Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum-WEF) “Küresel Riskler 2021 Raporu’nda”, Covid-19 salgınının devletlerin ve toplumların risk algısını derinden etkilediğinin altı çizildi. 2006 yılından bu yana küresel salgın riskine işaret ettiklerini belirten WEF Genel Müdürü Saadia Zahidi şu ifadelerle uyardı: “Hepimizin bu durumdan çıkarması gereken ders; uzun vadeli riskleri görmezden gelmenin, bu risklerin gerçekleşme olasılığını azaltmadığıdır.”
İsviçre’nin Cenevre şehri merkezli Dünya Ekonomik Forumu’nun “Küresel Riskler 2021 Raporu’na” göre “salgın gibi uzun vadeli risklerin görmezden gelinmesinin” yıkıcı etkileri yaşanmakta. Pandemiye dönüşen Covid-19 salgınının “artık acil bir risk” olduğunun vurgulandığı raporda, salgın dolayısıyla “eşitsizlikler ve sosyal parçalanmanın” arttığına, salgının “önümüzdeki 3-5 yıl ekonomiyi tehdit edeceğine ve 5-10 yıl içerisinde jeopolitik istikrarı zayıflatacağına” dikkat çekilmekte. Bu olumsuz tablonun; -“zaten başlı başına bütün insanlık açısından çok ciddi bir risk niteliği taşıyan”- karbon salınımı kaynaklı iklim değişikliği ile çeşitli sebeplerle oluşan çevre kirliliği problemleri için gereken “global iş birliğini” engelleyebileceği anlatılmakta.
“UZUN VADELİ RİSKLERİ GÖRMEZDEN GELMEK, GERÇEKLEŞME OLASILIĞINI AZALTMIYOR”
Dünya Ekonomik Forumu Genel Müdürü Saadia Zahidi raporun ana fikrini şöyle özetledi: “Bu raporun 2006 yılından beri vurguladığı küresel salgın riski 2020 yılında gerçeğe dönüştü. Hükümetler, iş dünyası ve diğer paydaşlar için bu tür uzun vadeli riskleri ele almanın ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Ancak hepimizin bu durumdan çıkarması gereken ders; uzun vadeli riskleri görmezden gelmenin, bu risklerin gerçekleşme olasılığını azaltmadığıdır. Hükümetler, iş dünyası ve toplumlar pandemiyi geride bırakmaya başladıkça, bir yandan acilen kolektif dayanıklılığımızı ve şoklara yanıt verme kapasitemizi geliştiren yeni ekonomik ve sosyal sistemleri oluşturmaları, bir yandan da eşitsizliği azaltacak, sağlığı iyileştirecek ve gezegenimizi koruyacak adımları atmaları gerekiyor. Önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek Davos Agenda etkinliği, bu yeni bağlamda ihtiyaç duyulan ilkeleri, politikaları ve ortaklıkları şekillendirmek için küresel liderleri harekete geçirecek”
HIZLANAN DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN SONUÇLARI…
Zurich Sigorta Grubu Riskten Sorumlu Başkan Peter Giger, raporu değerlendirdiği açıklamasında salgınla iyice öne çıkan dijitalleşme için “Dijital dönüşümün hızlanması, örneğin 2025 yılına kadar neredeyse 100 milyon yeni işin yaratılması gibi büyük faydalar vaat ediyor. Bununla birlikte dijitalleşme yaklaşık 85 milyon işin yerini alabilir ve yetişkinlerin yüzde 60’ı hala temel dijital becerilere sahip olmadığından, bu durum mevcut eşitsizliklerin derinleşmesine neden olabilir.” dedi.
Giger, “En büyük uzun vadeli risk, iklim değişikliğinin iyileştirilmesi ve uyum çabaları konusunda başarısızlık olmaya devam ediyor. İklim risklerine karşı bir aşı mevcut değil, bu nedenle salgın sonrası iyileşme planlarında mutlaka daha iyiyi inşa etmek için sürdürülebilirlik gündemlerle uyumlu büyümeye odaklanmalıdır.” görüşünde.
“YENİ GÜVENLİK AÇIKLARI ORTAYA ÇIKIYOR”
Marsh Kıta Avrupası Risk Yönetimi Lideri Carolina Klint, Covid-19’un ekonomik ve sosyal sonuçlarının “aşı uygulamalarının çok sonrasında bile şirketlerin müşterileri ve çalışanlarıyla etkileşimlerini” etkileyeceğini kaydetti: “Şirketler işyerlerini dönüştürdükçe yeni güvenlik açıkları ortaya çıkıyor. Hızlı dijitalleşme siber riskleri artırıyor, tedarik zincirindeki kesintiler iş modellerini kökten değiştiriyor, ayrıca sağlık sorunlarındaki ciddi artış, çalışanların uzaktan çalışmaya geçişini beraberinde getiriyor. Gelecekteki şoklara karşı dirençlerini artırmak isteyen her şirketin, risk azaltma stratejilerini güçlendirmesi ve bu stratejileri sürekli olarak gözden geçirmesi gerekiyor.”
“SİSTEMİK ŞOKLARA KARŞI DAYANIKLILIĞI YENİDEN İNŞA ETMEK”
“2020 yılında yaşadığımız pandemi, dünya çapında ekonomilerin ve toplumların temellerini sarsan bir stres testiydi.” diyen SK Grup Toplumsal Değerler Komite Başkanı Lee-Hyung hee ise şunları dile getirdi: “Sistemik şoklara karşı dayanıklılığı yeniden inşa etmek, önemli miktarda finansman, uluslararası işbirliği ve daha fazla sosyal uyum gerektirecektir. Erken dijitalleşen ekonomilerin 2020’de görece daha iyi performans gösterdiğini bildiğimiz için, esneklik dünya çapında devam eden büyümeye de bağlı olacaktır. 5G ve yapay zekanın sürekli dağıtımının bir büyüme motoru olarak ortaya çıkması gerekiyorsa, dijital bölünmelerin arasında boşluğu acilen kapatmalı ve etik riskleri ele almalıyız.”
TÜRK TIPÇILAR BULDU: DAMAR SERTLİĞİ OLUŞUMUNDA PARAZİT ETKİSİ
TÜİK’E GÖRE ENFLASYON YÜZDE 50’NİN ALTINA İNDİ…
GENÇLER “HAYATLARINDAKİ KONTROL HİSSİNİ” KAYBEDİYOR…
FAİZ VE ENFLASYONDAKİ SEYİR KÜRESEL EKONOMİYİ NASIL ETKİLİYOR?
TÜİK’E GÖRE YILLIK ENFLASYON AĞUSTOS 2024’TE YÜZDE 51,97’YE GERİLEDİ…
BANKACILIK DIŞI FİNANS SEKTÖRÜ YASAL DÜZENLEME BEKLİYOR…