Connect with us

Finans & Ekonomi

KADINLAR İÇİN ÖNCE FIRSAT EŞİTLİĞİ…

İsveç Ticaret Odası tarafından düzenlenen “Yönetimde Kadın” ve “Start-up Dünyasında Kadın” konulu panellerde; “fırsat eşitliği” ile “hak ve emek kavramlarının savunulmasının” toplumsal cinsiyet eşitliğinde pozitif ayrımcılıktan daha öncelikli, önemli ve fonksiyonel olduğu vurgulandı. Türkiye’de her 100 girişimciden sadece 9’u kadın. Profesyonel yaşamın da yüzde 33’ü kadınlardan oluşuyor.

 

Türkiye’de faaliyet gösteren İsveçli firmaların çatı kuruluşu İsveç Ticaret Odası’nca organize edilen “İş Dünyasında Kadın” temalı etkinlik çerçevesindeki “Yönetimde Kadın” ve “Start-up Dünyasında Kadın” panellerinde “toplumsal cinsiyet eşitliğine” dikkat çekildi. İstanbul Sarıyer’deki Six Senses Kocataş Mansions’ta gerçekleşen programa başarılı çalışmalarıyla öne çıkan kadın yöneticiler ve girişimciler katıldı.

 

Capital Dergisi Yayın Yönetmeni Sedef Seçkin’in moderatörlüğündeki “Yönetimde Kadın” panelinde; TAV Havalimanları Holding Başkan Yardımcısı ve CFO’su Burcu Geriş, EBRD Türkiye Ülke Başkan Vekili Hande Işlak ve Systemair HSK Genel Müdürü Ayça Eroğlu; Bilim Virüsü Kurucusu ve Kurumsal İletişimciler Derneği Başkanı Şule Yücebıyık’ın moderatörlüğündeki “Start-Up Dünyasında Kadın” panelindeyse Yönetim Danışmanı Lale Saral Develioğlu, Regin Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Eroğlu ve Glories Chocolate Kurucusu Özge Yücesoy konuştu.

“İŞ YAŞAMINDA CİNSİYET EŞİTLİĞİNDE İSVEÇ ÇOK HASSAS”
İsveç Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Systemair HSK Genel Müdürü Ayça Eroğlu etkinliğin açılışında “iş yaşamında cinsiyet eşitliğinin” kadınlar hakkında konuşulması gereken en önemli konuların başında yer aldığını söyledi. İsveç’in bu konudaki hassasiyette dünyada dördüncü sırada olduğunu ve yürüttüğü politikanın yurt dışındaki İsveçli şirketleri de kapsadığını belirten Eroğlu, “Örneğin 2017 yılında Türkiye’de kadınların yönetici pozisyonlarındaki oranı ortalama yüzde 17,3 iken, İsveçli şirketlerin Türkiye ofislerinde bu oran yüzde 28,8 olarak gerçekleşti.” dedi.

Burcu Geriş

“KADINLAR İŞ VE EV DENGESİNİ TUTTURABİLMELİ”
TAV Havalimanları Holding Başkan Yardımcısı ve CFO’su Burcu Geriş “Yönetimde Kadın” panelinde “Biz kadınlar en büyük kötülüğü önce kendimize sonra da birbirimize yapıyoruz. Nasıl mı? Suçlu hissederek, yetersiz hissederek, kendimize güvenmeyerek, hakkımızı aramayarak kendimize haksızlık yapıyoruz. Benim bir anne ve kariyer sahibi bir kadın olarak hayattaki mottom “suçlu hissetmemek” üzerine kurulu… İşteyken işte, evdeyken evdeyim, o dengeyi tutturmak ve suçlu hissetmemek bizim elimizde. Kadınlar olarak birbirimize yaptığımız en büyük haksızlık ise birbirimizi seçimlerimizden dolayı yargılamak ve erkeklerdeki ağabey-kardeş ilişkisi gibi bir kız kardeşlik desteğine ve networküne çok rahat sahip olamamak. Biz istersek, sınırlarımızı aşarsak, her şeyi başarabiliriz.” görüşünü dile getirdi.

Hande Işlak

“ÇOCUK BAKIMI VE EV İŞLERİ YALNIZCA KADININ SORUMLULUĞUNDA DEĞİL”
Panelin diğer konuşmacılarından EBRD Türkiye Ülke Başkan Vekili Hande Işlak, pek çok detaya değindi ve özellikle şu hususun altını çizdi: “Anne ve eş rollerinin gerektirdiği çocuk bakımı ve ev işleri gibi sorumlulukların geleneksel bir anlayış çerçevesinde sadece kadının sorumluluğu olarak görülmesi kadının üzerinde ağır bir yük oluşturarak iş motivasyonunu ve üretkenliğini doğrudan etkiliyor. Bunun üzerine bir de kurumsal politikaların cinsiyete duyarlı olmamasından kaynaklı engeller var ise problem iyice derinleşiyor.” Işlak, EBRD’nin 2009’dan bu yana Türkiye’de 12 milyar Euro’nun üzerinde yatırıma imza attığını, bunun 3,2 milyar Euro’sunun aktarıldığı 49 projeyle “toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve ekonomik kapsayıcılığının” desteklendiğini sözlerine ekledi.

Ayça Eroğlu

“CUMHURİYET KADINININ ÖNEMİ VE ÜLKE GELİŞİMİNDEKİ ETKİSİ”
HSK Genel Müdürü Ayça Eroğlu ise şöyle konuştu: “Kariyer hayatının şekillenmesinde, kız veya erkek her çocuk için eğitim alınan kurumlar haricinde; nasıl bir ortamda dünyaya geldiğinin, anne ve babanın üretkenliklerinin, çekirdek aile kodlarının, değerlerin, bunların çocuğa aktarımının, kısaca aile içi gelişim sürecinin çok etkili olduğunu düşünüyorum. Ülkemizde yakın çevremde de gözlemlediğim en büyük problem; iyi eğitim almış, kendisine ciddi yatırımlar yapılmış ve birçok önemli kurumun imkanlarından yararlanarak önemli konumlara gelen kadınların evlenip çocuk sahibi olduktan sonra bu kazanımları pratiğe ve üretkenliğe yansıtamamaları. Bu noktadaki kaybımızın ciddi boyutlarda olması nedeniyle önce anne ve babanın, sonraki süreçte de eşlerin ülkemizin yetişmiş ve potansiyel sahibi kadınlarına destek olması gerekiyor. 1926 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından hayata geçirilen Türk Medeni Kanunu’yla kadının sosyal hayattaki varlığının temeli atılmış, ‘Cumhuriyet Kadınının’ önemi ve ülke gelişimindeki etkisi vurgulanmıştır. Bizlerin görevi de gelecek nesillere örnek olup, Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer alabilmesi için cinsiyet ayrımı yapmaksızın tüm bireylerin potansiyelini ortaya çıkarabilmesini sağlamak, var gücümüzle çalışmak, üretmek ve çocuklarımızı da yine aynı anlayışla yetiştirmektir.”

Lale Saral Develioğlu

“HER 100 GİRİŞİMCİDEN SADECE 9’U KADIN”
“Start-Up Dünyasında Kadın” panelinin konuşmacılarından Yönetim Danışmanı Lale Saral Develioğlu, her 100 girişimciden sadece 9’unun kadın olduğunu vurguladığı Türkiye’de kadınların iş gücüne katılımının önemine işaret etti. “Dünyada büyümeyi tetikleyebilecek üç konu olduğu biliniyor: Şehirleşme, kadınların ekonomiye katılımı ve inovasyon.” diyen Develioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemize bakıldığında, şehirleşme oranımız belki de gereğinden bile fazla. Demek ki kadın istihdamı ve inovasyondan başka çaremiz yok. Türkiye’de kadının iş gücüne katılımını OECD ortalamasına çıkarırsak GSYİH’nın yüzde 20 büyüyeceği öngörülüyor. Dolayısıyla, kadın istihdamı sadece ahlaki ve sosyal bir konu değil, aynı zamanda ekonomik zorunluluk. Kadın girişimciliğini teşvik ederek ise her iki amaca birden hizmet etme fırsatımız var. İş dünyası yöneticiye “hazır mı” diye bakar; yatırımcı girişimciye “hevesli mi” diye bakar. Araştırmalar erkeklerin yeni sorumluluklar yüklenme noktasında hazır olmayı beklemeden kendilerini ortaya koyduklarını, yeni fikirler ve girişimler söz konusu olduğunda daha hevesli göründüklerini, buna karşılık kadınların daha temkinli davrandığını ve tam hazır hissetmeden yeni sorumluluklara atılmadığını tespit ediyor. Bu da kadınların erkeklere kıyasla daha az girişken ve başarı için daha az istekli oldukları algısını yaratıyor. Kadınlarımızı bu konuda her fırsatta cesaretlendirmemiz şart.”

Ayşegül Eroğlu

“PROFESYONEL YAŞAMDAKİ KADIN ORANI YÜZDE 33”
Regin Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Eroğlu, Türkiye’deki girişimcilik anlayışı ve ekosistemine dair şu bilgileri paylaştı: “2018/2019 Global Girişimcilik İzleme Raporu’na göre Türkiye, 48 ülke içerisinde 15. sırada yer alıyor. Ne yazık ki, bu girişimleri cinsiyetlerine göre ayırdığımızda kadın girişimci oranında son zamanda artış gözlemlense de bu artış hala istenilen seviyeye ulaşmış değil. Profesyonel yaşamın yüzde 33’ünü kadınlar oluştururken bu oran, girişimlere bakıldığında yüzde 10 seviyelerine kadar düşüyor. KAGİDER tarafından 2019 yılında yayınlanan Türkiye Kadın Girişimcilik Endeksi, girişimci kadınlarımızın ana problemlerinden birinin finansmana erişim olduğunu ortaya koyuyor. Yani kadınlarımız, uygun koşullardaki kredileri bulmakta zorlanıyor, bulduklarında ise kullanmakta imtina ediyorlar. Dolayısıyla bu sorunun ortadan kalkması adına yeni kuluçka merkezlerinin açılmasının, erken yatırım ve hibelerin artmasının oldukça faydalı olacağına inanıyorum.” Pozitif ayrımcılıktan ziyade, fırsat eşitliğini desteklemenin daha faydalı olacağını ifade eden Eroğlu, “KAGİDER önderliğinde Dünya Bankası teknik desteği ve PwC ve Ernst&Young iş birliği ile oluşturulan FEM (Fırsat Eşitliği Modeli) sertifika programını” kadın istihdamının teşvikine örnek gösterdi.

“KADINLARDAKİ İŞ DİSİPLİNİ VE İŞİ SAHİPLENME DAHA YÜKSEK”
Glories Chocolate Kurucusu Özge Yücesoy da iş dünyasında pozitif ayrımcılıktan öte hak ve emek kavramlarının savunulmasının önemi üzerinde durdu. Çalışanlarının yüzde 80’inin kadınlardan oluştuğunu söyleyen Yücesoy, şirketlerindeki uygulamaları şöyle anlattı: “Şirketimizde kadınlar ve erkekler arasında pozitif ayrımcılık yapmıyoruz, hak eden pozisyonlara emek harcayan ve o pozisyon için uygun olan kişileri getiriyoruz, ancak genelde bu başarıyı sağlayanlar kadınlar oluyor. Elbette her işletmede durum farklı olabilir, ancak bizim şirketimizde kadın çalışanlarımızın yoğun olduğu çalışma ortamında iş sorumluluğu ve disiplinin, işi sahiplenmenin daha yüksek olduğunu gözlemliyoruz. Daha önce çocuklarına baktıkları için çalışamamış olan kadınlara da fırsat veriyoruz ve iş hayatında çok başarılı olduklarını görüyoruz. Ekip çalışmasına büyük önem veren ve her bir çalışanımızın ekibin gerçek bir parçası olmasını sağlayabilen bir markayız. Çok çalışmanın yanı sıra işimize özen gösteren ve değer veren bir ekip olarak, Türkiye menşeili bir marka olmamıza rağmen raflarda global markaların yanında yer almayı başarıyoruz. Bu başarımızı özverili ekibimiz, yüksek kalitemiz ve inovatif ruhumuzdan alıyoruz.”

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir