Connect with us

Fatih Yılmaz

COVID-19 KRİZİNDE FİNANSAL YÖNETİMİN PARAMETRELERİ…

Hem dünya hem Türkiye ekonomisinin büyüme grafiğinin “V” harfi şeklinde olması bekleniyor. Şu an biz V’nin sol, yani iniş tarafındayız. Salgının yazın sona ermesiyle birlikte son bahardan itibaren de hızlı bir çıkışa hazır olmak gerekir. Dolayısıyla bu dönem için şimdiden hazırlık yapılması ve çeşitli alternatif planların geliştirilmesi gerekir.

 

Prof. Dr. FATİH YILMAZ
Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneği (TMUD) Başkanı

Tüm dünyayı etkileyen COVID – 19 salgınında, bu yazının kaleme alındığı tarih itibariyle yaklaşık 4 ayda 2,2 milyondan fazla insanın enfekte olduğu ve 150 binden fazla kişinin de yaşamını yitirdiği açıklandı. Tabi ki bunlar tespit edilen vaka sayıları. Dünyadaki herkese test yapma imkânı olmadığından ne enfekte olan ne de salgından dolayı hayatını kaybeden toplam kişi sayısını tam olarak bilme imkânımız yok.


IMF’YE GÖRE DÜNYA EKONOMİSİ 2020’DE YÜZDE 3 KÜÇÜLECEK
Tüm insanlığı tehdit eden bu salgın, dünya ekonomisi üzerinde de ağır etkiler yaratmıştır ve maalesef yaratmaya da devam etmektedir. IMF’nin 2020 Nisan’da yayınladığı raporda dünya ekonomisinin bu yıl yüzde 3 küçüleceği öngörülmektedir. Raporda, 2020’deki küçülmenin gelişmiş ülkelerde yüzde 6,1; Türkiye’nin en çok ihracatının olduğu Euro bölgesinde yüzde 7,5; Türkiye’de ise yüzde 5 olacağı tahmin edilmiştir. Bu sarmalın, işletmelerimizin pek çoğunu içine çekmesi de kaçınılmazdır.

TAHMİNLER SALGININ YAZ AYLARINDA BİTECEĞİ YÖNÜNDE
İşletmelerde nakit bütçesi yaparken, nakit açığının olacağı tahmin edilen aylar için tedbir alınırken, önce bu sorunun ne kadar süreceğini öngörmeye çalışır ve ona göre çözüm üretiriz. Dolayısıyla bu salgının ve onun etkilerinin ne kadar süreceğini öngörmek çok önemlidir. Yapılan tahminler (ya da temenniler) salgının yaz aylarında biteceği yönündedir. Hatta yukarıda bahsettiğim IMF raporunda 2021 yılında ekonomik büyümenin dünya genelinde yüzde 5,8; gelişmiş ülkelerde yüzde 4,5; Euro bölgesinde yüzde 4,7; Türkiye’de ise yüzde 5 olacağı yönünde öngörüde bulunulmuştur. Dolayısıyla 2020 ve 2021 yıllarında ekonomik büyümenin grafiği “V” şeklinde olacak. Bu durumda, tabir-i caiz ise, dişini sıkıp, yazı atlatabilen şirketlerimizi güzel bir gelecek bekliyor demektir.

Prof. Dr. Fatih Yılmaz

 

KOBİ’LER KRİZDE NASIL BİR FİNANSAL YÖNETİM MODELİ İZLEMELİLER?
Küresel ölçekli dev şirketlerin olağanüstü hâl senaryoları (veya protokolleri) vardır ve bu gibi günlerde bu senaryolar devreye alınır. Peki, dünyada da olduğu gibi ülkemizdeki şirketlerin yüzde 99’unu oluşturan KOBİ’ler krizde nasıl bir finansal yönetim modeli izlemeliler?

 

 

Bu modelde dikkate alınması gereken önemli noktalar aşağıdaki gibidir:
• Operasyonel ve Finansal Risk Analizi
• Nakit Yönetimi
• Alacak Yönetimi
• Müşteri Profili Analizi
• Yatırım Planlama (Devam Eden ve Planlanan)
• Tedarik ve Satış Kanalları Analizi
• İşletmeye Yeni Kaynak Yaratma
• Vergi ve Diğer Yasal Yükümlülükler
• Bütçe Revizyonu
• İnsan Kaynakları Yönetiminde Finansal Boyut
• İşletme İlgililerinin Düzenli Bilgilendirilmesi
• Kriz Sonrasına Hazırlık

ÖNCELİKLE OLAĞANÜSTÜ HAL TELEFON TEYİT ZİNCİRİ OLUŞTURULMALI
Öncelikle işletmelerimizin karantina, deprem gibi olağanüstü durumlarda çalışabilecekleri, temel fonksiyonlarını yerine getirebilecekleri bir merkez belirlemeleri gerekir. Karar alma ve operasyonel süreçlerde yetkili kilit yöneticilerin acilen bir Olağanüstü Hal Telefon Teyit Zinciri (OHİTEZ) oluşturması gerekir. OHİTEZ’de, adeta bir ağacın kökleri gibi olan hiyerarşik idari yapıda, kimin kimleri arayacağı ve iletişimin nasıl sağlanacağı belirlenir. İletişim kanallarının açık olması son derece önemlidir. Tıpkı askerlerin dediği gibi; muhaberesiz muharebe kazanılmaz…

Günlük rutin raporlamalar, iş takiplerinin yapılması ve bunların fazla formal olmayan Whatsapp grubu gibi, kolay ve hızlı iletişim araçları ile paylaşılması işletmelere çeviklik kazandıracaktır.
Her işletme bu krizin kendi faaliyetlerini nasıl etkileyeceğini ve bunun finansal etkisinin ne olacağını analiz etmelidir.

KRİZDE EN HAYATİ NOKTALARDAN BİRİ NAKİT YÖNETİMİDİR
Krizde finansal yönetimin en hayati noktalarından biri de kuşkusuz Nakit Yönetimidir. Böyle günlerde pek çok badireler atlatmış bir yakınımın bana yıllar önce söylediği bir sözü hatırlarım. Kendisi “para çok korkaktır, en ufak bir tehlikede ortadan kaybolur” demişti. Dolayısıyla tahsilatlarımızın aksayabileceğini düşünerek acil olmayan tüm satın almaların durdurulması ve ertelenmesi mümkün olan ödemelerde bu imkândan yararlanılması gerekir.
Alacak yönetiminde, müşterilerle temasa geçip durum saptaması yapmalı, ödeme imkânı olmayanlara da yeniden yapılanma ve taksitlendirme imkânı sunulmalıdır. Ayrıca böyle bir davranış, müşteriler nezdinde işletmelere itibar da kazandıracaktır.

DEVAM EDEN YATIRIM VE PLANLAR GÖZDEN GEÇİRİLMELİ
Müşteri profili analizi yaparak, riskli olanların tespit edilmesinin yanı sıra öncelikli hizmet verilecek müşterilerin belirlenmesi gerekir. KOBİ’lerimizin devam eden yatırımlarını ve planlarını gözden geçirmesi gerekir. Acil olmayan yatırımların bir süreliğine durdurulması gerekebilir.

Tedarik ve satış kanallarının analiz edilmesi gerekir. Tedarik kanallarında tıkanma ihtimalleri, ödeme konusunda erteleme / taksitlendirme seçenekleri ve alternatif seçeneklerin araştırılması gerekir. Diğer tarafta satışların müşteriye ulaştırılmasındaki riskleri değerlendirmek gerekir. Örneğin ihracatta gümrük kapılarının kapanması veya sınırlarda uzun bekleme sürelerinin olması aynı zamanda nakit akışı tarafını da etkileyebilmektedir.
Kriz dönemlerinde bankacılık sektörü de krediler konusunda işletmelere kolaylıklar sağlamaktadır. Kaynak ihtiyacı olan işletmelerde belli bir süre (en az 6 ay) geri ödemesiz olan orta ve uzun vadeli krediler tercih edilmelidir. Kısa vadeli kredilerden kaçınılmalıdır.

SAĞLANAN TEŞVİKLER İÇİN MALİ MÜŞAVİRLERLE İLETİŞİM KURULMALI
Vergi ve diğer yasal yükümlülükler konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın getirdiği bazı erteleme imkânları var. Ertelemelerin süresi ve türleri değişkenlik göstermektedir. Ayrıca yeni yasal düzenlemelerle sektörel ve genel pek çok teşvik getirilmiştir. Bunları da gözden geçirme faydalı olacaktır. Bu konuda KOBİ’lerin mutlaka mali müşavirleri ile iletişime geçmelerinde yarar vardır.

2020 BÜTÇELERİ REVİZE EDİLMELİ
KOBİ’lerin 2020 yılı bütçeleri çoğunlukla 2019 yılının ekim – kasım aylarında yapıldı. O tarihlerde, yılın bu ayları, günümüze kıyasla adeta tozpembeydi. Dolayısıyla acilen bütçe revizyonuna gidilmesi gerekir.

KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ DEĞERLENDİRİLMELİ
İnsan Kaynakları Yönetiminde Finansal Boyut kısmında ise Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ) seçeneğinin değerlendirilmesi gerekir. Kısa Çalışma Ödeneği, genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği sağlayan bir uygulamadır. Bu uygulamanın ön şartlarında kolaylaştırıcı yeni düzenlemeler yapıldı. KÇÖ, personelin mağduriyetini giderme konusunda bir can simidi olabileceği unutulmamalıdır.

İŞLETME İLGİLİLERİ DÜZENLİ OLARAK BİLGİLENDİRİLMELİ
KOBİ’ler, işletme ilgilileri dediğimiz hissedarlar, personel, tedarikçiler, müşteriler ve borçlu olduğumuz kişi ve kurumları düzenli olarak işletmenin durumu ve yaptıkları konusunda düzenli bilgilendirmelidir. Bu bilgilendirmelerin bir kısmı web sitesi aracılığıyla da yapılabilir. Krizde müşterilere ve personele karşı yapılan pek çok jest aynı zamanda halkla ilişkiler açısından da kullanılabilmektedir. Ayrıca personelin kendini yetiştirmesi, eksik olduğu konuları uzaktan eğitim alarak tamamlama seçeneklerini değerlendirmek gerekir. Bugünlerde dünyada ve ülkemizde pek çok Üniversite ve özel eğitim kurumunun uzaktan eğitim programları ücretsiz veya çok düşük fiyatlarla sunulmaktadır.

Unutulmamalıdır ki her karanlık gecenin bir gündüzü olacaktır. Yukarıda da belirttiğim gibi hem dünya hem Türkiye ekonomisinin büyüme grafiğinin “V” harfi şeklinde olması bekleniyor. Şu an biz V’nin sol, yani iniş tarafındayız. Salgının yazın sona ermesiyle birlikte son bahardan itibaren de hızlı bir çıkışa hazır olmak gerekir. Dolayısıyla bu dönem için şimdiden hazırlık yapılması ve çeşitli alternatif planların geliştirilmesi gerekir. Zira yeterli önlem alınmazsa, müşteri talebine yetişememe ve bunun yaratacağı olumsuzluklar bir başka problem olarak karşımıza çıkacaktır.

Elbette her sektörün ve her işletmenin bu krizden farklı şekilde etkilenebilecekleri de unutulmamalıdır.
Son söz, EVDE KAL TÜRKİYE, AMA SINIFTA KALMA!

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir