Connect with us

Finans & Ekonomi

“DEPREME DAYANIKLI BİNA İÇİN ISI VE SU YALITIMI DA GEREKİYOR”

“Radye temel, tünel kalıp taşıyıcı sistem, yüksek beton dayanımı gibi teknik çözümler kadar, kritik noktalarda kullanılan yalıtım ürünlerinin de binaların depremlerde ayakta durması için gereken öncelikli unsurlar arasında yer aldığını” belirten İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, “Doğru ve nitelikli yapılan ısı yalıtımı uygulamaları, ısıl farklar karşısında duvarlarda yoğuşma ve rutubet oluşmasını engelliyor. Rutubet gözle görülmeyen, bununla birlikte hem hane halkının sağlığına hem de binanın taşıyıcı sistemine zarar veren bir oluşum. Ayrıca özellikle toprak altında suyun bulunduğu bölgelerdeki su yalıtımı doğru yapılmayan binalarda temellerden tüm taşıyıcı sisteme kılcal yollarla ilerleyen su, kolon ve kirişlerin içindeki donatı yani demir iskeleti korozyona uğratıyor.” dedi.

 

6 Şubat 2023 tarihinde 9 saat arayla art arda meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki Kahramanmaraş depremleri sonrası, “depreme dayanıklı bina konusu”, başta bu depremlerin büyük yıkıma uğrattığı 11 şehir ve 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nden beri endişeli bekleyiş içindeki İstanbul olmak üzere aktif fay hatlarının geçtiği şehirlerde birinci sıraya yükseldi.

İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, kritik noktalarda kullanılan yalıtım ürünlerinin de “radye temel, tünel kalıp taşıyıcı sistem, yüksek beton dayanımı gibi teknik çözümler kadar binaların depremlerde ayakta durması için gereken öncelikli unsurlar arasında yer aldığını” belirtti. 

RADYE TEMEL, TÜNEL KALIP VE BETON DAYANIMI KADAR ÖNEMLİ…
İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, “radye temel, tünel kalıp taşıyıcı sistem, yüksek beton dayanımı gibi teknik çözümler kadar, kritik noktalarda kullanılan yalıtım ürünlerinin de binaların depremlerde ayakta durması için gereken öncelikli unsurlar arasında yer aldığını” vurguladı.

Murat Savcı- İzocam Genel Direktörü 

YALITILMAYAN SU KOLON VE KİRİŞLERİ KOROZYONA UĞRATIYOR…
“Doğru ve nitelikli yapılan ısı yalıtımı uygulamaları, ısıl farklar karşısında duvarlarda yoğuşma olmasını, dolayısıyla duvarlar içinde rutubet oluşmasını engelliyor. Rutubet gözle görülmeyen, bununla birlikte hem hane halkının sağlığına hem de binanın taşıyıcı sistemine zarar veren bir oluşum.” diyen Savcı, konuya ilişkin şu bilgileri aktardı: “Binanın taşıyıcı sisteminde oluşan ve gözle görülmeyen hasarlar, yer sarsıntılarında binanın mukavemetini sağlayamamasına sebep olabiliyor. Ayrıca, özellikle toprak altında suyun bulunduğu bölgelerdeki su yalıtımı doğru yapılmayan binalarda temellerden tüm taşıyıcı sisteme kılcal yollarla ilerleyen su, kolon ve kirişlerin içindeki donatı yani demir iskeleti korozyona uğratıyor. Bu olumsuz durum binanın depreme karşı mukavemetinin büyük oranda düşmesi ile sonuçlanıyor. Bu kaygı verici tablo, meydana gelecek depremlerde binanın güvenliğinin yok olması anlamına geliyor. Bu nedenle ısı yalıtımı gibi su yalıtımı yaptırmak da tüm binalar için hayati önem taşıyor.”

“DEPREME DAYANIKLI BİNALAR İNŞA ETMELİYİZ”
Uzmanların “Marmara Denizi’nin, Erzincan ve Bingöl’ün yer aldığı Doğu Anadolu, Kuzey Anadolu ve Varto Fay faylarının kesiştiği alan ve son depremde yıkıma uğrayan Hatay ve Adana’nın yer aldığı bölge yakın deprem riskiyle karşı karşıya” uyarısında bulunduğunu hatırlatan Savcı, şunları dile getirdi: “Dolayısıyla ülkece başlattığımız seferberlikle yıkıma uğrayan illerimizde yaralarımızı sararken, bir yandan da ‘Şimdi sıra depreme dayanıklı bina seferberliğinde!’ diyerek tüm bu bilimsel verilere uygun şekilde, depreme dayanıklı binalar inşa etmemiz gerekiyor. Aynı şekilde deprem riski taşıyan illerimizde de yıkıma uğramamak adına bir an önce bölgelerdeki riskleri analiz ederek gerekli önlemler alınmalı.

İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, “Doğru ve nitelikli yapılan ısı yalıtımı uygulamaları, ısıl farklar karşısında duvarlarda yoğuşma ve rutubet oluşmasını engelliyor. Rutubet gözle görülmeyen, bununla birlikte hem hane halkının sağlığına hem de binanın taşıyıcı sistemine zarar veren bir oluşum. Ayrıca özellikle toprak altında suyun bulunduğu bölgelerdeki su yalıtımı doğru yapılmayan binalarda temellerden tüm taşıyıcı sisteme kılcal yollarla ilerleyen su, kolon ve kirişlerin içindeki donatı yani demir iskeleti korozyona uğratıyor.” dedi.

“İLGİLİ KANUN VE YÖNETMELİKLERE UYALMALI”
Bilindiği üzere ülkemizde 80 yıldır deprem şartnamesi uygulanıyor ve 1999 Gölcük Depremi sonrasında yenilenen Deprem Yönetmeliği, gerekli görülen hallerde güncellenmeye devam ediyor. Binaların deprem dayanımının artırılması için; başta Deprem Yönetmeliği olmak üzere yürürlükteki tüm ilgili kanun ve yönetmeliklere göre projelendirilmeleri, yerinde zemin etütlerinin gerçekleştirilmesi ve bu projeler doğrultusunda yapım tekniklerine uygun olarak inşa edilmeleri gerekiyor.”

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir