“MAKİNE SEKTÖRÜ TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN SIRA DIŞI POTANSİYEL SUNUYOR”

“Küresel stagflasyon kaygıları güçlendiği ve tedbirlerin muğlaklaştığı süreçte, Türkiye’deki makine imalat sektörünün ülke ekonomisi için sıra dışı bir potansiyel sunduğunu” söyleyen Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “2019 yılına kıyasla yüzde 60 daha fazla makine üretir hale gelen yapılanmamızla, ülkemizin yıllık 100 milyar dolar civarında seyreden makine teçhizat yatırımlarının gereksinimlerini büyük ölçüde ve yerli paramızla karşılayabilecek güce eriştik.” dedi. Karavelioğlu, katıldıkları son uluslararası fuarlarda, “makinelerin tasarımında dijitalleşmenin ana tanıtım unsuru haline geldiğini” ve “algılama, büyük veriye ulaşım ve karar verme yeteneklerinin çok hızlı gelişmekte olduğunu” gördüklerini kaydetti.

2022 yılının Ocak-Ekim döneminde Türkiye’den serbest bölgeler dahil toplamda 20,5 milyar dolarlık makine ihracatı yapıldı. 2021’in ilk 10 ayına kıyasla yüzde 7,7 artış kaydedildi.

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, ihracatın yüzde 60’nın gerçekleştiği Euro Bölgesi’nde “200 milyar dolarlık büyüklüğe sahip yerli imalatçısını koruma şemsiyesi altına alacağını açıklayan” Almanya’nın en belirleyici aktör olacağının altını çizdi. “Çinlilerin karantina sebebiyle uzak kaldığı fuarlarda, Türkiye’de üretilen makinelerin çok daha görünür hale geldiğini ve ilgi çektiğini” ifade eden Karavelioğlu, “Bazı fuarlarda ise en çok sergi açan birkaç ülkeden biri olduk; bunu kalıcı hale getirmenin yollarını bulmalıyız.” dedi.

EN FAZLA MAKİNE ALMANYA, ABD VE RUSYA’YA SATILDI
En fazla makine ihraç edilen ülkeler sıralamasında ilk ikide yer alan Almanya ve ABD’ye 4 milyar dolarlık ürün satıldı. Yaklaşık 1 milyar dolarla Rusya üçüncü sırada. Rusya’ya makine ihracatı son süreçte yüzde 43,8 arttı. İhraç makine tonajındaysa serbest bölgeler hariç yüzde 2,2’lik artış meydana geldi. 10 ayın kilogram başına ortalama birim fiyatı 6,3 dolar oldu.

“TÜRKİYE İHRACATINDA MAKİNENİN PAYI ARTIYOR”
Makine sektörünün ihracat fırsat ve potansiyelinin “Türkiye’nin ihracat bazlı büyüme modeline geçtiği yıllar içindeki” en yüksek seviyesine ulaştığını açıklayan Karavelioğlu şunları söyledi: “Küresel stagflasyon kaygıları giderek güçlenirken tedbirlerin giderek muğlaklaştığı bu dönemde, makine imalat sektörümüz Türkiye ekonomisi için sıra dışı bir potansiyel sunuyor. 2019 yılına kıyasla yüzde 60 daha fazla makine üretir hale gelen yapılanmamızla, ülkemizin yıllık 100 milyar dolar civarında seyreden makine teçhizat yatırımlarının gereksinimlerini büyük ölçüde ve yerli paramızla karşılayabilecek güce eriştik. İhracat gelirimizin yüzde 70 kadarını gelişmiş ülkelerden sağlıyor, Türkiye’nin toplam ihracatı içinde yüzde 10’u aşmış bulunan payımızı istikrarlı biçimde artırıyoruz. Tüm göstergeler, rekabetçi olduğumuzu ve kullanıcılarımıza kalite fiyat ekseninde optimal çözümler sunduğumuzu teyit ediyor.

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Küresel stagflasyon kaygıları güçlendiği ve tedbirlerin muğlaklaştığı süreçte, Türkiye’deki makine imalat sektörünün ülke ekonomisi için sıra dışı bir potansiyel sunduğunu” söyledi.

“SİPARİŞ İPTALLERİNİN ÜRETİME ETKİSİ SINIRLI KALDI”
Karavelioğlu, sektörün güncel durumuna ilişkin şu bilgileri aktardı: “Makine ve teçhizat sanayiindeki üretim artışımız, üçüncü çeyrekte yılın diğer dönemlerine yakın bir ortalama ile yüzde 14,1 seviyesinde gerçekleşti. Küresel kriz dönemlerini en az 6 aylık bir faz farkı ile izleyen sektörümüzde rakip ülkelerin makine imalatı beklenilenden önce inişe geçti. Bizim siparişlerimizde de bir yavaşlama olmakla birlikte bunun üretime etkisinin sınırlı kaldığını görüyoruz. Kasım ayının ilk yarısında yeniden ivmelenen ihracat verilerimiz de bu durumu teyit ediyor.”

“EURO BÖLGESİ’NDE EN BELİRLEYECİ AKTÖR ALMANYA OLACAK”
“İhracatımızın yüzde 60’ını yaptığımız Avrupa ülkelerinde uygulamaya koyulan tasarruf tedbirleri, başta enerji yoğun sektörlerdeki müşterilerimizi etkileyecek. Ancak peş peşe ilan edilen devlet desteklerini ve nükleer santral üretimlerini de dikkate alarak, baharla birlikte hedef pazarlarımızın sabit sermaye yatırımlarında bir iyileşme görmeyi bekliyoruz.” diyen Karavelioğlu, ardından şu öngörüyü dile getirdi: “Euro Bölgesi’nde en belirleyici aktör ise Almanya olacak. Almanya’nın 200 milyar doları bulan yerli imalatçıyı koruma şemsiyesinin, ülkedeki yatırım ortamını canlandıracağını tahmin ediyoruz. Alman sanayiine entegrasyonu en üst seviyede olan sektörümüz bu furyadan azami şekilde yararlanacaktır. Makine teknolojilerinin daha hızlı geliştirilebilmesi ve sektöre yatırım çekilebilmesi için benzer tedbirlerin Türkiye’de de etkin hale gelmesi gerekiyor. Birçok ülke jeopolitik risklerle yeni yeni tanışıyor, biz ise fırsatlarına odaklanmak alışkanlığımızla bu durumu jeo-ticari kazanca dönüştürmeye herkesten daha yakınız.”

ULUSLARARASI FUARLARDAKİ GÖZLEM VE TESPİTLER…
Katıldıkları son Euro Blech, K-Düsseldorf, Bauma ve EIMA fuarlarında önemli gelişmeler olduğunu ifade eden Karavelioğlu, gözlem ve tespitlerini şöyle anlattı: “Çinlilerin karantina sebebiyle uzak kaldığı fuarlarda, bizim makinelerimiz çok daha görünür ve ilgi çeker hale geldi. Bazı fuarlarda ise en çok sergi açan birkaç ülkeden biri olduk; bunu kalıcı hale getirmenin yollarını bulmalıyız. Fuarlar esnasında, makinelerin tasarımında dijitalleşmenin ana tanıtım unsuru haline geldiğini; algılama, büyük veriye ulaşım ve karar verme yeteneklerinin çok hızlı gelişmekte olduğunu gördük. Konstrüksiyonlar güçlenirken ömür boyu maliyetler düşürülüyor, artan verim ve performansla sürdürülebilirlik ihtiyaçlarına yanıt verilmeye çalışılıyor. Bir diğer gözlemimiz de kümelenme yoluyla dış ticaret ölçeğinin arttırılması çabaları. Stant metrekarelerinin büyümesi ve işin şov tarafına özel önem verilmesi Bakanlığımızın fuar desteklerini belirlerken dikkate alması gereken farklılıklar olarak ortaya çıkıyor. Start-up’lara özel holler ise bizim de yeni destekler üzerine çalışmamızı gerektiriyor