Connect with us

Dünya Gündemi

FERDİ ERDOĞAN: “İNGİLTERE PAZARINI KAPTIRMA RİSKİ VAR”

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan; 31 Ocak 2020 tarihinde yürürlüğe giren Brexit anlaşmasının Türkiye açısından “en fazla inşaat malzemesi ihracatı gerçekleştirdiği İngiltere pazarını” rakip ülkelere kaptırma riski doğurduğunu vurguladı. AB ile İngiltere’nin önünde bundan sonrasına dair dört seçenek bulunduğunu belirten Erdoğan, “Bizim için en uygun seçenek Norveç Modeli.” dedi. Erdoğan, gelinen noktada İngiltere’ye ihracatın artmasının ya da azalmasının tamamen Brexit sonrasında bu ülkeyle ortaklaşa belirlenecek yol haritasına bağlı olduğunun altını çizdi.

 

 

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmasını düzenleyen Brexit’in yürürlüğe girdiği 31 Ocak 2020 Cuma günü “İnşaat malzemesi sektörünün en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkelerin başında gelen İngiltere pazarını rakip ülkelere kaptırma riski var.” uyarısında bulundu.

Brexit sonrası İngiltere’yle yeni bir yol haritası çıkarılması gerektiğinin ve ortada konuyla ilgili dört seçenek olduğunun altını çizen Ferdi Erdoğan, “Bizim için en uygun seçenek ‘Norveç Modeli’.” görüşünü savundu.

GEÇİŞ SÜRECİNDE AB KURALLARI DEVAM EDECEK
Brexit’in inşaat malzemesi sanayisine etkilerine üzerine açıklama yapan Erdoğan, 2020 sonuna kadar AB ile İngiltere arasında bundan sonraki ilişkilerine yön verecek kapsamlı bir anlaşmaya ilişkin müzakere yürütüleceğini belirterek şunları dile getirdi: “Geçiş süreci boyunca İngiltere, AB kurallarına bağlı olmayı sürdürecek. Bu süre içinde kapsamlı bir anlaşmaya varılma olasılığı zor görülüyor. Bu dönemde Türkiye-İngiltere ticaret ilişkilerinin de 2020 sonuna kadar aynen devam etmesi bekleniyor.

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan

İNGİLTERE’YE 5 YILDA 5,679 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT
Türkiye’nin, İngiltere’ye yaptığı toplam inşaat malzemesi ihracatı; 2014 yılında 1 milyar 248 milyon dolar, 2015 yılında 1 milyar 22 milyon dolar, 2016’da 988 milyon dolar, 2017’de 1 milyar 118 milyon dolar, 2018’de ise 1 milyar 303 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. 2014 ila 2018 yıllarında toplam ihracatımız 5 milyar 679 milyon dolar oldu. Bugün geldiğimiz noktada bu ihracat rakamlarının büyümesi ya da küçülmesi ise tamamen Brexit sonrasında İngiltere ile Türkiye’nin belirleyeceği yol haritasına bağlı.

BUNDAN SONRASI İÇİN 4 SEÇENEK VAR
İngiltere-AB ve Türkiye ilişkilerinde, bundan sonra izlenecek yola yönelik 4 seçenek söz konusu. Ülkemiz için en uygun seçeneğin ‘Norveç Modeli’ olduğunu söyleyebiliriz. Bu modelin uygulanması halinde Avrupa Tek Pazarı üyesi olarak AB ile ilişkiler ve ticaret sürdürülür, sıfır gümrük + sıfır kota uygulanır ve AB bütçesine katkıya devam edilir.

İSVİÇRE MODELİNDE YENİ ANLAŞMA GEREKİYOR
Seçeneklerden biri olan ‘İsviçre Modeli’ne göre AB ile ikili anlaşmanın yanı sıra üye ülkelerle ikili anlaşmalar yapılır, Avrupa Tek Pazarı üyesi olmadan sadece mallar ve kişiler için anlaşmalara gidilir ve İngiltere içeriği genişletebilir. Bu durumda Türkiye ile yeni bir anlaşma gerekir.

AVRUPA SERBEST TİCARET BİRLİĞİ MODELİ DE BİZE UYAR
Bir diğer seçenek olan ‘Avrupa Serbest Ticaret Birliği Modeli’nde ise İngiltere EFTA üyesi olarak AB ile mal ticaretini yürütür. Sıfır gümrük + sıfır kota uygulanır, AB bütçesine sınırlı katkı sağlanır. Bu modelin de Türkiye için uygun olduğunu söyleyebiliriz.

EN RİSKLİSİ DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ MODELİ
Son seçenek ‘Dünya Ticaret Örgütü Modeli’ne göre ise; AB ile bir üçüncü ülke gibi ilişki kurulur. İngiltere ile AB serbest ticaret anlaşması yapar. Anlaşmanın temel amacı sıfır gümrük + sıfır kota olur. İngiltere üçüncü ülkeler ile de serbest ticaret anlaşmaları yapar. Burada Türkiye ile yeni bir anlaşma yapılması gerekir. Eğer bu son seçenek uygulanırsa, bize ikili görüşme için 3-4 yıldan önce sıra gelmez, bu süreçte İngiltere’ye gerçekleştirdiğimiz ihracatın başına ne geleceğini kestirmek zorlaşır.

ÇOK TARAFLI DÜNYA TİCARET ANLAŞMALARI DÖNEMİ KAPANDI
Çok taraflı dünya ticaret anlaşmaları döneminin artık kapandığını görüyoruz. Öyle ki Dünya Ticaret Örgütü’nün ticarette hakemlik işlevi felç oldu. Avrupa Birliği ikili serbest ticaret anlaşmaları yapıyor ve ticarette sürdürülebilirliği ana unsur olarak kullanmaya başlıyor. Artık dünyanın geri kalanı ile vergisiz ve kotasız ticaret söz konusu. Ancak bu durum ülkemizin Gümrük Birliği avantajını ortadan kaldırıyor.”

AB’YLE İLİŞKİLERDE YEŞİL ANLAŞMA BELİRLEYİCİ OLACAK
AB’nin iklim kriziyle mücadelede dünyada öncü bir rol üstlenmek amacıyla ‘Yeşil Anlaşma’ (Green Deal) diye adlandırılan eylem planını kamuoyuna duyurduğunu hatırlatan Erdoğan, bunun taşıdığı anlam hakkında şu bilgileri aktardı: “Açıklama, Madrid’de Birleşmiş Milletler (BM) İklim Konferansında (COP25) duyuruldu. Bu eylem planının hedefi bütün üye ülkeleri 2050 yılına kadar karbon-nötr hale getirmek. Avrupa, iklim değişikliğine karşı mücadelede küresel lider olmayı ve 2050’ye kadar ilk ‘sıfır-karbon’ kıta olmayı hedefliyor. Avrupa Yeşil Anlaşması kapsamında AB iş çevrelerinin çevre dostu hale getirilmesi öngörülüyor.

AB İTHALATA KARBON VERGİSİ UYGULAYACAK
‘Avrupa Yeşil Anlaşma’ 2020 Ekim ayında yasalaşacak. İthalatta Karbon Vergisi Uygulaması (Carbon Border Adjustment Mechanism) kapsamında ithalatta ürünün tüm prosesleri boyunca çevreye olan etkisine göre karbon vergisi alınacak. Karbon vergisi sıfırdan başlayacak, kademeli artacak. İlk aşamada enerji yoğun sektörler demir-çelik, petrokimya, çimento, cam, seramik ve ana metal sanayisi yeni düzenleme kapsamına alınacak. Düzenleme ile ilgili detayların Mart ayında açıklanması bekleniyor.

Bu gelişmeler ışığında 1996 AB Gümrük Birliği ile 2005’teki Dünya Ticareti Serbestleşmesi’nin ardından Türkiye’nin dış ticarette üçüncü önemli aşamasının ‘Yeşil Anlaşma’ (Green Deal) olacağını söyleyebiliriz.”

DÜNYA İNŞAAT MALZEMELERİ İHRACATINDA TÜRKİYE’NİN PAYI

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan açıklamasında, Türkiye’nin dünya inşaat malzemeleri ihracatındaki payına dair şu verileri paylaştı: “İnşaat malzemeleri ihracat pazarlarımızda ilk sırayı 2016 yılında ABD, 2017 yılında İngiltere, 2018’de ise Almanya aldı ve ilk üç sırada hep bu üç ülke yer aldı. 2018’de Brexit etkisindeki İngiltere’ye ihracat yüzde 16,5 artarak 1 milyar 303 milyon dolara ulaştı.
Türkiye’nin dünya inşaat malzemeleri ihracatındaki payı 2012 yılında yüzde 2,69 ile en yüksek seviyesine ulaştıktan sonra gerileme eğilimine girdi. Özellikle yakın ve komşu pazarlarımızdaki kayıplar nedeniyle Türkiye’nin payı düşmeye başladı. 2016 yılına kadar gerileme sürdü ve payımız 2016 yılında yüzde 2,05 olarak gerçekleşti. 2017 yılında ise dünya inşaat malzemeleri ihracatındaki payımız 6 sene aradan sonra yeniden yükseldi ve yüzde 2,12’ye çıktı. 2018 yılında dünya ihracatı içinde alınan payda artış devam etti ve yüzde 2,33’e yükseldi.”

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir