TARIMDA DEVRİM: TOPRAĞIN ALTINI YÖNETEN TEKNOLOJİ…

Ziraat Yüksek Mühendisi Ahmet Ömer Yuluğ’un geliştirdiği “toprağın altında bitkinin kökünün, suyun ve gübrenin gerçek zamanlı izlenerek ona göre davranılmasını mümkün kılan” teknolojiyle tarımda ve peyzajda yüzde 50’den fazla su ve gübre tasarrufu elde edilebiliyor.

Buluşlarını SmartMole’s adıyla markalaştıran Ziraat Yüksek Mühendisi Ahmet Ömer Yuluğ, “yanlış sulama, gübre, gereksiz pulluk ve kimyasal kullanımı yüzünden” her yıl 24 milyar ton toprağın sonsuzu kadar kaybedildiğini” belirtiyor.

“GÜBRENİN YÜZDE 75’İ, SUYUN YÜZDE 54’Ü BOŞA GİDİYOR”
“İçindeki bakteri ve mikroorganizmaların yok edilmesinin toprağın ölmesi anlamına geldiğini” vurgulayan Yuluğ, “Bir şeyin sürdürülebilir olması için yaşaması gerekiyor. Basınçlı sulama sistemlerinde gübrenin yüzde 75’i, suyun yüzde 54’ü ve hatta fazlası boşa gidiyor.” diyor.

BİTKİNİN ETKİLİ KÖK BÖLGESİ NEREDE?
Yuluğ’a göre basınçlı sulama yönteminin sağladığı tasarruf teoride kalıyor. Tasarrufun pratiğe dönüşmesi toprağın altında yaşananları gerçek zamanlı gözlemleyip vanaları yönetmekle mümkün. “Bitkinin etkili kök bölgesi nerede?” sorusu önemli. Çünkü sadece bu kısım sulanmalı ve su ile gübre etkili kök bölgesi sınırını geçmemeli.

ÇİFTÇİLER KÖKÜ, SUYU VE GÜBREYİ İZLEYEBİLİYOR
Yuluğ’un tarımda ve peyzajda istifadeye sunduğu ve dünyada ilk niteliğindeki ileri teknoloji işte tam da burada devreyi giriyor. Söz konusu sınırın görülmesini ve bu doğrultuda refleks gösterilmesini sağlıyor. Patentli ve yüzde 97 oranında yerli ve milli olan teknoloji sayesinde çiftçiler kökü, suyu ve gübreyi izleyebilerek sulama sistemlerini yönetebiliyor.

“TARLA VE PARKLARIN TEK BİR PARÇAYMIŞ GİBİ VERİMLİ YÖNETİMİ”
Yuluğ bu teknolojinin çiftçiler, belediye park ve bahçeleri için geliştirildiğini kaydediyor: “Geleceğimiz için doğayı korumak ve sürdürülebilir tarıma destek olmak hedefimizdi. Bu sistemle tek bir merkezden, seraların, tarlaların, park ve bahçelerin sulama sistemlerini yönetebiliyoruz. Parçalı tarla ve parkların tek bir parçaymış gibi verimli yönetimi ciddi işçilik tasarrufu da sağlıyor.”

TEKNOLOJİNİN ÖNE ÇIKAN ÖZELLİKLERİ
Bulut tabanlı yapay zeka yazılımından oluşan teknolojinin en öne çıkan özelliği, “toprak profilinde suyun hareketini gerçek zamanlı ve üç boyutlu algılayabilen kapiller hareket sensör modülüne (SmartCapillarity)” sahip olması. Sistem, bitkinin etkili kök bölgesini tespit eden SmartRoot (Akıllı kök) modülüyle de entegre çalışıyor. Köklerin yeri belirlenerek sadece bu bölge sulanıyor ve gübreleniyor. Faaliyet halindeki robot merkezle kablosuz haberleşiyor ve sensör verileri buluttaki yapay zekaya iletiliyor. Yapay zeka da ürettiği paradigmalarla vana guruplarını yönetiyor ya da manuel yönlendirme için kullanıcıya gerçek zamanlı bilgiler ulaştırıyor. Kökler doğa kanunları gereği suya yürüyor. Su toprak profilinde gözlemlenerek etkin dağıtıldığında kökler sağlıklı ve geniş hacimli oluyor. Dolayısıyla bitkiler arzulandığı gibi gelişiyor. Sistemle girdi maliyetleri düşerken verimlilik artıyor.

“ARA YÜZÜMÜZ KULLANICI İÇİN ÇOK BASİT VE EĞİTSEL”
Yuluğ, “teknolojik ilerlemelere ayak uyduran bilinçli toplumu desteklediklerini ve insan odaklı yararlı teknolojilerle kişisel çözümler ürettiklerini” ifade ediyor: “Bu, Tarım 5.0‘dır. Ara yüzümüz kullanıcı için çok basit ve eğitseldir. Arka plandaki karmaşık fen kaideleri ve matematiksel ilişkilerle kullanıcıyı yormuyoruz.”

Ahmet Ömer Yuluğ-Ziraat Yüksek Mühendisi

“HER TEKNOLOJİ, DOĞANIN YARARINA DEĞİL”
Dijital teknolojiler ile tabiat kanunları arasındaki uyum ihtiyacına dikkat çeken Yuluğ, şunları dile getiriyor: “Ziraat ve doğa bilimlerinden anlamayanlar tarafından geliştirilen birçok dijital teknoloji daha etkin bir şekilde küresel ısınmanın, çölleşmenin, nitrat kirliliğinin etkilerini artırmaktan başka işe yaramıyor. Her teknoloji doğanın yararına değil. Bunun ayrımının sahada yapılabilmesi zor. Bu nedenle teknoloji üretenler ticari kaygıdan uzak etik değerlere ve doğa kanunlarına saygılı olmalı ve teknoloji geliştirmelidirler. Bilgili ziraat mühendisleri bu oluşumlarda liderlik etmelidir.”