Connect with us

Faruk Bangir

ANKARA ANKARA GÜZEL ANKARA…

Gezilip görülmesi gereken pek çok güzelliğiyle Ankara, bambaşkadır; Anadolu şehirlerinin yaşantısına ve yapısına en yakın büyükşehirdir. Ankara demek, “Cumhuriyet ve Atatürk” demektir. Anadolu’nun bağrında bir başkentin nasıl oluştuğunu görmek için mutlaka tarihi noktalarından başlayarak Ankara’yı keşfedin.

 

“Ankara Ankara güzel Ankara
Seni görmek ister her bahtı kara
Senden yardım umar her düşen dara
Yetersin onlara güzel Ankara…”

Dillere pelesenk Ankara Marşı’nda Ankara’yı böyle anlatıyor Aka Gündüz…

KEŞFEDİLMESİ GEREKEN GÜZELLİKLERLE DOLU…
Ankara bana göre gri bir şehirdir ve ne İstanbul’a ne de İzmir’e benzer. Her köşesi resmi binalar ve makam araçlarıyla dolu olan bu şehir bence bambaşkadır ve keşfedilmesi gereken pek çok güzelliği bağrında saklar.

Tarihi Ankara Garı…

ANADOLU YAŞANTISINA EN YAKIN BÜYÜKŞEHİR…
Uzun bir aranın ardından Ankara’ya yaz sıcağını yaşadığımız şu günlere inat esintili ve serin bir gecede merhaba dedim. Kurtuluş Parkı yakınlarında gideceğimiz eve yürürken ince bir mont almadığıma hayıflandım. Saat 23.00 civarıydı ve sokaklar oldukça tenhaydı. Sanki büyük bir şehirde değil de sakin bir Anadolu şehrinde gibiydim. Ankara, Anadolu şehirlerinin yaşantısına ve yapısına en yakın büyükşehirdir. Her ziyaretimdeki gibi bu kez de aynı şeyi düşündüm.

Gece uzun süredir görüşmediğim bir dostumun evinde anılar eşliğinde hoş sohbetlerle geçti. Ertesi sabah ise büyük bir aşkla sevdiğim Ankara’yı yeniden keşfetmek için 5 kişilik gezi ekibimizle yola koyulduk.

İLK DURAĞIMIZ TARİHİ ANKARA GARI…
İlk durağımız tarihi Ankara Garı oldu. Ulu Önder Atatürk’ün Ankara’da ilk konakladığı ve bugün DDY Müzesi olan Direksiyon Binası ile yurt gezilerine çıktığı Beyaz Tren’i hızlıca gezip Gençlik Parkı’na doğru yürüdük. Gar binalarına hayran olan birisi olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, sırf bu güzelim gar binasını ve DDY Müzesi’ni görmek için bile Ankara’ya gidilebilir.

Ankara, Birinci Meclis Binası…

BİRİNCİ MECLİS BİNASI…
Sabahın erken saatleri olduğu için Ankara’nın yeşil kalbi Gençlik Parkı oldukça tenhaydı. Gençlik Parkı’ndan gezeceğimiz tarihi mekânların bulunduğu Ulus’a doğru yürüdük. Meşhur Ankara simidi ve iyi demlenmiş bir bardak çay eşliğinde güzel bir kahvaltı edip soluğu Birinci Meclis binasında aldık. Önceki Ankara ziyaretlerimde kapalı olduğu için gezemediğim bu güzel bina, daha öncesinde İttihat ve Terakki tarafından kullanılmış. Bugün ise Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak ziyaretçilerini bekliyor. İçeride fotoğraf çekmek yasak olduğundan güzellikleri zihnimize kazıyarak gezdik bu önemli mekanı. Özellikle Genel Kurul Salonu’nun tahta sıraları ile ilk dönem milletvekillerinin sergilenen şahsi eşyaları ilgimi çekti. Milletin kaderiyle ilgili birçok önemli kararın olağanüstü şartlarda alındığı bu güzel bina mutlaka görülmeli. Ulu Önder Atatürk’ü ve ilk dönem vekillerimizi saygıyla anarak gezimizi yakınlardaki İkinci Meclis binasıyla sürdürdük.

Ankara, İkinci Meclis Binası…

İKİNCİ MECLİS BİNASI…
İkinci Meclis binası da Ankara’nın sembollerinden. Daha önce de gezmiş olmama rağmen yine heyecanla gezdim. Bu güzelim bina bugün Cumhuriyet Müzesi olarak hizmet veriyor. Atatürk, İnönü ve Celal Bayar’la ilgili pek çok eşya burada sergileniyor. Müze içinde fotoğraf çekmek serbest, gezinizi kayıt altına alabiliyorsunuz. Hemen karşıdaki tarihi Ankara Palas binasını da izlemeye doyamadım.

ULUS’U ANITSAL YAPILARI…
Ardından Ulus’un anıtsal yapılarını izledik. Tüm görkemiyle tarihi İş Bankası binası, Ankara’nın sembolü diyebileceğimiz Atlı Heykel, Hacı Bayram Veli Türbesi ve Camii, Augustus Tapınağı ile Julian Sütunu gibi yapıları detaylıca inceleyerek adeta tarihte yolculuğa çıktık. Daha önce Ankara Kalesi’ni gezdiğimiz için bu kez çıkmadık. Ama görmediyseniz mutlaka Ankara Kalesi’ni de görmenizi tavsiye ederim. Ayrıca yol üzerinde karşınıza çıkacak olan PTT Pul Müzesi ile bugün Ziraat Bankası ve Garanti Bankası’nın bulunduğu tarihi binaları da mutlaka görün.

Ankara, Ulus Meydanı…

ETNOGRAFYA İLE RESİM VE HEYKEL MÜZELERİ…
Gezimizin bir sonraki durağı, Ulu Önder Atatürk’ün naşının Anıtkabir’e nakline kadar tutulduğu yer Etnografya Müzesi idi. Etnografya Müzesi ile Resim ve Heykel Müzesi yan yana. Her iki bina da mimari açıdan birer şaheser. Etnografya Müzesi’nde Ankara kültürüyle ilgili birçok eser sergileniyor. Evvelinde Türk Ocağı binası olarak kullanılan Resim ve Heykel Müzesi ise geçmişten günümüze birçok Türk ressam ve heykeltıraşların eserlerine ev sahipliği yapıyor. Her iki müze de mutlaka ziyaret edilmeli.

Ankara, Etnografya Müzesi…

HER GİTTİĞİMDE AYNI HEYACANI HİSSETTİĞİM YER: ANITKABİR…
Ankara’daki son durağımız Atatürk’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir oldu. Defalarca gitmeme rağmen yine aynı heyecanı hissettim. Her gittiğimde farklı bir detay yakaladığım Anıtkabir’in müze bölümünü bu sefer de büyük bir dikkatle gezdim. Atamızı bir kez daha rahmet ve minnetle andık. Aziz hatırası önünde saygıyla eğildik.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir…

Ankara demek, “Cumhuriyet ve Atatürk demek” benim için. Anadolu’nun bağrında bir başkentin nasıl oluştuğunu görmek için mutlaka tarihi noktalarından başlayarak Ankara’yı keşfedin.

Ankara’ya yeniden kavuşabilmeyi özlemle bekleyeceğim.

Daha önce Ankara Kalesi’ni gezdiğimiz için bu kez çıkmadık. Ama görmediyseniz mutlaka Ankara Kalesi’ni de görmenizi tavsiye ederim.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir