Connect with us

Dünya Gündemi

CORONOVİRÜS KAYNAKLI ÇÖKÜŞ NE ZAMAN RESMİ BİR MALİ KRİZE DÖNÜŞÜR?

Coronavirüs artık bir pandemi haline dönüştü. Başta ABD dünyanın büyük ekonomilerini bile kökten sarsmaya başladı. Bloomberg’teki analize göre ABD’deki birçok piyasa bileşeninin ve özellikle banka yöneticilerinin kafalarında şu soru var: “Coronavirüsün tetiklediği kurumsal pazar çöküşü ne zaman resmi bir mali krize dönüşür?” ABD Merkez Bankası (FED) bankacılık sistemi içindeki baskıları dengeleyebilse bile “bunun özel sektör harcamalarındaki kaybın yerini alamayacağı” ifade ediliyor. “Hükümetin kaybedilen tüketici talebini, ideal olarak büyük bir halk sağlığı harcama programı ile değiştirdiği savaş zamanı mali teşvik programına daha benzer bir şeye” ihtiyaç duyulduğu belirtiliyor.

 

Coronavirüs salgını tehdidi dünya genelinde finansal piyasaları derinden sarsıyor. Ekonomi çevreleri son dönemlerin en ciddi likidite kriziyle karşı karşıya.

ABD Başkanı Donald Trump

 

ABD Başkanı Donald Trump’ın geçen hafta Beyaz Saray’dan “Bu bir finansal kriz değil.” diye seslenmesi beklenen etkiyi gerçekleştiremediği gibi, ters yönde ilerleyen tablonun daha da belirginleşmesine sebep oldu. Piyasalar o sözden sadece saatler sonra tam bir finansal kriz havasına büründü.

 

1987’DEN SONRAKİ EN SERT SATIŞ SÜRECİ YAŞANIYOR
Yatırımcılar ellerindeki bütün mal varlıklarını satışa çıkardı. Bu 1987’den beri şahit olunan en sert satış süreciydi. Kuruyan tahvil piyasası bankaların üzerinde baskı oluşturdu. ABD Merkez Bakası (FED), devreye girdi ve likidite desteğiyle ateşin harını düşürmeye çabaladı. Şimdi birçok piyasa bileşeninin ve özellikle banka yöneticilerinin kafalarında şu soru var: “Coronavirüsün tetiklediği kurumsal pazar çöküşü ne zaman resmi bir mali krize dönüşür?

BU 2008 TARZI BİR BANKACILIK KRİZİ DEĞİL
Konuyla ilgili Bloomberg’te yayınlanan bir analize göre, “Mevcut piyasa şoku ve takip etmesi muhtemel durgunluk için herhangi bir tanımlayıcı sınır varsa, bu yüksek kaldıraçlı küresel finansal kurumlar arasında bir virüs gibi atlayarak kurumalarına neden olan 2008 tarzı bir bankacılık krizi değil.” Analize şu cümlelerle devam ediliyor: “Subprime krizi sonrasında Dodd-Frank ve Basel III düzenlemeleri bu tür riskleri azaltmak için tasarlanmıştı. Daha büyük miktarlarda yüksek kaliteli varlığa sahip olması gereken bankalar, piyasalarda daha az işlem yapmaya ve daha geleneksel kredi vermeye yönlendirilmişlerdi. Bir noktaya kadar işe yaradı. Fakat bu kez piyasalarda yaşanan panik küresel bankaların riskli ticaretinden değil virüs kaynaklı tüketim ve emek piyasasında yaşanan frene bağlı olarak gelişti.”

ÇEŞİTLİ ENDÜSTRİLERDEKİ ŞİRKETLER EŞ ZAMANLI ARZ VE TALEP ŞOKU İÇİNDE
Analizde vurgulandığı üzere bugünkü problemin temelinde Wall Street finans kurumları yok. Çeşitli endüstrilerdeki şirketler eş zamanlı olarak arz ve talep şoku içinde. Faturalarını ödemek için bile kredi hatlarına dokunmaları gerekiyor. “Uçuşlar durup, tedarik zincirleri bozulup ve tüketici ekonomisi tepetaklak oldukça” şirketler ihtiyaçları olsa da olmasa da nakit depolama peşinde koşuyor.

FED’İN REPO OPERASYONLARI BELİRLİ ÖLÇÜDE ETKİLİ OLUYOR
Reel anlamda örneklendirmek gerekirse; “Uçak üreticisi Boeing’in 13,8 milyar dolarlık tüm kredi limitini kullanması” ile “birden fazla benzer büyük şirketin aynı anda kendi şirketlerinin kredi limitlerini kullanması” çok başka şeyler. Neyse ki Credit Suisse’in yakın tarihli bir raporunda şöyle deniyor: “Şimdi tüm büyük bankaların 30 günlük çıkışları önceden yüksek kaliteli likit varlık portföyleri ile finanse etmesi gereken küresel bir bankacılık sistemimiz var.” Bu yüzden kurumsal finansman stresleri 2008 subprime krizindeki gibi gerçek eş zamanlı bankacılık krizine sebep olmuyor. Hazine bonolarını nakde çevirdikçe “FED’in repo operasyonlarıyla bankacılık sistemini desteklemesi de” buna mani oluyor.

CORONAVİRÜSÜN PANDEMİYE DÖNÜŞECEĞİ VE BUNUN LİKİDİTEYE ETKİLERİ ÖNGÖRÜLEMEDİ
Şurası da bir gerçek ki, olası bir coronavirüs pandemisinin birçok şirkette aynı anda büyük fon ihtiyacına yol açacağı öngörülemedi. Bun denli hızlı mevduat kaybı bankaların likidite profilini ve mevzuata uygunluğunu tehdit ediyor. Üstelik kurumsal batışlar ve temerrütlerdeki artışın fon baskısı henüz oluşmadı.

BANKACILIK SİSTEMİ, KURUMSAL KREDİ KRİZİNE ÇEKİLMİŞ DURUMDA
“Bankacılık sistemi zaten birçok insanın bir sonraki büyük piyasa çöküşünün nedeni olacağını tahmin ettiği kurumsal kredi krizine çekilmiş durumda.” tespitine işaret edildiği Bloomberg analizinde “Her bir şirketin (teknoloji firmaları, perakendeciler, havayolları ve sigorta şirketleri) sorunlarının bireysel bankalara ve daha sonra ülke çapındaki bankacılık sistemlerine nasıl aktarılabileceğini görmek artık kolay. Nihayetinde, sorunların küresel finansal sisteme yayılmasıyla beraber merkez bankacılarını bir kez daha son çare borç verici konumlarıyla, yeni bir küresel finansal kriz ile aramızda durmaktalar.

Şu anda olan tam da bu ve henüz bir sonraki aşama olarak düşen domino taşlarını daha görmedik bile… Pasif ve algoritmik yatırımların erimesi, borsa yatırım fonlarının çözülmesi ve hatta en yüksek kalitede varlıkların bile likidite krizinin ortasında nakit toplamak için satış baskısı altında kalması. Bütün bunlar, merkez bankacılarının para kanallarını açık tutmak ve muhtemelen satın aldıkları veya destekledikleri varlık çeşitliliğini artırmak zorunda kalacakları anlamına geliyor.” görüşlerine yer veriliyor.

SAVAŞ ZAMANI MALİ TEŞVİK PROGRAMINA BENZER BİR ŞEYE İHTİYAÇ DUYULUYOR
Analizin en can alıcı bölümüyse şurası: “FED, bankacılık sistemi içindeki baskıları dengeleyebilse bile, bu özel sektör harcamalarının kaybının yerini almaz. İhtiyaç duyulan şey, hükümetin kaybedilen tüketici talebini, ideal olarak büyük bir halk sağlığı harcama programı ile değiştirdiği savaş zamanı mali teşvik programına daha benzer bir şey. ABD adına diğer gelişmiş ülkelerin üzücü bir şekilde gerisinde kalan mevcut hastane yataklarının sayısını artırarak başlanabilir. Ne yazık ki, Trump’ın yetersiz açıklamalarında savaşa referans sadece ABD’ye ‘yabancı bir virüsle mücadele’ idi.”

Analiz, “Piyasaları sarsan kurumsal kriz çoktan bankacılık sistemini etkiledi. Hem pandemi hem de piyasa krizi etkisini artırdıkça, önümüzdeki birkaç hafta ve ay boyunca merkez bankasının sınırsız likidite enjeksiyonlarının yeterli olup olmayacağı hala belli değil.” ifadeleriyle sona eriyor.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir