Faruk Bangir

“ŞARKILARIMDA GÖNÜL HİKAYELERİ YAZIYORUM”

“Ben şarkılarda gönül hikayeleri yazıyorum. Bu hikayelerin insanların gönül tellerini titretmesini istiyorum. Çünkü titreşim insanlara her zaman haz verir, onları harekete geçirir, ivme kazandırır.” diyen Sanatçı Zaim Güvenç, bu aralar en fazla “bir araya gelip eğlenmeye” ve “birbirimizin kalbine ve yaralarına dokunabilmeye” ihtiyacımız olduğunu söylüyor. Güvenç’in “Geçen bunca yıl sana ne öğretti?” sorumuza verdiği “Sezen Aksu bir şarkısında insanın doğduğunda bildiğini unuttuğunu ve bunu ölürken hatırlamayı dilediğini söylüyordu. Bunca geçen yıl bana bu noktaya gelmeyi öğretti diyebilirim.” cevabı, hayat felsefesini ortaya koyuyor.

 

“Çocukken Peter Pan gibi olmak isterdim. İstediğim yere gidip, sevdiklerimin penceresine konarak onlarla şarkılar söylemeyi hayal ederdim. Bunu sanat sayesinde yapabiliyorum sanırım. Oynadığım filmlerle, tiyatro oyunlarıyla ve seslendirdiğim şarkılarla sevenlerimin gönüllerine konabiliyorum. Evet, hayal ettiğim kişi olabildim.” Okuduğunuz bu ifadeler tiyatro, sinema ve müzikte başarılarıyla isminden söz ettiren Zaim Güvenç’e ait.
Güvenç’le sanat, hayat ve son çıkardığı ”Haz” adlı şarkısı üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

 

-Haz şarkısı nasıl ortaya çıktı?
Haz koronanın (Covid-19 salgınının) en yoğun olduğu dönemde geçen yıl ortaya çıktı. Ben de bu virüse yakalanmıştım. Virüs dolayısıyla inanılmaz hassaslaştığım bir dönemdi. Düşen bir yaprak için bile üzülüyordum.

Geçen yıl eylül ayıydı. Hastalandığım için içim hep buruk ve ağlamaklıydı. Bu dönemde en yakınlarım yanımdaydı. Öncelikle her birine çok teşekkür ederim. Bu dostlarımdan bir tanesi hep yanımda olmaya beni öyle alıştırdı ki; yaptığı birçok şeyin yanında bir tane bir şeyi yapmasa ben ağlamaklı oluyordum.

 Zaim Güvenç: “Pandemi başladığından bu yana eğlenmeyi unuttuk. Bu nedenle Haz vahada açan bir çöl çiçeği gibi imdada yetişti ve dinleyenini eğlenceye davet etti.”

“PANDEMİ BAŞLAĞINDAN BU YANA EĞLENMEYİ UNUTTUK”
” Haz” işte bu duygularla yazıldı. Bir gün işi çıktı ve gelmedi diye çok üzgündüm. ‘Zalim kapımdan geçmedin’ diye şarkı dudaklarımdan döküldü. Haz bu duygularla ortaya çıktı. Aslında hüzünlü bir şarkıydı, sonra neşeli bir şarkıya dönüştürdük. İyi ki de böyle oldu. Pandemi başladığından bu yana eğlenmeyi unuttuk. Bu nedenle Haz vahada açan bir çöl çiçeği gibi imdada yetişti ve dinleyenini eğlenceye davet etti.

-Şarkıyla ilgili gelen tepkiler nasıl?
Şarkıyla ilgili gelen tepkiler genel olarak güzel. Şarkıyı ve klibi çok beğendiklerini söylüyorlar. Çok değerli Müzik Hocam Metin Batur şarkıda sesimi güzel kullandığımı ve tam bir yaz şarkısı olduğunu söyledi. Bu nedenle çok mutlu oldum. Bu şarkı benim müzik alanında attığım sağlam adımlardan biri kanımca. Şarkıyla ilgili gelen tepkilerden mutluyum. İnsanlar arabada veya spor yaparken Haz’ı dinlemeyi çok sevdiklerini söylüyorlar. Ben de insanlara moral aşılamak ve unuttukları eğlenceyi onlara yeniden hatırlatmak için bu şarkıyı söyledim zaten. Dinleyenlerle bu anlamda örtüşmüş olduk.

“YOUTUBE İZLENME ORANI HER GEÇEN ARTIYOR”
Şarkıyı kendi youtube kanalımızdan sunduk. Başka reklam, halkla ilişkiler çalışması yapmadık. İzlenme oranı her geçen gün artıyor. Şarkımız gitgide daha da yüksek sayıda oranlara ulaşıyor. Bize gelen geri dönüşler ve yorumlar çok olumlu. Gazetelerde çıkan haberler ve köşe yazarlarının yorumları da Haz’ın başarılı olduğunu ispat ediyor. Birkaç hafta içinde reklamsız şarkımız nerdeyse on bin dinleyiciye ulaştı. Daha da yolculuk devam ediyor. Bu sonuçtan çok mutluyum.

Yeri gelmişken müzik çalışmalarım boyunca hep yanımda olan sana, Haz şarkımızın aranjörü Aydın Baş’a ve klip yönetmenimiz Onur Can Tögen’e çok teşekkür ederim.

Güvenç, “Bu aralar en fazla ihtiyacımız olan şey -bir araya gelmek ve eğlenmek-, birbirimizin kalbine ve yaralarına dokunabilmek diye düşünüyorum.” diyor.

“BİRBİRİMİZİN KALBİNE VE YARALARINA DOKUNMAYA İHTİYAÇ VAR”
-Bu aralar mutluluğa çok fazla ihtiyacımız var. Haz sanki bu açığı kapatmak üzere ortaya çıkmış bir şarkı diyebilir miyiz?
”Haz” derken şarkıyı yazarken bu sözcüğü; bohem bir dünyanın içinden süzülüp gelen bir duygu olarak ele almadım. Dinleyici ruhlar için bir şifa gibi ele aldım. Bu aralar en fazla ihtiyacımız olan şey -bir araya gelmek ve eğlenmek-, birbirimizin kalbine ve yaralarına dokunabilmek diye düşünüyorum. Tabi ki bu anlattıklarım toplamda mutluluk yaratmakta.

Bir de şu konuya dikkat çekmek istiyorum. Sinemacı olduğum için ilk şarkımız Gönlü Bana Düşmedi’nin klibini kısa film tadında yapmıştık. Haz’ın klibi ise insanları yormadan eğlenceye davet edecek biçimde çekildi. Bu şarkının insanlara mutluluğu hatırlatan ve sunan güzel bir enerjisi var. Ben önce Haz’ı dinliyorum. Ardından youtube başka şarkıları karşıma çıkarıyor. Bu durumu sihirli bir dolap gibi hissediyorum. Haz şarkımız adeta bir anahtar gibi başka şarkıları keşfetmeme neden oluyor. Aslında mutluluğu yakalamak çok zor değil. Sadece farkında olmak ve harekete geçmek gerekiyor. Haz bizi harekete geçiriyor ve mutlu ediyor.

-İlk şarkınız Gönlü Bana Düşmedi adeta 90’lar rüzgarı estirdi. Haz bugünleri mi çağrıştırıyor?
Gönlü Bana Düşmedi 90’lı yılları hatırlatıyor mu, bilemiyorum. Bu tabi dinleyicinin algısı. Ama şunu söylemek istiyorum. Ben şarkılarda gönül hikayeleri yazıyorum. Bu hikayelerin insanların gönül tellerini titretmesini istiyorum. Çünkü titreşim insanlara her zaman haz verir, onları harekete geçirir, ivme kazandırır.

“ŞARKI KAFANIZDA HİKAYE VE MELODİSİYLE BERABER GELİŞİYOR”
-Bir şarkının ortaya çıkış hikayesi nasıldır?
Eğer şarkı yazmaya meyilli ve bu alanda kendinizi konumlandırdıysanız şarkı kafanızda hikaye ve melodisiyle beraber gelişiyor. Çok yoğun duygu anlarında şarkılar kendiliğinden ortaya çıkıyor. Ama bunun dışında o yakaladığınız melodi ve cümleleri oturup kendi sistemi içinde düzenliyorsunuz. İyi bir şarkı için söz ve melodinin insanlara dokunabilmesi ve onların kendilerinden bir şeyler bulmaları çok önemlidir diye düşünüyorum.

-Tiyatro, sinema ve müzik… Çok disiplinli bir sanatçı olmak üzerine fikirlerini merak ediyorum. Neler söylersin?
Hem tiyatro hem de sinema benim müzisyen, yorumcu yanımı tetikliyor. Oyunculuğun müzik yolculuğumu beslediğini düşünüyorum. Oyunculuk sayesinde iyi yontulmuş bir heykel gibi müzikteki emeklerimi ortaya koyabiliyorum. Tüm sanatlar birbirini besliyor. Birini diğerinden ayırabilmek mümkün değil.

Güvenç: “Eğreti Gelin Ladik farklı ve Batı standartlarında bir filmdi. Avrupa sineması tarzındaydı. Bu yüzden ülkemizin entelektüelleri tarafından çok sevilen bir film oldu”

EĞRETİ GELİN, PEDRO ALMODOVAR
FİLMLERİYLE KIYASLANDI”

-Eğreti Gelin Ladik farklı bir filmdi. Yeni bir film projesi var mı?
Eğreti Gelin Ladik farklı ve Batı standartlarında bir filmdi. Avrupa sineması tarzındaydı. Bu yüzden ülkemizin entelektüelleri tarafından çok sevilen bir film oldu. Yine kadınlarımız filmimize sahip çıktılar. İstanbul galamızda filmimiz Pedro Almodóvar filmleriyle kıyaslandı. Filmin yönetmen ve oyuncusu olarak bu beni çok mutlu etti. Şu sıralarda elimde bitmiş senaryolar var. Umarım yakın bir zamanda yeni bir filme başlayabiliriz.

“MÜZİĞİN BİR DUYGU İŞİ OLDUĞU UNUTULUYOR”
-Müzik piyasası olduğu gibi görünen isimleri kolay kabul etmiyor. Genelde oyunu kuralına göre oynayanlar popüler oluyor. Bunun sebebi ne olabilir?
Müzik piyasası bağımsız ve olduğu gibi görünen isimleri kabul etmek noktasında çeşitli engeller çıkarıyor. Sonuçta bu bir sektör. Tüm sektörlerde olduğu gibi belli kurallar var. Bu kurallar zaman içinde ortaya konuyor. Unutulansa müziğin bir duygu işi olduğu. Müzik içinden gelen nehrin başka insanlara doğru akması gibi bir şey. Tarkan’ın şarkısında söylediği gibi ‘başkası olmayıp kendin olduğunda’ kitle seni fark ediyor. Kendin olabilmek müzikte çok önemli.

“RAP, HAYKIRIŞI OLAN BİR MÜZİK TÜRÜ”
-Günümüzde yükselişte olan rap müzik hakkında ne düşünüyorsun?
Ben rap müziği takip ediyorum ve çok da hoşuma gidiyor. Benim jenerasyonum rap müziği çok fazla takip etmiyor, gençler takip ediyor. Bu durum bana biraz arada kalmışlık duygusunu hissettiriyor. Ama tek başıma kaldığımda rap dinliyorum. Çünkü ruhum hep gençlerden yana. Rap haykırışı olan bir müzik türü. Rap müzik söyleyen çok sevdiğim isimler var.

-Sanat dünyasında dostluk var mı? Sanat hayatına başladığın günden bu yana dostluğunu sürdürdüğün sanatçılar var mı?
Sanat dünyasında dostluk var. Bu biraz sizinle de ilgili aslında. Siz nasıl yaklaşırsanız öyle karşılık buluyorsunuz. Sanat dünyasından birçok dostum var. Birçok sanatçıyla görüşüyorum. Birkaç isim söylesem unuttuklarıma ayıp olur. Bu yüzden isim vermeyeyim ama çok sayıda sanatçı dostum var. Ayrıca müzikte duruşlarını ve başarılı kariyerlerini örnek aldığım Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Erol Evgin, Melih Kibar, Çiğdem Talu ve Fikret Şeneş gibi sanatçıları da saymadan geçmeyeyim. Tabi ki birlikte çalışma olanağı da bulduğum Sevgili Yeşim Salkım. Hepsini de çok seviyorum. Edis ve Buray’ı da çok seviyorum. Yine Bendeniz. Candan Erçetin. Ben bir Enrico Maciaskoliğim.Her şarkısını ezbere bilirim nerdeyse. Unuttuklarım olduysa ne olur beni bağışlasınlar.

Güvenç, “Bana göre üretimleriyle var olan sanatçılar daha kıymetli.” 

“ÜRETİMLERİYLE VAR OLAN SANATÇILAR DAHA KIYMETLİ”
-Sadece işini yapan sanatçılara uzun zamandır neden yoksunuz sorusu soruluyor.
Halbuki bu süreçte sen üretmeye devam ediyorsun ama röportaj yapmaya gelenin bundan haberi olmuyor. Bu duruma bakış açını merak ediyorum.
Bu durum magazinle ilgili aslında. Sanatçılar magazinde yer alıyorsa üretiyor, almıyorsa üretmiyor gibi bir algı oluşturuluyor. Bu yanlış oysa. Magazin de işin bir parçası. Ülkemizde önemli bir parçası. Bazı sanatçılar bunu çok fazla önemsemeyip üretimleriyle ilgilenmeyi tercih ediyorlar. Bu seçim meselesi. Bana göre üretimleriyle var olan sanatçılar daha kıymetli. Herkesin tercihine saygı göstermek lazım. Magazini takip etmesi çoğunlukla keyifli oluyor. Müzik ve magazin ülkemizde bilhassa ayrılmaz ikili..

-Çocukken hayal ettiğin kişi olabildin mi?
Ben çocukken Peter Pan gibi olmak isterdim. İstediğim yere gidip, sevdiklerimin penceresine konarak onlarla şarkılar söylemeyi hayal ederdim. Bunu sanat sayesinde yapabiliyorum sanırım. Oynadığım filmlerle, tiyatro oyunlarıyla ve seslendirdiğim şarkılarla sevenlerimin gönüllerine konabiliyorum. Evet, hayal ettiğim kişi olabildim.

Güvenç, “duygu derinliği çok yüksek ve aşkı derinlemesine yaşayan kişilere hitap edecek” yeni bir şarkının hazırlıklarının sürdüğünü söylüyor. 

“DUYGU YÜKLÜ, MUHTEŞEM BİR ŞARKI GELİYOR”
-Yeni şarkı hazır mı? Nasıl bir şarkı olacak?
Yeni şarkımı hazırlıyorum. İsmini ”Ölüyorum Anlasana İstanbul” olarak düşündüm ama belki değiştirebilirim. Duygu derinliği çok yüksek, aşkı derinlemesine yaşayan kişilere hitap edecek bir şarkı geliyor. Dinleyeni alıp başka yerlere götürecek bir şarkı olacağını düşünüyorum. Kısacası duygu yüklü, muhteşem bir şarkı geliyor.

-Geçen bunca yıl sana ne öğretti?
Sezen Aksu bir şarkısında insanın doğduğunda bildiğini unuttuğunu ve bunu ölürken hatırlamayı dilediğini söylüyordu. Bunca geçen yıl bana bu noktaya gelmeyi öğretti diyebilirim.

-Son olarak seni sevenlere ne söylemek istersin?
Ben de sizleri çok seviyorum. Birlikte nice güzelliklere…

 

Bizi Paylaşın

1 Comment

  1. Tevfik Kuxu

    26 Eylül 2021 at 12:43

    Kaleminize yüreğinize sağlık Faruk bey.
    Zaim bey’i kutluyor, başarılarınızın devamını diliyorum.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar

Exit mobile version