Connect with us

Finans & Ekonomi

KURUMSALLAŞMALI MIYIM?

Kurumsallaşma, “şirketlerin varlıklarını, kişilere bağımlı olmadan ve belirli standart ve sistemler çerçevesinde sürdürebilmesini” ifade eder. Bu aynı zamanda şirkete ait bir takım “organizasyonel ve yönetsel standart ve kriterlerin belirlenmesi ve uygulanması” anlamına da gelir. Şirketin “kendine özel iletişim ve iş yöntemlerini kültürleştirmesi” ve “kendi kurumsal kimliğini kazanma” sürecini de belirtir. Bu ise günümüz iş dünyasında şirketlerin sürdürülebilir rekabet avantajlarına destek olur.

 

Kobi Yaşam’ın değerli okurları merhaba…

Şirket, kurumsallaşmalı ama ben değişmem tutumuna sahip kurucular ne yapmalı?

Bu yazımda sizlerle “kurumsallaşma” üzerine paylaşımda bulunacağım. Özellikle “büyük emeklerle kendi işini kurup, bir aşamadan sonra artık işi profesyonellere bırakıp, ben de güney sahillerinde keyfime bakarım diyen girişimciler, şirket sahipleri ya da kurumsal bir şirkette çalışmak isteyenler” için de ilgi çekici olabilir.

Kurumsallaşma gerçekte neyi ifade eder? Büyük emeklerle kurulan ve geliştirilen şirketlerin sürdürülebilirlikleri için neler yapılmalıdır? “Aile Anayasası” hangi şartlar yerine getirilirse bir çözüm olabilir? Peki, başka çözümler mümkün mü? Mutlaka kurumsallaşmalı mı? Sınırlar nasıl belirlenmeli? Şirket, kurumsallaşmalı ama ben değişmem tutumuna sahip kurucular ne yapmalı? Hazırsanız başlayalım.

PATRONLAR VE GENÇLERİN NEZDİNDE KURUMSALLAŞMA…
Kurumsallaşma deyince aklımıza “kurucu ya da patronların, işi profesyonellere bırakıp, işten elini eteğini çekmesi” gibi çok da doğru olmayan bir yaklaşım geliyor. Ya da iş hayatına yeni adım atacak gençlere soruyoruz: Nasıl bir şirkette çalışmak istersin? Belli bir tariften sonra söz dönüp dolaşıp “kurumsal bir şirket olsuna” geliyor.

Kurumsallaşma gerçekte neyi ifade eder? Patron ya da kuruculara sorduğumuzda, “emek verdiğim şirket yaşasın, insanlara bağımlı olmadan kendi varlığını sürdürsün, iş hayatında yoluna devam etsin, bunlar olurken aile kültürü ve değerleri de kaybolmasın, kararlar rasyonel şekilde alınsın” gibi birçok konuyu sıralıyorlar.

Benzer şekilde gençlerle görüşüldüğünde onların kurumsal şirket tanımında; “sistemleri olan, kariyer yolu belirgin, çalışanına yatırım yapan, şeffaf, adil yaklaşımlar sergileyen bir şirket” şeklindeki tarifler çoğunlukta.

Kurumsallaşmada amaç; kişiler ve kişilerin kendi bireysel çalışma tarzlarından ayrı olarak “şirketin kendi çalışma tarzı, sistemi, yönetim şeklini” geliştirmektir.

Şirketler belirli bir büyüklüğe geldiğinde, kurucular mevcut çalışanlarıyla işlere yetişemez ve işler aksamaya başlar. Bu durumda şirketler, insan kaynakları, finans, üretim, Ar-Ge, pazarlama gibi işleri fonksiyonel olarak organize etmeye ihtiyaç duyarlar. Her fonksiyon için yöneticilere de gerek vardır. O açıdan kurucu / kurucuların “raporlamaya, karar sürecinde verimli ve rasyonel olarak desteklenmeye” ihtiyaçları artar. Bu açıdan sistemsel bir kurumsallaşma süreci kaçınılmazdır.

Çok genel ifade ile kurumsallaşma, “şirketlerin varlıklarını, kişilere bağımlı olmadan ve belirli standart ve sistemler çerçevesinde sürdürebilmesini” ifade eder. Bu aynı zamanda şirkete ait bir takım “organizasyonel ve yönetsel standart ve kriterlerin belirlenmesi ve uygulanması” anlamına da gelir. Şirketin “kendine özel iletişim ve iş yöntemlerini kültürleştirmesi” ve “kendi kurumsal kimliğini kazanma” sürecini de belirtir. Bu ise günümüz iş dünyasında şirketlerin sürdürülebilir rekabet avantajlarına destek olur.

Kurumsallaşmada amaç; kişiler ve kişilerin kendi bireysel çalışma tarzlarından ayrı olarak “şirketin kendi çalışma tarzı, sistemi, yönetim şeklini” geliştirmektir. Böylece şirkete yeni katılan /katılacak çalışanların “faaliyetlerin nasıl yapıldığını” şirketin kendine has oluşturduğu sistem içerisinde öğrenmesi mümkün olur. Şirketin kurumsal kimliği ile kurucu / kurucuların kişisel kimlikleri birbirinden ayrıdır. Elbette portföyleri de…

KURUMSALLAŞMANIN GÖSTERGELERİ NELER?
Şirketlerde “kurumsallaşmanın olup olmadığı ya da kurumsallaşma düzeylerinin ne olduğunu” belirleyen kabul görmüş kriterlere ihtiyaç vardır. Bu kriterler şirketlerin kurumsallaşma göstergeleri olarak da ifade edilebilir. Şirketlerde kişilerden bağımsız olarak “kurallara ve sistemlere dayalı bir yönetimi esas alan kurumsallaşmanın çok genel olarak göstergelerini” uzmanlar şöyle sıralamaktadır:

Şirket Anayasası: Şirketin misyon ve vizyonunu da içine alan şirketi bir bütün olarak ele alıp şirketin yönetim esasları ve usulleri ortaya koyan temel bir yönetim haritasıdır.
Organizasyon Yapısı: Görev, yetki, sorumluluk, iletişim kanalları, toplantı sıklıkları gibi şirketin yönetim ve organizasyon yapısının yapılandırılmasını içerir.
Stratejik Planlama: Şirketin stratejik planlarının olması ya da stratejik planlama sürecini yönelik faaliyetlerin yürütülmesi kurumsallaşmanın bir başka göstergesidir. Bu şirketin, uzun vadeli amaçlarını ve bunun çalışanlar dahil tüm paydaşlar tarafından bilinmesi ve birlikte harekete geçilmesini sağlar.
İşe Profesyonel Yaklaşım: Şirket bünyesinde yerine getirilen faaliyetlerin o alanda uzmanlaşmış kişiler tarafından yapılması, görevlerin, yetki ve sorumlulukların uzmanlığa göre belirlenmesi ilkesine dayanır.
Yetkilendirme: Yetki devrinin amacı, kaynakların daha etkin kullanımı ve daha çevik bir organizasyonun ortaya çıkmasını sağlamak ve performansı artırmaktır. Şirketler, sorumluluk ve görev verdikleri çalışanlara yetkilerini de devredebilmelidirler. Aksi durumda yetkisi bulunmayan çalışanların görevlerini tam olarak yerine getirmeleri olanaklı olmaz. Kurumsal şirketler görev, yetki ve sorumluluk dengesini kurarlar.
Yönetişim Anlayışına Geçiş: Yönetim; “kaynakları planlayarak, örgütleyerek, hedefe yönelterek, koordine ve kontrol ederek” başkaları aracılığıyla etkin ve verimli bir şekilde amaçlara ulaşma işidir. Yönetişim ise “bir tarafın diğerlerini yönetmesinden ziyade, karşılıklı etkileşimin ön planda olduğu bir ilişkiler bütünü”, birlikte yönetmektir. “Paylaşımcı, tutarlı, sorumlu, şeffaf, hesap verebilir ve adil bir yaklaşımla” karşılıklı etkileşime dayalı yönetim faaliyetlerini içerir.
Hesap Verebilirlik: Bir konuda yetkisini kullanan, karar alan, işlem yapan veya faaliyette bulunan kişi veya organın “kullandığı yetkiden, aldığı karardan, yaptığı işlemden ve yürüttüğü faaliyetinden” sorumlu tutulabilmesi ve kendisinden açıklama talep edilebilmesidir.

Şirketlerde “kurumsallaşmanın olup olmadığı ya da kurumsallaşma düzeylerinin ne olduğunu” belirleyen kabul görmüş kriterlere ihtiyaç vardır.

Bu kriterler bize kurumsallaşmanın göstergelerini belirtir. Ancak şirket olarak nereden başlanması gerektiğiyle ilgili bir yol haritasına hala ihtiyaç vardır. Bunun için ilk basamak, “şirkette kurumsal yönetim ilkeleri nasıl uygulanabilir” yönündeki sorudur. Bu yolculuk kolay olmasa da bizi şirket olarak kurumsallığa yaklaştıracaktır. Bunun bir ürünü olarak yukarıda bahsedilen kurumsallaşma göstergeleri de oluşacaktır. O açıdan kurumsal yönetime ve ilkelerine yakından bakmakta fayda vardır.

KURUMSALLAŞMAYA GİDEN YOLDA BİR YAKLAŞIM OLARAK KURUMSAL YÖNETİM
Kurumsal yönetim öncelikle şirketin “yasal, finansal ve etik gerekliliklerini yerine getirmesi için” belirlenmiş yetki ve denetim çerçevesini tanımlar. Ardından “şirketin yönetimi, varsa yönetim kurulu, hissedarları ve diğer menfaat sahipleri arasındaki” ilişkiyi çıkar çatışmasına meydan vermeden düzenler. Bu açıdan bir şirket kurumsal yönetim uyguluyorum dediğinde, aslında kurumsallaşma için arzu edilen sistemsel yapı için sağlam bir temel oluşturmuş olur.

Dünya Bankası’nın kurumsal yönetim tanımı bize genel çerçeveyi göstermektedir. Tanımda kurumsal yönetim; “bir şirketin insan kaynağı ve mali sermayeyi çekmesine, etkin çalışmasına ve böylece ait olduğu toplumun değerlerine saygı gösterirken uzun dönemde ortaklarına ekonomik değer yaratmasına imkan tanıyan her türlü kanun, yönetmelik, kod, ilke ve uygulamaları ifade eder” diye belirtilmektedir.

Kurumsal yönetimin evrensel kabul görmüş ve geçerliliği olan dört temel ilkesi var.

KURUMSAL YÖNETİMİN DÖRT TEMEL İLKESİ
Kurumsal yönetimin evrensel kabul görmüş ve geçerliliği olan dört temel ilkesi vardır:
1. Adillik: Şirket yönetiminin bütün hak sahiplerine eşit davranmasını ifade eder.
2. Hesap Verebilirlik: Şirket sahip ve yöneticilerinin varsa Yönetim Kurulu üyelerinin, şirket tüzel kişiliğine ve pay sahiplerine karşı hesap verme zorunluluğudur. Burada bir nokta önemlidir. Şirket tüzel kişiliği ile kurucunun kişiliği her ne kadar kurucu / patron çok emeklerle bir nevi çocuğu gibi o şirketi kurmuş ve büyütmüş olsa da, birbirinden ayrıdır. Cüzdanları ve mal varlıkları ve diğer sahip oldukları kaynaklar için de bu durum geçerlidir.
3. Şeffaflık: Ticari sır niteliği taşımayan ve henüz kamuya açıklanmamış bilgiler hariç olmak üzere, şirketle ilgili finansal ve finansal olmayan bilgilerin paylaşılmasıdır.
4. Sorumluluk: Şirket yönetiminin, “şirket tüzel kişiliği adına yaptığı faaliyetlerin ilgili mevzuat, esaslar, sözleşme, şirket içi düzenleme ve etik değerlere uygunluğunu ve bunun denetlenmesini” ifade eder.

Görüldüğü üzere kurumsal yönetim, bir şirkette sadece karar vericileri değil, tüm paydaşları kapsar. Kurumsal yönetim, şirkette karar vericilerin sadece bu yetkileri kötüye kullanmalarının önlenmesini değil; aynı zamanda sağduyulu, adil ve değer yaratacak şekilde kullanmalarının sağlanmasını da kapsar. Bu nedenle kurumsal yönetim, ister küresel, isterse yerel bazda olsun, şirketin hedeflerine ulaşması ve en üstün performansı göstermesi açısından kritik önem taşır.

Şirketler (kurucular) kurumsallaşma yolculuğuna ihtiyaç duyduklarında ilk soru “kurumsal yönetim ilkelerini şirketlerinde nasıl uygulayabilirler” hakkında düşünmeleridir.

Kurumsal yönetim ilkelerini uygulayan şirketlerde; sürdürülebilirlik artmakta, etkin kaymak kullanımı sağlanmakta, buna bağlı olarak şirket performansında artış görülmekte, şirketin itibar algısı olumlu etkilenmekte ve tüm bunların sonucu olarak şirketin finansal ve algısal değeri artmaktadır.

SON SÖZ: SORULAR…
Şirketler (kurucular) kurumsallaşma yolculuğuna ihtiyaç duyduklarında ilk soru “kurumsal yönetim ilkelerini şirketlerinde nasıl uygulayabilirler” hakkında düşünmeleridir.

Ve ardından, şirketim kurumsallaşma yolculuğuna çıkarken “ben, bu şirketi kuran kişi olarak ne kadar değişime hazırım” bir diğer samimi sorudur.

Sonraki yazımızda buluşuncaya dek sağlıcakla kalın…

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir