FARUK BANGİR YAZDI: AŞKIN EN DELİ HALİ…

12 Mart 1992 tarihinde 57 yaşındayken Kızyakup Mahallesi’ndeki kulübesinde ölü bulunan ve cenazesine 3 binden fazla Bursalı katılan Deli Ayten’in (Ayten Şenaşık) şimdilerde park olan yaşadığı yere 2009 yılında heykeli dikilir. Geride bıraktığı aşk hikayesinden tiyatro oyunları yazılır ve belgeseli çekilir.

Yaşadığı yere heykeli dikilen Deli Ayten, Bursa’nın efsaneleşmiş karakterlerinden biridir. Sokak sokak dolaşması, Kapalıçarşı esnafıyla diyalogları, kızdığında attığı taşları ama en çok da çantaları, davulu ve cümbüşüyle bilinir. Bilinir ama hikâyesini anlatan azdır.

Yaz gelince çoğu Bursalı yazlık yerlere gittiğinden çarşı-pazar sakinleşir, sokaklara sessizlik çökermiş. Bu sessiz günlerde esnaf çarşı başında davul sesini duyduğunda hemen anlarmış Deli Ayten’in geldiğini. Ayten davulunu tokmaklayarak Kapalıçarşı’yı geçer, cümbüşünü çalarak geri dönermiş.

57 yaşında vefat eden Deli Ayten’in cenaze merasimine 3 binden fazla Bursalı katılır. Şimdilerde park olan yaşadığı yere 2009 yılında heykeli dikilir.

SOLUKLANDIĞI DÜKKÂNA ÇOK MÜŞTERİ GELİRMİŞ…
Esnafın şahit odluğuna göre Ayten’in soluklanmak için önünde durduğu dükkâna o gün çok müşteri gelirmiş. Bu yüzden Ayten’i dükkânına çekmek için esnaf bin bir türlü şaklabanlık yaparmış. Ayten bunlara pas vermez, bazen de sinirlenip “Kız Yakup gibi kıvırıp duruyorsunuz, hoppalık yapıyorsunuz” diyerek azarlarmış onları.

BURSALILAR İÇİN DELİLERİN KRALİÇESİDİR
Deli Ayten Bursa sokaklarında yürüdüğünde tüm insanlar onu karşılamak için sokaklara çıkar, mahalleden alkışlanarak uğurlanır. Peşinden çocuklar hiç ayrılmaz. O, Bursalılar için delilerin kraliçesidir.

HİKAYESİ BİR AŞKA DAYANIR…
Peki, kimdir bu Deli Ayten? Neden bu hallere düşmüştür? Asıl adı Ayten Şenaşık’tır. Hakkında çok çeşitli rivayetler vardır. Bazıları onun için çok zengin İstanbullu bir ailenin kızıyken, rahatsızlanıp Bursa’ya geldiğini söyler, bazıları Selanik’ten göçen bir ailenin çocuğu olduğunu ve anne babasını bir yangında kaybettikten sonra bu hale geldiğini. Ama asıl hikâye bir aşka dayanıyor. Ayten’in büyük aşkına.

17 YAŞINDA BİR ADAMA GÖNLÜNÜ KAPTIRIR…
Hikaye Bursa’nın Kızyakup Mahallesi’nde başlıyor. Ayten henüz 16-17 yaşında gönlünü kaptırıyor bir adama. O adam kendisinden 5 yaş büyük Cümbüş Hasan’dır (Bayındıroğlu). O da sever Ayten’i. Ancak Ayten’in annesi küçüklüğünden beri ateşli hastalıklar geçiren kızları için “Bu kız zaten garip, bir de bu alkoliğe varırsa nice olur hali” diye düşünür ve Cümbüş Hasan’la evlenmesine izin vermez.

Deli Ayten’in geride bıraktığı aşk hikayesinden tiyatro oyunları yazılır ve belgeseli çekilir.

SEVDİĞİNE 6 YIL SONRA KAVUŞUR AMA…
Sevdiği adama kavuşamayan Ayten yemelerden içmelerden kesilir; uyku uyumaz olur. Ayten’in durumunu görenler “aşktandır’ , kara sevda çekiyor” kız der. Doktorlar ‘sevdiği adama kavuşursa belki düzelir’ deyince ailesi 6 yılın sonra izin verir bu kavuşmaya. Ayten ve Cümbüş Hasan sonunda evlenirler ancak Ayten’de buna rağmen bir türlü düzelme görülmez. Sevda da iyi gelmez yanmış yüreğine.

HASAN, AYTEN’İN HALLERİNE DAYANAMAZ…
Çantalar hediye eder Hasan Ayten’e, rujlar alır güzel gözüksün diye. Cümbüş Hasan bir yandan yoksulluk, bir yandan alkol, bir yandan da Ayten’in bu hallerine dayanamaz. Bir buçuk yıllık evlilerken bir sabah terk eder evi ve artık gelmez. Bundan kısa bir süre sonra meyhane masasında hayatını kaybeder. Kara haber Ayten’e tez ulaşır. İşte o an başlar bir deli aşk hikâyesi.

AVARE AVARE DOLAŞIP HASAN’I ARAR
Ayten alır Hasan’dan kalan cümbüşü eline, asar davulu boynuna, avare avare dolaşıp Hasan’ını arar. Kimileri avare der ona, kimileri deli. Kızdırılmadığı zaman kimseye zarar vermez, kendi halinde dolaşır. Esnaftan para toplar, mahallesindeki fakirlere dağıtır. Ömrünü böyle sürdürüp gider.

CENAZESİNE 3 BİNDEN FAZLA BURSALI KATILIR
Deli Ayten çarşıya gelip gitmez olunca nerede diye araştırılır. 12 Mart 1992 tarihinde Kızyakup Mahallesi’ndeki kulübesinde ölü bulunur. 57 yaşında vefat eden Ayten’in cenaze merasimine 3 binden fazla Bursalı katılır. 2009 yılında şimdilerde park olan yaşadığı yere heykeli dikilir. Geride bıraktığı aşk hikayesinden tiyatro oyunları yazılır ve belgeseli çekilir.