Connect with us

Sağlık

KANSERİ YENMENİN YOLLARI…

Erken teşhisin hayat kurtardığı kanserde görüntüleme ve diğer tanı işlemlerinin tekniği sürekli gelişiyor. Uzmanlar kontrollerin çekinmeden ve zamanında yapılması konusunda uyarıyor. Cerrahideki gelişmeler de tedavinin başarısında rol oynuyor. Türkiye’de kadınlarda en fazla meme, tiroit ve bağırsak; erkeklerde de akciğer, prostat ve kolorektal kanserleri görülüyor.

 

 

Kanser türleri arasında akciğer, meme, bağırsak (kolorektal), prostat ve deri ilk 5’te yer alıyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Dünya Kanser Araştırma Fonu (WCRF) tarafından açıklanan 2018 verilerine göre dünya genelindeki kanser sayılarına ilişkin tablo bu yönde.

Türkiye’deyse kadınlarda en fazla meme, tiroit ve bağırsak; erkeklerde de akciğer, prostat ve kolorektal (kolon ve rektum) kanserleri görülüyor. Bağırsak kanseri her iki cinste de üçüncü sırada.

ERKEN TEŞHİS HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR…
Erken teşhis ve bunun gerçekleşebilmesi için uygulanan görüntüleme yöntemleri hemen hemen bütün kanser çeşitlerinde hayati öneme sahip. Bu yüzden hastalığın belirtilerinin en erken evrede görülebilmesi gerekiyor. Toplumda konuya dair farkındalık her geçen yıl artıyor.

Anadolu Sağlık Merkezi uzmanlarınca 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla yapılan bilgilendirmede; ölümcül hastalığın ortaya çıkma sebepleri, belirtileri ve nasıl tedavi edilebileceği hakkında kritik detaylar paylaşıldı.

Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Necdet Üskent

AKCİĞER KANSERİNDE GENETİK MUTASYON FAKTÖRÜ
Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Necdet Üskent, akciğer kanserine sadece sigara içenlerde rastlanmadığına, bu hastalığın bazı genetik mutasyonlarla sigarayı hayatlarından uzak tutanlarda da oluşabildiğine dikkati çekti.

Tedavilerde hedefe yönelik etkili ilaçlar ve immünoterapi kullanıldığını belirten Üskent, “Bugün Türkiye’de herkes sigarayı bıraksa, bunun akciğer kanserinin görülme sıklığına pozitif etkisini en erken 20 yıl sonra görebileceğiz. Yani ülkece bugün sigarayı bırakmamız, 10 yıl sonra bile akciğer kanserini en sık görülen kanser olarak o koltuktan indirmeye yetmiyor. Fakat buradan şunu anlamalıyız ki, sigara akciğer kanserinde oldukça etkili bir risk faktörü ve açık açık geleceğimizi çalıyor.” dedi.

KEMOTERAPİ MEME KANSERİNDE ÇOK ETKİLİ
En yüksek farkındalığın medyadaki sağlık programları ve ilgili derneklerin kamuya açık etkinlikleri sayesinde meme kanserinde olduğunu ve bu türün kemoterapiye ciddi boyutta pozitif cevap verdiğini söyleyen Üskent, yeni geliştirilen tedavi seçenekleriyle başarı oranlarının arttığını kaydetti.

HEDEFE YÖNELİK İLAÇ VE TEDAVİLER
Hedefe yönelik ilaç ve tedavilerle metastatik ileri evre meme kanseri vakıalarında bile daha iyi kontroller sağlanabildiğini vurgulayan Üskent, şunları anlattı: “İmmünoterapi de meme kanserinde daha çok uygulama alanı bulmaya başladı. Bu yöntemlerle organizmanın bağışıklık sisteminin kanser hücresini daha iyi tanıması ve kanser hücresini ortadan kaldırması hedefleniyor. Hormona duyarlı kanserlerde hormon tedavisinden sonra buna direnç gelişen hastalar da artık şanslı. Bu direnci kırmak için hücre döngüsüne etkili olan bazı moleküller artık hormon tedavileriyle birlikte verilebiliyor.”

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Murat Dede

JİNEKOLOJİK KANSERLERDE RAHİM İÇİ İLK SIRADA
Kadın Hastalıkları, Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Murat Dede ise jinekolojik kanser türlerine dair bilgiler aktardı. “Görülme sıklığı açısından ilk sırada rahim içi kanseri gelirken, onu sırayla yumurtalık kanseri ve rahim ağzı kanseri izliyor.” diyen Dede, Türkiye’ye özgü şu duruma işaret etti: “Rahim ağzı kanseri dünyada da en sık görülen kadın kanserlerinden biri. Ülkemizde sık görülmesinin temelinde; kadınların utanma, çekinme gibi nedenlerle taramalara gitmemeleri ve aşılanmamaları var.”

KADINLAR RAHİM AĞZI TARAMALARINI AKSATIYOR
Rahim ağzı kanseri için başvuran kadınların yüzde 50’den fazlasının son 5 yıl içinde taramalara gelmemesinden yakınan Dede, ardından “Aslında şanslı olduğumuz kanserlerden biri, çünkü muayene için kolay ulaşılabilir bir organ üzerinde ortaya çıkıyor. Görülme sıklığını ise, tarama programı ve HPV aşıları gibi korunmaya yönelik önlemlerle düşürmek mümkün.” ifadelerini dile getirdi.

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Özel

KOLONOSKOPİ ARTIK DAHA KONFORLU YAPILABİLİYOR
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Özel, “farkındalığın artmasının; tarama ve tetkik yöntemlerinin daha etkin kullanılmasının; pek çok kişinin kaçındığı kolonoskopinin daha konforlu yapılabilmesi sonucunda eskiye nazaran kolay kabullenilmesinin” görülme sıklığında üçüncü sıradaki bağırsak kanserinin erken evrede teşhisine imkân tanıdığının altını çizdi. Özel, “Endoskopik yöntemlerle tümörlerin tedavi edilebilmesi bağlamında da büyük gelişmeler yaşandığını” da sözlerine ekledi.

CERRAHİDEKİ GELİŞMELERİN TEDAVİDEKİ ROLÜ…
Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Kemal Raşa, cerrahi alandaki ilerlemelerin tedavideki başarıya yansıdığına işaret ederek, cerrahideki gelişmelere ilişkin ayrıntıları şöyle sıraladı: “2000’li yılların başından itibaren kolorektal kanserlerin tedavisinde minimal invaziv yöntemler kullanılmaya başlandı. Laparoskopik cerrahinin onkolojik sonuçlarının açık cerrahiden daha iyi olduğu görüldü. Yaşam kalitesi parametreleri açısından da daha iyi sonuçlar alındı. Bu iyi sonuçlar robotik cerrahinin kullanılmasını da cesaretlendirdi. Günümüzde hem kanser cerrahisi hem de hasta konforu açısından, özellikle de rektum kanserlerinde en iyi alternatifin robotik cerrahi olduğunu söyleyebiliriz.”

Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Kemal Raşa

PROSTAT KANSERİNİN BELİRTİLERİ
Üroloji Uzmanı ve Üroonkoloji Merkezi Direktörü Prof. Dr. Cemil Uygur,
40’lı yaşlardan itibaren prostat büyümesi sorunu yaşayan erkeklerin bunun kansere dönüşmesinden endişe ettiğini belirtti. Hastaların çoğunlukla “idrar akımının zayıflaması, sık sık tuvalete gitme isteği, tuvalette tam boşaltım yapamama, gece idrar sıkıştırmasıyla uykudan uyanma şikayetleriyle” doktora gittiğini ifade eden Uygur, açıklamasında şu bilgilere yer verdi: “Prostat kanserinde genel olarak geç dönemde ortaya çıkan şikayetler idrar sıklığında artış, idrar akımında zayıflama, idrar yapamama hali, kesik kesik idrar yapma, idrar yaparken ağrı-yanma hissi ve idrarda kan görülmesi şeklinde oluyor. Hastalığın prostat dışında kemiklere de yayılmış olması durumunda ise kemik ağrıları, özellikle de sırt bölgesinde, kalça, bacaklar ve kaburgalarda ortaya çıkabiliyor.”

Üroloji Uzmanı ve Üroonkoloji Merkezi Direktörü Prof. Dr. Cemil Uygur

ÖNCE ELLE MUAYENE VE PSA; ARDINDAN BİYOPSİ
Elle muayenesi ve kanda PSA incelemesindeki bulgularda bir risk belirlenirse prostattan biyopsiyle parça alındığını söyleyen Uygur, “klasik biyopsi yönteminden farklı olarak günümüzde, gelişmiş MR görüntülerini gerçek zamanlı ultrason görüntüleriyle birleştiren MR-TRUS Füzyon yönteminin” tekrarlayan biyopsileri ortadan kaldırdığını kaydetti ve açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bu yöntemle, prostatın üç boyutlu haritası çıkarılıyor ve robot yardımıyla biyopsi iğnesi doğrudan kanser şüphesi olan odaklara yönlendiriliyor. Cerrahi tedavide özellikle, geleceğin cerrahisi olarak adlandırılan robotik cerrahi yöntemiyle 12 kat büyütülen ve üç boyutlu sağlanan görüntü, birçok yönde hareket edebilen mikro aletlerle yapılıyor. Dolayısıyla yüksek çözünürlüklü ve 7 derece hareket edebilen enstrümanlar yardımıyla robotik prostatektomide kanserli prostat dokusu daha net görülüp temizlenebiliyor.”

Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Coşkun Acay

SON 20 YILDA BİR ÖNCEKİ YILA GÖRE YÜZDE 4 ARTIŞ
Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Coşkun Acay, deri kanserinde vakıa sayınının “son 20 yılda her yıl bir önceki yıla kıyasla yüzde 4 artması” gibi bir istatistikle karşı karşıya bulunulduğuna dikkat çekti. Acay, “Farkındalığın ve erken tanı yöntemlerinin artmasıyla daha fazla hasta tanısının, ozon tabakasının incelmesinin, güneş altında veya tenin bronzlaşması amacıyla ultraviyole ışınlarına maruz kalınmasının ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olan kronik böbrek yetmezliği ile AIDS gibi hastalıklardaki artışların” bunda rol oynadığını dile getirdi.

İYİLEŞMEYEN CİLT LEZYONLARI VE DEĞİŞEN BENLERE DİKKAT
“Tüm kanser türlerindeki gibi deri kanserlerinin tedavisinde de başarının erken tanıya bağlı” olduğunu vurgulayan Acay, şunları tavsiye etti: “Bu noktada kişilerin vücudunu iyi bir şekilde gözlemlemeleri ve belirli aralıklarla hekim muayenesi oldukça önemli. Genel olarak altı ay içinde iyileşmeyen bir cilt lezyonu ortaya çıkması ya da mevcut bir benin değişmeye başlaması durumunda mutlaka hekiminize başvurmayı ihmal etmeyin.

DERİ KANSERİNDE TEDAVİ YÖNTEMLRİ…
Acay, tedaviye ilişkin şu bilgileri aktardı: “Deri kanserlerinin büyük bir kısmı plastik cerrahlar ya da dermatologlar tarafından cerrahi yöntemlerle çıkarılarak tedavi ediliyor. Günümüzde ayrıca; kriyoterapi (dondurarak tedavi), elektrodiseksiyon (koter ile yakarak tedavi), radyoterapi, topikal kemoterapi, sistemik kemoterapi ve immünoterapi gibi tedaviler de kullanılıyor.”

KANSER RİSKİNİ AZALTAN 11 TAVSİYE

Sağlıklı kiloda kalın.
Düzenli egzersiz yapın.
Sağlıklı beslenin.
İşlenmiş ve hazır gıdalardan uzak durun.
Kırmızı ve işlenmiş et tüketiminizi sınırlandırın.
Şekerli ya da tatlandırıcılı içecek tüketiminizi sınırlandırın.
Mümkünse çocuğunuzu emzirin.
Daima doktorunuzun tavsiyelerine uyun.
Tütün ürünleri kullanmayın.
Güneşte çok uzun süre kalmayın.
Düzenli uyuyun.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir