Connect with us

Araştırma ve Raporlar

KAMUDAKİ KADIN YÖNETİCİLERİN SADECE YÜZDE 30’U ÜST DÜZEY…

Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı (UNDP) ve Pittsburgh Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Araştırma Laboratuvarı’nın (GIRL) yayımladığı 2021 Küresel GEPA Raporu’na göre; dünya genelinde kamu yönetiminde üst düzey liderlik pozisyonlarının yalnız üçte birinde kadınlar yer alıyor. Covid-19’la mücadele dahil, kritik karar rolleri ve süreçlerinden kadınların dışlanması, “yeşil toparlanmayı” engelliyor.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusundaki ilk araştırmalardan “Kamu Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” (GEPA) Raporu da kadınlar aleyhine veriler içeriyor. Kamu yönetiminde kadın temsil oranlarında belirli ilerlemeler kaydedilse de hala birçok ülkede “liderlik ve karar alıcı pozisyonlardaki” kadınların sayısı erkeklerden hayli gerisinde. Kamudaki yöneticilerin yüzde 46’sı kadın ancak yalnızca yüzde 31’i lider ve yüzde 30’u üst düzey yönetici konumunda.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Pittsburgh Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Araştırma Laboratuvarı’nın araştırmasından öne çıkan veriler şöyle:

Kadınlar, kamu yönetiminde "lider" pozisyonunda yer aldıklarında; hükümetler daha duyarlı hale geliyor ve kamu hizmetlerinin kalitesi yükseliyor.

Kadınlar, kamu yönetiminde “lider” pozisyonunda yer aldıklarında; hükümetler daha duyarlı hale geliyor ve kamu hizmetlerinin kalitesi yükseliyor.

KADIN LİDERLE KAMU HİZMETİ KALİTESİ YÜKSELİYOR
Toplumsal cinsiyet eşitliği, kapsayıcı ve hesap verebilir kamu yönetimi açısından zorunlu. Kadınlar, kamu yönetiminde “lider” pozisyonunda yer aldıklarında; hükümetler daha duyarlı hale geliyor ve kamu hizmetlerinin kalitesi yükseliyor. Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması, çocuk bakım hizmetleri ve sağlık hizmetleri daha çok ilgi görüyor. Hükümette yolsuzluk azalıyor ve siyasi partiler daha fazla iş birliği yapıyor.

Achim Steiner-UNDP Başkanı

Achim Steiner-UNDP Başkanı

2030 YILINA KADAR 105 MİLYON KADIN YOKSULLUĞUN EŞİĞİNDE
Birçok ülke Covid-19’un kadınlar ve kız çocukları üzerinde oluşturduğu ekonomik ve sosyal etkilerle boğuşuyor. Kendilerine yönelik şiddette artış kaydedilen kadınlar ayrıca iş ve gelir kaybına uğruyor. Bunların tümü; toplumsal cinsiyet eşitliği yolunda kaydedilen ilerlemeyi geriye çekme tehlikesi yaratıyor. UNDP’nin analizine göre; küresel salgın yüzünden 2030 yılına kadar 105 milyon kadın ve kız çocuğu daha yoksulluk sınırına gerileyecek.  Dolayısıyla hükümetlerin kadınlar ve kız çocuklarının ihtiyaçları; hak ve beklentileri konusunda duyarlı olması önem taşıyor. UNDP Başkanı Achim Steiner, “Kadınlar kamu kurumlarına eksiksiz katılmalı, hükümetler politika önlemlerini tasarlarken ve krizden çıkış için en iyi yolu belirlerken kadınlar da karar masasında yer almalıdır.” diyor.

Sağlık bakanlıklarında çalışanların yüzde 58’i kadın, ancak karar verici pozisyonlardakilerin oranı yalnızca yüzde 34.

Sağlık bakanlıklarında çalışanların yüzde 58’i kadın, ancak karar verici pozisyonlardakilerin oranı yalnızca yüzde 34.

SAĞLIKTAKİ “KADIN” KARAR ALICI SAYISI SINIRLI
Kadınlar, ülkelerin sağlık politikası kararlarında sınırlı role sahip. Sağlık bakanlıklarında çalışanların yüzde 58’i kadın, ancak karar verici pozisyonlardakilerin oranı yalnızca yüzde 34. Küresel salgınla mücadeleye öncülük eden hükümet görev güçlerinde de kadın temsili düşük. 163 ülkedeki 300 Covid-19 görev gücünde kadınların oranı ortalama yüzde 27. Görev gücü liderliği pozisyonundaki kadın oranı ise yüzde 18. Görev güçlerinin yüzde 6’sında toplumsal cinsiyet eşitliği mevcut; yüzde 11’inde ise hiç kadın yok.

KENDİLERİYLE İLGİLİ ALANLARDA SÖZ SAHİBİLER
Kadınlar kamu yönetiminde belirli çalışma alanlarıyla özdeşleşmiş durumda. En çok kadın sorunları, sağlık ve eğitim işleriyle uğraşan bakanlıklarda hizmet veriyorlar. Diğer politika belirleme alanlarında sayıları oldukça düşük. Örneğin; iklim krizinden fazlaca etkilenmelerine karşın; incelenen 20 politika alandaki en düşük kadın temsili çevre koruma bakanlıklarında. Çevresel koruma alanında dünya geneli kadın çalışan oranı yüzde 33’lerde. Bu kulvarda eşitliğin sağlandığı ülke çok az. Söz konusu tablonun iklim eylemi ve yeşil toparlanmanın etkisini engellediği düşünülüyor.  Sosyo-ekonomik politikaların belirlenmesinde ve ekonomi bakanlıklarında karar verici mevkideki kadın oranı yüzde 36.

 Ann E. Cudd-Pittsburgh Üniversitesi Akademik Kurul Başkanı ve Rektör Başyardımcısı

Ann E. Cudd-Pittsburgh Üniversitesi Akademik Kurul Başkanı ve Rektör Başyardımcısı

“YAŞAM KALİTESİNİN ARTMASI İÇİN EŞİTLİK ŞART”
Pittsburgh Üniversitesi Akademik Kurul Başkanı ve Rektör Başyardımcısı Ann E. Cudd, toplumsal cinsiyet eşitliğinin “hükümetin daha iyi işlemesi ve yaşam kalitesinin yükselmesinin anahtarı” olduğu görüşünde: “Bunları başarabilmek için, daha geniş kapsamlı ve daha iyi verilere ihtiyacımız var. Ayrıca Pittsburgh Üniversitesi ve Birleşmiş Milletler arasındaki gibi iş birlikleri bu hedefe ulaşmamıza katkıda bulunabilir. Bu araştırma ortaklığı, sorunu ortaya çıkarmakla kalmayıp aynı zamanda eşitsizlikleri de gidermek için gerekli kanıtları sağlayan önemli yeni bilgiler sundu.”

Türkiye’deki kamu yönetiminde “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” oranları:
-2019 verileriyle kadınların kamu yönetimindeki oranı yüzde 19.
-Kamu yöneticilerinin yüzde 22’si (2015), üst düzey yöneticilerin yüzde 8’i (2015) ve üst düzey liderlerin sadece yüzde 8’i (2018) kadın.
-Covid-19 görev güçlerinde kadın temsil oranı yüzde 44’le toplumsal cinsiyet paritesinin altında.
-Kentlerde kadınların kamu yönetimine katılımları kırsal bölgelere göre daha yüksek. 2012 verilerine göre, kadınların kentlerdeki kamu yönetiminde temsili yüzde 17 iken kırsalda bu oran yüzde 8.

GEPA Raporu’nda, güç dengesini değiştirmek adına beş öneri paylaşıldı:
1-Kotalar ve geçici özel önlemleri de içeren mevcut kanun, çerçeve ve politikaları güçlendirilmeli ve yenilerini tasarlanmalı; ulusal toplumsal cinsiyet bütçesi oluşturmalı.
2-İşyeri reformu, kapsayıcı insan kaynakları politikaları, çalışma yaşamında cinsiyetçilik ve tacizi cezalandırma vb. yollarla kurumsal değişim meydana getirilmeli.
3-Kamu yönetiminde toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınlar hakkında kaliteli veri mevcudiyeti artırılmalı.
4-Sivil toplum kuruluşları, kadın hareketleri ve iş dünyası ortaklıkları gibi yeni ortaklıklar kurularak harekete geçilmeli.
5-“Farkındalığı artırmak, kadınların eğitimini ve kamu hizmetinde kariyer yapmaya hazır oluşlarını desteklemek” dahil, toplumsal cinsiyet eşitliği gündeminin tüm ögelerinde sinerji yaygınlaştırılmalı.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir