Connect with us

Gündem

GENÇ BİLİM İNSANINDAN YANIK TEDAVİSİNDE UMUT VAAT EDEN YAPAY DERİ PROJESİ…

Yanık sebepli ölümlerin engellenmesinde ve yanan bölgede hiçbir yara izi kalmamasında büyük umut vaat eden “laboratuvarda yapay deri üretimi projesiyle” dikkatleri üzerine çeken Bilal Enes Okatar, doktorasını da bu alanda yaparak tam donanımlı bir doku mühendisi olmak istiyor. Araştırmayı çok sevdiğini ifade eden Okatar, “Bilimsel çalışmaların insanlığa fayda sunması için ticarileşmesinin önemini biliyorum. Bu nedenle iş hayatı ve girişimcilik alanlarında da kendimi geliştirdim ve sadece laboratuvarda araştırma yapan bir bilim insanı değil, aynı zamanda bir girişimci olmak istiyorum.” diyor.

 

Bilal Enes Okatar, “Sadece laboratuvarda araştırma yapan bir bilim insanı değil, aynı zamanda bir girişimci olmak istiyorum.” diyor.

2022 yılının Nisan ayında sosyal paylaşım mecrası Linkedin’de karşılaştığımız şu mesaj çok dikkat çekiciydi: “2 yıl 7 ay süren çalışmamızın sonucunda laboratuvar ortamında insan derisi üretmeyi başardık. Bu süreçte onlarca denememizin başarısız olması ve bazı kimyasal maddelere ulaşamamamız sebebiyle yeni yöntemler keşfetmek zorunda kaldık. Bunun neticesinde ise yapay insan derisi yapımında dünyada örneği olmayan bir metot geliştirdik. Her başarısız deneme sonucunda “No-how’ını (nasıl olamazı) öğreniyoruz.” dedik ve “Böyle yapılınca başarısız olacağını öğrenmiş olduk.” diyerek kendimizi teselli ettik. En sonunda ‘know-how’ ortaya çıktı ve artık tüm teorik bilgisi ve arka planındaki mekanizmalar ile nasıl yapacağımızı kapsamlı bir şekilde biliyoruz. İnsan, sonucu elinde tutunca yaşadığı tüm zorlukları unutuyormuş:) Projenin alt yapısını birlikte oluşturduğumuz Dr. Yusuf Sürücü’ye ve tüm emeği geçenlere teşekkür ederim.”

“TAM DONANIMLI DOKU MÜHENDİSİ OLMAK İSTİYORUM”
Mesajın sahibi, Bilal Enes Okatar’a ulaşarak bu heyecan uyandıran bilimsel çalışmasına ilişkin detayları sorduk. Kendisini “26 yaşındayım. Hatay Erzinliyim. Yıldız Teknik Üniversitesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü’nde yaptığım yüksek lisans iki ay sonra tamamlanacak. Lisans ve yüksek lisans eğitimim devam ederken her zaman bir şirkette çalıştım. Şu anda da TIT Innovaiton şirketinde Ar-Ge mühendisim. Bundan sonraki kariyer hayatıma eskiden beri ilgi duyduğum doku mühendisliği ve biyomalzeme çalışmalarıyla devam etmek istiyorum. Doktoramı yine bu alanda yaparak tam donanımlı bir doku mühendisi olmak istiyorum. Araştırma yapmayı ve bilimi çok severim ama yapılan bilimsel çalışmaların insanlığa fayda sunması için ticarileşmesinin önemini biliyorum. Bu nedenle iş hayatı ve girişimcilik alanlarında da kendimi geliştirdim ve sadece laboratuvarda araştırma yapan bir bilim insanı değil, aynı zamanda bir girişimci olmak istiyorum.” ifadeleriyle tanıtan Okatar’ın sorularımıza verdiği cevapları bir solukta ve ilgiyle okuyacaksınız.

“CİLT YANIKLARI HER AN HERKESİN BAŞINA GELEBİLİR”

-Laboratuvar ortamında insan derisi üretme projesine hangi amaç ve hedeflerle başlamıştınız?

Yurt dışında alternatifleri bulunan bu tarz bir yapay derinin Türkiye’deki yanık tedavilerinde kullanılabilmesi için çalışmaya başladık. Geleneksel yanık tedavisinde hasta iyileşse bile hayatı boyunca yara izleriyle yaşamak zorunda. Büyük alanlı yanıklarda, örneğin vücudun yarısından fazlasının yanması halinde kişi hayatını kaybetmekte. Ölümcül olan ve iyileşse bile hayatları boyunca birçok dezavantajı olan deri yanıkları için yurt dışında bir yöntem var. Bu yöntemde hastadan alınan küçük bir deri numunesi laboratuvar ortamında çoğaltılarak yanık olan kısımlar üretilen deriyle kaplanıyor. Hastalar iyileştiklerinde sanki hiç yanık olmamış gibi sağlığına kavuşuyor. Cilt yanıkları herkesin her an başına gelebilecek bir olay. Bu projeye başlarken en büyük motivasyonumuz, Türkiye’de de laboratuvarda deri üretilmesi ve bunun hastalarda kullanılması idi.

“PROJEMİZLE İLGİLİ İKİ BİLİMSEL MAKALE YAYINLANACAK”

-İçinde yer aldığınız projenin kapsamı ve kadrosu hakkında bilgi verir misiniz?

Bu projeye Dr. Yusuf Sürücü ile birlikte başladık. Daha sonra kendisi ABD’ye gitti ve şuan Pittsburgh Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışıyor. Proje sürecinde Bezmialem Vakıf Üniversitesi Plastik Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ethem Güneren hocamız çok büyük destek verdi. Tüm deneysel çalışmalar Bezmialem Vakıf Üniversitesi Biyokimya Laboratuvarı’nda gerçekleşti. Projenin deneysel aşamasında biyokimya laboratuvarında çalışan Öğretim Görevlisi Ebru Kanımdan ve Araştırma Görevlisi Fatmanur Babalı Balıbey de projeye katıldı. Bu proje neticesinde 2 adet bilimsel makale yayınlanacak. Ayrıca yüksek lisans tezimi de bu proje oluşturmakta.

“YAPAY DERİYİ BİLİNENDEN FARKLI KİMYASALLARLA ÜRETMEYİ BAŞARDIK”

-2 yıl 7 ay süren çalışmalarda bazı kimyasal maddeleri bulmakta zorluk çekince deneme yanılma yoluyla dünyada örneği olmayan bir metot geliştirdiğinizi açıklamıştınız? Bu metodun özelliklerini, farklarını ve geleceğe dair ne gibi umutlar vaat ettiğini anlatır mısınız?

Bilal Enes Okatar: “Şartlar daha ucuz ve daha ulaşılabilir bir metot oluşturabilmemizi sağladı. Her şey yolunda gitseydi kendimizi zorlamayacak ve yeni yöntemler denemek zorunda kalmayacaktık.”

Bu tarz yapay deri (kültüre epitel dokusu) çalışması ile ilgili literatürde çokça araştırma örnekleri var. Biz yola çıkarken var olan yöntemleri uygulamak istedik. Fakat süreç içerisinde bazı kimyasallara ve cihazlara ulaşamadık. Örneğin hücrelerin çoğalmasını hızlandıracak bir kimyasalı İsrail’den sipariş ettik. Fakat Covid-19 salgını sürecinin de etkisiyle gümrük işlemleri bir türlü halledilemedi. Böyle olunca alternatif ve kolay ulaşılabilir ne kullanabiliriz diye araştıramaya başladık. Uzun süren araştırmalarımızın sonunda farklı hücreler için bambaşka bir kimyasalın kullanıldığını öğrendik ve bunu kendi hücrelerimiz için kullanmak istedik. En hızlı ve ucuz nasıl bulabiliriz diye araştırmaya başladım. Hız açısından kimyasalın Türkiye’de olması çok büyük avantaj sağlayacaktı. Bir ilaç firmasının etken madde olarak kullandığını, fakat eczanelerde satılmadığını öğrendim. O ilaç firması, uzun süren mail trafiğinin ardından kimyasalı ücretsiz olarak gönderdi. Kendi hücrelerimiz üzerinde kullandığımızda çok iyi bir sonuç elde ettik. Bunun gibi birçok alternatif yollar denemek zorunda kaldık. Şartlar daha ucuz ve daha ulaşılabilir bir metot oluşturabilmemizi sağladı. Her şey yolunda gitseydi kendimizi zorlamayacak ve yeni yöntemler denemek zorunda kalmayacaktık.

“YAPAY DERİ İLAÇ VE KOZMETİKLERİN DENENMESİNDE DE KULLANILABİLİYOR”

-Laboratuvarda insan derisi üretmek yanık tedavisi haricinde tıp ve sağlık açısından ne anlama geliyor? Başka nerelerde ve nasıl kullanılabilecek?

Hastadan alınacak bir santimetrekarelik numuneyle onlarca veya yüzlerce kat deri üretilebiliyor.

Bu tarz laboratuvar ortamında kültüre edilmiş (çoğaltılmış) insan deri hücreleri şu anda en yaygın olarak yanık hastalarında kullanılıyor. Normalde yanık hastalarının tedavisi sonrasında yara dokusu oluşumu ve yara izi oluşumu görülüyor. Fakat bizim yaptığımız çalışmadaki gibi yapay deri uygulanırsa hasta “sanki hiç yanık olayı gerçekleşmemiş gibi” iyileşebiliyor. Yöntem farklı ülkelerde insanlar üzerinde denendi ve olumlu sonuçları ispatlandı. Eğer bu ürün Türkiye’de ticarileşebilirse her yıl yüzlerce insanın yanık sebebiyle ölümü önlenebilecek ve binlerce insan ömür boyu yara izleriyle yaşamak zorunda kalmayacak. Yanık tedavisinin yanı sıra ilaç ve kozmetik ürünlerin denenmesi için de bu geliştirilen yapay deri kullanılabilmektedir.

“BİR SANTİMETRE NUMUNEYLE YÜZLERCE KATI DERİ ÜRETİLEBİLİYOR”

-Deriyi, ilgili kişiden alınan doku ya da hücre örnekleri üzerinden üretiyorsunuz, değil mi? Üretilen deri, yalnızca o kişide mi kullanılabilecek, yoksa başkalarına da uygulanabilecek mi?

Otojenik yani hastanın kendi hücrelerinden üretilmiş derilerin yine aynı hasta için kullanılması gerekmektedir. Bu durum doku reddini ortadan kaldırmaktadır. Hastadan alınacak bir santimetrekarelik numuneyle onlarca veya yüzlerce kat deri üretilebilmektedir. Farklı insanlar için kullanımı konusunda da araştırmalar devam ediyor.

“ABD VE BAZI AVRUPA ÜLKELERİNDE TİCARİ YAPAY DERİ ÜRETİMİ YAPILABİLİYOR”

-Dünyada bu alandaki projeler ve uygulamalar ne durumda?

Dünyanın birçok yerinde akademik olarak yapay deri çalışmaları yapılmakta. Birçok probleme karşı yeni alternatifler araştırılmakta. Yanık çok ciddi ve ama çözümü olan bir problem. Üretilen yapay deriler ABD’de ve bazı Avrupa ülkelerinde ticari olarak satılabiliyor ve insanların faydasına sunuluyor. Türkiye’de de bu tarz bir tedavi yönteminin acilen başlaması gerektiğini düşünüyorum.

“TİCARİLEŞME ÇALIŞMASINI, BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ KANDİLLİ HEALTH KULUÇKA MERKEZİ’NDE YÜRÜTECEĞİM”

-Siz de projenizi ticari olarak hayata geçirmeyi planlamaktasınız. Bu süreç nasıl işleyecek ve ilerleyecek?

Şu ana kadar yapılan akademik çalışma hücre kültürü ve doku mühendisliğini profesyonel seviyede öğrenmeme yardımcı oldu. Zaten yüksek lisans eğitimimin amacı da buydu ve başarılı bir şekilde amacına ulaşmış oldu. Bundan sonra doktora seviyesinde yine deri üzerine yeni bir proje başlatmak istiyorum. Bu sefer patentlenebilir çalışmalar ortaya koyarak hayvan ve insan deneyleriyle desteklenmiş bir ürün ortaya çıkarmak istiyorum. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Health Kuluçka Merkezi’nde ticarileşebilir bir iş modeli oluşturarak mümkün olan en kısa sürede hayata geçirmeye çalışacağım.

“BU TÜR GİRİŞİM PROJELERİ FONA İHTİYAÇ DUYMAKTA”
Yeni projeye ve şirketleşmeye başlarken fona ihtiyaç duymaktayız. Bu tarz projelere Sanayi Bakanlığı ve TÜBİTAK gibi resmi kurumlar destek olabiliyor. Aynı zamanda özel şirketler ve bireysel yatırımcılar da uzun vadeli bir yatırım aracı olarak görebiliyorlar. Parasını değerlendirmek isteyenler riski göze alıp birçok kişiye umut olabilecek bir tedavinin geliştirilmesine destek olabilmektedir.”

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir