Connect with us

Dünya Gündemi

“KLİMALARIN HEM KESEMİZE HEM DE GEZEGENİMİZE MALİYETİ YÜKSEK”

Enerji üretilip tüketildikçe dünyanın ısındığının ve iklim değişiklikleri meydana geldiğinin altını çizen Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, “Dünyamız üçte ikisi su dolu kocaman eşsiz bir akvaryum. Bitki-hayvan-mikroorganizmalarla paylaştığımız güzelim gezegenimizi, akvaryumumuzun atmosferini ısıtamayız, ısıtmamalıyız.” dedi.

 

 

Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, 26 Haziran Dünya Soğutma Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada; binalardaki, endüstrideki ve tedarik zincirindeki iklimlendirme maliyetinde en büyük kalemin enerji bedeli olduğunu ve enerjinin “küresel sıcaklık artışına yol açan sera gazı oluşumunun da birincil sebepleri” arasında yer aldığını vurguladı.

“ENERJİ ÜRETİP TÜKETTİKÇE DÜNYA ISINIR, İKLİM DEĞİŞİR”
“Enerji üretip, tükettikçe dünyamız ısınır, iklim değişir. Son iki ayda yaşadığımız aşırı sıcak, sel, taşkın, hortum gibi olaylarla günlük ve endüstriyel yaşamımız olumsuz etkilenir. Dünyamız üçte ikisi su dolu kocaman eşsiz bir akvaryum. Bitki-hayvan-mikroorganizmalarla paylaştığımız güzelim gezegenimizi, akvaryumumuzun atmosferini ısıtamayız, ısıtmamalıyız.” diyen Prof. Dr. Karaosmanoğlu, ilk önce iklimlendirme sektörünün önemine işaret etti: “Soğuğun gücünün mekanlarımıza, endüstriye sağladığı konfor ve işlevsellik vazgeçilmezdir. Soluduğumuz iklimlendirilmiş hava evimizde, işimizde, hastanelerde bize sağlık ve hijyen sunarken, endüstriyel üretimlerde, ürün tedarik zinciri yönetiminde soğutma teknolojisi önemlidir. Sözün özü iklimlendirme mühimdir.”

Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu-SÜT-D Başkanı-İTÜ Öğretim Üyesi

“SOĞUTMA SEKTÖRÜ, KÜRESEL ISINMAYA VE İKLİM DEĞİŞİMİNE SEBEP OLMAMALI”
Soğuk zincirinin “yaşamdaki, gıda ve sağlık güvenliğindeki” yeri ile “gıda ile ilaç, aşı, kan, organ taşınması ve depolanmasındaki” konumuna da dikkat çeken Prof. Dr. Karaosmanoğlu, ancak “mekânları yaşanır kılan ve endüstriye bir çok avantaj sağlayan” soğutma sektörünün “gezegenimizde küresel ısınmaya ve iklim değişimine sebep olmaması gerektiğini” belirtti: “Soğutma teknolojisi kaynaklı sera gazı salımlarını azaltmak için iklimlendirme cihaz ve ekipmanların yaşam döngüsü boyunca, üretim-kullanım-ömrünü tamamlama-atık yönetimi aşamalarında çevre ve iklim değişimi etkileri, karbon ayak izi mümkün en az düzeyde olmalı.”

“DOĞAYLA UYUMLU VE İKLİM DEĞİŞİMİNE DİRENÇLİ ÜRÜNLER ARZ EDİLMELİ”
Prof. Dr. Karaosmanoğlu, açıklamasında şu görüşlere de yer verdi: “Isıtma-soğutma yükleri dikkate alınarak doğru teknik seçimlerle yapılacak yalıtımlı binalarda, cihaz ve ekipmanların teknik seçimi, enerji yönetimi, bakım ve onarımın doğru ve zamanında yapılması, ömrünü tamamladıktan sonra atık önceliklemesine göre yönetilmesi önemlidir. Soğutma sistemlerinde hijyen gereklilikleri de yerine getirilmelidir. Büyük bina ve tesislerde yerinde güneş, rüzgâr, biyokütle gibi yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimiyle birlikte elektrik-ısı-soğuk (trijenerasyon) üretimi teknik cazibesinin yanı sıra sağlık, çevre ve iklim dostu soğutma zinciri için topluma sunulmalıdır. Ülkemizdeki pazara doğayla uyumlu ve iklim değişimine dirençli ürünler arz edilmeli. Türkiye iklimlendirme sektörünün, hepimizin Dünya Soğutma Günü kutlu; soğutma enerjisi karbon ayak izimiz düşük, hepimizin akvaryumu dünyamız mutlu olsun.”

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir