Connect with us

Gökay Genç

2020 AJANDALARINDA DAHA FAZLA SANAT…

İyisiyle kötüsüyle, kimimize güzel gelmişti 2019; kimimizde ise ufak tefek yaralar açtı belki. 2020 öyle iyi gelsin ki hepimize; mutluluk, sevgi dolu, sanatla dolu güzle bir yıl geçirelim.


GÖKAY GENÇ

Yeni bir yıla yeni bir enerjiyle, yeni kararlarla başlamışken 2020 yılında ajandalarımıza biraz daha sanat ekleyelim. Son günlerde bilimsel olarak da sanatın ömrü uzattığı kanıtlanmışken daha da fazla sanat diyerek canımıza can katalım.

T İ Y A T R O …

2020 yılında ajandanıza almanız gereken oyunlar; 5 farklı kadının yaşamı algıları, tanıklıkları, hikâyeleri:
-Fadik Sevin Atasoy kendi yazdığı ve oynadığı Muse “Bir Esin Perisi Davası” oyunuyla seyirci karşısına çıkıyor. Oyunun yönetmeni ise yaptığı her işle adından başarıyla söz ettiren Erdal Beşikçioğlu.
-“Dansöz”, daha sezonun başında adından söz ettirmeyi başardı. Oyunculuğuyla Sezen Keser’in karaktere can verdiği metnin yazarı ve yönetmeni Şamil Yılmaz.
-“Lâl Hayal”, unutamadığımız Gümüş dizisiyle tanıdığımız Songül Öden’in geçtiğimiz sezon başlayan ve bu sezon da devam eden; izleyenler tarafından tam not almış bir oyun. Yönetmenliğini Ezel Akay ve Aysel Yıldırım’ın yaptığı oyunun yazarı ise Sevilay Saral.
-Bu sezona henüz merhaba diyen bir tiyatro oyunu “Hayal Satıcısı”. Zehra İpşiroğlu’nun kaleme aldığı, Berfin Zenderlioğlu’nun yönettiği ve Berna Laçin’in oynadığı oyun bir fal kahvesinde geçiyor.
-Bedeni 48 yıl yaşamış ama sesiyle, yaşam aşkıyla, tutkusuyla tüm dünyada akıllara kazınmış bir şarkıcı… ‘Kaldırım serçesi’ namıyla tanınan Edith Piaf’ın hayatı sahnede Tülay Günal’la can buluyor. Başar Sabuncu’nun kaleminden çıkan bu gerçek yaşam öyküsünün yönetmeni Yiğit Sertdemir.

MUSE “BİR ESİN PERİSİ DAVASI”
Tek kişilik , müzikal tarzda bir oyun olan ”Muse 90401” orjinal adıyla ilk defa ABD’de Fadik Sevin Atasoy tarafından Edgemar Center For Arts Tiyatrosu’nda İngilizce olarak oynanmış. Oyun, “Muse” (bir esin perisi davası)’ adıyla Türkiye’de ilk defa Tatbikat Sahnesi’nde Erdal Beşikçioğlu rejisi ile oynanıyor.
Sanat Gezegeni’nden dünyaya gönderilmiş bir esin perisi olan “Muse”, Tolstoy, Shakespeare ve Leonardo Da Vinci’nin eserlerini yaratma süresinde onlara ilham vermek üzere görevlendirilmiştir. Lakin insan olma arzusu ile yanıp tutuşan Muse (esin perisi), Ustaların kadın karakterleri için yazdığı finalleri değiştirmeye çalışmış, bu nedenle ustalar tarafından Sanat Gezegeni’nin mahkemesine şikayet edilmiştir. Oyun “Muse”un mahkeme karşısında kendini savunması ile başlar. Muse’un en büyük arzusu insan olmak ve kendi eserini dünyaya bırakabileceği bir ustaya dönüşmektir. Acaba Muse’a ‘bir şans daha’ verilecek midir?

Yazan / Çeviren / Oynayan: Fadik Sevin Atasoy
Yönetmen: Erdal Beşikçioğlu
Orjinal Müzik: Emir Işılay
Piyano: Murat Köselioğlu
Dans- Koreografi: Bahar Keleş

DANSÖZ
Hiç kimsenin, annesinin bile dönüp bakmadığı kayıp bir kız çocuğunun; Meryem’in hikayesini anlatıyor “Dansöz”. Meryem, dünyanın ağırlığını gövdelerinde taşıyan çocuklardan. Fakat günün birinde, duyduğu bir müzikle, bütün hikayesi aniden değişiyor: Meryem, kökleri kadim ritüellere kadar uzanan oryantali ve dans ettikçe daha da büyüyen gövdesindeki hafifliği keşfediyor. Bakışlar ilk kez üstüne çevriliyor. Tüm bakışların üstüne çevrildiği andaysa, Meryem, bakışın da kendi ağırlığıyla geldiğini; hatta bazen görülmenin en ağır yük olduğunu, bakanın neredeyse her zaman gördüğünden fazlasını talep ettiğini fark ediyor… Buradan sonrası ise kıyamet!

Yazan-Yöneten: Şamil Yılmaz
Oynayan: Sezen Keser
Koreografi: Elif Aydın

LAL HAYAL
Bir beden, yedi kadın… Lâl Hayal, farklı yaş ve sosyal statüden 7 kadının trajik komik hikayesini anlatır. Birbirinden farklı kadın figürlerinin yolu çözülmeye muhtaç polisiye bir hikayenin geriliminde buluşur. 16 yaşındaki hip-hop’çı, 70 yaşındaki Nişantaşı hanımefendisi, komşu kadın, üniversite öğrencisi, Allah’a yakaran babaanne, Sütlüceli kuaför, koç burcu bir jinekolog… Lâl Hayal’in trajik komik kadınları neye tanıklık edip susmuşlardır? Elmas, Zümrüt, Safire, İnci, Mercan, Yeşim, Firuze… Sahi, siz bu kadınlardan hangisini tanıyorsunuz?

Proje Tasarım: Songül Öden
Yazar: Sevilay Saral
Yönetmen: Ezel Akay, Aysel Yıldırım
Dekor ve Kostüm Tasarım: Naz Erayda
Müzik: Diler Özer, Metehan Dada
Işık Tasarım: Önder Arık
Koreografi: Dans Fabrika
Oyuncu: Songül Öden
Er: Gökçe Gürçay, Onur Gürçay
Dansçılar: Buğra Büyükşimşek, Hande Kazdal

HAYAL SATICISI
Bir fal kahvesi, iki yaşam arasına sıkışıp kalmış bir kadın, gelenler-gidenler, içinde bulunduğu cendereden çıkamayanlar… “Hayal Satıcısı”, gerçek bir yaşam hikayesinden yola çıkarak kadınlığın ezberlenmiş söylemlerine ayna tutar. Hapsoldukları bu dünyadan çıkışı engelleyen görme biçimini, özellikle de eril dili ve yarattığı körlüğü sorgulatma çabasındadır. Oyunda da söylendiği gibi “Erkek dediğin katil olur olmasına ama kurban olamaz asla.”

Yazan: Zehra İpşiroğlu
Yöneten: Berfin Zenderlioğlu
Müzik/Efekt: Burçak Çöllü
Oynayan: Berna Laçin

KALDIRIM SERÇESİ-EDITH PIAF
Sadece sesiyle değil, hayata, müziğe ve aşka olan tutkusuyla da ölümsüzleşen Edith Piaf; 48 yıllık trajik hayatında dibi de gördü, zirveyi de. Kaldırımda doğmuş, yaşamı boyunca yoksulluk ve hastalıklarla boğuşmuş olsa da; hayatı müthiş bir tutku ve cesaretle kucaklayarak, giderek dünyayı sarsan bir efsaneye dönüştü. 1950’ler Fransa’sından 80’ler Türkiye’sine uzanan bu hayat yolu, Tülay Günal’ın etkileyici yorumuyla yeniden bizimle… Kaldırım Serçesi, eseri kaleme alan Başar Sabuncu’ya ve 1982’deki yorumuyla Edith Piaf ile özdeşleşen Gülriz Sururi’ye de bir saygı duruşu niteliğinde…

Yazan: Başar Sabuncu
Yöneten: Yiğit Sertdemir
Dramaturg: Aylin Alıveren
Müzik Direktörü: Yiğit Özatalay
Koreograf: Büşra Firidin
Sahne Tasarımı: Yiğit Sertdemir
Işık Tasarımı: Cem Yılmazer
Kostüm Tasarımı: Özlem Kaya
Oynayanlar: Tülay Günal, Levend Yılmaz, Aytek Şayan, Burcu Halaçoğlu, Can Deniz Erzaim, Ozan Erdönmez, Yeşim Sarı

Orkestra: Sarper Kaynak (piyano), Mutlu Ödemiş (akordeon, keman ve ukulele), Güneş Bulak (klarnet, alto saksofon), Doğan Doğangün (kontrbas), Mustafa Kemal Emirel (davul ve glockenspiel)

S İ N E M A …

Yeni yılla birlikte birbirinden farklı beş yerli komedi filmi vizyona giriyor.

BABA PARASI
Selçuk Aydemir’in senaryosunu yazdığı ve yönettiği filmin oyuncuları Ahmet Kural, Murat Cemcir, Devrim Yakut, Rasim Öztekin, Yağmur Tanrısevsin, Özgür Emre Yıldırım, Ayhan Taş, Deniz Barut.

Filmin konusu: Ülkenin en zengin insanının gayri meşru çocukları, babalarının ölümü üzerine büyük bir servete konar. Birbirinden farklı karaktere, kültüre, yaşam tarzına sahip olan kardeşler, kendilerine düşen payı almak için harekete geçtiklerinde beklenmedik bir durumla karşı karşıya kalır. Kardeşler, yasal varis olmalarına rağmen, mirasın tamamına sadece biri sahip olabilecektir; en kötü olanı. Babalarının mirasının bulunduğu kasanın şifresini bulan, tüm mirasın sahibi olacaktır. Şifre ancak ölen milyarder gibi aç gözlü, düzenbaz, acımasız, zeki ve uçarı biri tarafından bulunabilecektir. Kasayı açmak için büyük bir yarışa girişen kardeşler, bu süreçte kendilerini beklenmedik durumların içinde bulur.

BİZ BÖYLEYİZ

Filmin senaryosu Caner Özyurtlu, Melikşah Altuntaş ve Berrak Tüzünataç’ın kaleminden çıkmış. Yönetmen koltuğunda ise yine Caner Özyurtlu oturuyor. Biz Böyleyiz’in oyuncuları; Berrak Tüzünataç, Engin Öztürk, Şebnem Bozoklu, Özge Özpirinççi, Meriç Aral, Boran Kuzum ve Hümeyra.

Filmin konusu: Yıllar sonra yeniden bir araya gelen bir arkadaş grubunun hikayesini konu ediyor. Çocukluk ve gençlik dönemlerini birlikte geçiren bir grup arkadaş, yetişlinliğe geçmeleriyle birlikte farklı yönlere savrulur. Nezihe’nin ellerinde büyüyen grup, hayatta en değer verdikleri kişi olan Nezihe’nin rahatsızlandığını öğrendiklerinde büyük bir üzüntüye kapılırlar. Bu süreçte Nezihe’nin yanında olmak isteyen ekip, İstanbul’dan Nezihe’nin İzmir’deki evine gider. Birbirlerinden tamamen farklı karakterlere sahip olan arkadaşlar, bu vesileyle birkaç günlüğüne bir arada kalmak zorunda kalır. Bu süreç, sürpriz gelişmelerin ve geçmişe yönelik hesaplaşmaların yaşanmasına neden olur.

ELTİLERİN SAVAŞI
Merakla beklenen yapımlar arasında yer alan 31 Ocak vizyon tarihli Eltiler Savaşı’nın yönetmeni Onur Bilgetay. Gupse Özay, Merve Dizdar, Ferit Aktuğ ve Uraz Kaygılaroğlu’nun başrollerini paylaştığı filmin senaryosu Gupse Özay’a ait.

Filmin konusu: İki elti olan Sultan ve Gizem arasında yaşanan tatlı çekişmelere, bitmek bilmeyen rekabete odaklanıyor. Sosyal medyaya olan düşkünlükleri ile bilinen Gizem ve Sultan’ın hayatına odaklanılan filmde, eltilerin evlilik anlayışları, aile kurarken yaşadıkları ilginç olaylar anlatılıyor.

FERİDE
Ocak ayında vizyona girecek olan bir başka komedi filmi ise “Feride”. Zeynep Çamcı’nın senaryosunu kaleme aldığı filmin yönetmenliğini Ali Yorgancıoğlu yapmış. Feride karakterine can veren Zeynep Çamcı’ya filmde, Ersin Korkut, Barış Yıldız, Anıl Tetik, Osman Akça, Ceren Taşçı, Ali Barkın, Aycan Koptur eşlik ediyor.

Filmin konusu: Genç bir kadın olan Feride, yer altındaki bir dikim atölyesinde terzilik yapmaktadır. Çakma kahraman kıyafetleri diken Feride’nin hayatı, bir gün patronu ile iddiaya girmesi ile bambaşka bir hal alır. Patronu Çetin’e baş kaldıran ve bunun sonucu patronu ile büyük bir iddiaya giren Feride, kendisini bir anda moda devlerine kafa tutan eğlenceli bir yolculuğun içinde bulur.

AĞIR ROMANTİK
14 Şubat Sevgililer Günü’nde tam da sevgililer gününe yakışacak bir film “Ağır Romantik” vizyona giriyor. Romantik komedi tarzındaki filmin senaristi ve yönetmeni Deniz Denizciler. Tuvana Türkay ve Onur Tuna’nın başrollerini paylaştığı filmin kadrosunda Sermiyan Midyat, Altan Erkekli, Durul Bazan, Semra Dinçer, Servet Pandur, Gazanfer Gündüz yer alıyor.

Filmin konusu: Sanatla ilgili bir annenin ve profesör bir babanın kızı olan Aslı, konservatuvarda okumaktadır. Aslı’nın hayatı, bir gün Beyoğlu’nda yürürken bir kapkaççının çantasını çalması ile bambaşka bir hal alır. Yaşadığı olay sonrası büyük bir korkuya kapılan Aslı’ya, bu sırada olaya şahit olan Kerem adında bir adam yardım eder ve çantayı bularak Aslı’ya teslim eder. Bu tatsız olay sayesinde tanışan Aslı ve Kerem, görüşmeye devam ederek çok geçmeden güzel bir ilişkiye başlar. Ancak Kerem, ayrı dünyalara sahip olduğu sevgilisine kendisini bambaşka biri olarak tanıtır. Finans uzmanı olarak kendisini tanıtan Kerem, babasının İstanbul’un en büyük kapkaç çetesinin başı olduğu gerçeğini de gizler. Ancak yaşananlar, onların en mutlu günlerinin akıllarından hiç çıkmayacak bir güne dönüşmesine neden olur.

M Ü Z İ K
‘Müzik ruhun gıdasıdır’ sözüyle birlikte yeni yılın ilk aylarında değerli müzisyenlerin resitallerinin yanı sıra keyifle yorumlanmış şarkılarla yüreklerimizi ısıtalım.

ÖLMEME GÜNÜ: “İKİNCİ YENİ ŞARKILAR”
Gedik Sanat, üç ayrı edebî akımı (Türk, Rus, Alman) Edebiyat Üçlemesi başlığı altında üç farklı projeyle Zorlu PSM Platinum Sahnesi’ne taşıyor. Mert Fırat, Christian Jost, Bülent Bezdüz ve Selman Ada gibi isimleri ağırlayacak olan 3 konserden ikisi dünya prömiyerini, diğeri ise Türkiye prömiyerini gerçekleştirecek.

Başarılı oyuncu Mert Fırat, Türk edebiyatının önemli akımlarından İkinci Yeni şairlerinin eserlerinden oluşan şarkılarla seyirci karşısına çıkacak. Nejat Eczacıbaşı Ulusal Beste Yarışması’nda iki defa Birincilik Ödülü kazanan ve Kuvayı Milliye’den İnsan Manzaraları eseriyle dikkatleri üzerine çeken besteci Murat Cem Orhan, Turgut Uyar, Edip Cansever, Cemal Süreya ve Tomris Uyar’ın şiirlerini Gedik Sanat’ın isteği üzerine besteledi. Ölmeme Günü: İkinci Yeni Şarkılar, 18 Şubat 2020 tarihinde Zorlu PSM Platinum Sahnesi’ndeki dünya prömiyerinde Mert Fırat ve Evrim Özkaynak’ın sesleriyle ve Murat Cem Orhan yönetiminde hayat bulacak.

İSTANBUL RESİTALLERİ
İstanbul Restialleri- Sıradışı Sanatçılar konserleri kapsamında Alexander Chaushian’ı ağırlıyor. İstanbul Resitalleri yeni yılı, Japonya’dan Amerika’ya uzanan bir coğrafyada Suntory Hall, Wigmore Hall, Viyana Konzerthaus ve Carnegie Hall gibi dünyanın en prestijli salonlarında konserler veren; Tchaikovsky ve ARD gibi iki önemli uluslararası yarışmanın ödüllü ismi 1977 Yerevan doğumlu viyolonselci Alexander Chaushian ile 18 Ocak Cumartesi günü karşılıyor! Yer: Sakıp Sabancı Müzesi The Seed Salonu. Saat: 20.00.

GÜLSİN ONAY, ÇOCUKLAR İÇİN SAHNEDE
Devlet Sanatçımız ve UNICEF “İyi Niyet Elçimiz” piyanist Gülsin Onay, Dolmabahçe Rotary Kulübü sponsorluğunda ‘Dünya’da Çocuk Felci İle Mücadeleye Destek’ amacıyla bir resital veriyor. Süleyman Seba Kültür ve Sanat Merkezi’ndeki resitalin tarihi 16 Ocak. Çocuk Felci dünyadan silindiği takdirde, çiçek hastalığından sonra yeryüzünden yokedilmiş ikinci hastalık olacak.

GARANTİ BBVA KONSERLERİ: ALTIN GÜN
Garanti BBVA konserleri kapsamında 28-29 Şubat tarihlerinde saat 22.30’da Babylon Sahnesi’nde yeni dönem psikedelik rock sahnesinin önemli temsilcilerinden Altın Gün sahne alıyor.
70’ler Türkiyesinin türler arası psikedelik akımından etkilenmesiyle ortaya çıkan Altın Gün, gitarda Ben Rider, basta Jasper Verhulst, davulda Nic Mauskovic, vokalde Merve Daşdemir, sazda, tuşlularda ve vokalde Erdinç Yıldız Ecevit ve perküsyonda Gino Groeneveld’den oluşuyor. İlk çıkış albümleri “On”u Bongo Joe Records etiketiyle yayınlayan Altın Gün, Selda Bağcan’dan Barış Manço’ya, Erkin Koray’a uzanan geleneksel repertuvarlarını ve daha önce duyulmadık örnekleri de gün yüzüne çıkarıyor. Başta Neşet Ertaş olmak üzere nesilden nesile aktarılan Türk Halk Müziği bestelerini funk ritimleri, surf gitarlar, bağlama ve analog klavyenin buluşmasıyla zenginleştiren grup başta Avrupa, Amerika ve Kanada olmak üzere dünyanın birçok şehrinde sahne aldı. Altın Gün; 2019’da yayımladığı ikinci albümleri “Gece” ile “En İyi Dünya Müziği Albümü” kategorisinde 2020 Grammy Ödülü’ne aday gösterildi.

İyisiyle kötüsüyle, kimimize güzel gelmişti 2019; kimimizde ise ufak tefek yaralar açtı belki. 2020 öyle iyi gelsin ki hepimize; mutluluk, sevgi dolu, sanatla dolu güzle bir yıl geçirelim.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir