YAPISAL DÖNÜŞÜM SÜRECİNDE “EŞİKTEKİ TÜRKİYE”…

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), Stiftung Mercator ve Ankara Enstitüsü Türkiye ortaklığıyla düzenlenen “Eşikteki Türkiye” webinar serisinde; Türkiye’nin de yakından hissettiği dünyadaki yapısal dönüşüm sürecinin “toplumsal, siyasal ve ekonomik” dinamiklerinin anlaşılması ve “ulusal, bölgesel ve küresel” gelişmelerle etkileşiminin değerlendirilmesi amaçlanıyor.

“Küreselleşme, yeni teknolojiler ve iklim değişikliği” gibi global dinamikler ile etkileri ülkeden ülkeye değişiklik gösteren “göç, terör, radikalleşme, eşitsizlik, yoksulluk ve benzeri durumlar” insanlığı yapısal açıdan dönüştürüyor.

TOPLUMSAL, SİYASAL VE EKONOMİK DİNAMİKLER…
Türkiye’nin de yakından hissettiği dünyadaki yapısal dönüşüm sürecinin “toplumsal, siyasal ve ekonomik” dinamiklerinin anlaşılması ve “ulusal, bölgesel ve küresel” gelişmelerle etkileşiminin değerlendirilmesi amacıyla Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), Stiftung Mercator ve Ankara Enstitüsü Türkiye tarafından “Eşikteki Türkiye” adlı webinar serisi organize edildi.

İLK WEBİNAR GERÇEKLEŞTİ
İPM Araştırma ve Akademik İlişkiler Koordinatörü Senem Aydın-Düzgit’in moderatörlüğündeki ilk webinarda Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İPM Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman, Araştırmacı Galip Dalay ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Hatem Ete konuya ilişkin görüş ve düşüncelerini açıkladı.

Senem Aydın-Düzgit

“TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM SÜRECİNDE”
Türkiye’nin önemli bir değişim ve dönüşüm süreci içinde olduğunu ifade eden Senem Aydın-Düzgit, şunları söyledi: “Milliyetçilik, laiklik, günümüzde yaşanan sistem tartışmaları olsun, yeni kuşaklar, yeni seçmenler, bunların tercihleri, eski seçmenlerin tercihlerindeki dönüşümler olsun yeni oluşan bazı trendlerin olduğuna, Türkiye’de bazı şeylerin sabit kalmadığını görüyoruz ve aslında bir dönüşümün eşiğinde olduğuna inanıyoruz. Bu yeni webinar serisinde bunları tartışmak istiyoruz. Bunu da veri temelli yapmak istiyoruz. Türkiye’nin yaşadığı bu eşikte olma durumunun Türkiye’ye özgü bir durum olmadığını, aslında tüm dünyada bir dönüşüm süreci yaşanıyor.”

Fuat Keyman

“ARTIK İSTİKRAR YERİNİ EKONOMİK SORUNLARA BIRAKTI”
Kasım 2002’den itibaren AK Parti’nin tek başına iktidarda olduğu dönemde 2018’e kadar “ekonomi ve seçim performansının paralel gittiğini”, ancak 2018’den itibaren aradaki makasın açılmaya başladığını” kaydeden Prof. Dr. Fuat Keyman, şöyle konuştu: “Büyük yatırımlar, büyük Türkiye söylemleri varken işsizliğin ve pahalılığının arttığını insanların yaşam mücadelesine girdiğini gördük. Artık bu ekonomik istikrarın bittiğini, yerini ciddi hayat pahalılığı ve ekonomik sorunlara bıraktığını gözlemledik. Kimliği ne olursa olsun insanlar yaşam mücadelesi vermeye çalışıyor. 2002’den 2011’e kadar mutlu bir Türkiye görüyorduk. İnsanlar eleştirse de yarınlarını görebiliyordu. 2018’den başlayarak her farklı eğilimin mutsuz olduğu her alanda görülüyor. Birlikte yaşamanın zorlaştığı, kurumlarına güvenmediği ve insanların kendini yönetenlere güvenmediği bir yöne doğru gittik. Türkiye’nin psikolojisi hem toplum hem bireysel olarak bozulmaya başladı. Her kimlik talebi, vatandaşlık hak talebi. Hem geçmişi hem bugünü eleştirip yeni toplumsal sistemi ona göre inşa etmek gerekiyor.”

Galip Dalay

“DEVLET DIŞI AKTÖRLERLE ÇALIŞILDIĞINI GÖRDÜK”
Türkiye’nin son yıllarda dış politikada “donmuş krizleri eritmeye çalışan” bir anlayış sergilediğini dile getiren Galip Dalay, bu görüşünü şöyle detaylandırdı: “Bunu Azerbaycan’da Suriye’de Karabağ’da Doğu Akdeniz’de gördük. Türkiye’nin ulusal güvenlik olarak kodladığı meselelerle sınırın ileri aşamasında karşılaşmasını gördük. Devlet dışı aktörlerle çalıştığını gördük. Savunmacı mı yayılmacı bir politika mı? Her ikisi de söyleniyor. Türkiye’nin ne stratejisi belli ne de kime karşı otonomi arayışı olduğu belli… Bu bir sorun. Türkiye bölgesel bir aktör. Bunu ilk defa yaşamıyoruz. Bütün tartışmalara rağmen Türkiye’nin bir stratejisi olduğu kanaatında değilim. İç politikada da net bir rotası yok.”

Hatem Ete

“SİYASETTE ÇOK HAREKETLİ BİR DÖNEM YAŞANIYOR”
Hatem Ete ise siyasette çok hareketli bir dönem yaşandığının altını çizdi: “Bu nedenle bu webinar serisine kimliklerin dönüşümünü eksene alalım diye düşündük. Siyaset ve dış politikadaki hareketlilik hemen yansıma bulmasa da yapısal ve derinden kalıcı olarak toplumsal siyasal kimlikleri de dönüştürüyor. Türkiye şimdi bu aşamada. Siyasal ve toplumsal kimlikler de ciddi bir dönüşüm arifesinde. Bütün kimlikler değişiyor. Siyasal kimlikler kırılmalar yaşıyor, dönüşüyor.”