Çin’deki koronavirüs salgınıyla ilgili ortaya atılan yüzde 2’lik ölüm oranı sezgisel ya da yüzeysel bir hesaplamayla; şu ana kadarki bu virüs sebepli 636 ölümün 31 bin 161 vakıa sayısına bölünmesiyle elde edildi. Unutulmamalı ki, koronavirüs sebepli ölümler zamana yayılabilmekte ve vakıa sayısı hızla artmakta. Öte yandan ölen herhangi bir kişi hakkındaki raporun gecikmesi ölüm oranının göz ardı edilmesine yol açabilir. SARS ve Ebola salgınlarına dair ölüm oranı hesaplamalarında da bunun örnekleri yaşanmıştı.
Çin’de ortaya çıkan koronavirüs salgınının, “gripten daha az ölümcül, en azından ondan daha kötü değil veya soğuk algınlığına benzer” ifadelerle SARS’tan çok daha az şiddetli olduğunu söyleyenler var.
Bu arada birçok haber kuruluşu, koronavirüs sebepli ölüm oranının yaklaşık yüzde 2 olduğunu, SARS veya MERS’tekinin hayli gerisinde seyrettiğini duyuruyor.
KESİN ORAN VERMEK İÇİN HENÜZ ERKEN
Bu görüşü ortaya atanların ve bu yönde haber yayınlayan medya kuruluşlarının ifade ettikleri doğru da olabilir, tamamen yanılıyor da olabilirler. Şunun altını çizmeliyiz; Çin’de beliren koronavirüsünün ne kadar ölümcül olduğunu kesin olarak söylemek için henüz çok erken.
SARS’TA YÜZDE 3 DENİLMİŞTİ; 9,6’YA YÜKSELDİ
Tarihin rehberliğiyle olaya bakıldığında; 2003’teki SARS salgını sırasında haber merkezleri ve hatta Dünya Sağlık Örgütü (WHO-DSÖ) ölüm oranının başlangıçta sadece yüzde 3 olduğunu belirtmişti. Zaman ilerlediğinde yüzde 9,6’lık bir orandan söz edilmişti.
Arthur Reingold-Berkeley Üniversitesi Epidemiyoloji ve Biyoistatistik Bölüm Başkanı
GERÇEĞİ DİKKATLİ ÇALIŞMALAR ORTAYA ÇIKARACAK
Kaliforniya’daki Berkeley Üniversitesi Epidemiyoloji ve Biyoistatistik Bölüm Başkanı Arthur Reingold, “Gerçek şu ki, önümüzdeki aylarda, iyi vaka tespit veya laboratuvar testi ile yüzde 2’nin doğru, çok düşük veya çok yüksek olup olmadığını söylemek için dikkatli çalışmalar yapılacaktır.” dedi.
DSÖ’nün sağlık acil durumları programının genel müdürü Michael Ryan da 29 Ocak’taki basın toplantısında şu cümleyi dile getirmişti: “Genel ölüm oranının ne olacağına dair kesin açıklamalar yapmak için henüz çok erken.”
BİRÇOK KARMAŞIK FAKTÖR SÖZ KONUSU…
Bir hastalığın ölümcüllüğünü tanımlamanın birçok farklı yolu var. Salgınlar sırasındaki ölüm risklerine ilişkin önyargılara sebep olabilecek birçok karmaşık faktör söz konusu. Örneğin, hastane ölüm riskinden (HFR); yani sadece izolasyon amacıyla hastaneye yatırılanlar hariç, tıbbi ihtiyaç için orada bulunan vakalar arasındaki riskten söz edilebilir. Semptomatik vaka ölüm riski (SCFR) de başka bir örnek. Ayrıca belirli bir popülasyondaki herhangi birinin bulaşıcı hastalıktan ölme olasılığı hakkında fikir veren nüfus ölüm oranı (PFR) da tıp literatüründedir. Dolayısıyla bu ayrımları iyi yapmak önemlidir. Çünkü her biri farklı bir soruyu cevaplar.
Benjamin Cowling-Hong Kong Üniversitesi Epidemiyoloji ve Biyoistatistik Bölüm Başkanı
“HASTANE ÖLÜM ORANI HAFİFE ALINIYOR”
Uzmanlar Çin’de başlayan ve dünyaya yayılan koronavirüs salgınına ilişkin hem yetersiz hem de aşırı tahminlerin paylaşıldığını vurguluyor. Hong Kong Üniversitesi Epidemiyoloji ve Biyoistatistik Bölüm Başkanı Benjamin Cowling, “Hastane ölüm oranının hafife alındığını düşünüyoruz, çünkü birçok vaka hala hastanede ve henüz çözülmedi. Bunun, hastaneye yatırılan SARS ve MERS vakalarının ciddiyetine benzer yüzde 10 ila 30 aralığında olabileceğini düşünüyoruz. Birçok hafif vaka test edilmediği ve laboratuvar tarafından doğrulanmadığı için SCFR’nin fazla tahmin edildiğini düşünüyoruz. SCFR hakkında henüz iyi bilgimiz yok. Kesinlikle yüzde 2’den daha düşük olacak. ” diye konuştu.
MEVCUT HESAPLAMALAR SEZGİSEL VE YÜZEYSEL
Koronavirüs salgınıyla ilgili ortaya atılan yüzde 2’lik ölüm oranı sezgisel ya da yüzeysel bir hesaplamayla; şu ana kadarki bu virüs sebepli 636 ölümün 31 bin 161 vakıa sayısına bölünmesiyle elde edildi. Unutulmamalı ki, koronavirüs sebepli ölümler zamana yayılabilmekte ve vakıa sayısı hızla artmakta. Öte yandan, ölen herhangi bir kişi hakkındaki raporun gecikmesi ölüm oranının göz ardı edilmesine yol açabilir. SARS ve Ebola salgınlarına dair ölüm oranı hesaplamalarında da bunun örnekleri yaşanmıştı.
BU SORULAR CEVAPLANMADAN SONUCA VARMAK İMKANSIZ
Sonuç olarak, resmi ölüm sayısını sadece teyit edilen toplam vakalara bölmek gerçeği yansıtmayabilir. Hangi vakalar teşhis ediliyor? Hastalığın hafif seyrettiği vakalar eksik mi sayılıyor? Böylece toplam sayımda orantısız sayıda ciddi vaka var mı? Tanı ve ölüm arasında ortalama ne kadar zaman geçiyor? Ölümlerin rapor edilmesinde bir gecikme var mı? Bu soruları cevaplamak için yeterli bilgi oluncaya kadar, Çin’deki koronavirüsünün ölümcüllüğünü sonuçlandırmak tehlikelidir.