Connect with us

Faruk Bangir

“DEĞERSİZLEŞME VE SEVGİ EKSİKLİĞİ MÜZİĞE DE YANSIYOR”

“Bizim kuşak; sevgi dolu ve incelikli duygusunu aktarabilen romantik yapıya sahip bir nesil olduğu için, sözleri anlamlı ve güzel mesajlar veren nitelikli bestelere ilgi duyardı. Dünyada ve Türkiye’de son yıllarda yapılan pop müzik çalışmalarının kalitesinin düştüğünü gözlemliyorum. Dünyadaki değersizleştirmenin ve sevgi eksikliğinin müziğe de yansıdığını düşünüyorum.”

 

Yerli Elvis” olarak anılan Ersan Erdura, 70’li yıllardaki güzel şarkılarıyla o dönemin genç kızlarının hayranlık duyduğu isimlerden biriydi. 

Ersan Erdura, 70’li yıllardaki güzel şarkılarıyla o dönemin genç kızlarının hayran olduğu isimlerden biriydi. Aynı zamanda “Yerli Elvis” olarak da anılan Erdura ile müzik ve hayata dair konuştuk.

-Müziğe ne zaman ve nasıl başladınız?
1963 yılında başladım. Çok sevdiğim için müzisyen olmayı seçtim. Başladığım dönemlerde ülkemizde yabancı pop müzik dinleniyordu. Okulda arkadaşlarla toplanıp parçaları söylemeye çalışırdık. Halen beraber çalıştığım gitaristim Vedat Biçkin ile Boğaziçi orkestrasını kurduk. Yabancı pop müzik söyleyerek 1965 yılında Son Saat Gazetesi’nin yapmış olduğu yarışmada en iyi orkestra ve en iyi solist ödülüne layık görüldük. Bu ödülden sonra Türkiye’de sevilen orkestralar arasında yerimizi aldık.1960 lı yılların sonlarına kadar orkestramla sinemalarda filmden önce müzik yaptık. 1967 yılında Haftasonu Gazetesi’nin yaptığı Altın Ses Yarışması’nda birinci olarak Altın Ses Kralı ünvanımı aldım. Gazino günleri benim müziğin içinde popüler olduğun döneme denk gelmektedir. Hemen hemen bütün gazinolarda sahne aldım. Hayatım boyunca önceden hiçbir şeyin hesabını yapmadım. Bütün başarıların çok çalışmanın ürünü olduğunu düşünüyorum.

“1977’DE ALTIN KELEBEK ÖDÜLÜNÜ KAZANDIM”

-Altın Ses Yarışması, müzik serüveninizdeki en önemli kilometre taşlarından biri sanırım. Sonrasında neler oldu?
Altın Ses Yarışması’ndan sonra, 1967-1976 yılları arasında, üç 45’lik piyasaya çıkardım ve orkestra şarkıcısı olarak kariyerimi sürdürdüm. 1977 yılında ‘Çocuk Gözler’ parçasıyla büyük bir çıkış yakaladık ve ‘Yılın Erkek Sesi’ dalında ‘Altın Kelebek Ödülü’ kazandım. Menajerim Orhan Şevki bu parçanın bana başarı kazandıracağını düşünüyordu. Parçayı bana sunduklarında ben de bu görüşe katıldım ve yıllarca sevilen bu şarkıyla anılmak, Türkiye çapında tanınmamı sağladı. Türk Hafif Batı Müziğinde ortak çalışmaların yaygınlaştığı dönemde, Özdemir Kaptan ve Selmi Andak ile çok sayıda ortak çalışmalar yaptık. Aynı duygularla müziğe yaklaşmamız ve kaliteyi ön planda tutmamız birlikte çalışmamızı sağlamıştır. Bu ekip çalışmasından çok güzel şarkılar ortaya çıkmıştır.1980’lerin başında arabesk patladığında kendi tarzımı sürdürdüm. Zor bir dönemdi. Ama ideallerim ve değerlerim benim için çok önemlidir. Sevmediğim hiç bir işe imza atmadım. Her zaman seçeneklerin olduğuna inanırım. Böylece istediğim müziği yapmama olanak veren yerlerde çalıştım. Ayrıca “Ve Ben Yalnız” albümü yapısı itibariyle özeldir. Şöyle ki, bir yüzü Theodorakis şarkılarının bire bir Türkçeye çevrilmiş sözleriyle yapılan parçalardan oluşur; diğer yüzü de Selmi Andak özgün bestelerini içerir. Bu özellikleriyle Türkiye’de ilk defa yapılan bir çalışmadır.

“BİZİM KUŞAK SÖZLERİ ANLAMLI VE GÜZEL MESAJLAR VEREN
NİTELİKLİ BESTELERE İLGİ DUYARDI”

-Geçmişten günümüze müzikte çok şey değişti. Bu değişimi nasıl yorumluyorsunuz?
Bizim kuşak; sevgi dolu ve incelikli duygusunu aktarabilen romantik yapıya sahip bir nesil olduğu için, sözleri anlamlı ve güzel mesajlar veren nitelikli bestelere ilgi duyardı. Ve filmler, kitaplar, tiyatro oyunları yani sanatın her dalı naif yönümüzü çok etkilemiştir. Zaten bir sanatçı yaşadığı dönemi ve o döneme ait duyguları anlattığı için bizim şarkılarımız oluşmuştur.Dünyada ve Türkiye’de son yıllarda yapılan pop müzik çalışmalarının kalitesinin düştüğünü gözlemliyorum. Dünyadaki değersizleştirmenin ve sevgi eksikliğinin müziğe de yansıdığını düşünüyorum.

“O YILLARDA CANLI PERFORMANS ÖNEMLİYDİ”

-Günümüzde pop müzik öldü mü? Bu konuda neler söylersiniz?
Pop müziği çizgi değiştirebilir ama bitmesi mümkün değildir.Teknolojinin gelişmesiyle ritimsel yapı ağırlık kazanmış durumda. Bizim yıllarımızda canlı performans önem kazanırdı. Duygusal parçalar ön plana çıkardı. Etkileyici bir yapıya sahip olan şarkılarla yoğrulurduk. İnsan ne dinlerse ona dönüşüyor zaman içinde. Bu yüzden bizlerin şanslı olduğunu düşünüyorum. Sevgi daima kalıcıdır. Dediğim gibi, eskiden şarkılar stüdyoda her enstürüman canlı çalınarak ayrı ayrı kayıt edilirdi. En son ses kaydı yapılırdı. Şu anda elektronik kayıt yapılmaktadır. Bu iki yöntemin farkı sanatçının verdiği konserlerde ve canlı performanlarda ortaya çıkmaktadır.

-Şu şarkıyı ben söyleseydim dediğiniz eserler var mı?
Şarkılarımı kendim seçtiğim için sevdiğim şarkıları söyleme imkanım oldu.

-Hayatımın şarkısı dediğiniz iki şarkıyı söyler misiniz?
Bulamadığım ve Wonder Of You

“HER YERDE KAR VAR İLE SEVENLERİMLE YENİDEN BULUŞTUM”

Ersan Erdura, “Her Yerde Kar Var, yabancı şarkıların üzerine yazılan ilk Türkçe şarkılardan biridir. Bu çalışmaların çoğalması Türk bestecilerini de etkileyerek Türk Pop Müziği’nin gelişmesine neden olmuştur.” diyor. 

-Yeni çalışmalarınız ve projeleriniz var mı?
Şu anda ‘Her Yerde Kar Var’ single’ı ile sevenlerimle buluştum. Bilindiği gibi Adamo’nun sevilen şarkısına Fecri Ebcioğlu söz yazmıştır. Bu şarkıyı seçmemin nedeni yabancı şarkıların üzerine yazılan ilk Türkçe şarkılardan biri olması ve ülkemizde çok sevilmesidir. Ayrıca sahnede repertuar olarak kullandığım bu şarkının tekrar hatırlanmasını istedim. Pandemi nedeniyle 1,5 yıl ertelemeyle Sevgili Hakan Eren ile projeyi hayata geçirdik, Her Yerde Kar Var şarkısının önemine gelince, yabancı şarkıların üzerine yazılan Türkçe şarkılar o tarihlerde Türkçe Sözlü Pop Müziği’nin başlangıcıdır. Bu çalışmaların çoğalması Türk bestecilerini de etkileyerek Türk Pop Müziği’nin gelişmesine neden olmuştur.

 

 

“MAVİ DERİNLİKLERDE KAYBOLMAK İSTERDİM”

-Müzisyen olmasaydınız hangi mesleği yapmak isterdiniz?
Pilot olmayı hayal ettim.. Romantik kişiliğe sahip olduğum için mavi derinliklerde kaybolmak isterdim.

-Oyunculuk yapmak ister misiniz peki?
Yakın zamanda teklif almadım ama beğendiğim bir senaryo gelirse neden olmasın.

-Sosyal medyada çokca vakit geçirenlerden misiniz? Sosyal medya yaygın medyayı yok etti düşüncesine katılıyor musunuz?
Sosyal medya hesabımı kendim yönetiyorum burada dikkat ettiğim konu hayranlarımla birebir iletişime geçmektir. Dinleyicilerimle olmak beni mutlu ediyor ve onları tanıma fırsatı buluyorum. Böyle bir durum olduğunu düşünmüyorum.

“PİŞMAN OLACAĞIM HİÇBİR ŞEY YAPMADIM”

-İstediğiniz kişi olabildiniz mi?
Olduğum kişiden memnunum. Pişman olacağım hiçbir şey yapmadım. Her zaman ideallerimin peşinden gittim.

-Sanatçılar arasında dostluk var mı?
Bizim kuşak sanatçılarının arasında dostluklar güçlüdür. Birçok sanatçı dostlarımla halen görüşüyoruz.

“EN ÇOK KONSERLERİMİ VE SAHNEDE OLMAYI ÖZLEDİM”

Erdura, Covid-19 salgını sürecinde en çok konserlerini ve sahnede olmayı özlediğini ifade ediyor.

-Karantinalı günleri nasıl geçirdiniz?
Bütün dünyayı sarsan salgın sürecini evimde geçirdim. Hem kendi sağlığım hem de diğer kişilerin sağlığına duyarlı olduğum için sokağa çıkmamaya özen gösterdim. Evde spor, müzik ve aileme vakit ayırdım. En çok konserlerimi ve sahnede olmayı özledim.

-Sizi sevenlere son olarak neler söylersiniz?
İyi müzik dinleyicileri olmalarını isterim. Böylece pop müziğinin daha kaliteli seviyeye gelmesine yardımcı olacaklardır. Sevgiyle kalın.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir