Connect with us

Okan Böke

TASARRUF İLE YATIRIM ARASINDAKİ İNCE ÇİZGİ…

Yatırımcı “tasarruf ile yatırım arasındaki ince çizgiyi” iyi belirlemeli. Bugünden boşta olan bir paranızı bir ay sonra kullanacaksanız, “daha fazla risk içeren ürünlere yatırım yaparken” bir değil iki değil birkaç kere düşüneceksiniz. Piyasada para kazanmaya giden yol güllerle döşeli değildir; olsa bile batan dikeni çok can yakar.

 

OKAN BÖKE

Bazı anlar vardır ya hani; “ne yazdığınız yazının ne okuduğunuz makalenin ne yediğinizin ne de içtiğinizin anlamı kalır” … İşte tam da öyle bir ruh hali içerisindeyim.

Bu dergide benim vazifem “dünyamızda ve ülkemizde yaşananların ekonomi üzerindeki etkilerini” yorumlamak. Normalde ekonomi beklentileriyle ilgili yazılar, ekonomik verilerin üzerine kaleme alınır. Sanırım daha ilk yazımdı ve altını çizdiğim nokta; dünyanın geldiği son aşamada verilerin hiçbir öneminin kalmadığı, sadece Merkez Bankalarının “günü kurtarma adına attıkları adımların” ve jeopolitik gelişmelerin piyasalarda yön belirleyici olduğu idi. Hali hazırda da değişmiş bir şey yok ve esasında gözüken o ki değişeceği de yok gibi.

ŞEHİTLERİMİZE RAHMET, AİLELERİNE SABIR…
İdlib’de şehit verdiğimiz evlatlarımızın acısıyla içimiz yanarken, “ben bunun yok dolar yok faiz yok borsa üzerindeki olası etkilerini falan” yazmayacağım. Tekrardan tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet ailelerine de sabır dilerim.

Dünya aylardır önemli bir salgın problemiyle sarsılıyor: ‘Coronavirus’. Tabi ki bu konuyu da sağlık açısından yorumlamayacağım. Dilim döndüğünce dünya ekonomisine etkilerini ve ileriye dönük beklentilerimi paylaşacağım.

PİYASANIN O GÖRÜNMEZ ELİ…
Piyasalarda işlem yapan herkesin bilmesi ve aklından çıkarmaması gereken bir mevzu var. Tam 30 senedir bu işin içindeyim ve ne zaman onu unutsam piyasanın o görünmez eli kafama vura vura hatırlatıyor. 2020 senesi başlarken dünya genelinde ve ülkemizde inebileceği dip seviyelere gelen faiz, alternatif piyasaları o kadar öne çıkarıyordu ki; yatırımcılar sanki “neyi tutsa elmasa döneceği” beklentisiyle hareket etmesi gerektiğini düşündü. Her tuttuğu da bugüne kadar elmas olmasa da elmaya dönüştü.

BU KADAR ENGEBESİZ BİR PATİKA OLABİLİR Mİ?
Hayat özellikle trading bu kadar kolay gözüktüğünde bir adım geri çekilip bakmak lazım “acaba tüm bunlar doğru ve bu kadar engebesiz bir patika olabilir mi” diye. Nitekim de olmadı. Birkaç lokal ve global rakamla ne demek istediğimi açıklamaya çalışacağım. Nasdaq 2020 senesine 8900 seviyelerinden başladı; corona falan da takmadan 9800’leri gördü. Şubat ayını 8567’den kapadı. Değişim 1233 puan, yüzdesel manada 12,58. Nikkei’de aynı ayın kaybı yüzde 10; en sağlam yatırım diye bakılan Alman DAX’ın aylık düşüşü yüzde 8,41 iken BIST-100 ise şubat ayını 13146 puan ya da yüzde 11 kayıpla kapadı.

ACEMİ YATIRIMCI, RİSKİ BİLİNÇSİZCE ARTIRDI
Ben sizi kısaca bir geri götürüp flashback yaptırmak istiyorum. Daha sonra döner bu rakamları teyit edersiniz. 2008 yılında yaşanan ve belki de finansal piyasaları bir daha hiç eskisi gibi yapmayacak olan ‘subprime mortgage’ ya da genelde bilinen adı ile Lehman krizinde bu boyutlarda aylık düşüşler yaşanmadı. Acemi yatırımcı bu ‘corona’ çıktığı vakit önlem almadan var olan yatırımlarına “maliyeti düşürmek adına her düştüğü yerden biraz daha ekleyerek” içinde bulunduğu riski bilinçsizce arttırdı. İşte bu birkaç satır yukarıda yazdığım “o piyasanın eli kafana vurana kadar süren” bir durum.

 

ÜZERİNE GELENİ GÖRMEZDEN GELMENİN SONUCU…
Anlayışla karşılayacağım bir durum vardır; “bazı stratejik ya da uzun vadeli yatırımlarda günlük gelişmelerden bağımsız ya da onları yok sayarak hareket etmek” gerekir. Ama bu hiçbir şekilde “üstüne geleni görmezden gelip avantaj yaratmamak” demek değildir. En önemli tavsiyem; “esasında ciddi leverage yani kaldıraçlardan kaçınılmalı ve üstesinden gelebileceğimiz kadar pozisyon taşınmalıdır”, yoksa bu piyasalar her türlü şeyden daha fazla bağımlılık yapar. Hele bir de 2020 başında olduğu gibi tüm küresel yatırımcılar belli bir varlık sınıfına yönlendirilip bir de ağızlarına bir parmak bal çalınırsa…

NELER YAPILMALI İDİ?
Neler yapılmalı idi? Hisse senedi piyasaları bağlı piyasalarla artık muazzam gelişti. Sadece yükselirken para kazanmak tarihte kaldı. Üzerimize gelen tehlikeyi görüp “var olan hisse senedi pozisyonları bozulmadan vadeli işlemler tarafında bir kısım shortlayarak” olası kayıpların boyutu ciddi şekilde azaltılabilirdi. Bu tür olayların güvenli liman diye belki de oldukça klişe olacak olan ama öne çıkan piyasalarında yatırım yapılabilirdi.

BELİRSİZLİKLER “ALTIN”I ÖNE ÇIKARDI
Gelin isterseniz burada da birkaç rakamla ne demek istediğimi somutlaştırmaya çalışayım. “Safe heaven-flite to safety” yani güvenli liman nedir? Havalar bozduğu zaman yatırımcıların köprüden önce son çıkış olarak gördükleri varlık sınıflarıdır. Başında altın gelir ve esasında altın eskiden beri ülkemizde fiziksel anlamda en fazla kullanılan yatırım araçlarından biridir. Benim gözümde belirsizlik ve/veya ekonomik kriz beklentisi yoksa hiçbir surette alternatif yatırım aracı olarak düşünülecek bir varlık da değildir. Ama geçtiğimiz ay tam da işte böyle bir ay yani belirsizliklere bağlı “altın”ın öne çıktığı bir ay oldu. 1690 dolarları gören ounce’da değer kazancı aylık yüzde 9 mertebelerinde gerçekleşirken; “kendi lokal pozisyonlarını bu mecrada long altın etf’leri ile hedge eden” bir Türk yatırımcı, USD/TRY’deki değer kaybını da hesaba katarsanız “yüzde 15-16 arasında bir alternatif kar elde ederek” borsa tarafında yaşadığı tüm olumsuzlukları telafi edebilirdi.

ABD 10 YILLIK TAHVİLLERİ…
Diğer bir alternatif ise normal portföy ‘sharpe ratio’ hesaplamalarına konu olan ABD tahvilleri idi. Gelin bir de buna göz atalım: Dünyanın en likit sabit getirili menkul kıymet yatırımlarının başında gelen “ABD 10 yıllık tahvilleri” getirileri ocak ayı başında yüzde 1,88 seviyelerinde iken an itibariyle yüzde 1,09’lara geriledi. Tabii buradaki alternatif getiriler de yatırımcıların lokal ya da küresel piyasalarda ettiği zararların telafisi adına kullanılabilirdi. Japon yeni ve İsviçre frangı konularında da siz kendiniz araştırma yapıp bir fikir sahibi olabilirsiniz.

O BONOYU GİDİP DE ALMAMIZ GEREKMİYOR ARTIK
Bu arada yukarıda verilen ABD tahvil örneği için gelebilecek soru ya da yapılabilecek olan yorum şu olabilir: “Biz bu tahvili nerden nasıl alabiliriz?” Küresel piyasalar o kadar gelişti ki bizlerin bu yatırımı yapması için gidip de o bonoyu da almamız gerekmiyor; işlem yaptığınız banka üzerinde bono etf’leri (ETF=exchange traded fund) almak gayet kolay. Dikkat ettiniz mi; bu işlemleri yaparken uzun vadeli diye yaptığınız yatırımları da bozmamış oluyorsunuz. Tabii burada bozulmayacak diye kanun da yok ama yatırımcı “tasarruf ile yatırım arasındaki ince çizgiyi” iyi belirlemeli. Bugünden boşta olan bir paranızı bir ay sonra kullanacaksanız, “daha fazla risk içeren ürünlere yatırım yaparken” bir değil iki değil birkaç kere düşüneceksiniz. Piyasada para kazanmaya giden yol güllerle döşeli değildir; olsa bile batan dikeni çok can yakar.

O İÇİMDEKİ NAMUSSUZ ‘MÜHENDİS’ DUYGUSU!
Bundan sonra bu coronaya bağlı neler bekliyorum? Başında çok az önem atfedilmesini yadırgadığım bu olay şimdi ise “muazzam önem atfedilen ve gene benim yadırgadığım” bir hal aldı. Sürekli yadırgayan ben olduğuma göre “kesin bende bir hata var diye de düşünüyorum” ama işte burada da “o içimdeki namussuz ‘mühendis’ duygusu” öne çıkıyor. Gene bazı rakamlar vereceğim: 2 ayda virüsten 80 bin kişi etkilenmiş ve ölümle sonuçlanan vaka sayısı 3000. Bir de corona mı oldu olmadı mı bilmeden yatıp kalkanlar da var tabii. Fluenza’dan senede ölüm sayısı 650 bin.

O ZAMAN BASSIN HOSTESLER SICAĞI 25 DERECEYE!
Diğer bir nokta herkes iple yazın gelmesini çekiyor. Sebebi; 23 derecede virüs yaşamıyormuş. Eee peki o zaman uçaklar neden tehlikeli? Bassın hostesler sıcağı 25 dereceye, “terler merler ama coronasız gideriz” değil mi? Şaka bir yana bu işin boyutunu tıbbi açıdan yorumlamak harcım değil ama bilim bu kadar ilerlemişken ve yaz kapıda iken; yani bilim adamlarına vakit kazandıracakken etkilerinin de azalarak sonlanacağını düşünüyorum.

AKLINA GETİRMEDİĞİNİ AKLINA GETİRMEK
Dibin dibini bulmak ya da satarken en tepeden satabilmek “bilmekle değil sadece şansla” olur. Tekrar unutmayalım: Piyasada para kazanmaya giden yolda yürürken aklına getirmediğini aklına getirmek elzemdir.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir