Connect with us

Türkiye Gündemi

KADEM DE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE SAHİP ÇIKMIŞTI…

İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacısı olan Türkiye, Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle imzasını geri çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın başkan yardımcılığını yaptığı Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Ağustos 2020’deki 16 maddelik açıklamasında İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik eleştirilere cevap vermiş ve desteğini belirtmişti.

Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzaladığı kararnamede, “3718 sayılı kararda “Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 3 üncü maddesi gereğince karar verilmiştir.” ifadeleri yer aldı. Bir süredir, AKP içinden, İslamcı çevrelerden ve tarikatlardan sözleşmenin feshedilmesi için baskı geliyordu.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi‘nden çekilmesine ilişkin şu açıklamayı yaptı: “Dünden bugüne Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kadınların toplumsal, ekonomik, siyasi ve kültürel hayata daha fazla katılmaları için verdiğimiz mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyoruz. Kadınlar, hayatın nesnesi değil öznesidir! Her zaman ‘Güçlü Kadın Güçlü Türkiye’ diyeceğiz.”

KADEM, 16 MADDELİK AÇIKLAMAYLA SÖZLEŞMEYİ SAVUNMUŞTU

Geçen yıl ağustos ayında tartışma yükseldiğinde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın başkan yardımcılığını yaptığı Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik eleştirilere 16 maddelik açıklamayla yanıt vermişti ve sözleşmeyi savunmuştu.

KADEM’in açıklaması şöyleydi:

İstanbul Sözleşmesi nedir?

KADEM, 16 maddelik açıklamayla İstanbul Sözleşmesi’ne destek çıkmıştı.

Tam adı “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”dir. 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılmış, 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İstanbul’da imzaya açılması sebebiyle bu şekilde isimlendirilmiştir.

İstanbul Sözleşmesi, kadınlara yönelik her tür şiddete karşı hukuki çerçevede detaylı bir koruma sağlayan ilk uluslararası belgedir.

Özel olarak kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa Sözleşmesi olma niteliğini taşıyan Sözleşme, bugüne kadar Türkiye dâhil 34 ülke tarafından onaylanmıştır. Türkiye, Sözleşme’yi imzaya açıldığı 11 Mayıs 2011 tarihinde imzalamış, 14 Mart 2012 tarihinde ise onaylamıştır. Böylece Türkiye sözleşmeyi onaylayan ilk ülke olmuştur.

İstanbul Sözleşmesi’nde, sözleşmeyi parlamentolarından geçirmiş hükümetlerin kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin her türüyle mücadele etmek için bir dizi kapsamlı tedbir alması istenmektedir. Sözleşmenin her bir maddesinde şiddet eylemlerinin meydana gelmesinin önlenmesi, mağdurlara yardım edilmesi ve faillerin adalet önüne çıkartılması amaçlanmaktadır. Sözleşme, örneğin aile içi şiddet, ısrarlı takip, cinsel taciz ve psikolojik şiddet gibi, kadına yönelik farklı şiddet türlerinin suç olarak kabul edilmesini ve bunlara karşı yasal yaptırımlar getirilmesini gerekli kılmaktadır.

İstanbul Sözleşmesinin amacı nedir?

Sözleşme’nin 1. Maddesinde açıkça belirtildiği üzere Sözleşme’nin amacı;

Kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak.

Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dâhil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak.

Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak.

Kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak.

Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamaktır.

Öte yandan “Laiklik Anayasa’dan çıkarılsın” açıklamalarıyla tepki çeken Ayasofya Başimamı Mehmet Boynu Kalın ise Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini kutladı.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir