TEMA Vakfı, maden mevzuatının ülke genelinde doğal yaşam ve çevre için tehdit oluşturduğunu belirtiyor. Doğa ve tarım alanları ile içme suyu havzalarının kanunlarla korunmadığının altını çizen vakfın son araştırmasına göre Türkiye’nin en önemli doğa, kültür ve turizm bölgelerinden Muğla’nın yüzde 59’u maden araştırmaları için ruhsatlı.
Maden ruhsatları; turizmin ve tarımsal üretimin önde gelen merkezlerinden Muğla ve çevresi için de tehlike sinyalleri veriyor. Temmuz 2020’da paylaştığı Kaz Dağları Raporu’nun ardından maden mevzuatının ülke geneline yönelttiği tehditi ortaya koymak amacıyla ikinci çalışmayı Muğla’da gerçekleştiren TEMA Vakfı; ilin yüzde 59’unun “ihale, arama ve işletme aşamalarında” 1449 adet maden ruhsatına bölündüğünü açıkladı. Vakıf, söz konusu ruhsat sahalarının faaliyete geçmesi durumunda Muğla’da çevrenin göreceği zararın telafisinin imkansız olduğuna dikkati çekti.
Deniz Ataç-TEMA Vakfı Başkanı
“KANUNDAKİ DEĞİŞİKLİKLER DOĞAL YAŞAMI TEHDİT EDİYOR”
Maden Kanunu’nda bugüne kadar yapılan değişikliklerle “doğa ve tarım alanları ile kültür miraslarının” madencilik faaliyetine açıldığına belirten TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Kanundaki değişiklikler, tüm koruma statülerini yok var sayarak; yaşam alanlarımızı da binlerce maden ruhsatı ile karşı karşıya bırakıyor. Bugün maalesef ülkemizde doğa koruma alanı, tarım alanı ya da içme suyu havzası kanunlarla korunmamaktadır. Halbuki, ülkemizde kanunlarla madencilik faaliyetlerinden korunan alanlar oluşturmamız gerekiyor. Aksi halde madencilik faaliyetleri Çanakkale’de olduğu gibi Muğla’nın da ormanlarını, tarım alanlarını, meralarını, şehrin kültürünü ve turizmi tehdit etmeye devam edecek.” dedi.
Ataç, “madencilik faaliyetlerine karar verilirken” herkesi doğal varlıkları, tarımı ve su kaynaklarını göz önünde bulundurmaya çağırdı ve bunu “tarihi sorumluluk” diye niteledi.
MUĞLA VE ÇEVRESİNİN MADEN RUHSAT DURUMU…
TEMA’nın Muğla’yla ilgili maden ruhsat araştırmasının detayları şöyle:
-Muğla’nın genelde yüzde 59’u, orman alanları özelindeyse yüzde 65’i;
-Uluslararası koruma kriterlerine göre belirlenen, nadir “flora ve fauna” barındıran ve dünya ölçeğinde önemli ekosistem özelliğindeki doğa alanlarının yüzde 65’i;
-Tarım alanlarının yüzde 48’i;
-Ender canlı tür çeşitliliği, doğal ve kültürel özellikleri ile tabiatı koruma alanı, milli park gibi statülerle koruma altına alınmış alanların yüzde 55’i;
-Türkiye’nin en yaşlı karaçam ormanı (250-700 yaş) ve eşsiz yaban hayatı ile mutlak koruma statüsüne sahip Kartal Gölü Tabiatı Koruma Alanı’nın tamamı;
-Kültür Varlıklarının (arkeolojik sit alanı vb.) yüzde 66’sı madenlere ruhsatlı.