Connect with us

Araştırma ve Raporlar

“COVID-19 KRİZİ İÇİN GLOBAL ÇÖZÜM GEREKİYOR”

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Muhammed A. Yıldırım, yeni tip Koronavirüs’ün (Covid-19) ekonomiye etkilerini ve neler yapılması gerektiğini değerlendirdi. Harvard Üniversitesi’nde de çalışmalarını sürdüren Dr. Yıldırım, ortadaki problemin kaynağını, büyüklüğünü ve sebep olabileceği etkileri kestirmek için ABD Merkez Bankası (FED) önceki Başkanı Ben Bernanke’nin dile getirdiği “Sağlık sorunu hallolmadan alınan hiçbir ekonomik tedbir işe yaramayacaktır.” cümlesinin büyük anlam taşıdığını belirterek, “Virüs temizlenmediği sürece; insanların ekonomiye olan güveni geri gelmeyecek, iş yerleri açılamayacak ve insanlar normal hayatlarına dönüp eski tüketim alışkanlıklarına devam edemeyecekler.” dedi.

EKONOMİ FASİT DÖNGÜ İÇİNE GİRDİ
Virüs krizinin bir fasit döngü yaşattığını anlatan Dr. Yıldırım, tabloyu 5 evrede açıkladı: 1-Hastalığın ortaya çıkardığı panik havası ve hızlıca alınan tedbirlerin arz ve talebe etkileri. 2-Belirsizliğin ve paniğin talebi ve yatırımları etkilemesi. 3-Talebin düşmesiyle firmaların nakit girdisinde problemler ve iflaslar. 4-İşten çıkarmalar veya firmaların batması sonucu ortaya çıkan işsizlik. 5-Şahısların gelirlerinde büyük düşüş. Kredilerin dönmemesi. Talebin daha da azalıp belirsizliğin daha da artması. Ve tekrar 2’nci evreye dönüş.”

Dr. Öğretim Üyesi Muhammed A. Yıldırım

 

DAHA ÖNCE YAŞANMIŞ ÖRNEĞİ YOK
Yıldırım, krizin dünya genelini ilgilendiren boyutunu şöyle özetledi: “Devletlerin büyük tedbirler almaları lazım. Meselenin sağlık (epidemiyoloji) boyutu en acil. Bu sürede firmalar kış uykusuna geçsin, insanlar karantinaya girsin diyoruz, destek şart. Ne zaman biteceği meçhul. Daha önce yaşanmış örneği de yok. Global bir durum, o yüzden global bir çözüm gerekli. Sıfırlama için yeni fikirler yeni bir düzene ihtiyaç var. Zor ve beklenmedik bir süreç.”

 

 

 

Bir hastanın virüsü bulaştırdığı kişi sayısının 1’in altına çekilmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, yayılmayı azaltma ve durdurmada “sosyal mesafe, toplu etkinliklerin iptali, okulların kapanması, ülkelerarası seyahatin kısıtlanması, ülke içi seyahatlerin kısıtlanması, toplu taşımanın kapanması ve çalışma kısıtlaması” gibi tedbirlerin etkin rol oynadığını kaydetti.

YOĞUN BAKIM YATAKLARININ ÖNEMİ
Yıldırım, salgınla mücadelenin sağlık boyutunda donanımlı yatak sayısının hayatiyetine işaret etti: “Türkiye’de 30 bin yoğun bakım yatağı var. En fazla 30000 solunum cihazı (Şu an 20 bin civarı). Bir hasta yoğun bakımda 14 gün kalsın. Her gün 30000/14 = 2142 yeni hasta yatırabiliriz. Hastalığa yakalanan her 20 kişiden birinin yoğun bakım ihtiyacı olsun. Yaklaşık günlük 43000 yeni hasta gelene kadar dayanabiliriz. Şu an günlük yeni hasta 4000-5000 civarında. Toplam yaklaşık 500 bin hasta. Problem çoğunlukla İstanbul gibi büyük illerde.”

TÜRKİYE’DE EKONOMİK TEDBİRLER
Yıldırım önce Türkiye’deki tedbir adımlarını hatırlattı:
“-Krizden en çok etkilenen hizmet sektöründeki işverenlerin vergi yükümlülükleri, SGK primleri ve kredi borçları ertelenecek.
-Kredi Garanti Fonu (KGF) limiti yükseltilerek teminat sorunu nedeni ile kredi alamayan firmaların banka kredilerine erişimi kolaylaştırılacak.
-Kısa çalışma ödeneği ile üretime ara veren işyerlerinde çalışanlara geçici gelir desteği sağlanacak.
-İhtiyaç sahibi ailelere 2 milyar TL’lik bir kaynak aktarılacak.
-İç havayolu taşımacılığında 3 ay süreyle KDV oranında indirim yapılacak.
-İhracatçıya stok finansman desteği verilecek.
-Konut alımında kredi koşullarında kolaylık sağlanacak.
-Asgari ücret desteği devam ettirilecek.
-En düşük emekli maaşı 1.500 liraya yükseltilecek.
-2 aylık telafi çalışma süresi 4 aya çıkarılacak.


-17 Mart’ta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 100 baz puan faiz indirimine gitti.
-Bankaların TL ve yabancı paraya ulaşımında esneklik sağlanması ve reel sektöre kredi akışının temini için bankalara ilave likidite imkanlarının tanınması kararlaştırıldı.
-İhracatçı firmaların nakit akışının desteklenmesi amacıyla birtakım tedbirler açıklandı.
-31 Mart’ta tahvil alımları genişleterek daha bol ve ucuz likidite sağlanması karara bağlandı.”

NELER HAYATA GEÇİRİLMELİ?
Ardından da değerlendirmesinin “Ne yapılmalı?” bölümünde şu maddeleri sıraladı:
(Hayati sektörlerde) Sağlık Sistemi ve diğer hayati sektörlerin problemsiz devamı. Covid-19 mücadelesi birinci öncelik. Bunun yanında diğer hastalıklar, gıda üretimi ve dağıtımı, gerekli altyapının sürekliliği. Eğer stokçuluk veya kıtlık oluşursa fiyat kontrolleri. Savaş zamanında kullanılan sanayinin belli önemli şeylerin üretimine yönlendirilmesi. (Hane halkında) Koruma ağları oluşturulmalı. Doğrudan yardımlar: nakit yardımı, sağlık harcamalarının karşılanması gibi doğru. İşsizlik sigortasının genişletilmesi. Hastalık veya aile izinleri kapsamının genişletilmesi. Kendi başlarına hizmet veren kişilere veya işsizlere de ulaşma. Kayıt dışı çalışanlar? Talebin canlandırılması. (Özel sektörde) Ekonominin çok tahrip olması engellenmeli. İşçi-işveren, üretici-tüketici, tedarikçi-alıcı, kredi veren-alan ilişkileri. Birikmiş tecrübe ve iş bilgisinin kaybolmaması. Şirketlerin işçi çıkarmasına ve şirketlerin kapanmalarına engel olacak adımlar: En çok etkilenen endüstrilere direk destekler. Geçici kredi imkanları; vergi kesintileri, vergi borçlarının ertelenmesi, kredi garantileri, KOBİ’lerin korunması. Finans sektöründe işler çok kötüye giderse devletin kurumları devralması; birikim ve sermaye eksikliğinde günlük gelirle günlük giderin karşılanması. Şirketlerin gelir kaybı tahammüllerini aşarsa borçluluğu üstlenmek ve doğrudan kaynak aktarmak. (Finansal ve mali politikalarla) Ülkedeki pazarların sağlıklı çalışması; uluslararası koordinasyon, dış ticarete ve finansa açıklık; gevşek para politikaları ‘Merkez Bankalarının likidite sağlaması-zorunlu karşılık indirimleri-düşük faiz’. Bunlarda Türkiye’nin kısıtlı bir alanı var.”

TÜRKİYE’NİN BORÇ DURUMU
Dış borç 436 milyar dolar. GSMH’nin yüzde 17’sine denk gelen 123 milyar doları kısa vadeli. Bunun da 91 milyarı doları özel sektöre ait. Çevrilmesi gereken borç 172 milyar dolar, GSMH’nin yüzde 23’ü. Sermaye kaçışları başladı.

PARASAL GENİŞMEDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
-Yüksek enflasyon problemi.
-Para basılıp piyasaya sürülürse enflasyonun aşırı kontrolden çıkması ihtimali.
-Ek para enflasyon yaratmadan parayı zamanında geri çekip fiyat kontrolünü sağlayabilir mi?
-Türkiye’nin ekonomisine uluslararası güven ne durumda?
-Enflasyon beklentileri ve risk primindeki hızlı yükseliş piyasa faizlerini ve kuru sıçratabilir.
-Sermaye kontrolü riskleri artırıp kalıcı bir hasar oluşturabilir.
-Harcamaları canlandırmak yerine döviz ve altına kaçıp finansal ortamı daha da sıkılaştırabilir.
-Öncelik hastayı hayatta tutmak. Gönül isterdi ki bu kritik ameliyat öncesi hasta daha sağlıklı olsun

UYULMASI GEREKEN KURALLAR
-Atılacak adımlarda azami şeffaflık. Kayırmacılığın önüne geçilmesi.
-Desteklerin hangi şartlarda ne zaman kadar devam edeceğinde net olunması.
-Verilen desteklerin amacı doğrultusunda kullanılması.
-Yurtiçi ve yurtdışı koordinasyonun temini.
-Ekonominin yeniden başlatılmasının nasıl finanse edileceğinin belirlenmesi.
-Yeni bir dünya düzeni gerçeğinin dikkate alınması.

 

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir