Connect with us

Araştırma ve Raporlar

“TARIMDA YÜZÜMÜZÜ KIRSALA DÖNMELİYİZ”

MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, hazırladıkları “Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılında Kırsal Kalkınma ve Tarımın Geleceği Raporu” hakkında bilgilendirme yaparken “Dünyada katma değerli ürün üretimi konusunda ciddi bir rekabet yaşanıyor. Tarım sektöründe de teknolojinin gücüyle ilerlemeli, yeni projelere imza atarken kırsal dönüşüm anlayışı ile hareket etmeliyiz. Bu nedenle, yüzümüzü kırsala dönmeliyiz” dedi.

 

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Kırsal Kalkınma Komitesi’nin öncülüğünde alanında uzman akademisyenlerin desteğiyle hazırlanan ve tarım sektörünün nabzını tutan Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılında Kırsal Kalkınma ve Tarımın Geleceği Raporu’nda “sektörün geleceğini şekillendirecek öngörülere” yer verildi ve “Türkiye’nin tarımsal üretimde sahip olduğu fırsatlara” işaret edildi.

Tarım ekosistemindeki tohumculuk, bitkisel üretim, hayvancılık, balıkçılık ve benzeri birçok başlık içeren içeren raporda, “ıslah çalışmaları ve tarımda mekanizasyon” gibi teknik alanlar da mercek altına alındı. Nitelikli göç, kırsal kalkınma, Avrupa Birliği ve Yeşil Mutabakat konularına değinildi. Geleceğe yönelik öneri ve stratejiler; sektör paydaşlarını kapsayıcı bir anlayışla ortaya konuldu.

“2040’TA NÜFUSUMUZ 110 MİLYONA ULAŞACAK”
MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, raporun tanıtım toplantısında tarımsal üretimde bir ülkenin kendine yetebilmesinin önemini vurguladı. Son dönemlerde gözlenen “kırsalda üretim zihniyetinden uzaklaşma” durumundan sıyrılarak “verimliliği artırıcı projelere odaklanılması” gerektiğini belirten Kaan, “Türkiye nüfusunun 2040 yılında 110 milyona ulaşması bekleniyor. Bu nüfusu baz alarak tarımsal üretim ve hayvancılık yapılacak bölgeleri tek tek ele alıyoruz” dedi.

Abdurrahman Kaan- MÜSİAD Genel Başkanı

“ANADOLU’DA 7 BİN ÇEŞİT TOHUM VAR”
Kırsal kalkınmada gıda, tarım, hayvancılık ve orman ürünlerinin belirleyici rolüne dikkat çeken Kaan, şunları söyledi: “Anadolu’nun bereketli topraklarında 7 bin çeşit tohum bulunuyor. Bu zenginliği, gelecek nesillere aktarabilmek ise hayati bir önem taşıyor. Dünyada katma değerli ürün üretimi konusunda ciddi bir rekabet yaşanıyor. Tarım sektöründe de teknolojinin gücüyle ilerlemeli, yeni projelere imza atarken kırsal dönüşüm anlayışı ile hareket etmeliyiz. Bu nedenle, yüzümüzü kırsala dönmeliyiz.”

“2020 TARIM İHRACATI 24,4 MİLYAR DOLAR”
“Türkiye ihracatının yüzde 30’unu tarım odaklı sanayiciler gerçekleştiriyor. Türkiye’ye net döviz kazandıran yani ticaret açığı vermeyen sektörler, sadece tarım ve tarıma dayalı sanayi kategorisinde yer alıyor” diyen Kaan, şu istatistiki bilgileri paylaştı: “2018 yılında 22.7 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen tarım ihracatı, 2019’da 23.4 milyar dolara, 2020’de 24.4 milyar dolara, 2021’in Ocak-Temmuz döneminde ise 15.6 milyar dolara ulaştı. Türkiye, 16.4 milyar dolar düzeyinde bitkisel ürün ihracatına sahip. Ağaç ve orman ürünleri ihracatı ise 5.6 milyar dolar ile bitkisel ürün grubunu takip ediyor. Hayvansal ürün ihracatı ise 2.5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.”

“ÜRETİM PLANLAMASI, EN KRİTİK MESELELERDEN BİRİ”
Tarımsal kapasitenin genişlemesi ile sektöre dair teknolojinin kurumsallaştırılması arasındaki ilişkinin altını çizen Kaan, şöyle konuştu: “Bu amaçla teknoloji transfer ofisleri ve teknoparklar desteklenmelidir.Tarımda en kritik meselelerden biri de üretim planlamasını doğru yapmaktır. Bölge şartlarını iyi değerlendirerek her bölgenin iklim ve toprak yapısına uygun ve mümkünse katma değeri yüksek üretimlerin birkaç yıl evvelden planlamasını yapmak bize hem ihracat avantajı kazandıracak hem de toprak ve zaman kaybını engelleyecektir.

“BÜYÜK ÇİFTLİKLER SİSTEMİNE GEÇİLMELİ”
Türkiye aile çiftliklerinin en fazla görüldüğü ülkelerden biridir. Bu çiftliklerin sürdürülebilirliğini sağlamak için gerekli destekleme politikalarını sağlamak tarımda devamlılığı ve nesil aktarımını kolaylaştıracaktır. Sadece aile çiftlikleri değil, gerekirse küçük çaplı toprakların toplulaştırılmasıyla, büyük çiftlikler sistemine geçilmesi ve ölçek avantajının tarımsal üretimde de sağlanması Türkiye’nin hala en önemli sorunlarından biridir.

“HİBE VE TEŞİKLERİN TAKİBİ YAPILMALI”
Her zaman dile getirdiğim bir hususu tekrarlamak isterim: devletin verdiği hibe ve teşviklerin tarımsal üretimde de takibinin yapılması ve teşvik verimliliği kavramının bir üretim-yatırım-ticaret senkronizasyonu bileşeni olarak algılanması ve kabul edilmesi artık elzemdir.

“TARIMSAL KAYNAKLARIN İSRAFI VE KİRLENMESİ ÖNLENMELİ”
Düşük karbonlu üretim de denilen, yeşil ekonomi modelinde tarımsal kaynakların israfının ya da kirlenmesinin önlenmesi, sanayi üretiminin tarımsal üretimi sekteye vuracak şekilde arazi yapılarına saygılı olarak inşaa edilmesi ve bunun için gerekli altyapıların yani doğaya saygılı OSB’lerin yapılması esastır.

DOĞAYA SAYGILI ORTA ÖLÇEKLİ SANAYİ SİTELERİ…
Bizler MÜSİAD olarak KOBİ kuluçka Merkezleri adını verdiğimiz ve enerjisinden atık yönetimine kadar doğaya saygılı orta ölçekli sanayi siteleri (OÖSS) projemizin ilk prototipini tamamlamış bulunmaktayız. Bu model, diğer tüm OÖSS için bir standart olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından kabul görmüştür.

ŞEHİR ORTAMLARINDA BİLE TARIMSAL ÜRETİM…
Sadece toplu tarım değil, hassas tarım ve hatta topraksız tarım uygulamalarında da son yirmi yılda dünyadaki gelişmeler takip edilmeli ve şehir ortamlarında bile tarımsal üretim yapılacak alanların kapalı ya da açık inşası yapılmalıdır. Hatta şehir yaşamının bir parçası olarak evde ya da ev önü ortamlarda dar alanlarda tarımsal çalışmaların yapılabileceği kitlerin üretimi yapılmalıdır. Böylece şehir halkı hem tüketmeden önce üretim bilincine, hem de tarımsal üretimin ne kadar verimli ve zevkli bir iş olduğuna ikna edilebilir.”

“Hayati önemdeki tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin küresel güç odaklarının ve çok uluslu firmaların merkezkaçında devam ettiği” gerçeğine işaret eden Kaan, “Onların üretime bu denli müdahil olmaları hem gıda kalitesini düşürerek karlılık karşısında maalesef yeni yüzyılın hastalıklarını tetiklemekte, hem de en önemlisi evlatlarımızın sağlığı ile oynamaktadır. Bu nedenle kendi sofrasına geleni bizzat kendisi üretemeyen ülke kaybetmeye mahkûmdur.” ifadeleriyle uyardı.

Abdullah Eriş- MÜSİAD Kırsal Kalkınma Komitesi Başkanı

“2050’DE YÜZDE 70 DAHA FAZLA GIDA ÜRETİMİNE İHTİYAÇ DUYULACAK”
MÜSİAD Kırsal Kalkınma Komitesi Başkanı Abdullah Eriş ise Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılında Kırsal Kalkınma ve Tarımın Geleceği Raporu’nda “geleceğe yönelik inovatif ve teknolojik gelişmelerin” aktarıldığını ve “tarım sektöründe öne çıkan dijital dönüşüm, akıllı tarım, dikey tarım gibi kavramlara yönelik yatırım sürecinin hızlandırılması gerektiğinin” ortaya konulduğunu belirtti.

Eriş; Birleşmiş Milletler’in (BM) dünya nüfusunun 2050 yılında yüzde 40 artarak 9 milyara ulaşacağını öngördüğünü ve dolayısıyla “talebin karşılanabilmesi için yüzde 70 daha fazla gıda üretimine ihtiyaç duyulacağını” kaydetti.

ŞEHİRDEKİ İMKANLARLA KIRSALDAKİ DOĞAL YAŞAMI BİR ARAYA GETİREN EKOSİSTEM…
“Türkiye; önümüzdeki yıllarda doğal ve akıllı yaşam projeleriyle, kendi kendine yetebilen, üreten ve topraklarından en yüksek verimi alarak dünyanın sayılı üretim değerlerine sahip ülkelerinden biri olacak” görüşünü dile getiren Eriş, “Tarımda inovatif gelişmelerin, tarımsal meteoroloji, erken uyarı sistemi, sulama ve gübreleme otomasyonları, akıllı gübre yönetimi, hassas ilaçlama, izlenebilirlik yazılımları gibi tarımsal modernizasyon uygulamalarıyla çevre, teknoloji ve inovatif ilkelerin Akıllı Tarım Kentler’de uygulanmasını planlıyoruz. ‘Yüksek Refah ve Yaşam Ekosistemi’ çerçevesinde ise şehirde bulunan imkânlarla, kırsalda bulunan doğal yaşamı bir araya getiren bir ekosistem hedefliyoruz” dedi.

MÜSİAD’ın hazırladığı KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞİ RAPORU’na:http://www.tarimingelecegi.com adresi üzerinden ulaşabiliyor.

(Soldan sağa: Abdullah Eriş-MÜSİAD Kırsal Kalkınma Komitesi Başkanı ve Abdurrahman Kaan-MÜSİAD Genel Başkanı) Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Kırsal Kalkınma Komitesi’nin öncülüğünde alanında uzman akademisyenlerin desteğiyle hazırlanan ve tarım sektörünün nabzını tutan Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılında Kırsal Kalkınma ve Tarımın Geleceği Raporu’nda “tarım sektörünün geleceğine yön verecek öngörülere” yer verildi ve “Türkiye’nin tarımsal üretimde sahip olduğu fırsatlara” işaret edildi.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir