Connect with us

Türkiye Gündemi

20’NCİ VEHBİ KOÇ ÖDÜLÜ PROF. VURAL’IN…

Vehbi Koç Vakfı’nın kültür, eğitim ve sağlık alanında “yaşam kalitesinin artırılmasına katkıda bulunan kişi ve kurumları teşvik etmek amacıyla” verdiği Vehbi Koç Ödülü’ne bu yıl İlköğretim Okullarına Yardım (İLKYAR) Vakfı ve vakfın kurucusu Prof. Dr. Hüseyin Vural layık görüldü. Vural, törende ‘rüyamız’ diye nitelediği hedeflerini paylaştı: “Köylerden ve şehirlerden çocukların geleceği, en güzel şekilde altyapısını kuracağımız, sürekli güncelleyeceğimiz laboratuvarlar ile tüm çocuklara, anne ve babalara hitap edecek Bilim Sanat Köyü’nü kurmak istiyoruz.”

 

52 yıl önce kurulan Vehbi Koç Vakfı, her sene sırasıyla kültür, eğitim ve sağlık alanlarında Vehbi Koç Ödülü veriyor. Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu, 20’nci Vehbi Koç Ödülü için Prof. Dr. Mehmet Ali Alpar’ın başkanlık ettiği ve Prof. Dr. Petek Aşkar, Prof. Dr. İpek Gürkaynak, Prof. Dr. Hasan Şimşek ile Işık Tüzün’den oluşan Seçici Kurul’un önerdiği 3 aday arasından “eğitim” alanındaki öncü nitelikteki çalışmalarıyla dikkat çeken “İlköğretim Okullarına Yardım (İLKYAR) Vakfı’nı ve kurucusu Prof. Dr. Hüseyin Vural’ı seçti.

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, Covid-19 salgını sebebiyle dijital yapılan ve Vehbi Koç Vakfı ile Koç Holding’in Youtube kanallarından yayınlanan törende “Bu akşam sadece çok değerli bir kuruluşumuzu ve insanımızı ödüllendirmekle kalmayıp azimle çalıştığımız takdirde neleri başarabileceğimize bir defa daha şahit oluyoruz.” dedi.

Prof. Dr. Hüseyin Vural’a (soldaki) 20’nci Vehbi Koç Ödülü’nü, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç takdim etti.

ÖMER KOÇ: “EĞİTİMİ EN ÖNCELİKLİ MESELEMİZ GÖRMELİYİZ”
20’nci Vehbi Koç ödülüne layık görülen Prof. Dr. Hüseyin Vural’ın ortaya koyduğu çalışmaların çok değerli ve hayat hikayesinin kendisi kadar özel olduğunu söyleyen Ömer. M. Koç, bu övgü dolu sözlerin öncesinde şunları dile getirdi: “Hiç şüphe yok ki, içinden geçtiğimiz Covid-19 salgınının pek çok konuda menfi etkileri oldu. Ancak eğitim alanındaki sonuçları özellikle dikkat çekici ve üzücü. Milli Eğitim Bakanlığımızın web sitesinde yayımladığı ‘Sayılarla Uzaktan Eğitim’ istatistiklerine baktığımızda, yaklaşık 2,5 milyon öğrencinin Eğitim Bilişim Ağı’na erişemediğini görüyoruz. Devletimizin sahadaki durumu yakından izliyor olması, eminim alınan önlemlere de ışık tutuyordur. Her hâlükârda öğrencilerimizin yüzde 15, yüzde 16’sının sistemin dışında kalması vahim bir tabloya işaret ediyor. Korkarım, bu durum bilhassa sosyoekonomik bakımdan geri kalmış yörelerimizdeki evlatlarımızı daha da olumsuz etkiliyor. Özetle, salgınla birlikte süregelen sorun daha da büyümüş, eğitimde fırsat eşitsizliği daha da derinleşmiş görünüyor. Bizim en büyük sorumluluğumuz çocuklarımızı hızla değişen dünyaya, bugünden çok farklı bir geleceğe hazırlamaktır. Onları 21’inci Yüzyıl’ın yetkinlikleriyle donatmalı, gerekli meziyetleri kazandırmalıyız ki; yarının dünyasında kendilerine yer bulmanın ötesinde, söz sahibi de olabilsinler. Özgür düşüncenin temeli olan eleştirel okuma, analitik düşünme ve sentezleme becerilerini henüz okul yıllarında kazanan, donanımlı, bilim, kültür ve sanat alanlarında bilgi ve ilgi sahibi bireyler yetiştirmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu memleketin müreffeh ve aydınlık yarınları için eğitimi en önemli, en öncelikli meselemiz olarak görmeliyiz. Başka türlü, Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ nesillerini nasıl yetiştirebiliriz? Ne mutlu ki bu bilinci haiz, elini taşın altına koyan, koşullar ne olursa olsun herkesten evvel koşan, topluma liderlik eden vatansever insanlarımız var.”

ANCAK BİLGİYLE BESLENMİŞ ÖZGÜVENLE İNSANLIĞA YENİLİKLER SUNABİLİRİZ”
Ödülünü Ömer M. Koç’un elinden alan Prof. Dr. Hüseyin Vural törende İLKYAR’ın yurdun dört bir yanında dokunduğu çocukların ve gençlerin öykülerini anlattı.

Prof. Dr. Hüseyin Vural-İLKYAR Vakfı Kurucusu

“Bu çocukların hepsini güzel etkinliklerle bir araya getirebilmek ülkemizin geleceği için çok yararlı olacaktır, diye düşünüyorum. Çocuklara dokunarak önemli olduklarını hissettirirseniz, onlar da kapasitelerini ortaya çıkarmak için büyük bir heyecanla çalışıp, her yere ulaşabiliyor.” diyen Prof. Dr. Vural şöyle konuştu: “Şu anda teknoloji ilerlerken bir sürü caydırıcılar ortaya çıkıyor. 2 terabaytlık bellekler satılıyor. 4 terabaytlık olanlar da yakında satılmaya başlar. 4 terabaytlık bir bellekte 500 bin kitabı saklayabilirsiniz, yani insanlığın bütün birikimini cebinize koyabilirsiniz. Bu birikimi özümseyerek çok güzel şeyler yapabiliriz. Ama yanlış amaçlara doğru yönlenirsek, teknoloji fayda değil, uyuşturan bir rol oynamaya başlar. Sosyal medyadan o kadar ilginç bilgi ve görüntüler akıyor ki; o mükemmellikler karşısında hayran oluyoruz, ama yavaş yavaş çocuklar da, bizler de uyuşmaya başlıyoruz. ‘Biz yapamayız, onlar yapmış hepsini’ diye bir psikoloji içerisine giriyoruz. Ancak bilgiyle beslenmiş özgüvenle insanlığa yenilikler sunabiliriz.”

“KÖYDEKİLER EĞİTİMDE BU ÜLKENİN EN ŞANSSIZ ÇOCUKLARI”
Vural, başlattıkları Bilim Elçisi Projesi hakkında şu bilgileri aktardı: “81 ildeki 81 köy çocuğunu kütüphaneci olarak belirledik. Hep birlikte bilgisayarın başına toplanıp EBA derslerini izleyebiliyorlar. Köy çocukları eğitimde bu ülkenin en şanssız olan çocukları. Çünkü taşımalı eğitimle başka il, ilçe, taşıma merkezindeki güzel okullara gidiyorlar. Orada dersler saat iki, iki buçuk civarı bitince hemen servise binip geri dönüyorlar. Okullarındaki kaynaklardan yeterince yararlanamıyorlar. Köylerinde hayat neyi gerektiriyorsa onu yapıyorlar, ya hayvanların altını temizliyorlar, ya da analarına yardım ediyorlar. Eğitimden uzaklaşıyorlar. Hâlbuki bu ülkenin Edison’u büyük şehirlerden çıkacak diye bir şart yok. O köylerde belki de pek çok Edison gizli. Okuma heyecanının sürmesi gerekir. Milli Eğitim Bakanlığımızın çok güzel bir sloganı var, ‘Eğitimde ihmal edilecek tek birey bile olamaz.’ ‘Bilim Elçilerimiz’ kütüphaneci gibi çalışıp, çocuklara kitapları dağıtıyorlar. Onlarla internet üzerinden konuşuyoruz, deneyler yapıyoruz. Bilim Elçilerimiz ile büyük bir yolculuğa başladık. Çok güzel çocuklar ve çok iyi yerlere geleceklerine inanıyorum. Onların insani değerlerini, sevgilerini, saygılarını, gülümsemelerini koruyup, milletimize hizmet edecekleri günleri görmek için yaşıyorum.”

“BİLİM SANAT KÖYÜ KURMA RÜYAMIZ VAR”
Vural, TÜBİTAK’ın desteklediği ve 19 yıldır devam eden Yaz Bilim Okulu’nun ODTÜ kampusunda gerçekleştiğini belirtti: “ODTÜ’nün bilim insanları çocuklar ile buluşuyor. Çocuklar kendi deney setlerini geliştiriyor ve birçok etkinlik gerçekleştiriyorlar. Böylesine dolu dolu geçen bir Yaz Bilim Okulu’nda söz veriyorlar, ‘Biz de sizin gibi olacağız, ülkemize, milletimize faydalı bireyler olacağız’ diyorlar. Yaz Bilim Okulu her sene 8-9 gün kadar sürüyor. Bunu yıl boyunca yapalım arzusundayız. Onun için de bir rüyamız var, köylerden ve şehirlerden çocukların geleceği, en güzel şekilde altyapısını kuracağımız, sürekli güncelleyeceğimiz laboratuvarlar ile tüm çocuklara, anne ve babalara hitap edecek Bilim Sanat Köyü’nü kurmak istiyoruz.”

İLKYAR VAKFI’NIN TOHUMLARINI 1977 YILINDA ATTI…
Sözlerini “İyi ki Vehbi Koç bu vakfı kurmuş. İyi ki sizler böyle güzel şeylere devam ediyorsunuz. Vehbi Koç’u rahmetle anıyor, hepinize çok teşekkür ediyorum.” ifadeleriyle tamamlayan Vural, İLKYAR Vakfı’nın ilk tohumlarını 1977 yılında ABD’deki doktora eğitimi sırasında attı. “Çocukların hayal güçlerini desteklemeyi, özgüvenlerini geliştirmeyi ve her türlü yeteneklerinin ortaya çıkmasına olanak tanımayı” amaçlayan vakfı; Prof. Dr. Vural Altın, Prof. Dr. Sıddık Yarman ve Prof. Dr. Mahir Arıkol’le birlikte 1998 yılında kurdu.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir