
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 85’inci yılındayız. Fikirleri, devrimleri, söylemleri ve eylemleriyle açtığı ufuk Türkiye’yi aydınlatmaya devam ediyor.

Türkiye, 10 Kasım 1938 tarihinde vefat eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü özlemle anıyor. Cumhuriyet’in ilanının 100’üncü yılında bu özlem daha derinden hissediliyor. “Atatürk’ün kısır siyasi çekişmelere konu yapılmasının yanlışlığını” kavrama, “onun millete hangi öğütleri verdiğini” hatırlama ve “1923 yılından 1938’e dek nelerin nasıl hayata geçirildiğini ve başarıldığını” irdeleme zamanı şimdi.
“BİR GÜN, İSTİKLAL VE CUMHURİYETİ MÜDAFAA MECBURİYETİNE DÜŞERSEN”
Her girişim ve söyleminde eşsiz bir gelecek vizyonu ortaya koyan Atatürk, Gençliğe Hitabe’de “Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin.” diyor.
“MEMLEKETİN HER KÖŞESİ BİLFİİL İŞGAL EDİLMİŞ OLABİLİR”
Ardından “Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.” diye uyarıyor.

Türkiye, 10 Kasım 1938 tarihinde vefat eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü özlemle anıyor. Cumhuriyet’in ilanının 100’üncü yılında bu özlem daha derinden hissediliyor.
“MİLLET, FAKRUZARUET İÇİNDE HARAP VE BİTAP DÜŞMÜŞ OLABİLİR”
Devamında “Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.” ifadeleriyle olayın nereye varabileceğine dikkat çekiyor.
“BU AHVAL VE ŞERAİT İÇİNDE DAHİ VAZİFEN”
Sözlerinin sonunda gençlere şöyle sesleniyor: “Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”
