Connect with us

Faruk Bangir

MALUMATFURUŞ…


Çocukluk dönemimizin akıllara kazınan fotoğrafıdır “Sus Hemşire” veya “Bayan Sus.” Peki, başında kepiyle gördüğümüz ve hemşire olduğunu düşündüğümüz kişi gerçek hayatında hemşire mi? Everest Dağı’na çıkış öyle bir denemede ve bir yılda olan bir süreç değildir. Zirveye sekiz denemeden sonra çıkılabildi. Florence Nightingale hastaların sadece yaralarını değil ruhlarını da iyileştirdi, pozitif enerji verdi. Sabrı, sevgisi ve hastalara sıcak davranması onun farkıydı. Ki yaptığı başarılı çalışmalar sonrası yaralı askerlerin ölüm oranında azalma görüldü.

 

Malumatfuruş, bilgiçlik taslayan anlamına gelen Osmanlıca bir kelime. Köşe yazarları bazen bilgiçlik taslamayı severler. Bu yazımda araştırdığım ve muhtemelen bildiğiniz konuları yazarak biraz malumatfuruşluk yapacağım.

Dilek Tunca, Ot Dergisi’ne verdiği röportajda mankenlik yaptığı dönemde çekilen ve ‘bayan sus” ya da ‘sus hemşire’ adıyla bilinen fotoğrafın hikayesini anlattı. 

BAYAN SUS!
Çocukluk dönemimizin akıllara kazınan, duvarlardan eksik olmayan fotoğrafıdır “Sus Hemşire” veya “Bayan Sus.” İlginç bir hikayesi var hastane, sağlık ocağı, dispanserlerde karşımıza çıkarak “sus” işareti yapan hemşirenin.

Peki başında kepiyle gördüğümüz ve hemşire olduğunu düşündüğümüz kişi gerçek hayatında hemşire mi? Hayır değil. Fotoğraftaki o kadın dönemin mankeni Dilek Tunca’dır. Ot Dergisi’nde kendisiyle yapılan bir röportaj vesilesiyle ekranlara çıkan Tunca olayın aslını anlatır.

Bir ilaç firması 1976 yılının yazında hastanelere bir “sus pankartı” yaptırmak ister.
“Bir tek hastanelere koyacağız, sus işareti yapın” denir ve “bayan sus” için ajansta bir sürü poz çekilir. Hemşire kıyafeti ise Haseki Hastanesi’nin başhemşiresinden ödünç alınır.
Ve sonrasında o fotoğraf kalıcı hale gelir ve birçok yerde karşımıza çıkar.

Everest Dağı’nın zirvesine ilk defa 28 Mayıs 1953’te Edmund Hillary ve Tenzing Norgay tırmandı. 

EVEREST DAĞI’NA İLK ÇIKANLAR…
8848 metreyle dünyanın en yüksek dağı olan Everest Dağı, dağcılar için cazibe merkezidir. Everest’in zirvesine çıkıldığında yıl 1953’tür. Everest Dağı’na çıkış ise öyle bir denemede ve bir yılda olan bir süreç değildir. Zirveye sekiz denemeden sonra çıkılabilmiştir. İlk defa 1921’de bu hayal için tırmanılır… Yolda kayıplar verilir ve amaca ulaşılamaz ama keşif özelliği taşır. İkinci deneme 1922’de yapılır. İklim şartları çok ağırdır. 7 üye kaybedilir ve geri dönülür. 1924, 1933, 1935, 1936 ve 1938’de de denemeler olur ama sonuç yine başarısızdır.

1951 ve 1952’deki denemelerde ancak 2.500 metresine kadar çıkılabilir. 1953’te Albay John Hunt’ın başkanlığındaki bir heyet yerlilerden Tenzing Norgay’ın kılavuzluğuyla yola koyulur. 28 Mayıs 1953’te Edmund Hillary ile Tenzing Norgay dağın güneydeki zirvesine erişir. Saat sabah 09.00’dur. İngiliz Hükümeti Edmund Hillary’e bu başarısından ötürü ‘Sir’ unvanını verir.

8848 metreyle dünyanın en yüksek dağı Everest, dağcılar için cazibe merkezidir.

FLORENCE NIGHTINGALE KİMDİR?
Ezberleri bozan bir hayat hikayesi… Zengin bir ailede doğup büyüyen bir kız ve ailesinin fakirlere mal ettiği işi seçen “Lambalı Kadın’ın” hikayesi…

Florence Nightingale

Ülkemizde ve günümüzde “Florence Nightingale” hastane isimleriyle bilinir. Hastanelere adını veren üniversitesi de bulunan bu güzel değeri ve insanı yakından tanıyalım…
1820 yılında İngiltere’de dünyaya geldiğinde kim bilebilirdi ki “modern hemşireliğin kurucusunun” doğduğunu…

Babası zengin ve İngiltere’de büyük arazilere sahipti. Ancak Florence Nightingale, gördüğü acı tabloları silmek adına ailesinin fakir mesleği olarak gördüğü hasta bakıcılığı tercih etti. Her ne kadar ailesi karşı çıksa da onu bu konuda kararlı kılan hastalara yapılan kötü muamelelerdi.

Ailesine göre hasta bakıcılığı pis ve aşağı bir meslekti. Fakir kızların işiydi. Ama o ideallerinin peşinden koştu ve hemşire oldu. Almanya’da hasta bakıcılığı üzerine incelemeler yaptı eğitimler aldı. 1853’te Londra’daki hasta kadınların bakımı kurumuna yönetici olarak getirildi. 1853-1856 yılları arasındaki Kırım Savaşı’nda İngiliz Ordusu’ndaki yaralı askerlere bakmak üzere gönüllü hemşire olarak İstanbul’a geldi…

KALDIĞI ODA MÜZEYE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Selimiye Kışlası, sürekli elinde lambayla gördükleri için hastaların “Lambalı Kadın” yakıştırmasını yaptığı yer oldu. Florence Nightingale hastaların sadece yaralarını değil ruhlarını da iyileştirdi, pozitif enerji verdi. Sabrı, sevgisi ve hastalara sıcak davranması onun farkıydı. Ki yaptığı başarılı çalışmalar sonrası yaralı askerlerin ölüm oranında azalma görüldüğü ortaya çıktı.

Florence Nightingale hastaların sadece yaralarını değil ruhlarını da iyileştirdi, pozitif enerji verdi. Sabrı, sevgisi ve hastalara sıcak davranması onun farkıydı.

Savaştan sonra kendini hemşireliğe adayan ve hemşirelik mesleğinin kurucusu sayılan Florence Nightingale, 1860’ta Londra’da (Halkın verdiği bağışlarla Nightingale Fonunu kurarak) bir hemşirelik okulu açtı. 1907 yılında İngiltere Liyakat Nişanı alan ilk kadın oldu. 13 Ağustos 1910’da hayatını kaybetti.

NOT: Selimiye Kışlası’nın kulelerinden biri, Florence Nightingale ve diğer hemşirelerin kaldığı oda günümüzde müzedir ve ziyarete açıktır.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir