Connect with us

Faruk Bangir

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!

Bugün, dünya savaş tarihinin en önemli kahramanlık hikâyelerinden birinin yazıldığı Çanakkale Zaferi’nin 107’inci yıldönümü. Düşman devletlerine “Çanakkale geçilmez!” dedirten kahramanları minnet duygusu  ve Allah’tan rahmet dileğiyle yad ediyoruz.

 

18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi, tarihimizdeki en önemli kahramanlık destanlarından biridir. Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan ve bütün dünyanın hayretle izlediği, Çanakkale Savaşı; “cesaretin, azmin, inancın, vatan sevgisinin ve fedakârlığın” en büyük ve en hakiki boyutta vücut bulmuş örneğidir.

BOĞAZ’I RAHATLIKLA GEÇECEKLERİNİ SANIYORLARDI…
Çanakkale’de gerçekleşen savaşların Birinci Dünya Savaşı içerisinde çok ayrı bir yeri vardır. İngilizlerin başını çektiği İtilaf Devletleri, “Batı Cephesi’nde kilitlenen savaşı açmak, zor durumda olan Ruslara yardım etmek ve Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakmak için” Çanakkale Boğazı’nı geçerek İstanbul’a ulaşmak istiyorlardı. Osmanlı askerini o kadar küçümsemişlerdi ki bir kara harekâtına gerek kalmadan çelikten oluşan kocaman donanmalarıyla Boğaz’ı çok rahatlıkla geçeceklerini sanıyorlardı.

MEHMETÇİĞİN KAHRAMANLIĞINI UNUTMUŞLARDI…
Ancak unuttukları bir şey vardı. “Her ne kadar yeterli miktarda silah ve cephanesi olmasa da” Mehmetçiğin vatanını koruma arzusu, onu “gözü kara bir kahramana” dönüştürmüştü. Müttefikler, kısa bir süre sonra bütün askerlerimizin cesedini çiğnemeden Boğaz’ı geçemeyeceklerini anladılar. Ama bu da hiç kolay olmayacaktı. Zira karşılarında Seyit Onbaşılar, Kınalı Hasanlar, Cevat Paşalar ve Mustafa Kemaller vardı.

Çanakkale Zaferi’nin kahramanlarından Seyit Onbaşı.

DESTANIN SİMGESİ SEYİT ONBAŞI…
Seyit Onbaşı, Çanakkale Destanı’nın başkahramanlarındandır. Mecidiye Tabyası’nda topçu yardımcısı olan Seyit Onbaşı, 18 Mart günü adeta kıyameti yaşadı. Düşman atışıyla isabet alan bütün toplar parçalandı. Mecidiye Tabyası yerle bir oldu. Arkadaşlarının çoğu şehit düştü. Arkadaşı Ali ile yalnız kalan Seyit Onbaşı tek bir sağlam top kaldığını gördü. Topa mermi taşıyan vinç de harap olmuştu. Denize göz attığında düşman gemilerinden birinin hızla ilerlediğini gördü. Bir şeyler yapmalıydı, ama nasıl? Arkadaşına “Mermileri topa koyalım” dedi. Besmeleyle sırtladığı 215 okka (275 kg) ağırlığındaki mermiyi topa sürdü. İlk atışı yaptı. Mermi düşman gemisi Ocean’a isabet ederek dümene hasar verdi. Kontrolden çıkan gemi sürüklenmeye başladı. Bir patlamayla yan yatarak batmaya başladı. Mucizevi bir güçle 275 kg. ağırlığındaki topu kaldıran Seyit Onbaşı, savaşın kaderini değiştiren kahramanlardan biri olarak tarihe geçti.

SAVAŞIN SEYRİNİ DEĞİŞTİREN NUSRET MAYIN GEMİSİ…
Çanakkale Zaferi’nin en büyük aktörlerinden biri kuşkusuz Nusret Mayın Gemisi’dir. 7 Mart gecesi Karanlık Liman’la Seddülbahir arasında mayın döşeme göreviyle yola çıktı. Görevi çok zor ve tehlikeliydi. Düşman gemilerinin cirit attığı denize mayın yerleştirecekti. Gece karanlığında bütün ışıklarını söndürdü. Sessiz sedasız mayınları döşemeye koyuldu. 26 mayını döşeme görevini başarıyla tamamladı. Bu tehlikeli görevin bir de dönüşü vardı ve hayli tehlikeliydi.

Nusret Mayın Gemisi, Çanakkale Savaşı’nın seyrini değiştirdi.

Dönüş yolundayken denizi projektörleriyle tarayan bir geminin yaklaştığını fark ettiler. Bütün ışıkları kapatılmış halde ilerleyen Nusret Mayın Gemisi’nin fazla şansı yoktu. Kısa bir süre sonra ışıklara yakalanacak, kaçışı mümkün olmayacaktı. Tam o sırada karadaki Anadolu Feneri’nden gelen ışık düşman gemisini aydınlattı. Düşman gemisi bu ışıktan kurtulmaya çalışırken Nusret’i göremedi. Bu sırada Nusret Mayın Gemisi’nde büyük bir heyecan yaşandı. Geminin kaptanı Hakkı Bey, kalp hastasıydı. Kalbi heyecan yükünü taşıyamayınca şehit oldu.

Kınalı Hasan.

KINALI HASAN…
Savaş sırasında bir gün Yüzbaşı Sırrı Bey, cepheye sevk edilen erleri teftiş ediyormuş. Erlerden birinin saçlarına kına yaktığını görmüş. Merak edip sormuş.
-“Oğlum senin saçların neden kınalı?”
-“Anam kınaladı komutanım.”
-“Peki neden?”
-“Bilmiyorum komutanım.”
Bu konuşmadan sonra herkes Hasan ile dalga geçmeye başlar. Kınalı Hasan aşağı, Kınalı Hasan yukarı… Bu duruma dayanamayan Hasan, annesine bir mektup yazar. Saçındaki kınanın sebebini sorar. Gelen mektupta şöyle denilmektedir: “Komutanına söyle bizim köyde 3 şeye kına yakarlar. Gelinlik kıza, kocasına ve çocuklarına kurban olsun diye. Kurbanlık koyuna, Allah’a kurban olsun diye. Askere giden yiğide, vatana kurban olsun diye.”

Mustafa Kemal Atatürk, askeri dehası, motivasyon gücü ve taktikleriyle Çanakkale Savaşı’nda çok önemli bir görevi ve misyonu icra etti.

MUSTFA KEMAL’İ KURTARAN SAAT…
Mustafa Kemal Paşa’nın göğsüne, ateş hattı üzerindeki bir tepeden Çanakkale Savaşı’nın gidişatını izlerken bir nesne çarpar. Bunu fark eden etrafındakiler telaşlanır. Bir şarapnel parçası Paşa’nın göğsünün sağ tarafına isabet etmiştir. Neyse ki o parça göğüs cebindeki saate denk gelmiş ve Paşa olaydan hafif bir kızarıklıkla kurtulmuştur.

DUR YOLCU!
Çanakkale’yi geçilmez kılan tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla anıyorum.
Sizlere Necmettin Halil Onan’ın eşsiz dizeleriyle baş başa bırakıyorum:
Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir!.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir