalitesi için önem taşır. Bu nedenle vücudun verdiği uyarıları dinleyerek harekete geçmek hayat kurtarıyor.”

“GEÇMEYEN AĞRILAR HASTALIĞI DÜŞÜNDÜRÜYOR”
Daha önceden bilinen bir kanser öyküsünün (Meme, prostat, böbrek, tiroid, akciğer vb.) ve 20 yaşın altı veya 55 yaş üstü olunmasının riski artırdığına dikkat çeken Aydınlı, hastalıkta sıklıkla; “Açıklanamayan kilo kaybı”,”Devamlı lokal ve/veya yansıyan ağrı”,”Uykudan uyandıran gece ağrısı”,”İstirahat halinde ağrı”,”Hastanın kendini iyi hissetmemesi”,”Ateş”,”İdrar yapamama veya idrar kaçırma”,”Yeni gelişen kabızlık”,”Vücutta yeni oluşan şişlikler,”Vücutta var olan şişliklerin boyutunun artması”,”Yürümede aksama”,”Ani güçsüzlük ve yürüme zorluğu” ve “Kol ve bacaklarda aktiviteyle oluşan ağrının istirahatle ağrının geçmemesi” şikayetlerinin görüldüğünü belirtti.

“BİYOPSİ SONUCUNA GÖRE TEDAVİ PLANI OLUŞTURULUYOR”
Tedavi planının “genel vücut taraması” ve “tümörden alınan biyopsi” sonucuna göre belirlendiğinin altını çizen Aydınlı, “Çok özel bir durum yoksa biyopsi sonucu olmadan herhangi bir tedavi uygulanmıyor. Biyopsi sonucuna göre de onkoloji, radyasyon onkolojisi, hematolog, radyolog, nükleer tıp uzmanı, patolog ve gerekli uzmanların bulunduğu tümör konseylerinde tedavi planı oluşturuluyor. Konseyin kararına göre de önceliği cerrahi ya da kemoterapi, radyoterapi gibi müdahalelere başlanıyor. Cerrahi müdahalelerde kötü huylu tümörlerin yanında bazı iyi huylu ama agresif durumlardaki tümör temiz dokulardan çıkarılıyor.” dedi.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir