Genel Müdürlük koltuğunda oturduğu İş Bankası’nda “hisse yapısının ve yönetim kurulundaki üye dağılımının” çok açık, net ve şeffaf olduğunu söyleyen Adnan Bali, geçmişten bu yana devam eden “Atatürk’ün hisselerinin CHP tarafından temsil edilmesine” dair tartışmaların “ne ana hissedarın mülkiyet haklarıyla ne bankanın performansıyla ne de bankanın iş yapma biçimiyle doğrudan bir ilgisi” olmadığını vurguladı.
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyeti gereği Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından temsil edilen hisselerinin bu pozisyonuyla ilgili daha önceleri de tartışmalar olduğunu ve ortada yeni bir durum bulunmadığını belirterek, “Biz işimiz gücümüzdeyiz.” dedi.
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali
“OLDUKÇA AÇIK, NET VE ŞEFFAF BİR DURUM VAR”
Konuya ilişkin açıklamasında, “İş Bankası’nın 25 bin kadar çalışan bir o kadar da emekli, dul ve yetim şeklinde üyeleri var. Çoğunluğu oluşturuyorlar. Bu yoğunluk çerçevesinde yönetim kurulunda üye sayısı itibari ile de çoğunluğu oluşturuyor. Yani karar alma mekanizmaları açısından oldukça açık, net ve şeffaf bir durum var.” bilgilerini kaydeden Adnan Bali, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Diğer taraftan Atatürk’ün kuruluş sırasında koymuş olduğu kaynağın bugün ve kendi vasiyetlerinin bir gereği olarak CHP tarafından temsili söz konusudur ve geri kalanı da halka açıktır. Tartışma konusu olan hadise Atatürk paylarının kimin tarafından temsil edileceğidir. Dolayısıyla ne ana hissedarın mülkiyet haklarıyla ne bankanın performansıyla ne de bankanın iş yapma biçimiyle doğrudan bir ilgisi yoktur. Zannediyorum böyle bir cevap yeterlidir. Bunlar da yeni hususlar değil, 2018 yılında yine bu tartışmalar açıldığı sırada kamuoyuna yaptığımız bir duyuru var. O duyuru, tamamen bu unsurları barındırmaktadır ve halen aynı şekilde geçerlidir.”
SÖZ KONUSU HİSSELER 1953 VE 1981’DE KAMUYA DEVREDİLMİŞTİ…
Bali, Atatürk’ün hisseleriyle dair geçmişte neler yaşandığını şöyle özetledi: “1953 yılında çıkarılan bir kanunla CHP’ye ait malların kamuya devredilmesi sırasında hisselerin devri de söz konusu olup 10 yıl sonra Anayasa Mahkemesi tarafından o kanunun iptal edilmesi suretiyle tekrar CHP’ye geçmiştir. 1981 yılında siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin düzenleme ile CHP’nin tüzel kişiliğinin sona ermesinin ardından yine hisseler Hazineye geçmiş ve bu süreç 1992’ye kadar devam etmişti. 1991-1997 arasında bu hisselerin hem CHP hem de Hazine tarafından temsil edildiği yıllar olmuştu. Dolayısıyla zannedildiği kadar orijinal değil bu tartışma. Biz işimiz gücümüzdeyiz”