Connect with us

Büyük Resim

MAHALLENİN GİZLİ SIRLARI!

İnsanlar kendi mahallelerinin yanlışlarını konuşamıyor. Karşı mahallenin doğruları görmezden geliniyor. Mahallenin “öz yanlışlarının” üzeri örtülüyor. Rakibin “doğruları ve hakikatleri” yokmuş farz ediliyor. Olumlu, yapıcı ve “öz eleştiri” tarihe karıştı. İdeolojiler, inançlar ve etnik yapılar farklı olsa da, ana motto ve felsefe aynı.

 

 Öz, gerçek, hakiki ve benzeri sözcükler; niteledikleri kişi, kurum ya da nesnenin orijinal ve asıl olduğunu belirtmek için kullanılır. Önceleri nadiren ve “gerçekten-hakikaten” gerektiğinde metinlere giren bu kelimeler; “sahtecilik, kopyacılık, ikiyüzlülük ve maskeli baloların” alıp başını gittiği günümüzde meramı anlatmada yetersiz kalıyor.

GERÇEK ATATÜRKÇÜ, GERÇEK DİNDAR…
Restoran, otobüs firması ve hizmet sektörü firmalarının tabelalarında sıkça rastladığımız söz konusu kelimelerin kullanımları; ideoloji, inanç ve etnik köken tartışmalarına kadar yaygınlaştı. Gerçek Atatürkçü, gerçek milliyetçi, gerçek dindar, gerçek sosyalist, gerçek liberal… Sözde değil, özde laik… Hakiki CHP’liler…

GERÇEK VATAN HAİNİ SENSİN!
Olayın boyutu suçlama amaçlı nitelemelere ve ters algı oluşturma çabalarına bile sıçradı. Birine göre diğeri vatan hainiydi. Vatan hainliğiyle itham edilene göre asıl vatan haini karşıdaki kişiydi. Gerçek-hakiki vatan haini sensin… Sen benim vatan sevgimi ve milliyetçiliğimi sorgulayamazsın…

“ÖZ ELEŞTİRİ” UNUTULDU…
İnsanlar kendi mahallelerinin yanlışlarını konuşamıyor. Karşı mahallenin doğruları görmezden geliniyor. Mahallenin “öz yanlışlarının” üzeri örtülüyor. Rakibin “doğruları ve hakikatleri” yokmuş farz ediliyor. Olumlu, yapıcı ve “öz eleştiri” tarihe karıştı.

Anlatmaya çalıştığım yozlaşma en fazla siyasette göze çarpıyor. Birkaç örnekle konuyu perçinlemekte fayda var. İdeolojiler, inançlar ve etnik yapılar farklı olsa da, ana motto ve felsefe aynı: Mahallenin “öz yanlışlarının” üzerini ört. Rakibin “doğruları ve hakikatlerini” yokmuş gibi farz et.

SİNAN ATEŞ CİNAYETİ YOK HÜKMÜNDE!
Örnek 1: Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş, Ankara şehir merkezinde güpegündüz ateşli silahla vurularak öldürüldü. MHP yönetiminin sanki böyle bir cinayet hiç işlenmemiş havasına bürünmesi herkesi şaşırttı. Saldırganların MHP’li isimlerle ilişkili çıkmasının üzerine tam manasıyla gidilemedi. Ateş’in yakınlarının infiali iktidar yanlısı medyada haber yapmaya değer bulunmadı.

KARAMAN’IN FETVALARI…
Örnek 2: İlahiyat Profesörü Hayrettin Karaman’ın AK Partililer açısından fetva ağırlığındaki bazı sözleri “bu kadar da olmaz” dedirten cinstendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı sırasında Basın Sözcülüğü görevini üstlenen gazeteci Akif Beki, Yeni Şafak’ta yazan Prof. Dr. Karaman’ın 2019 yerel seçimleri öncesinde dillendirdiği “fetvasını” son dönemde yeniden gündeme taşıdığını kaydetti. Beki, Karaman’ın AK Parti tabanını Yeni Şafak’taki yazılarında ve WhatsApp gruplarında uyardığını belirtti.

“İKTİDARA ZARAR VERECEKSE…”
Karaman muhataplarına şöyle sesleniyor: “Bu iktidardan pek çok beklentiniz gerçekleşti, camiayı hayretle izliyorum, bak demedi demeyin, sonra Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olursunuz, iktidara zarar verecekse haksızlık ve yanlışlardan şikâyetle doğruları söylemek caizdir diyemem.” 26 Eylül 2021 tarihli yazısında da yolsuzluklardan söz eden kişilere cevaben “Bu eksikler, aksaklıklar, suiistimaller nefse mağlup olmalar, mal-kadın- mevki imtihanını kaybetmeler, vazifeye zengin başlayıp yoksul veya aynı servet ile çıkacak yerde yoksul başlayıp haram-helâl demeden zengin olmalar… Yirmi yıldan beri değil, bin yıldan fazladır var!” diyor.

GABO VE FIDEL…
Örnek 3: Fidel Castro, Latin Amerikalı Sosyalist aydınlardan haklı eleştirilerini kamuoyu önünde paylaşmamalarını istedi. Angel Esteban ve Stephanie Panichelli’nin kaleme aldığı “GABO VE FIDEL: Gabriel Garcia Marquez ve Fidel Castro: Bir Dostluğun Hikayesi” adlı kitapta Küba Devrimi’nin lideri Fidel Castro ile Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazar Gabriel Garcia Marquez arasındaki iletişim, arkadaşlık ve “deyim yerindeyse” kader birliği anlatılıyor.

CASTRO: KOL KIRILIP YEN İÇİNDE KALMALI…
Marquez, Küba Devrimi sürecine destek veren Latin Amerikalı aydınlar ile Castro arasında irtibatı sağlıyor. Castro, Küba’da yönetimi ele geçirdikten bir müddet sonra vaatlerinin aksine kimi baskıcı uygulamalara imza atıyor. Durumdan rahatsız olan Latin Amerikalı sosyalist aydınlar hoşnutsuzluklarını Marquez aracılığıyla Castro’ya iletiyor. Castro, Marquez’e aydınların eleştirilerini haklı bulduğunu ve ne demek istediklerini gayet iyi anladığını, ancak onlardan bir müddet anlayış beklediğini söylüyor. Castro’ya göre, aydınların Küba’da gördükleri hataları kamuoyuna alenen deklare etmeleri, devrim karşıtlarının ekmeğine yağ sürmek anlamına gelmekteydi. Dolayısıyla kol kırılıp yen içinde kalmalıydı. Marquez, Castro’nun “mahallemizin yanlışlarının üzerini örtün ya da en azından şimdilik seslendirmeyin” mesajını aydınlara ulaştırıyor.

 

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir