Connect with us

Türkiye Gündemi

2021’DE TÜRKİYE EĞİLİMLERİ…

Kadir Has Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Grubu ve Global Akademi’nin düzenlediği “Türkiye Eğilimleri Araştırması”nın 2021 yılı sonuçları açıklandı. Akademetre Araştırma ve Stratejik Planlama’nın gerçekleştirdiği çalışmaya göre; Türkiye’de “ekonomik sorunlar” halkın ana gündem maddesi. Geçtiğimiz yıla göre oranını üçe katlayan “mülteci sorunu” ikinci sıraya yükselirken, “Covid-19 salgını” üçüncü sırada yer aldı.

Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın koordinasyonunda; 3 Ekim-5 Kasım 2021 tarihleri arasında yürütülen “Türkiye Eğilimleri” araştırmasına 26 ilden 18 yaş üzeri bin kişi katıldı. Araştırma sonuçlarına  Türk halkının gündemindeki en önemli sorunlar listesinin başında yüzde 22,7’yle ekonomi geliyor. Yüzde 6 oran yükselten mülteci problemi  yüzde 17,9’la ikinci. Geçtiğimiz senenin bir numaralı problemi Covid-19 salgını ise bu yıl yüzde 15,8’le üçüncülüğe geriledi.  Yüzde 12,3’ten yüze 7,3’e inen “hak ve özgürlüklerin sınırlanması” dördüncü;  yüzde 8’den yüzde 7,2’ye düşen “terörle mücadele” beşinci durumda. Eğitim yüzdesi 0,1. Sonuçlar coğrafi bölge bazında incelediğinde ise; Akdeniz ve İç Anadolu’da ekonomik sorunlar, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da mülteciler, Marmara ve Ege’de Covid-19, Karadeniz’de ise terör ön plana çıkıyor.

 

Prof. Dr. Mustafa Aydın-Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi

Prof. Dr. Mustafa Aydın-Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi

“TÜRKİYE’NİN DÖNÜŞÜMÜNÜ ANLAMAK İÇİN BİR KAYNAK”
Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Global Akademi Genel Koordinatörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, araştırmanın “Türkiye’nin dönüşümünü anlamak ve takip etmek için değerli bir kaynak niteliğinde olduğunu ifade ediyor:  “Bu çalışmayla Türkiye’nin sosyal, ekonomik, siyasi, kültürel değişimleri ve halkın yaşam alışkanlıkları objektif bir şekilde ölçülüyor; Türkiye’nin toplumsal değişiminin takibi ve öngörülmesi mümkün oluyor.”

Araştırmadan öne çıkan diğer veriler şöyle:

GEÇİM SIKINTISI YAŞAYANLARIN SAYISI ARTTI
Geçtiğimiz yılla bu yılın araştırma sonuçları karşılaştırıldığında; “Kendimi/ailemi geçindiremiyorum” diyenlerin oranı yüzde 51,1’den yüzde 57,2’ye , “Ekonomik olarak daha kötü durumdayım” diyenlerin oranı ise yüzde 51,8’den yüzde 55,4’e çıktı. Borçlarının seviyesinden endişe duyanların oranı yüzde 48,9’dan yüzde 45,8’e inerken, gelirinin aylık tüketim harcamalarını karşılamaya yeterli olduğunu düşünenlerin oranı yüzde yüzde 33,4’ten yüzde 40’a yükseldi. Katılımcıların gözünden Türkiye’de yakın dönemde yaşanan ekonomik zorlukların temel nedenlerine bakıldığında ilk üç sırayı “faizlerin yüksek olması (yüzde 20,7)”, “yüksek dış borçlanma (yüzde 14,8)” ve “göçmen ve mülteciler (yüzde 14,4)” aldı.

EKONOMİDEKİ EN ÖNEMLİ SORUN YÜKSEK FAİZLER
Türkiye ekonomisi açısından önemli görülen konular arasında; faizlerin yüksekliği (yüzde 85,6), enflasyonun yüksekliği (yüzde 84,7), gıda ürünleri fiyatlarında artış (yüzde 82,3), Türk lirasının değer kaybetmesi (yüzde 81,9), kira/ev fiyatlarında artışlar (yüzde 80,4), işsizlik (yüzde 79,6), vergi oranlarının yüksekliği (yüzde 79,3), dış politikada yaşanan sıkıntılar (yüzde 79,1), dış borçların yüksekliği (yüzde 78,9) ve gelir dağılımındaki eşitsizlik (yüzde78,7) dikkat çekti. Türk halkının yüzde 5,4’ü “Aylık ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra tasarruf yapma imkânı” olduğunu belirtirken, tasarruf yapma yöntemi olarak “Altın alırım (yüzde 54,6)” ve “Döviz alırım (yüzde 38)” ilk iki sırayı paylaştı. Buna karşılık “TL olarak bankada faiz hesabında değerlendiririm” diyenler yüzde 14,5’te, “Borsada değerlendiririm” diyenler yüzde 10,3’te kaldı.

KATILIMCILARIN YÜZDE 27,5’İ: “MUHAFAZARIM”…
Türk halkının siyasi tavrını da ortaya koyan araştırmada; “Kendinizi siyasi görüşünüz açısından nasıl tanımlarsınız?” sorusuna en çok “muhafazakâr (yüzde 27,5)” yanıtı verildi. Bu tanımı “milliyetçi (yüzde 19,9)” ve “Kemalist (yüzde 19,2)” izledi. Kendisini “Siyasal İslamcı” diye tanımlayanların oranı (yüzde 9) geçen yıla göre önemli bir değişiklik göstermezken; “sosyal demokratım” diyenlerin oranı yüzde 13,9’dan yüzde 8,3’e düştü; “Kemalist” diye tanımlayanların ise yüzde 10,3’ten yüzde 19,9’a ulaştı. Kendisine “muhafazakâr” veya “siyasal İslamcı” diyenlerin yaş aralığı 41-55; “milliyetçi” veya “Kemalistler” ise 18-20 yaş aralığında. “Muhafazakâr” veya “siyasal İslamcı” olduğunu belirtenlerin yıllar içindeki eğişimi incelendiğinde de; 2017’de yakaladığı en yüksek oran yüzde 47,4 kaydedilirken; bu oranın geçtiğimiz yıl yüzde 34,6’ya kadar düştüğü, bu yıl ise yüzde 36,5’e çıktığı belirlendi.

YÜZDE 55,7, CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNDEN YANA
Ülkenin yönetim tarzı sorulduğunda; katılımcıların yüzde 55,7’si Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tercih ederken, yüzde 44,3’ü Parlamenter Sistem’i benimsediğini belirtti.  Yönetimsel ifadeleri değerlendirmeleri istendiğinde yüzde 55,3’ü (2020’de yüzde 60,8) “Demokratik siyasal sistemle yönetime” çok iyi ve iyi diye derken; yüzde 51,2’si (2020’de yüzde 46,6) “Parlamento ve seçimlerle uğraşmak zorunda kalmayan güçlü bir lidere sahip olmak” tercihine olumlu yaklaştı. Yüzde 38,2’le “Hükümet yerine uzmanların, ülke için en iyi olduğuna inandıkları şeyi yapmaları”, yüzde 28,1’le “Ülkeyi dini liderlerin yönetmesi” ve yüzde 25,2’le “Ülkeyi ordunun yönetmesi” şıklarını seçti. Katılımcıların yüzde 58,4’ü “Gençlere Türk milletinin manevi değerlerine sahip çıkmayı öğretmenin demokrasi eğitimi vermekten daha önemli” olduğunu düşünürken, yüzde 50,3’ü (2019’da yüzde 35,5) “Türkiye demokratik bir ülkedir” önermesini seçti.

ERKEN SEÇİM İSTENMİYOR
“Haziran 2023’te yapılması öngörülen “Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili genel seçimlerinin öne alınmasına gerek var mıdır?” sorusu yüzde 64,5 oranında “Hayır” yanıtı aldı. Erken seçime “Evet” diyenler (yüzde 16,9) arasında, yönetimin değişmesi, ekonomi, sistemin kötü olması, genel durumunun kötü olması ve adalet olmaması gibi gerekçeler öne çıktı. “İdeal bir Cumhurbaşkanının sahip olması gerektiği düşünülen özellikler” sıralamasında bu yıl “Başarılı bir siyasi geçmişi olmalı” önermesi 5 sıra yükselerek yüzde 70 ile 1. sıraya yerleşirken, onu “Yönetim tecrübesi olması (yüzde 68,8)”, “Dürüst ve ahlaklı olması (yüzde 68,7)”, “Yüksek değerlendirme becerisine sahip olması (yüzde 67,9)” ve “Halk ile iç içe olması (67,5)” izledi. “Bugün bir seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusuna ise sırasıyla AKP (yüzde 35,9), CHP (yüzde 24,6), MHP (yüzde 9,7), İYİ Parti (yüzde 9,4) ve HDP (yüzde 9) yanıtını verirken oy vermeyeceğini belirtenlerin oranı yüzde 5,3’te, kararsızların oranı yüzde 3,6’da kaldı.

EN ÇOK POLİSE GÜVENİLİYOR
Halkın en güvendiği kurumlar sıralamasında son yıllarda ilk üç kendi arasında yer değiştiriyor; 2021’de Polis yüzde 65,4 ile ilk sıraya yükselirken, ardından  Jandarma (yüzde 65,4) , Türk Silahlı Kuvvetleri (yüzde 62,4) , Türkiye Büyük Millet Meclisi (yüzde 57) , Cumhurbaşkanlığı (yüzde 56,9) kayıtlara geçti. Geçtiğimiz yıl ilk kez ölçülen Türk Tabibleri Birliği bu yıl oranını yükselterek altıncı sıraya yerleşirken (yüzde 56,7), listenin devamındaki Milli İstihbarat Teşkilatı, Anayasa Mahkemesi, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türkiye İstatistik Kurumu, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Barolar’a güvende kayda değer artış görülmedi.

KATILIMCILARIN YARISINDAN FAZLASI DIŞ POLİTİKADAN MEMNUN
Hükümetin dış politikasını başarılı bulma oranı 2019’da yüzde 28,5, 2020’de yüzde 46,5’ti. Bu yıl çalışmaya katılanların yüzde 50,6’sı hükümetin dış politikalarından memnun olduğunu ifade etti. Öte yandan hükümetin Suriye politikalarındaki memnuniyetsizlik giderek artıyor. Suriye konusunda izlenen politikaları başarılı bulanların oranı 2019’da yüzde 36, 2020’de yüzde 32,1 iken 2021’de bu oran yüzde 27,4’te kaldı. Başarısız bulanların oranı ise bu yıl yüzde 23,6’dan yüzde 38,1’e geldi. Dış politikada Türkiye’nin iş birliği yapması gerektiği düşünülen ülkeler arasında Müslüman ülkeler yüzde 17,5’le ilk sırayı aldı. Rusya ikinci sırada yüzde 16,4’le ikinci olduğu sıralamada geçtiğimiz iki yılın araştırmalarında (yüzde 24,6 ve yüzde 19,5’le) ilk sırada yer alan Türki Cumhuriyetler bu yıl yüzde 14,1 ile üçüncü sıraya düştü. Bu ülkelerin ardından ABD (yüzde 14,1), AB Ülkeleri (yüzde 12,7) ve NATO Ülkeleri (yüzde 10,1) seçildi.

TÜRK HALKINA GÖRE EN BÜYÜK TEHDİT ERMENİSTAN
Türk halkının tehdit olarak algıladığı ülkeler sıralamasında uzun süredir zirveyi bırakmayan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) bu yıl sıralamada üçüncülüğe (yüzde 56,1) gerileyerek yerini Ermenistan’a verdi (yüzde 60,9). İkinci sıradaki İsrail (yüzde 60,5) , dördüncü sıradaki Irak (yüzde 49,6) halen önemli tehditler arasında değerlendirilirken, 2021 tehdit algısında esas çıkışı yüzde 36,4’ten yüzde 44,6’ya yükselen oranıyle Güney Kıbrıs Rum Yönetimi kaydetti. “Türkiye’nin yabancı ülkelerde asker bulundurmasına destek”, yüzde 29,1’le bugüne kadarki en düşük oranı yakalarken, “Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarına destek” de yüzde 33,7’le yine bugüne kadarki en düşük oranı elde etti.

 

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir