Connect with us

Fatih Yılmaz

ARTIK TAŞIT GİDERLERİNİN TÜMÜ VERGİDEN DÜŞÜLEMEYECEK

-Tüm şirketlerimiz için “otomobil giderlerinin vergi matrahından düşülmesinde” önemli değişiklikler oldu. Bu yıl şirketlerimiz; faaliyetleri ve gelir-gider tutarları geçen yılla aynı olsa bile “otomobillerle ilgili gider kısıtlamalarının etkisiyle” daha fazla vergi ödeyecekler.

-Otomobil ihtiyaçlarını gidermede kısa ve uzun süreli kiralama seçeneği, TL’de devalüasyon yaşanan 2018 Ağustos’a kadar çok cazipti. Devalüasyonun ardından “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında” alınan 32 Sayılı karar neticesinde eski cazibesi yitirdi.

 

Prof. Dr. FATİH YILMAZ
Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneği (TMUD) Başkanı

Türkiye’deki işletmelerin yüzde 99’u KOBİ ve mikro işletmelerden oluşmaktadır. Bu işletmelerin bütçelerinde de “otomobil ve otomobile ait giderler” önemli bir yer tutmaktadır. Hal böyle olunca, otomobillere ilişkin vergi düzenlemeleri de herkesi yakından ilgilendirmektedir.

5 Aralık 2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan kanunla otomobillere ilişkin giderlerin vergi matrahından düşülmesine bazı sınırlamalar getirildi. Bu sınırlamalar; faaliyet konuları “otomobil kiralama şirketleri ve sürücü kursları gibi otomobilin işletilmesi ile olan” işletmeleri kapsamamaktadır. Bu yazıda konu “otomobilin işletilmesiyle uğraşmayan işletmeler açısından” ele alınacaktır.

OTOMOBİLLERE İLİŞKİN GİDER KALEMLERİ
Otomobillere ilişkin giderler; “satın alınmasında ortaya çıkanlar”, “kullanımıyla ilgili olanlar”, “amortisman”, “kiralama” ve “otomobil edinimi için borçlanma maliyetleri” şeklinde sınıflandırılabilir.

Ülkemizdeki otomobil alımlarında “aracın vergisiz çıplak fiyatı” ile “anahtar teslimi maliyet” arasında çok önemli farklılıklar bulunmaktadır. Aracın toplam maliyeti içinde Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV) çok önemli bir yer tutmaktadır. Benzinli veya Dizel motorlu otomobillerde ÖTV oranı aracın motor hacmine ve satış fiyatına bağlı olarak yüzde 45 ile yüzde 160 arasında değişmektedir. Ayrıca ÖTV’li değer üzerinden bir de yüzde 18 KDV hesaplanmaktadır.

KDV VE ÖTV’Yİ BİR KEREDE GİDER YAZMADA SINIR
Bu yıla kadarki araç alımlarında şirketlerin “KDV ve ÖTV tutarının tamamını bir kerede gider yazma imkanları” vardı. İsteyen işletmeler ise yine KDV ve ÖTV’nin tamamını aracın maliyetine ekleyerek 5 yılda amortisman yoluyla gider yazabiliyorlardı. Buna bir üst sınır getirildi. Otomobilin satın alınmasındaki KDV ve ÖTV tutarını bir kerede gider yazmak isteyen işletmeler, bunun en fazla 140.000 TL’ye kadar olan kısmını gider yazılabilecek. Aşan kısım ise Kanunen Kabul Edilmeyen Gider (KKEG) olarak muhasebeleştirecek.

Örneğin, fiyatı 188.800 TL olan bir aracın vergisiz tutarı 100.000 TL, KDV ve ÖTV tutarı ise 88.800 TL ise, işletme 88.800 TL’yi bir kerede gider yazabilecek. Ama aracın motor hacminin 2.000 cc’nin üzerinde olması durumunda KDV ve ÖTV toplamı 206.600 TL olmaktadır. Bu durumda ise 206.600 TL’nin 140.000 TL’si gider yazılıp vergi matrahından düşülebilecek ve 46.600 TL’si ise KKEG olacaktır.

AMORTİSMAN YOLUYLA GİDER YAZMAYA İKİ SINIR
KDV ve ÖTV’yi maliyete ekleyip, daha sonra amortisman yoluyla gider yazmak isteyen işletmeler için de üst sınır uygulanacak. Amortismana tabi değer konusunda yeni yasal düzenlemeyle iki üst sınır geldi. Bu sınırlardan biri “otomobilin vergiler hariç değeri olan” 160.000 TL, diğeri ise “KDV ve ÖTV toplamı olan” 140.000 TL. Aracın vergiler hariç değeri 160.000 TL’yi; KDV ÖTV tutarı da 140.000 TL’yi aşarsa aşan kısımlar için hesaplanacak amortisman gideri vergi matrahından düşülemeyecek yani KKEG olacak.

KULLANIMA DAİR GİDERLERE YÜZDE 70 SINIRLAMASI
Otomobilin kullanımıyla ilgili olan giderlerin ise artık yüzde 70’i vergi matrahından düşülebilecek. Giderin yüzde 30’u ve yüzde 30’luk kısmının KDV’si de KKEG olacak. Bir örnek vermek gerekirse; 2019 Kasım’da otomobil tamir faturası 1.000 TL + yüzde 18 KDV olmak üzere toplam 1.180 TL’dir. Bu tamiratın faturası işletmeye 2019 Kasım’da 780 TL’ye mal olurken şimdi ise 900 TL gelmektedir (*1). Otomobillerin kullanım giderlerindeki yüzde 70 sınırı “akaryakıt, tamir, sigorta, otomobilin alımıyla ilgili kredinin faizi, otopark, köprü-otoyol geçiş ücretleri ve benzeri giderler için” de geçerli olacak.

YÜZDE 70 SINIRI FİNANSAL KİRALAMADA DA GEÇERLİ
Ayrıca finansal kiralama uygulamasında da sınırlama söz konusu. Finansal kiralama, her ne kadar adı kiralama olsa da; “muhasebeleştirilirken, kiralamaya konu varlık için alınan kredi işlemi gibi işleme tabi olduğundan”, yapılan ödemeler anapara ödemesi artı faiz gideri şeklinde muhasebeleştirilmektedir. Dolayısıyla otomobil alımında kullanılan kredi faizinin vergi matrahından düşülebilen kısmındaki yüzde 70 sınırlaması, finansal kiralama faizi için de söz konusudur.

ARAÇ KİRALAMA ESKİ CAZİBESİNİ YİTİRDİ
İşletmelerin “otomobil ihtiyaçlarını giderme konusunda kısa ve uzun süreli kiralama seçeneği”, TL’de devalüasyon yaşanan 2018 Ağustos’a kadar çok cazipti. Devalüasyonun
ardından “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında” alınan 32 Sayılı karar neticesinde, araç kiralama seçeneği eski cazibesi yitirdi.

AYLIK KİRA GİDERİ SINIRI KDV HARİÇ 5 BİN 500 TL
Otomobillerin giderlerinin sınırlandırılmasına ilişkin bu son düzenlemeyle, “otomobil kiralamada kira giderinin vergi matrahından düşülmesiyle ilgili” de bir sınırlama getirildi. Otomobil kiralamada “kira gideri yazarak vergi matrahından düşebilme üst sınırı” aylık KDV hariç 5.500 TL olarak belirlendi. Böylece şirketleri otomobil kiralamada alt ve orta sınıf araçlara yönlendirme söz konusu olacak. Bu tutarın üstünde bir bedelle kiralama yapılırsa aylık 5.500 TL’yi aşan tutar ve onun KDV’si birlikte KKEG olacak.

Sonuç olarak tüm şirketlerimiz için “otomobil giderlerinin vergi matrahından düşülmesinde” önemli değişiklikler oldu. Bu yıl şirketlerimiz; faaliyetleri ve gelir-gider tutarları geçen yılla aynı olsa bile “otomobillerle ilgili gider kısıtlamalarının etkisiyle” daha fazla vergi ödeyecekler.

OTOMOBİL Mİ, BİNEK OTOMOBİL Mİ?
Tarih boyunca insanlar çoğunlukla atlar olmak üzere öküz, ren geyiği ve köpek gibi hayvanların çektiği çeşitli ulaşım araçlarına bindiler. Bu araçlar bazen insan, bazen yük, bazen de her ikisini taşımak için kullanıldı. “Hayvanların çekmediği, kendi kendine giden araç” anlamındaki otomobil kelimesi Türkçeye Fransızcadan geçti. Fransızca sözcük; eski Yunanca autós (αυτός) “kendi” ve Latince mobilis “hareket eden” sözcüklerinin birleşmesiyle oluştu.

Fransızca sözcük ilk kez 1865 yılında elektrik motorlu; 1894’te de Daimler-Benz ve Peugeot’nun imal ettiği benzin motorlu araçlar için kullanıldı. Yunanca “zamire” Latince “sıfat” eklenerek yeni sözcük üretilmesi vaktiyle eleştirildi. (*2). Yukarıdaki anlamıyla “kendi kendine harekete eden” bu araçların bir kısmı yük taşıma için de tasarlanınca; öncelikle insan taşıma amacıyla tasarlananlar, diğerlerinden “binek otomobil” ifadesiyle ayrıldı.

TÜRK GÜMRÜK TARİFE CETVELİ’NDEKİ TANIMLAR ESAS
Araçların günümüzde sedan, steyşın vagon, hatchback, S.U.V., tek/çift kabinli kamyonet, crosssover gibi çok sayıda çeşidi var. Bunlardan daha ziyade ilk üçü otomobil olarak kabul ediliyor. Otomobiller için vergilendirmede referans alınan resmi tanım, Türk Gümrük Tarife Cetveli’nde yer alan tarife pozisyonundaki tanımdır.

MEVZUATTA ‘BİNEK OTOMOBİL’ VURGUSU…
Bu cetveldeki pozisyon 87.03’e göre vergilendirme açısından otomobil “1+3, 1+4 veya 1+7 koltuklu, şoför ve öndeki yolcunun arkasındaki kısımda emniyet kemerleri veya emniyet kemeri montajı için tertibat, koltuk ve emniyet ekipmanı montajı için sabit tertibat, aracın iç kısmının her tarafında, araçların yolcu bölümlerinde yer alan konfor özellikleri ve iç döşemeleri (örn. yer kaplamaları, havalandırma, iç aydınlatma, küllükler), iki yan panel boyunca arka camları bulunan (en arkada yük bölümünün sağ ve sol taraflarında cam bulunsun bulunmasın); şoför ve öndeki yolcuların bölümü ile insan veya eşya taşınması için kullanılan arka bölüm arasında sabit bir panel veya bariyer bulunmayan kapalı kasa motorlu taşıt (*3)” diye tanımlanmıştır. Dolayısıyla otomobil deyince halk arasında ne kastedildiği çoğunla anlaşılsa da devletimiz tedbirli davranıp binek otomobil demeyi tercih etmektedir.

(*1)- İşletme 2019 Kasım’da bu tutarın 1.000 TL’sini gider yazmış ve böylece bu tutarın 220 TL’si Kurumlar Vergisi’nden düşülmüştü. Ayrıca 180 TL tutarındaki KDV de işletmenin devlete ödeyeceği KDV’den düşülmüştü. Böylece bu tamirin işletmeye maliyeti 780 TL’ye (Kurumlar Vergisinin yüzde 22 olması nedeniyle) gelmişti. Aynı tamirat 2020 yılında olduğu zaman ise faturanın KDV hariç tutarı olan 1.000 TL’nin 300 TL’si ve 54 TL tutarındaki KDV’si (yüzde 18) KKEG olacaktır (toplam 354 TL). İşletme toplam KDV’nin 126 TL’sini diğer işleri nedeniyle devlete ödeyeceği KDV’den düşebilecektir. Faturanın gider yazılıp vergi matrahından düşülebilecek kısmı ise 700 TL olacaktır. 700 TL’nin de yüzde 22’si vergiden düşülecek ve işletmeye vergi sonrası tutar 546 TL’dir. Bu durumda 354 TL’lik vergiden düşülemeyecek tutarlar da dikkate alındığında işletmeye maliyet 900 TL’ye çıkmaktadır. Dolayısıyla 2019 Kasım’da tamiratın faturası vergi etkisiyle işletmeye 780 TL’ye mal olurken şimdi ise 900 TL gelmektedir.

(*2)- Nişanyan Sözlük, Çağdaş Türkçenin Etimolojisi, https://www.nisanyansozluk.com, erişim tarihi: 22.02.2020
.
(*3)- Gümrük Genel Tebliğ, Seri No:8, 25888 sayılı ve 2

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir