Connect with us

Sağlık

ESTETİK ALGISI SİL BAŞTAN…

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Evren Tevfik İşçi sosyal hayatın, çalışma şartlarının ve teknolojideki ilerlemelerin hem kadınlar hem de erkeklerde estetiğin yaygınlaşmasına ve estetik algısının değişmesine yol açtığını; estetiğe başlama yaşının küçüklüğünü belirtiyor.

-İşçi: “Estetiğin de bir oluru var. Burun eti kalın, derisi gözenekli ve kaba olan bir insanın ameliyatla incecik bir burun yapısına sahip olması mümkün değil. Deforme olmuş bir vücudu germelerle ve liposuctionla dümdüz manken gibi bir hale getirme ihtimali yok denecek kadar düşük.”

 

Ameliyatlı ya da ameliyatsız tüm estetik müdahalelere eğilim grafiği sürekli yükseliyor. Teknolojideki gelişmelerin tıbba sunduğu katkıyla işlemler artık eskisine kıyasla daha kolay gerçekleşebiliyor ve ayrıca risk faktörü de giderek azalıyor. Ancak tıbbın her alanındaki gibi estetikte de etik kaygılar var ve bunların yeterince dikkate alınması gerekiyor.

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrah Evren Tevfik İşçi

Hacettepe Üniversitesi’nde İngilizce Tıp okuyan ve aynı üniversitede uzmanlık eğitimini tamamlayan Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrah Evren Tevfik İşçi’yle İstanbul Ataköy Towers’taki muayenehanesinde estetik cerrahi hakkında merak edilenleri konuştuk.
.

“REKABETTE DIŞ GÖRÜNÜM DE ÖNEMLİ HALE GELDİ”

-Geçmişten günümüze estetik cerrahi algısında neler değişti ve son yıllarda neden bu denli yayınlaştı?

Estetiğin yaygınlaşmasının ve estetik algısının değişmesinin günümüz şartlarıyla alakası var. Çalışma koşulları, sosyal hayat, teknolojideki ilerlemeler hayatımızda birtakım değişikliklere sebep oluyor. İçsel olarak kendimize bakış açımız da dünyaya bakış açımız da değişiyor. Çalışma hayatını ele alırsak, eskiden çok daha yoğun bir rekabet söz konusu. İnsanlar kendilerini çok iyi geliştiriyorlar ancak rekabette artık dış görünümde önemli hale gelmekte. Bazı sebeplerle daha taze, dinamik, dinç ve enerjik görünme eğilimi söz konusu. Kişideki hal, hareket ve görünüşün dışarıya yansıyan bir anlamı var.

“SELFİE ETKİSİYLE BURUN AMELİYATLARI KATLANARAK ARTTI”

-Hal, hareket ve görünüşe nasıl bir anlam yükleniyor?

Örneğin kaşların arasında oturmuş bir çizginin olması çok sakin bir kişiyi sinirli gösterebiliyor. O kişiye niye sinirlendiniz denildiğinde, aksine çok sakin olduğunu söylüyor. Bu durum botoksla düzeltilebiliyor. Başka bir örnek; gözaltındaki torbalar muhatapta uykusuzluk, geceden kalmışlık ve veya bir hastalık izlenimi uyandırıyor. Haliyle bu durum iş hayatındaki, söz gelimi pazarlama sektöründeki performansa olumsuz yansıyabiliyor. Psikolojik bir etki meydana getiriyor.

Öte yandan teknolojinin hayatımızda kapladığı alan giderek artmakta. Cep telefonları, bunların aplikasyonları, sosyal medya vs… Önceden sesleydi; artık görüntülü olarak iletişim kurulmakta. Görünüşle alakalı detaylar ön plana çıktı. Selfie çekimlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte burun ameliyatlarının sayısı katlanarak artmakta. Videolar paylaşılıyor şimdilerde; o yüzden her an taze olunması ihtiyacı hissediliyor. İnsanlar üzerinde toplumsal baskı oluşuyor.

“ESTETİK HİZMETİNE ERİŞİM DE KOLAYLAŞTI”

-Bu artışta başka hangi faktörler rol oynuyor?

Ameliyatsız ya da ameliyatlı estetik girişimlerin artmasında, doktor ve hastane sayısının dolayısıyla bu alanda verilen hizmetin çoğalmasının payı da var tabi ki. Bu tür tedavilere erişim kolaylaştı. Eskiden yalnızca varlıklı kişiler veya sahneye çıkan sanatçılar estetik yaptırmaktaydı. Artık kapı komşumuz, kızımız, oğlumuz, annemiz de estetik hizmeti alır oldu.

“BİLİNÇLENDİKÇE RİSKİ AZ İŞLEMLER TERCİH EDİLİYOR”

-Estetik işlemler 20-30 yıl evvelinde maliyetli, külfetli ve daha ziyade cerrahiydi. Anestezi altında gerçekleşmekteydi. Teknolojinin gelişmesi ve çeşitli uygulamaların devreye girmesiyle günümüzde yarı cerrahi yarı kozmetik çözümler, örneğin kök hücre tedavisi ortaya çıktı. Biraz bunlardan bahseder misiniz?

Estetik işlemleri cerrahi olan ve olmayan diye ikiye ayırıyoruz. İnsanlar bilinçlendikçe daha az riskli arayışlara giriyorlar. Cerrahlar da öyle. Hasta hakları bilinci topluma yayıldı. Anestezideki riskler de hesaba katılıyor. Cerrahi işlemler mümkün olabildiğinde lokal anesteziyle gerçekleşiyor. “Bene bıçak vurulursa vücuda yayılıp kansere dönüşür mü?” klişe korkusunda olduğu gibi hala çözemediğimiz anlayışlar, önyargılar ve sorunlar da var diğer yandan.

“MİNİMAL İNVAZİV MÜDAHALELER DEVREDE”

Kök hücre gibi moleküler tıbbı ürünlerle yaptığımız estetik işlemler artmaya başladı. Bunların bazıları eskiden ameliyatla yapılırdı. Ameliyata kıyasla biraz daha az etkili olsa da risk faktörü ortadan kalkıyor. Vücut bütünlüğüne zararı olmayan minimal invaziv müdahaleler de devrede. Yeni yeni tedaviler hayatımıza girdi. Örneğin önceleri saç ekimi yoktu. Önce keşfedildi, denendi, gelişti ve yaygınlaştı. Tıp insanların kozmetik problemlerine ne tür çözümler bulunabileceği konusunda fazlaca kafa yordukça tedavi yöntemleri geliştirildi. Zamanla bu tedavilerin maddi külfetleri azaldı ve halkın ilgisi arttı. Artış trendi devam ediyor.

“ESTETİK İŞLEMLERE BAŞLANGIÇ YAŞI KÜÇÜLÜYOR”

-Estetik cerrahide gelinen nokta itibariyle nasıl bir hasta profiliyle karşı karşıyayız?

Estetik işlemlere başlangıç yaşının özellikle burun operasyonlarında küçülmeye başladığını söyleyebilirim. Burun ve meme gibi estetik müdahalelere karar verilirken; ilkesel bazda fizikselin yanı sıra ruhsal gelişimin de tamamlanmış olmasını isteriz. Ama bunun istisnaları olabiliyor. Genç kızda alay konusu edilen bir burun varsa ve anne-baba da ısrarla ricacı oluyorsa işlem yaş küçük de olsa yapılabiliyor. Kepçe kulak operasyonu, ilkokula başlamadan yaptığımız işlemlerden biri. Çünkü çocuk bu yüzden okulda çok ciddi ruhsal hasar görebilir.
Kadınlar kadar olmasa da evli ya da bekar erkekler de estetik işlemlere rağbet gösterir oldu. Çeşitli saiklerle estetik girişim arayışındaki erkek sayısının artığını görüyoruz.

“ERKEKLER GÖBEKLERİYLE ÇOK İLGİLENİYORLAR”

-Erkeklerin estetik talepleri arasında ilk 10’a neler giriyor?

Tabi ki saç ekimi birinci sırada. Onun ardından burun, botoks, çok nadir de olsa dolguya talep var. Kaz ayağı kırışıklığını yok edici botoks, göz kapağı ile yaygın olmasa da gıdı işlemleri, egzersizle de başa çıkılamayan beldeki simit oluşumuna özellikle yan taraflarına müdahale isteği söz konusu. Ortadoğu’da da Türkiye’de de diğer ülkelerde de erkekler göbekleriyle çok ilgileniyorlar. Bir de erkeklere özel meme büyümesi (jinekomasti) olayını ekleyebiliriz.

“ERKEKLERDEKİ YAĞLANMA ORGANLARIN ETRAFINDA OLUYOR”

-Erkeklerde göbek ve yan yağ alımlarında ne tarz uygulamalar yapılmakta?

Yağ aldırma da daha doğru yağ emme işleminde liposuction ameliyatı kullanılmakta. İşlemin yapılışı yıllardır aynı; sadece bir takım teknik değişiklikler oldu. Yağı parçalamada bazı cihazlar devrede. Erkeklerde bu konuda şöyle bir fark söz konusu. Kadınlarda genetik olarak cilt altı yağ dokusu daha fazla. Erkeklerdeki yağlanma organların etrafında oluyor. Bombe bir karın ama cilt altı yağ dokusu az. Erkek hasta bunun liposuctionla halledilebileceğini zannediyor. Erkekteki bu durumun zayıflamadan çözülebilmesi mümkün değil. Ancak çok nadir de olsa cilt altında yağ biriken erkekler de var.

“KARIN KASI ESTETİĞİNİ SAĞLIKLI BULMUYORUM”

Bir de çok taraftarı olmadığım karın kaslarına baklava dilimi şekli vermek için yapılan “six pack” işlemi var. Bu şekil ilerde bozulacaktır. Öbek öbek yağa adeta bir heykeltıraş gibi şekil verilmiş olunuyor. Bunu sağlıklı bir uygulama olarak görmüyorum.

“ESTETİK MÜDAHALELERİN DE BİR OLURU VAR!”

-Kişilerin taleplerinin yerine getirilebilmesinde buna uygun olup olmadıkları da çok önemli sanırım…

Teknoloji ilerledikçe bizden beklentiler arttı ama kumaş da önemli bu işte. Fiziksel olarak kimseyi yargılamayız ancak bunun bir oluru var. Burun eti kalın, derisi gözenekli ve kaba olan bir insanın ameliyatla incecik bir burun yapısına sahip olması mümkün değil. Deforme olmuş bir vücudu germelerle ve liposuctionla dümdüz manken gibi bir hale getirme ihtimali yok denecek kadar düşük. Bunları anlatamıyoruz. Cihazla 3 boyutta canlı bir dokuda yapılacak işlemi 2 boyutta fotoshopla çizip göstermemiz bile istenebiliyor bazen. Biz öncelikle hekim, sonra da plastik cerrahi uzmanıyız; bilgisayar mühendisi değiliz.

“BREZİLYA TARZI POPO REVAÇTA”

-Peki kadınların estetik tercih ve eğilimlerinde neler trend şu sıralar?

Türkiye’ye de yansımaya başladı; şu anda dünyada Brezilya tarzı popo dediğimiz bir ameliyat var. Poponun çıkık, kalkık ve büyük gözükmesi durumu. Bu tarzın tek özelliği bu değil, belin de incecik kum saati gibi olması gerekiyor. Liposuctionla yağları alıyoruz, popoya enjekte ediyoruz. Anlatımı basit fakat zor ve sıkıntılı bir işlem. Riskli bir ameliyat.

“KADINLARDA LIPOSUCTION İŞLEMİ YAYGIN”

Yağ oranı daha fazla olduğu için bayanlarda yağların emildiği liposuction işlemi yaygın. Ameliyat girişimi olmayan botoks, dolgu ve PRP cilt bakımı gibi işlemleri sıkça yaptırıyorlar.Ş u unutulmamalı ki botoks türü uygulamalar tıbbi bir tedavi ve ciddi bir işlemdir.
Öte yandan anestezi imkanlarımız gelişti, daha kuvvetli ağrı kesiciler var ama ameliyatların eziyetli bir süreci olduğu da unutulmamalı.

“YAĞ ENJEKTESİ KAS İÇLERİNEYAPILMAMALI”

Popoya yağ enjektesinde bazı istenmeyen olaylar hatta ölümler meydana gelebilmekte. Çünkü damarlara sızan azıcık bir yağ oradan vücuda yayılabiliyor. Pıhtı atması yerine bu defa yağ pıhtısı soruna yol açabiliyor. Bunu önlemek için ABD Plastik Cerrahi Derneği şunları önerdi: Yağ enjektesi kas içlerine yapılmamalı. Bir seansta hastanın kaldıramayacağı kadar yağ enjekte edilmemeli.
Bunları olayın ciddiyetini ve bilinçli olmayı vurgulamak için anlattım. Elbette ki insanları gereğinden fazla korkutmamak, dengeyi bulmak lazım. Bu konuda basına büyük iş düşüyor.

“KÖK HÜCRE TEDAVİSİ İLE YAĞ ENJEKTESİ FARKLI KONULAR”

-Yağ enjeksiyonu ve dolgu malzemelerini kıyaslarsak avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Modern tıpta hastaya metotlar ve kullanılacak malzemeler bütün yönleriyle anlatılıyor. Sonrası tercihe kalıyor. Hiçbiri diğerinin yerini tutmuyor. Avantaj ve dezavantajları iyice gözden geçirilmeli. Kök hücre tedavisi ise bambaşka ve apayrı bir konu; içinde doğal olarak kök hücre de bulunan yağın enjektesiyle karıştırılmamalı. Ayıklanan kök hücrelerin enjekte edildiği yere ne ve ne kadar faydası olacağı soru işareti. Dolgu gibi değil, ucu açık. Herkeste aynı sonuç alınamayabiliyor.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir