Connect with us

Gündem

“ÇÖLLEŞMEYLE MÜCADELE, GELECEĞİ KAZANMAKTIR”

Türkiye’deki arazilerin %73.4’ünün çölleşme riskiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Ülkemizde erozyon, çölleşme nedenlerinin başında geliyor. Tarım arazilerinin %39’unda, mera arazilerinin ise %54’ünde erozyon görülüyor. Öte yandan büyüyen kentler verimli tarım arazilerinin azalmasına sebep oluyor. Tarım arazilerimiz, 1990-2022 yılları arasında yaklaşık 4 milyon hektar azalarak 27,9 milyon hektardan, 23,9 milyon hektara geriledi. Bu da yaklaşık 7,5 İstanbul büyüklüğünde tarım alanının kaybedilmesi demek oluyor.” dedi.

 

Deniz Ataç- TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’nün 2023 yılı temasının “Kadının Toprağı, Kadının Hakları: Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini ve Arazi Restorasyon Hedeflerini Güçlendirmek” olduğunu belirten TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “çölleşmenin yıllık maliyetinin ülkelerin gayrisafi millî hasılasının (GSMH) %4-8’i olduğunun tahmin edildiğini”, “bu oranın 2050 yılında %40’lara ulaşacağının öngörüldüğünü” ve “bu durumun çölleşme, kuraklık, erozyon ve toprak bozulumuyla mücadelenin önemini ortaya koyduğunu” söyledi.

“GIDA GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK İÇİN…”
“Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2030 yılına kadar tahrip edilmiş arazilerin %30’unda restorasyon çalışmaları yapılmasının hedeflendiğini” ifade eden Ataç, “Gıda güvenliğini sağlamak, iklim değişikliğine karşı dirençli olmak ve kuraklıktan daha az etkilenmek için çölleşme ile mücadele büyük önem taşıyor. Çölleşme ile mücadele bugünün yaşanan sorunlarını azaltmak, geleceği kazanmaktır.” dedi.

Deniz Ataç, “Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2030 yılına kadar tahrip edilmiş arazilerin %30’unda restorasyon çalışmaları yapılmasının hedeflendiğini” belirtti. 

“ÇÖLLEŞMENİN YÜZDE 87’SİNDE ANA SEBEP EROZYON”
Dünyadaki arazi tahribatının boyutlarının ürkütücü seviyeye ulaştığını vurgulayan Ataç, şu bilgileri aktardı: “2019 BM Arazi Raporu’nda 30 milyon km2 yani yaklaşık Afrika kıtası büyüklüğündeki arazi varlığının tahrip olduğu dile getiriliyor. Bu tahribatın içinde dünyanın %45’ini ve dünya nüfusunun 3’te 1’ini oluşturan kurak alanlar önemli yer teşkil ediyor. Zor koşullara adapte olmuş fakat kırılgan bir ekosisteme sahip olan kurak alanlar dünya ekili tarım arazilerinin %44’ünü, canlı hayvan varlığının ise %50’sini barındırıyor. Gıda güvenliği açısından önemi tartışmasız olan bu alanların %20’sinde çölleşme görülüyor. Çölleşen arazilerin %87’sinde ise ana nedeni erozyon teşkil ediyor, iklim değişikliği ise süreci hızlandırıyor.”

“TARIM ARAZİLERİNİN YÜZDE 39’UNDA EROZYON GÖRÜLÜYOR”
Türkiye’deki arazilerin %73.4’ünün (%50.9’u orta, %22.5’i yüksek derecede) çölleşme riskiyle karşı karşıya olduğunu belirten Ataç, şunları dile getirdi: “Ülkemizde erozyon, çölleşme nedenlerinin başında geliyor. Tarım arazilerinin %39’unda, mera arazilerinin ise %54’ünde erozyon görülüyor. Öte yandan büyüyen kentler verimli tarım arazilerinin azalmasına sebep oluyor. Tarım arazilerimiz, 1990-2022 yılları arasında yaklaşık 4 milyon hektar azalarak 27,9 milyon hektardan, 23,9 milyon hektara geriledi. Bu da yaklaşık 7,5 İstanbul büyüklüğünde tarım alanının kaybedilmesi demek oluyor.

“ÇÖZÜM YİNE TOPRAKTAN GEÇİYOR”
Kısa vadeli çıkarlar ve kazançlar uğruna doğaya ve toprağa verilen zararların etkileri, ekonomik kayıplar, yokluklar ve göçler olarak sonuçlanıyor. Çözüm yine topraktan geçiyor. Bunun için arazi kullanım planlarının hazırlanması, kanunlarda yer alan orman, mera ve verimli toprakları başka amaçla kullanımı kolaylaştıran hükümlerin yürürlükten kaldırılması, erozyonla mücadele edilmesi, sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması ve tahrip edilmiş arazilerin eski haline getirilmesi yani restorasyon çalışmaları yapılması gerekiyor.”

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir