BUĞDAY EK, HAYAT BİÇ…

“Buğday ek, hayat biç” mottosuyla Ankara’da gerçekleşen çalıştayda, “buğdayın verimli üretimi ve ekonomisi”, “sürdürülebilir tarım için buğdayın kritik önemi”, “Türkiye’deki tohum ıslahı çalışmaları, “üretimde teknolojik ve dijital yöntemlerin etkin kullanımı” ve “hem doğa hem üretici için koruyucu nitelikteki ortak çözüm önerileri” ele alındı. Çalıştayı organize eden İş Bankası’nın Genel Müdür Yardımcısı İzlem Erdem; “iklim değişikliği, bölgesel tehditler, Covid-19 pandemisi, Rusya-Ukrayna Savaşı ve üretim kısıtları sebebiyle” küresel endişelerin arttığı süreçte “tarımın ve buğdayın öneminin daha net anlaşıldığını” belirtti.

Türkiye İş Bankası’nın Alman finans kuruluşu Finance in Motion ve Alman danışmanlık firması Frankfurt School’la tarım alanındaki faaliyetler için imzaladığı sponsorluk anlaşması kapsamında düzenlediği “İmece Çalıştaylarının” ikincisinde, temel besin kaynağı niteliğiyle tüm dünyada stratejik öneme sahip buğdayın, “sürdürülebilir tarım anlayışında en verimli nasıl üretileceğine dair çözümler” ve ekonomiye katkıları konuşuldu.

İş Bankası’nca düzenlenen “İmece Çalıştaylarının” ikincisi, “Buğday ek, hayat biç” mottosuyla Ankara’da yapıldı. Çalıştayda, Türkiye’deki tohum ıslahı çalışmaları, “üretimde teknolojik ve dijital yöntemlerin etkin kullanımı” ve “hem doğa hem üretici için koruyucu nitelikteki ortak çözüm önerileri” ele alındı.

“Buğday ek, hayat biç” mottosuyla Ankara’da gerçekleşen etkinlikte; konuyla ilgili “kamu ve sivil toplum kuruluşlarının ve tarım kooperatifi ve birliklerinin” temsilcileri ile üreticiler, akademisyenler, tarım girişimcileri ve çiftçiler bir araya geldi.

SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIMDA BUGDAYIN KRİTİK ÖNEMİ…
Sürdürülebilir tarımsal üretimde buğdayın hikâyesinin anlatıldığı çalıştayda, “buğdayın verimli üretimi ve ekonomisi”, “sürdürülebilir tarım için buğdayın kritik önemi”, “Türkiye’deki tohum ıslahı çalışmaları, “üretimde teknolojik ve dijital yöntemlerin etkin kullanımı” ve “hem doğa hem üretici için koruyucu nitelikteki ortak çözüm önerileri” ele alındı.

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı İzlem Erdem; “iklim değişikliği, bölgesel tehditler, Covid-19 pandemisi, Rusya-Ukrayna Savaşı ve üretim kısıtları sebebiyle” küresel endişelerin arttığı süreçte “tarımın ve buğdayın öneminin daha net anlaşıldığını” belirtti.

İzlem Erdem- İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı 

“RUSYA’DAN BUĞDAY İTHALATI 2022 İLK ÇEYREKTE YÜZDE 43,6 AZALDI”
Özellikle 2010 yılından sonra küresel ısınmanın etkisinin artmasıyla diğer tek yıllık ürünlerdeki gibi tahıl üretiminde de artışın hız kestiğine dikkat çeken Erdem, “unluk buğday ve ayçiçeğinde Türkiye’nin başlıca tedarikçileri konumundaki Ukrayna ve Rusya arasında devam eden savaşın bu ürünlerin tedarikinde sorunlar meydana getirebileceğine” işaret ederek şunları söyledi: “Türkiye’nin buğday ithalatının yaklaşık yüzde 70’ini gerçekleştirdiği Rusya’dan yapılan buğday ithalatının, 2022’nin ilk çeyreğinde yüzde 43,6 oranında azalması bu kaygılara destek oldu. Yaz aylarıyla birlikte diplomatik girişimlerin ardından küresel ölçekte bir gıda krizine neden olmamak adına savaşa taraf olan ülkelerin özellikle tahıl grubunda ihracat yapabilmelerine olanak tanıyan ‘tahıl koridoru’ açıldı ve bu iki ülkeden yapılan tahıl ithalatı güçlü kalmaya devam etti. Ancak, tahıl koridoru anlaşmasının süreli oluşunun yanında anlaşmaya ilişkin yaşanan pürüzler, bölgeden yapılan hububat ithalatının sekteye uğrayabileceğini düşündürmektedir. Ayrıca, küresel buğday üretiminde 2022/2023 dönemine ilişkin beklentilerin olumsuz iklim koşulları sebebiyle aşağı yönlü revize edilmesi, Çin’in ardından ikinci büyük üretici konumunda olan Hindistan’ın iç piyasayı korumak amacıyla yıl içinde buğday ihracatını durdurma ve un ihracatını kısıtlama kararı alması, buğday tedariki ve fiyat gelişmeleri açısından risklerin sürdüğüne işaret ediyor. Buradan da anlıyoruz ki buğday sadece bizim için değil tüm dünya için kritik bir ürün.”

“GİRDİ FİYATLARINDAKİ ARTIŞLA VERİMLİLİKLE MÜCADELE EDİLEBİLİR”
Tüm dünyadaki gibi ülkemizde de tarımsal üretimde karşılaşılan en büyük problemin verimlilik olduğunun” ve “gübre, mazot, ilaç ve enerji fiyatlarındaki yükselişle” ancak verimliliği artırarak mücadele edilebileceğinin altını çizen Erdem, “Tarım bizim için dünümüze bugünümüze ve geleceğimize sahip çıkmak, milli değerlerimizi korumak demektir. Dolayısıyla buğdayı ele alan bu çalıştayın varlığı ve çıktılarının da aynı şekilde çok değerli olduğunu düşünüyorum.” dedi.

“TÜM PAYDAŞLAR BİRLİKTE HAREKET ETMELİ”
Tarımda kesin ve sürdürülebilir çözümlerin bulunup uygulanamaya geçilmesi için tüm paydaşların birlikte hareket etmesi gerektiğini belirten Erdem, “Bu, özellikle ortak zeminde buluşup birlikte daha büyük adımlar atabilmek ve tarım sektörüne önemli çıktılar sağlayabilmek açısından büyük önem taşıyor. Buğday Çalıştayı ile sadece bir banka olarak değil, tarımsal değer zincirinin bir halkası ve ilgili kesimlerin iş ortağı olarak, sektörü iyi tanıyan, dinamiklerini çok yakından bilenlerle bu alandaki bilgimizi arttırmayı ve buğdayın hikâyesinde yeni ve ümit verici sayfalar açmayı istiyoruz.” diye konuştu.

İbrahim OğuzFrankfurt School of Business and Management Tarımsal Saha Araştırmaları Grup Müdürü 

“ORTAK AKIL VE İRADE OLUŞTURMA YETERSİZLİĞİ GİDERİLMELİ”
Türkiye’nin buğday üretiminin yıllar itibarıyla üretim, tüketim, verimlilik ve nüfus ilişkisine ilişkin sunum yapan Frankfurt School of Business and Management Tarımsal Saha Araştırmaları Grup Müdürü İbrahim Oğuz ise şunları dile getirdi: “Tarımsal üretimde girdi tedarikinde dışa bağımlı olmamızın sonucu buğday üretiminden elde ettiğimiz toplam katma değerin üçte biri yurt dışına gidiyor. Kırılgan ekonomilerde dışa bağımlılık kontrol edilmesi güç gıda enflasyonuna neden oluyor.” dedi. Üretimdeki sorunların ve çözüm yöntemlerinin bilindiğini kaydeden Oğuz, sektörün tüm paydaşlarında görülen “ortak akıl ve irade oluşturma yetersizliğinin” giderilmesinin önemini vurguladı.

Oğuz Bardak- Finance in Motion Yatırım Yöneticisi 

“MİKRO VE KÜÇÜK İŞLETMELERE FİNANSAL DESTEK SUNUYORUZ”
Finance in Motion Yatırım Yöneticisi Oğuz Bardak da, tarımda özellikle küçük işletmelerin sürdürülebilirliğine katkı sağlanmasının önemi üzerinde durdu ve aktif oldukları ülkelerde “özellikle kırsal kesime öncelik vererek mikro ve küçük işletmelere finansal destek sundukları” bilgisini aktardı.