VİRÜSÜ 30 SANİYEDE ÖLDÜREN KABİN GELİŞTİRDİLER

Ekibiyle birlikte yeni tip Koronavirüs (Covid-19) bulaşma riskini ortadan kaldıracak dezenfeksiyon cihazları üzerine araştırmalar yürüten Maltepe Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Kuantum Optiği ve Elektroniği Teknolojileri Laboratuvarı Sorumlusu Prof. Dr. Afif Sıddıki, virüsün koruyucu kıyafet ve ekipmanlar vasıtasıyla bulaşmasını önleyecek kabin tasarladı. Ekip daha öncesinde de el dezenfektan cihazı tasarımına imza atmıştı.

Covid-19’un virüsün yüksek yayılma hızı sebebiyle kısa zamanda küresel bir tehdide dönüştüğünün ve salgınla savaşta en fazla sağlık personelininin risk altında kaldığının altını çizen Prof. Dr. Afif Sıddıki; “siperlik, gözlük, eldiven, koruyucu elbise gibi kişisel korunma ekipmanın dezenfekte edilmesi için” geliştirdikleri ve “ozon ile ultraviyole ışınlarını birlikte kullandıklarını” kabinin, “virüsün başka bir hastaya ve sağlık çalışanına bulaşma ihtimalini” engellediğini açıkladı.

Prof. Dr. Afif Sıddıki

SALGIN SONRASINDA DA ÇOK İŞE YARAYACAK
Proje dosyasını İstanbul Kalkınma Ajansı ve TÜBİTAK’a sunduklarını dile getirdiği kabinden salgın sonrasında da hastanelerin yenidoğan ve enfeksiyon hastalıkları gibi servislerinde yararlanılabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Sıddiki, bu sistemin ufak tefek değişikliklerle havaalanı kontrol noktalarında devreye girebileceğini kaydetti.

DİĞER ULTRA VİYOLE TABANLI KABİNLERDEN FARKI
Heksagon Studio A.Ş.’yle tasarladıkları kabinin Avrupa Birliği (AB) mevzuatındaki ışınım dozlarına uyumu ve virüs ile mikroorganizmalar üzerindeki yüksek yüksek doz etkisiyle diğer ultra viyole tabanlı dezenfeksiyon sistemlerinden ayrıştığını ifade eden Prof. Dr. Sıddıki; “254 nm dalga boyuna sahip UVC ışınlarının” ortaya konulan tasarım sayesinde “hiçbir zarar vermeden ve üzerinde neredeyse hiç gölgelenmiş bölge bırakmadan” herkesi etkin olarak dezenfekte ettiğini söyledi.

“İŞLEM SIRASINDA SAĞLIK ÇALIŞANININ ETKİLENMEDİĞİNİ KANITLADIK”
Patent başvurularını tamamladıklarını belirten Prof. Sıddıki, “UVC dezenfeksiyon kabininde gerçekleştirdiğimiz canlılık deneylerinde, kullandığımız model hücrenin 30 saniye gibi çok kısa bir sürede yüzde yüze varan oranlarda öldüğünü gözlemledik. Bundan daha önemli olan, siperlik, gözlük, eldiven, koruyucu elbise gibi korunma ekipmanlarıyla (KKE) donanmış sağlık çalışanlarının etkilenmediğini de testlerle kanıtladık. Yaptığımız tasarımda kullandığımız ozon sistemi sayesinde, UVC’nin nüfuz etmediği bölgelerde oldukça etkin bir viral yük azaltması gerçekleştirdiğini deneysel olarak da gösterdik.” dedi.

DNA VE RNA VİRÜSLERİNE KARŞI DA ETKİN
Prof. Dr. Sıddiki, aynı sistemin geçerli olduğu bir cihazı TÜBİTAK MARTEK bünyesindeki IONTEK Laboratuvarıyla ortak bir çalışmada da kullandıklarını ve yöntemin DNA ile RNA virüslerine tesir ettiğinin görüldüğünü sözlerine ekledi.