Connect with us

Finans & Ekonomi

KARAR SÜRECİ TAMAM, TARIMDA İCRAAT ZAMANI…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 3’üncü Tarım ve Orman Şurası’nda Türkiye için hayati önemdeki şu konunun altını çizdi: “Temel tarım ürünlerinde dışa bağımlı olmak, en az savunma sanayinde dışa bağımlılık kadar tehlikelidir.” Bu konuda geçmişte ne yaptık, önümüzdeki yıllarda neler planlıyoruz?

Türkiye’de çok sayıda Ziraat Mühendisliği Fakültesi faaliyet gösteriyor. Bu okullarda binlerce mühendis yetişti. Ancak ülke tarımının gelişmesinde ve ilerlemesinde hem nicelik hem de nitelik açısından kendilerine yer bulabildiklerini söylemek mümkün değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan icraat vurgusu: “Elbette karar almak önemlidir ama asıl mesele alınan kararları takip edip hayata geçmesini sağlamaktır. Uygulamaya ve politikaya dönüşmeyen her karar ne kadar güzel ne kadar güçlü ne kadar ufuk açıcı olursa olsun havada kalmaya mahkumdur.”

 

 

İlki 1997’de, ikincisi 2004’te yapılan Tarım Şurası’nın üçüncüsü Tarım Orman Şurası adıyla 18-21 Kasım 2019 tarihleri arasında gerçekleşti. 15 yıllık aranın ardından düzenlenen 3’üncü şuranın 60 maddeden oluşan sonuç bildirgesini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıkladı.

ÇOĞU KARAR 2004’TE DE ALINMIŞTI
AK Parti iktidarının ilk döneminde hayat bulan 2004’teki şuranın sonuç bildirgesinde 36 madde vardı. 2’nci ve 3’üncü şuraların bildirgeleri kıyaslandığında birbirine benzer nitelikle kararların yer aldığı görülüyor. Dördüncü şura için 2024 tarihi belirlendi.

25-27 Kasım 1997 tarihlerinde Ankara’da yapılan 1’inci Tarım Şurası’nı o dönemki adıyla Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı organize etti. Şurada, Türk tarımındaki verimlilik ve kalite düzeyini daha iyi noktalara çıkartabilecek yollar tartışıldı. 29 Kasım-1 Aralık 2004 tarihli 2’nci Tarım Şurası’nda da ilgili kamu kuruluşları, üniversiteler, yerel yönetimler, özel sektör ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri bir araya geldi.

1931 VE 1981’DEKİ TARIM KONGRELERİ
Bu şuraların öncesinde tarım hakkında iki önemli kongre oldu. İlkinin adı 1’inci Ziraat Kongresi idi ve 1931’deydi. O yıllarda Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye ekonomisinin temellerini atmaya çabalamaktaydı. İkincisi ‘Tarım Kongresi’ ismiyle tam 50 yıl sonra 19-22 Ekim 1981’de toplanabildi.

1924’TEN GÜNÜMÜZE TARIMA BAKAN BAKANLIKLAR
Türkiye’deki tarımsal faaliyet bazen gıda, bazen köy işleri, bazen hayvancılık ve bazen de orman alanlarıyla buluştu. 6 Mart 1924’ten 25 Ocak 1974’e kadar yalnızca ‘Tarım Bakanı’ sıfatıyla yönetildi. 26 Ocak 1974 ile 12 Eylül 1980 döneminde görevin adı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı oldu. 12 Eylül Darbesi’nden yeniden demokratik parlamenter sisteme geçene dek (21 Eylül 1980-13 Aralık 1983) Tarım ve Orman Bakanı nitelemesi kullanıldı. 14 Aralık 1983-20 Kasım 1991 arası bu görevi icra eden kişiye Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanı denildi. 21 Kasım 1991’de makam, Tarım ve Köy İşleri Bakanı’na dönüştü. 6 Temmuz 2011’de tekrar Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı adında karar kılındı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 10 Temmuz 2018’de icraata başlayan ilk kabinesinde 1980’deki Tarım ve Orman Bakanı ifadesine dönüldü.

BİNLERCE ZİRAAT MÜHENDESİ ATIL
Türkiye’de çok sayıda Ziraat Mühendisliği Fakültesi faaliyet gösteriyor. Bu okullarda binlerce mühendis yetişti. Ancak ülke tarımının gelişmesinde ve ilerlemesinde hem nicelik hem de nitelik açısından kendilerine yer bulabildiklerini söylemek mümkün değil.

Tarımsal kalkınma hamlelerine girişilmesi, başta ziraat mühendisleri olmak üzere, milyonlarca kişiye istihdam imkânı; tarımın ayağa kalkması da büyükşehirlerden Anadolu’ya tersine göçe yol demek. Zirai üretimin ve verimliliğin artması, milli gelirin büyümesi ve gelir adaletsizliğindeki makasın daralması manasına geliyor.



TARIM KANUNU’NDAKİ EN AZ YÜZDE 1 ŞARTI

“Kendi kendine yeter 7 tarım ülkesinden biri” iken; ithalata muhtaç hale gerilediğimiz ortada. Çiftçilerin üretim girdileri altında ezildiği, ekilen alanların her yıl törpülendiği, tohumda dışa bağımlılığın tarımsal geleceği riske ettiği ve 2006 tarihli Tarım Kanunu’nun 21’inci Maddesi’nde “Tarımsal destekleme programlarının finansmanı, bütçe kaynaklarından ve dış kaynaklardan sağlanır. Bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamaz.” diye açıkça belirtilmesine rağmen ülkedeki milli gelirin yüzde 1’inin tarımsal desteklere ayrılamadığı gizlenemez bir hakikat.

ORTALAMA BORÇ 48 KATINA ÇIKTI

Öte yandan çiftçinin borç yükü de iyice çoğaldı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre tarımsal kredilerin büyüklüğü 2019 Eylül itibariyle 115 milyar 193 milyon lirayı buldu. 2002’de Çiftçi Kayıt Sistemi’nde kayıtlı çiftçi sayısı 2 milyon 588 kişiydi. Türkiye Bankalar Birliği datalarıyla çiftçilerin aldığı tarımsal amaçlı kredi toplamı 2,5 milyar liraydı. Çiftçi başına ortalama 1000 lira borç düşmekteydi. 2018’de kayıtlı çiftçi miktarı 2 milyon 103 bine gerilemesine karşın kredi borcu toplamı 103 milyar 133 milyon 541 bin liraya çıktı. Bir çiftçinin borç ortalaması da 48 bin 500 liraya yani 48 katına fırladı. 2004’ten 2019’a kredileri ödeyememe oranı yüzde 3,37’den yüzde 4,7’ye; ödenemeyen kredilerin tutarıysa 211 milyon liradan 4 milyar 820 milyon liraya yükseldi.

“GELECEK 25 YILA IŞIK TUTULACAK”
Tablo buyken 3’üncü Tarım Şurası’nda karara bağlanacak maddeler hayli önem taşımaktaydı. Tarım ve Orman Bakanlığı, “tarım ve ormancılığın yarını için oluşturulan web sayfasına SMS ve diğer iletişim mecralarıyla 30 bin civarında öneri iletildiğini ve bunların 611 kişinin yer aldığı 21 adet çalışma grubunca tek tek incelendiğini”, şura sürecinde hazırlanan raporların oy çokluğu esasıyla kabul edildiğini açıkladı. Açıklamada, “Şura ile tarım ve ormancılıkta, önümüzdeki beş yıl planlanacak ve gelecek 25 yıla ışık tutulacak.” ifadelerine yer verildi.

“ALIŞILMIŞIN DIŞINDA BİR DAYANIŞMA”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet ve Kongre Merkezi’nde organize edilen 3’üncü Tarım Orman Şurası’nın sonuç bildirgesini duyururken, “Ziraat Bankası’nın çiftçilerle çok daha etraflıca, geniş kapsamlı ve kredide bugüne kadar alışılmışın dışında bir dayanışma” içinde olacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

ORTAK AKIL VE ORTAK ÇABA VURGUSU…
Şurada görüş birliğine varılan maddelerle tarım ve ormancılık sektörünün gelecek 5 yılının şekillendireceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elbette karar almak önemlidir ama asıl mesele alınan kararları takip edip hayata geçmesini sağlamaktır. Uygulamaya ve politikaya dönüşmeyen her karar ne kadar güzel ne kadar güçlü ne kadar ufuk açıcı olursa olsun havada kalmaya mahkumdur.” sözleriyle ikaz etti ve ardından şunları dile getirdi: “Çiftçimizin, üreticimizin, rızkını topraktan çıkaran tarım emekçilerimizin hakkını ancak bu şekilde ödeyebiliriz. Türk tarım ve çok daha ilerilere taşımak istiyorsak ortak akılla şekillendirdiğimiz şura kararlarını yine ortak bir çabayla uygulamaya koymamız gerekiyor. Tabii tarımcılık, bunun yanında hayvancılık bütün bunlarla beraber gerek süt ve süt mamullerinde gerek et ve et mamullerinde atılacak adımlarla inanıyorum ki bu sektörde sizler çok ciddi sınavları veriyorsunuz ve vermektesiniz.”

“GIDA GÜVENLİĞİ, MİLLİ GÜVENLİK MESELESİDİR”
“Milletimizin gıda güvenliğini garanti altına almak, her ülke gibi Türkiye için de bir milli güvenlik meselesi haline gelmiştir.” diyen Erdoğan, bu konuya ilişkin ifadelerini şöyle sürdürdü: “Temel tarım ürünlerinde dışa bağımlı olmak, en az savunma sanayinde dışa bağımlılık kadar tehlikelidir. Kıtaların ve çıkar mücadelelerinin kesiştiği bir bölgede yer alan bizim gibi bir ülke için bu asla göze alınamayacak bir risktir. Tarım politikalarımızı işte bu gerçeklerin üzerine bina ediyoruz. Ülkemiz için güvenlik riski oluşturacak hiçbir adıma şimdiye kadar müsaade etmedik, asla da müsaade etmeyeceğiz.”



“ÇİFTÇİMİZİ KÜRESEL ŞİRKETLERE EZDİRMEYECEĞİZ”

Türk tarımını, küresel tarım ve gıda şirketlerinin güdümüne sokacak her türlü teşebbüsün karşısında olduklarının altını da çizen Erdoğan, “Tarım topraklarımızın miras yoluyla bölünmesini gelin birlikte engelleyelim. Bakın iktidara geldiğimizden bu yana hep bunun gayreti içerisindeyiz. Bunu engelleyelim istiyoruz. Çünkü özellikle tarımda bu parçalanmayı, bölünmeyi engelleyebildiğimiz zaman hep birlikte ailece de milletçe de güç kazanırız.
Çiftçimize her türlü araç-gereç, gübre, tohum desteği verelim. Ürünlerin en iyi şekilde değerlendirilmesini sağlayalım. Bu konuların hepsinin arkasındayız, yanındayız. Ama Türk tarımını küresel şirketlerin sadece kar odaklı çalışan çarkı içinde kesinlikle ezdirmeyeceğiz. Tarımda milli güvenliğimize özellikle öncelik vermeyen her türlü projeye, her türlü dönüşüme, karına-zararına bakmaksızın karşı olduğumuzu altını çizerek bir kez daha ifade etmek istiyorum.” diye konuştu.

“BAKANLIK BÜTÇESİNİN YÜZDE 54,5’İ DESTEKLERE AYRILDI”
Tarım ve Orman Bakanlığı 2020 yılı bütçesinin yüzde 54,5’inin tarımsal desteklere ayrıldığına işaret eden Erdoğan, şu bilgileri paylaştı: “Yani bir önceki yıla göre, tarımsal desteklerimizi yüzde 36,7 oranında artırdık. Tarımsal Gayrisafi Yurt İçi Hasılamız, 37 milyar liradan 2018 yılında, bu rakam da çok önemli, 213,3 milyar liraya ulaştı.”

“TARIMSAL HASILADA AVRUPA BİRİNCİSİYİZ”
Erdoğan açıklamasını şöyle sürdürdü: “Tarımsal hasılada dünyada yedinci, Avrupa’da ise birinci sıradayız. Fındık, kiraz, incir, kayısı ve ayva üretimde dünya lideriyiz. Dünyanın 195 farklı ülkesine bin 690 tarım ürünü ihraç ediyoruz. Sebzede üretimin talebi karşılama oranı yüzde 107’ye çıktı. Meyve ürünlerinin tamamına, yakınında kendimize yeter durumda olduğumuzu görüyoruz, göreceğiz. CHP Genel Başkanı’nın sürekli istismar ettiği buğday konusunda, göreve geldiğimizde üretimimiz, iç talebi dahi karşılayamazken, şimdi yüzde 112 gibi çok büyük bir oranı yakaladık. Fakat bunlardan anlamaz, buğdayı göster tanımaz. Böyle bir durum var.”

“HAYVANCILĞIN EN ÖNEMLİ SORUNU MERADIR”
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü’nün 2003’te imza koyduğu protokolle Kırsal Alanda Sosyal Destek Projesi’nin (KASDEP) yürürlüğe girdiğini ifade eden CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Niğde ilinde de Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri oluşturulup ortakları genelde yeşil kartlılardan oluşan bu yapılanmalara büyükbaş hayvan dağıtıldı. Son ödeme süresi Aralık 2019. Kooperatif üyeleri borçlarını ödeyemez durumda; ertelenmesini bekliyor. Yoksa büyük mağduriyetler yaşayacaklar. Fayda görsünler derken daha da sorunlu bir noktaya taşınmış olacaklar.” dedi. Aslında bu sorun ülkenin pek çok yerinde yaşanıyor.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer

“BAKAN DURUMDAN HABERDAR DEĞİL Mİ?”
Gürer’in yazılı soru önergesine cevap veren Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 2018’de hayvancılığa 3,7 milyar destek aktarıldığını ve “TÜİK verilere göre mera varlığımızda bir azalma görülmediğini” belirtti. Bu açıklama sonrası “1960’ta Türkiye’de var olan mera arazisi 28,7 milyon hektarken, 2016’da 14,6 milyon hektara düştü! Bakan bu durumdan haberdar değil mi?” diye soran Gürer şunları kaydetti: “Veriler güncellendiğinde mera alanlarındaki daralmanın daha da artığı görülecektir. Bakanlık bu rakamı vermekte imtina etmektedir. TÜİK bu anlamda son durumu açıklamalıdır. Mera sorunu hayvancılığın en önemli sorunudur. Hayvanların kapalı alanda 12 ay sürekli fiyatı artan yemle beslenmesi, süt ve et maliyetini doğrudan etkilemektedir. Hayvancılığın geleceği için doğal yem alanları korunmalıdır.” Gürer, “Meraların uzun yıllar plansız, düzensiz ve hatta amaç dışı kullanıldığını ve önemli ölçüde işlevini yitirdiğini” savundu.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli

PAKDEMİRLİ’DEN MERA AÇIKLAMASI
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “kaliteli kaba yem üretimini artırarak hayvanların çayır meralardaki aşırı otlatma baskılarını azaltmak için Çayır Mera ve Yem Bitkileri Üretimini Geliştirme Projesi uygulandığını” belirterek, “ Mera, yaylak ve kışlakların ıslah edilerek otlatma kapasitelerinin artırılması, ot kalitesinin iyileştirilmesi, toprak muhafaza tedbirinin uygulanarak, erozyonun önlenmesi amacıyla, Bakanlığımızca mera ıslah ve amenajman projeleri uygulanmaktadır. Mera, yaylak ve kışlaklar 4368 sayılı Mera Kanunu ve Mera Yönetmeliğinin ilgili maddelerince hayvancılık yapan üreticilere kiralanmakta ve etkin kullanımı sağlanmaktadır. Bakanlığımızca başlatılan yeni projeler ve mevcut çalışmalar kapsamında hayvancılığa önemli destek ve teşvikler sağlanması, hayvancılığın geliştirilmesi, verim ve kalitenin arttırılması planlanmıştır. Tüm bu çalışmalar sonucunda hayvancılık sektörünün gelişmesiyle birlikte istihdam artışına da katkı sağlanmış olacaktır.” dedi.

“TARIM ARAZİLERİNİN YÜZDE 58’İNDE ŞİDDETLİ EROZYON VAR”
Türkiye’deki toprak kayıplarında topoğrafya, dağlık yapı ve iklim çeşitliliğinin rol oynadığı bilgisini aktaran TEMA Vakfı Ankara Temsilcisi Nevzat Özer, yanlış arazi kullanımı ve tarım tekniklerinin erozyonu tetikleyen ana sebep olduğunun altını çizdi. 5 Aralık Dünya Toprak Günü’ndeki açıklamasında erozyonun yanı sıra “tuzlulaşmaya”, “asitleşmeye”, “organik madde kayıplarına”, “verimli toprakların yerleşime ve sanayiye açılmasına” da dikkati çeken Özer, “Orman arazilerinin yüzde 54’ünde, meraların yüzde 64’ünde, tarım arazilerinin ise yüzde 58’inde şiddetli erozyon söz konusudur.” bilgisini aktardı.

2004’TEKİ 2’NCİ TARIM ORMAN ŞURASI KARARLARI
1. Doğal kaynakların envanterinin çıkarılması.
2. Doğal kaynakların erozyon, kirlenme ve yanlış kullanımı önleyici tedbirlerin alınması.
3. Gen kaynakları ve biyolojik çeşitliliğin korunması.
4. Mera ıslah çalışmalarının tamamlanması.
5. Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’nun çıkarılması.
6. Arazi kullanım planlarına uygun olarak mutlak tarım arazilerinin korunması.
7. Basınçlı sulamanın yaygınlaştırılması.
8. Toplulaştırma çalışmalarının hızlandırılması.
9. Tarım Havzalarının oluşturulması.
10. İşletme ölçeklerinin optimum düzeye getirilmesi.
11. Tarım-sanayi-pazar entegrasyonunun sağlanması.
12. Yüksek kaliteli tohumluk, fide ve fidan ihtiyacının öncelikle yurt içi üretimle karşılanması ve kullanımının teşvik edilmesi.
13. Sözleşmeli üretimin geliştirilmesi.
14. Sürdürülebilir üretim teknikleri ve biyolojik mücadele yöntemlerinin yaygınlaştırılması.
15. Et, süt ve su ürünlerinin kalite standartlarının belirlenmesi ve bu standartlara uygun üretiminin sağlanması.
16. İhtisas işletmelerinin özendirilmesi.
17. Hayvan sağlığı ve refahı için gerekli mevzuat düzenlemesinin yapılması, gelecek 10 yıl içerisinde hayvan hastalıkları ile ilgili kontrol ve eradikasyon programlarının tamamlanması.
18. Çiftlikten-sofraya gıda zincirinin incelenerek gıda güvenliğini sağlayacak mevzuat düzenlemesi ile uygulama yöntemlerinin belirlenmesi.
19. E-tarım ticaretinin geliştirilmesi.
20. Tarımsal desteklerin, tarımının yapısal problemlerinin çözümüne katkıda bulunacak şekilde düzenlenmesi.
21. Doğrudan gelir desteğinin tarımsal destekler içindeki payının azaltılarak sadece seçilen belli ürünlerde çok amaçlı olarak uygulanması.
22. DTÖ kuralları çerçevesinde prim ödemelerinin maksimum düzeyde uygulanması ve gerektiğinde Fark Ödeme Sistemine dönüştürülmesi.
23. Hayvancılık desteklerinin artırılması ve sürekliliğinin sağlanması.
24. Uzun dönemde, örgütlü, ekonomik, büyüklükte ve ileri teknolojiyi kullanan hayvancılık işletmelerinin oluşturulması.
25. Tarımsal desteklerin GSMH içerisindeki payının iki yıl içerisinde yüzde 2’ye yükseltilmesi ve daha sonra artırılması.
26. Tarım ürünleri sigortalarının ülke genelinde yaygınlaştırılması ve mal sigortalarının yanı sıra can sigortalarının da geliştirilmesi.
27. Kırsal alanda yaşayanların girişimcilik yeteneklerinin artırılması.
28. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın yüklendiği yeni fonksiyonlar göz önüne alınarak yeniden adlandırılması.
29. Bakanlığa bağlı olarak Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü’nün kurulması.
30. Ulusal programda öngörüldüğü gibi, Bakanlık tarafından AB ölçütlerini dikkate alarak “Kırsal Kalkınma Stratejisi’nin” hazırlanması.
31. İlköğretim müfredatına “Tarım” dersinin konulmasının sağlanması.
32. Tarımsal öğretim ve araştırma alanında üniversite- bakanlık- özel sektör- sivil toplum örgütleri arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi.
33. Üretici örgütlenmesinin dağınık yapısının önlenmesi amacı ile kooperatiflerin bir ulusal birlik altında toplanması.
35. AB ile müzakere sürecine hazırlık amacı ile Bakanlığın uzman kadrosunun güçlendirilmesi.
36. Dünya Ticaret Örgütü Doha müzakerelerine aktif katılım sağlanması ve hassas ve özel ürünler ile gıda güvenliği açısından önem taşıyan ürünlerimizin etkilenmesi önlenmelidir.

2019’DAKİ 3’ÜNCÜ TARIM ORMAN ŞURASI KARARLARI
1) Tarım ve orman politikalarının; stratejik üretim ve sürdürülebilirlik ilkeleri temel alınarak oluşturulması, bütüncül ve entegre bir yöntemle hayata geçirilmesi.
2) Tarım sektörünün yapısını iyileştiren, doğal kaynakları ve çevreyi koruyan, en az üç yıllık dönemi kapsayacak, aktif çiftçi odaklı, üretim, kalite, ulaşılabilir fiyatlar ve sürdürülebilirliği esas alan yönlendirici bir destekleme sisteminin oluşturulması.
3) Tarımsal işletmelerde küçük, orta ve büyük ölçekli işletme tanımlarının yapılarak faaliyetlerin planlanması.
4) Sürdürülebilirlik, verimlilik ve rekabet ilkelerine dayalı, birim sudan maksimum faydayı sağlayacak, tarımsal üretim planlamasının bir devlet politikası haline getirilerek güvence altına alınması.
5) Arazi toplulaştırma ve sınıflandırma projelerinin hızlandırılarak on yıl içerisinde tamamlanması, toprak bilgi sistemine dayalı tarımsal arazi kullanım planlarının hazırlanması.
6) Atıl tarım arazilerinin üretime kazandırılması için arazi bankacılığı ve birlikte üretim gibi alternatif modellerin oluşturularak yaygınlaştırılması, miras mevzuatı geliştirilerek tarım arazilerindeki intikal sorununun çözülmesi.
7) Uzun vadede ortaya çıkabilecek olan risklerin bertaraf edilmesi, ürün çeşitliliği, dış ticarette sürekliliği sağlama, ürün maliyetlerinin düşürülmesi ve en önemlisi Jeopolitik siyaset açısından yabancı ülkelerde stratejik anlamda üretimin teşvik edilmesi için arazi kiralamalarının devam edilmesi, uluslararası tarım ve orman faaliyetlerinin kurumsal altyapıya kavuşturulması.
8) Tüm ilgili kurum ve kuruluşlarla etkin iş birliği yapılarak tohumdan sofraya dijital değer zincirinin kurulması, tarım sayımının yapılması ve güncellenebilir veri tabanının oluşturulması.
9) Serbest piyasa düzeni içerisinde tarımsal ürünlerde fiyat spekülasyonlarının önüne geçilmesi için stok takip sisteminin oluşturulması, gıda depolarında izlenebilirliğinin sağlanması.
10) Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuğu kapsamındaki ürünlerin artırılması, sistemin geliştirilmesi, lisanslı depo işletmelerince tarım ürünlerine dayanılarak oluşturulan elektronik ürün senetleri ticaretinin yaygınlaştırılması.
11) Aile işletmeciliğinin sürdürülebilirliğini sağlamak için kadın ve gençlerde girişimciliğin desteklenmesi.
12) Bitki ve hayvan hastalıkları ile etkin mücadelede yerli ilaç ve aşı üretiminin teşvik edilmesi.
13) Buzağı ölümleri ve döl verimi istatistiklerinde uluslararası ortalamalara ulaşılması.
14) Kırmızı et sektöründe küçükbaş hayvan eti tüketiminin özendirilmesi ve pazar payının artırılması.
15) Küçük ve büyükbaş hayvancılıkta halk elinde ıslah ve benzeri projelerle yerli ırklarımızın muhafaza ve ıslahına yönelik çalışmaların artırılması.
16) Mera hizmetlerinin yürütülebilmesi, mera niteliği taşıyan alanların tespit ve tahdit çalışmalarının ivedilikle tamamlanması, üreticiler ve üretici örgütlerine tahsis edilmesi, mera ıslahında kullanılacak bitki tohumları geliştirme çalışmalarının teşvik edilmesi.
17) Büyükşehir belediyelerinde mahallelerin kırsal ve kentsel olarak yeniden yapılandırılması, kırsal mahallelerde köy tüzel kişiliği yapısının korunması, kırsal yaşamın Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde bütüncül ve entegre bir bakış açısıyla koordine edilmesi.
18) Su ürünlerinde balık işleme sektörünün geliştirilmesi, pazarlama ve marka tescilinin desteklenmesi, ihracatın ve yerli tüketimin artırılması.
19) Yetiştiricilikte ve avcılıkta alternatif su ürünleri türleri ile üretim ve verimliliğin sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde artırılması.
20) Tarımsal verimliliğin artırılması ve kaynakların daha etkin kullanılması için bilişim teknolojisini tarım sektörüne entegre ederek Akıllı Tarım Uygulamalarının yaygınlaştırılması, Akıllı Tarım konusunda yetişmiş çiftçi/mühendis/ara eleman sayısının özel programlar uygulanarak artırılması.
21) Sertifikalı tohum kullanımının yaygınlaştırılması çalışmalarına devam edilmesi.
22) Ülkemizin yerel hazinesi olan ata (yerel) tohum çeşitlerinin korunması, geliştirilmesi ve ticarete kazandırılması.
23) Gıda ve yem güvenliği, halk sağlığı, bitki sağlığı, hayvan sağlığı ve refahını sağlamak amacıyla tohumdan sofraya tüm zincirde etkin bir izlenebilirlik sağlanması ve denetim sisteminin etkinliğinin arttırılması.
24) Tarım ve ormancılıkta İklim değişikliği ile önemi daha çok artan meteorolojik bilginin üretimin her aşamasında etkin kullanılması, iklim değişikliğinin etkilerini izlemeye ve araştırmaya yönelik faaliyetlerin arttırılması ve olası etkileri engellemeye yönelik eylem planlarının geliştirilmesi.
25) Toprak ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetim ilkeleri çerçevesinde kullanılması, korunması ve izlenmesinin sağlanması.
26) Ülkemiz su kaynaklarının daha etkin ve daha verimli yönetilebilmesi, ihtiyaç duyulan hukuki alt yapının sağlanabilmesi amacıyla Su Kanununun çıkarılması.
27) Yeni sulama yatırımlarının ve rehabilitasyon projelerinin önümüzdeki 25 yılda tamamlanması, tarımda suyun etkin ve verimli kullanılmasının sağlanması.
28) Ar-Ge ve inovasyonda kaynakların daha etkin kullanılması için kamu, özel sektör ve üniversiteleri de kapsayacak yeni bir kurumsal altyapının oluşturulması.
29) Tarım ve ormancılıkta yerli genetik kaynakların ve biyoçeşitliliğin tespit, korunma, ıslah ve yaygınlaştırılması çalışmalarının artırılması.
30) Tarım ve orman ürünlerinde kalite ve standardizasyon çalışmalarının tamamlanması, sertifikasyon çalışmalarının yaygınlaştırılması.
31) Ülkemizde yetiştirilen ve uluslararası piyasalarda yüksek oranda talep gören tarım, gıda ve ormancılık ürünlerinde ihracat gelirlerini arzu edilen seviyelere çıkarmak için marka, kalite, standardizasyon, tanıtım ve özendirme çalışmalarının desteklenmesi, dünya üretiminde lider konumda bulunduğumuz ürünlerin tanıtım faaliyetlerinin profesyonel düzeyde yapılması ve pazar paylarının artırılması.
32) Tarım ve ormancılıkta iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının yaygınlaştırılması.
33) Tarım ve ormanla ilgili tüm mevzuatın bütüncül olarak değerlendirilmesi, yalın ve çelişkisiz bir mevzuat yapısının oluşturulması.
34) Kayıt, nakliye, hayvan pazarları ve mezbaha alt yapımızın yenilenerek, hayvan hareketlerinde etkin kontrolün sağlanması.
35) Tarımsal girdi ve finansman ihtiyacını karşılayan sözleşmeli bitkisel ve hayvansal üretim modellerinin desteklenmesi ve yaygınlaştırılması.
36) Arı ürünleri üretiminde verimliliğin artırılması ve katma değerli arı ürünlerinin çeşitlendirilmesi, bal harici ürünlerin eğitimlerinin yaygınlaştırılması, tüketiminin artırılması.
37) Atık yönetiminde sıfır atık hedefine ulaşmak için geri dönüşüm tesislerinin artırılması, atıkların değerlendirilmesine yönelik Ar-Ge projelerinin desteklenmesi.
38) Coğrafi işaretli ürünler, markalaşma ve katma değerli üretim ile pazar çeşitliliğinin artırılması, coğrafi işaretlerin yönetişim ve denetleme süreçlerinin gözden geçirilerek mevzuatın tamamlanması.
39) Kadastrosu kesinleşen ormanların tapuya tescilinin tamamlanarak, orman sınırı dışına çıkarılacak yerlerin tayin ve tespiti (2/B) çalışmalarında yaşanan mülkiyet sorunlarının giderilmesi.
40) Uluslararası standartlara uygun Ulusal orman envanterinin tamamlanması.
41) Ülkemizin uluslararası arenada orman fidanı üretim ve pazarlama merkezi haline getirilmesi.
42) Ahşap kullanımının yaygınlaştırılması, yapısal ahşap standartlarının belirlenmesi ve ahşap yapı mevzuatının düzenlenmesi.
43) Doğal kaynakların ve biyolojik çeşitliliğin tespit, korunma, geliştirme ve izlenme çalışmalarının sürdürülmesi.
44) Orman köylülerinin gelir seviyelerinin artırılması için odun dışı orman ürünlerinin çeşitlendirilmesi ve tarımsal ormancılığın teşvik edilmesi.
45) Tarımsal üretimde ve ormancılık faaliyetlerinde yenilenebilir enerji sistemleri kullanımının yaygınlaştırılması.
46) Başta çiftçilik olmak üzere Tarım ve Ormancılık sektöründe yürütülen faaliyetler için meslek standartlarının oluşturulması, çiftçilik mesleki eğitim kurumlarının açılması ve eğitim alan gençlerin teşvik edilmesi, tarım ve ormancılıkta mesleki eğitimin geliştirilmesi.
47) Organik ve organomineral gübre üretiminin ve kullanımının teşvik edilerek kimyasal gübre ithalatının ve çevre kirliliğinin azaltılması, biyolojik ve biyoteknik mücadelenin yaygınlaştırılması.
48) Üretici Örgütlerinin girdi temini, üretim ve pazarlama aşamalarında etkinliklerinin arttırılması için yönlendirilmesi.
49) Gıdada bilgi kirliliğinin tanım ve çerçevesinin belirlenmesi, bilgi kirliliği çıkaranlara cezai yaptırım uygulanması için yasal mevzuatın çıkarılması.
50) Beslenme okuryazarlığının artırılması.
51) Gıda kayıp ve israfının önlenmesine yönelik ulusal politikaların geliştirilmesi, ulusal ve uluslararası iş birliklerinin artırılması,
52) Gıdada taklit ve tağşiş cezalarının etkin caydırıcılığı için mevzuatta düzenleme yapılması,
53) Deneyim ve teknik bilgi değişimi amaçlı uluslararası projelerin teşvik edilmesi.
54) Orman içi ve kenarındaki mesken ve işyeri ruhsatlandırılmalarında yangın güvenliği açısından gerekli yasal düzenlemelerin oluşturulması.
55) Orman yangınlarına müdahalede yüksek teknoloji ve yapay zekâ uygulamalarının kullanılması.
56) Kamu kurum ve kuruluşları tarafından yürütülen tarım ve ormancılık faaliyetlerinde denetimli serbestlik kapsamında kamuya yararlı işte çalışma cezası alan hükümlülerin kullanılması.
57) Çölleşme ve erozyonla mücadelenin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi; uluslararası kuruluşlarla etkin iş birliği yapılması.
58) Tarım sektörünün en önemli problemi olan risk ve belirsizliğin azaltılması için gelir garantili ürün sigortasının çıkarılması.
59) Tarım, orman ve suyun yönetiminin aynı çatı altında toplanmasından doğan sinerjinin bölgesel dinamiklerle en etkin şekilde ekonomiye yansıtılması için bölge veya havza bazlı yönetim modeline geçilmesi.
60) Bir sonraki Tarım Orman şurasının 2024 yılında toplanması önerilmiştir.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir