Connect with us

Araştırma ve Raporlar

İŞ ETİĞİ VE ESG’NİN ŞİRKET İTİBARINA ETKİSİ…

İş Etiği ve ESG’nin İtibara Etkisi Araştırması’yla “şirketlerin mevcut iş etiği ve ESG (Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim) performansları, performansı belirleyen ve engelleyen etmenler ve bunların itibar üzerindeki etkisi” ölçüldü. Araştırma sonuçlarının yer aldığı raporun “sadece Türkiye’de değil uluslararası alanda da” önemli bir boşluğu dolduracağı belirtiliyor. TEİD Yönetim Kurulu Başkanı Aslı Ertekin, “etik, uyum, itibar, sürdürebilirlik gibi kavramlara gereken özeni göstermeyen ve değeri vermeyen kurumların ekonomi dünyasındaki yolculuklarında karşılaşabilecekleri risklerin çoğaldığını” söyledi.

2010 yılından bu yana faaliyette olan ve kurumsal üye sayısı 200’e ulaşan Etik ve İtibar Derneği’nin (TEİD), ZENNA Danışmanlık ve KPMG Türkiye aracılığıyla gerçekleştirdiği ve 44 sektörden 145 temsilcinin katıldığı “TEİD İş Etiği ve ESG’nin İtibara Etkisi Araştırması”, ESG ile iş etiği ve itibar arasında çok güçlü bir ilişkisi olduğunu ortaya koydu. Katılımcıların yüzde 89’u ESG’yi (Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim- Environmental, Social, and Corporate Governance) ve yüzde 91’i de iş etiği ve uyum süreçlerini “öncelikli iş alanları arasına almayan şirketlerin” itibarlarını kaybedeceklerini belirtti.

“ULUSLARARASI ALANDA DA BİR İLK”
TEİD Yönetim Kurulu Başkanı Aslı Ertekin, araştırma sonuçlarının değerlendirildiği toplantıda “etik, uyum, itibar, sürdürebilirlik gibi kavramlara gereken özeni göstermeyen ve değeri vermeyen kurumların ekonomi dünyasındaki yolculuklarında karşılaşabilecekleri risklerin çoğaldığını” söyledi.

İtibarını kaybeden şirketlerin tüm geleceklerinin ipotek altına gireceğini vurgulayan Ertekin, “ESG kriterleri ile geleneksel finansal analizin yanı sıra finansal olmayan potansiyel risk ve fırsatları da incelenerek yatırımcılara daha kapsamlı bir analiz sunulması amaçlanıyor. Uluslararası alanda da bir ilk olan bu araştırmayla iş etiği ve ESG konularındaki bağlantıyı ve bu bağlantının özelliklerini ortaya koymaya çalıştık.” dedi.

“ARAŞTIRMA ÖNEMLİ BİR BOŞLUĞU DOLDURACAK”
TEİD Yönetim Kurulu Üyesi, TEİD ESG ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu Lideri Avukat Kayra Üçer ise şunları kaydetti: “İş Etiği ve ESG’nin İtibara Etkisi Araştırma Raporu’nun sadece ülkemizde değil uluslararası alanda da önemli bir boşluğu dolduracağına inanıyoruz. Araştırmamız ile şirketlerin mevcut iş etiği ve ESG performansları, bu performansları belirleyen ve engelleyen etmenler ve bu konuların itibar üzerindeki etkisinin ölçmeye çalıştık. Kurumsal ESG inisiyatiflerinin, iş etiğini kurum kültürüne entegre ederek kapitalizmin olumsuz yan etkilerinin ve itibarının üstesinden gelmeye faydası olabileceğini gösteriyor.”

KATILIMCILAR: “ESG İLE İTİBAR ARASINDA YAKIN İLİŞKİ VAR”
ZENNA Danışmanlık’tan Nuran Aksu’nun araştırma raporuna ilişkin sunumunda öne çıkan detayları şöyle anlattı: “Katılımcıların büyük bir çoğunluğu iş etiği, ESG ve itibar arasında yakın bir ilişki olduğunu düşünüyor. Sonuçların ışığında üst ve orta kademe yöneticilerin, ilk kademe yöneticilere göre kendi çalıştıkları şirketlerin iş etiği, ESG ve itibar yönetimi performanslarını daha yeterli bulduğu görülmektedir. Cinsiyet kırılımında ise anket katılımcı popülasyonunun yüzde 51’ini oluşturan kadınlar, erkek katılımcılara göre kendi çalıştıkları şirketlerin ESG performanslarını daha düşük buluyorlar.

İLK, ORTA VE ÜST KADEME YÖNETİLER ARASINDA GÖRÜŞ AYRILIĞI…
İlk, orta ve üst kademe yöneticiler arasında şirketlerin mevcut performansları konusunda görüş farklılıklarının oluştuğu, ayrıca özellikle üst kademe yöneticiler arasında önemli bir azınlığın da ESG ve iş etiği performansı ile şirketlerin gelecek finansal konumu arasında ilişki olmadığını düşündükleri anlaşılmaktadır. Bununla beraber, katılımcılara göre iş etiği ve ESG uygulamalarına gerekli önemi ve önceliği vermemek, şirketler için büyük bir risk oluşturmakta.

Katılımcıların, şirketlerin ESG konusunda başarılı olmasını önleyici en önemli kriterlerin yönetim ve çalışan kademelerinde farkındalığın düşük olması, yönetim kademeleri tarafından ESG konularının öncelikli iş alanları arasına alınmaması ve şirketlerin tüm paydaşlarını ESG süreçlerine dâhil etmemesi olduğunu görülüyor.

Katılımcılar ESG konusunda özel sektör tarafından gösterilen performansı yetersiz buluyor. Özellikle ilk kademe yöneticilere göre özel sektörde ESG performansı yetersiz.

İş etiği ve ESG uygulamalarında gösterilen performansın hem katılımcıların kendi çalıştıkları şirketlerin hem de değerlendikleri diğer şirketlerin itibarı üzerinde önemli bir etkisinin olduğu anlaşılıyor. Katılımcıların yüzde 89’u ESG’yi ve yüzde 91’i de iş etiği ve uyum süreçlerini öncelikli iş alanları arasına almayan şirketlerin itibarlarını kaybedeceklerini düşünüyor.

TEDARİKÇİ, BAYİ VE ÇALIŞANLARIN ESG SÜREÇLERİNE DAHİL EDİLMEMESİ…
Anket katılımcılarının çoğunluğu iş etiği ve ESG uygulamaları konusunda kendi çalıştıkları şirketleri en başarılı buldukları şirketlere kıyasla görece yetersiz buluyor. Katılımcıların verdiği cevaplara bakıldığında şirketler arasındaki bu boşluğun kapatılabilmesi için iş etiği ve ESG konularındaki farkındalıklarının artırılması ve bu konuların şirket yönetimi tarafından öncelikli iş alanları arasına dâhil edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Şirketlerin performanslarının yetersiz olmasına sebebiyet verebilecek diğer önemli faktörler ise tedarikçiler, bayiler, çalışanlar gibi şirketlerin kilit paydaşlarının ESG süreçlerine dahil edilmemesi; finansal hedef baskısı olması ve şirketlerin bu konuya yeterli bütçeyi ayırmaması olarak öne çıktı.”

Toplantı kapsamındaki panelde şunlar dile getirildi:

“İŞ ETİĞİ VE ESG SÜRDÜRDÜLEBİLİRLİK ÇARKININ İKİ DİŞLİSİ”
Siemens Türkiye Bölgesel Uyum Yöneticisi Av. Banu Özyalçın: “Bu çalışmayı çok önemli ve değerli buluyorum. Bu çalışma bize İş etiği ve ESG’nin hayatımızın bir parçası olduğunu kanıtladı. Şirketinizi yönetirken etik, dürüst olmaya ne kadar zaman ve bütçe ayırdınız artık bu önemli bir kıstas. Bu kavramlar artık soyut değil somut olarak hayatımızda. ESG ve iş etiği kavramlarını sürdürülebilirlik çarkının iki dişlisi olarak görüyorum. Her şirketin DNA’sı farklı dolayısıyla en doğru organizasyon yapısını her şirket kendi DNA’sına göre oluşturmalı. Şirketleri bu alanda başarıya götüren adımların gerçekçi ve somut hedefler belirleyerek gerçekleşebildiğine inanıyorum. Belirlenen hedeflerin zamanında hayatı geçirilmesi çok önemli. Hedef belirlemek ve bu hedefleri tüm çalışanların günlük entegre edebilmek başarıya giden yolda önemli bir adım. Bu entegrasyon sağlanabilirse her çalışan bundan gurur duyuyor ve kurum DNA’sını sahipleniyor, aidiyet kuruyor.”

“ÖNCE ÜST YÖNETİMDE FARKINDALIK OLUŞMALI”
ENKA Kurumsal Sürdürülebilirlik ve Uyum Müdürü İnci Bozokluoğlu: “Pek çok şirketimiz ESG’yi hala bir sosyal sorumluluk projesi olarak görüyor. Şirketler bu konuya zaman ve bütçe ayırmadığı sürece, bu konuda tam olarak bir başarı da yakalamayacaklar diye düşünüyorum. Her şirketin kendi kurum kültürüne göre adım atması önemli. Şirket içerisinde çalışan herkesin o şirketin itibarını koruması için sorumlulukları var. Bu sorumlulukların da yerine getirilmesi şirketin başarısında payı var. Bir şirketin ESG konusunda farkındalığının sağlanması için önce üst yönetimde farkındalık oluşmalı. Eskiden bir şirketin başarılı sayılması için kar sağlaması yeterliydi ama günümüzde artık böyle değil. Artık şirketlerin şeffaf olmaları, paydaşlarının beklentilerini göz önünde bulundurmaları, çevresel ve sosyal etkilerini yönetmeleri bekleniyor.”

“ESG’Yİ ÜST KADEME YÖNETİCİLER SAHİPLENMELİ”
Coca-Cola İçecek Grup Sürdürülebilirlik Müdürü Seda Çınlar: “Raporda dikkatimi çeken noktalardan biri; şirketlerin ESG performansı yeterliliği konusunda ilk ve üst kademe yöneticiler arasındaki görüş farkıydı. ESG’nin birincil yönetimi sürdürülebilirlik yönlendirme komitesinden geçse de, Coca-Cola İçecek olarak 2030 taahhütlerimizi açıkladıktan sonra bunun arkasını nasıl getirebiliriz sorusunun cevabının çok paydaşlı çalışma gruplarımızdan geçtiğini düşünüyoruz. Bu nedenle entegre yönetişim modelimizi ihtiyaçlara göre güncelledik. ESG’yi üst kademe yöneticiler mutlaka sahiplenmeli. Sürdürülebilirlikte başarıya ulaşmanın yolu, herkesin işinin sürdürülebilirlikle bağlantılı olduğunun içselleştirilmesinden geçiyor.”

“ÇALIŞANLARIN ŞİRKETLERİ HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ ÖNEMLİ”
Borusan Holding Kamu Politikaları ve Kurumsal İlişkiler Direktörü Eray Akdağ: “ESG konuları aldığımız ödüller ve elde ettiğimiz başarılardan özellikle memnuniyet duyduğumuz ancak tüm iş dünyası olarak ilerlenecek yolun da uzunluğunu gördüğümüz bir alan. Bu ankette ESG’yi öncelikli iş alanı olarak belirlemek ile itibar arasındaki korelasyonun ne kadar güçlü olduğunu gördük. Ancak yine anket sonuçlarında farklı seviyelerdeki yöneticiler arasındaki algı farkları özellikle dikkat çekici bir unsur. Konuya teknik düzeyde daha hakim olan ilk ve orta düzey yöneticiler ile üst yönetim arasında bazı ilginç farklılıklar var. Bu konunun nispeten yeni olması ve içeriğinin hızla yeniden şekilleniyor olması önemli bir etmen olabilir. Bu sebeplerle üst yöneticiler bazı şirketlerde konuyu daha eksik algılıyor olabilir. Özetle ESG şirketler için iş yapma biçiminde kaliteyi tanımlar. Burada hızla dönüşen hareketli bir hedef var. Dolayısıyla her şirketin yapısına uygun olarak gerekli uyumu sağlayabilmesi için kendisini ve ilgili yapılarını sürekli güncellemesi gerekli. İtibarın oluşumunda ihmal edilmemesi gereken çok önemli bir unsur şirket çalışanlarının kendi şirketleri hakkındaki görüşleridir. Zira bu kişiler dışarıda bir anlamda şirketin büyükelçisi gibi temsilcileridir, görüşleri algıyı şekillendirir. Bu büyük dönüşümde pek çok uygulama farklılığı olsa da güçlü liderlik mesajı ve çalışmaların sürekliliği kritik ortak nokta. Dolayısıyla bu dönüşümde dış iletişim kadar, hatta bazen daha çok iç iletişim önemli oluyor.”

“İTİBAR PAYDAŞ NEZDİNDE NASIL GÖRÜNDÜĞÜNÜZLE İLGİLİ”
Allianz Türkiye Kurumsal Sorumluluk ve Sürdürülebilirlik Müdürü Özlem Mutlu Doğan: “En çarpıcı sonuç; çalışanların kendi şirketlerinde ESG için düşük skor vermesi. Çalışanlar şu sinyali veriyor; şirketim zorunluluk kapsamında kapısının önünü süpürüyor ama ESG’yi iş yapış biçimi olarak ele almıyor. Şirketler ESG yatırımları yapmıyor. Aslında çalışanlar kendi şirketlerine bir mesaj veriyor ve bu mesaj çok kıymetli. İtibar paydaş nezdinde nasıl göründüğünüzle ilgili. İtibarı tek bir departmana yüklemek doğru olmaz ama itibarın tek bir çatıdan yönetilmesi önemli.”

“İĞNEYLE KAZILAN, YIKIMI SANİYELER SÜREN BİR ALAN”
Paneli modere eden TEİD Yönetim Kurulu Üyesi, TEİD ESG ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu Lideri Av. Altuğ Özgün: “İtibar çok ince iğneyle kazılan, yıkımı saniyeler süren bir alan ve çok dikkat etmek gerekiyor. Şirketlerde en iyi ESG yönetimi olsa bile üst yönetim bunu sahiplenmezse başarıyı yakalayamıyorsunuz.”

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir