Araştırma ve Raporlar
KÜRESEL EŞİTSİZLİK MARJI AÇILIYOR
Oxfam Konfederasyonu’nca Time to Care (Bakım Zamanı) ismiyle yayınlanan 2019 küresel eşitsizlik raporuna göre güncel milyarder sayısı 2.153. Son 10 yılda sayıları ikiye katlanan milyarderlerin serveti dünya nüfusunun yüzde 60’ını oluşturan 4,6 milyar insanın sahip olduğu maddiyatın toplamından daha fazla. Türkiye’deyse “en zengin yüzde 1’lik kesiminin serveti, yaklaşık 66 milyon kişiye ait maddi varlığın 2 katı.
Uluslararası sivil toplum kuruluşu Oxfam Konfederasyonu, 2015 yılından bu yana küresel eşitsizlik raporları hazırlayıp kamuoyuyla paylaşıyor. Time to Care (Bakım Zamanı) ismiyle yayınlanan 2019 raporuna göre güncel milyarder sayısı 2.153. Son 10 yılda sayıları ikiye katlanan milyarderlerin serveti dünya nüfusunun yüzde 60’ını oluşturan 4,6 milyar insanın sahip olduğu varlığın toplamından daha fazla.
TÜRKİYE’DEKİ TABLO
Türkiye’deki tabloysa şöyle: “En zengin yüzde 1’lik kesiminin serveti, toplumun yüzde 80’lik bölümünün (yaklaşık 66 milyon kişinin) sahip olduğu maddi varlığın 2 katı. Forbes listesindeki dolar milyarderi Türklerin en zengin 5’i, yaklaşık 25 milyon vatandaştan (en alt yüzde 30’luk dilimden) daha fazla servete sahip.”
2019 RAPORU’NDAN ÇARPICI BİLGİLER
“Cinsiyetçi ekonomilerin eşitsizlik krizini beslediğinin ve varlıklı seçkinlerin servetlerinin özellikle yoksul kadın ve kız çocuklarının aleyhine olacak biçimde arttığının” vurgulandığı ve bunun nasıl gerçekleştiğinin gözler önüne serildiği Oxfam’ın 2019 Raporu’nda şu çarpıcı bilgilere yer veriliyor: “Dünyanın en zengin 22 erkeğinin serveti, Afrika’daki tüm kadınların sahip olduğu varlıkların toplamından daha fazla.
Kadınlar ve kız çocukları her gün 12,5 milyar saatlik ücretlendirilmeyen bakım hizmeti veriyorlar. Bu emeğin ekonomik karşılığı, yılda asgari 10,8 trilyon dolar demek ve bu rakam küresel teknoloji endüstrisinin yarattığı değerin 3 katından daha fazla. En zenginlerin önümüzdeki 10 yıl boyunca verecekleri servet vergisinde sadece yüzde 0,5 oranında bir artış, yaşlı ve çocuk bakımı, eğitim ve sağlık gibi sektörlerde 117 milyon kişiye istihdam yaratmak için gereken yatırıma denk.”
HÜKÜMETLER EŞİTSİZLİKLE MÜCADELE DERDİNDE DEĞİL
Oxfam Konfederasyonu Hindistan CEO’su Amitabh Behar, sivil oluşumu temsilen katıldığı 50’nci Dünya Ekonomik Forumu’nda (World Economic Forum-WEF) “zenginler ile yoksullar arasındaki farkın iyi planlanmış eşitsizlikle mücadele politikaları olmadan kapatılamayacağı” görüşünü savunuyor ve “dünya üzerinde çok az hükümetin bu yönde politika hayata geçirmeyi taahhüt ettiğini” söylüyor.
Behar’a göre “bozuk ekonomiler dar gelirlilerin aleyhine işleyecek şekilde, milyarderlerin ve büyük şirketlerin ceplerini dolduruyor” ve “insanların, milyarderlerin neden var olduğunu sorgulamaları” hiç de şaşırtıcı değil.
EKONOMİK SİSTEMDEN EN AZ KADIN VE ÇOCUKLAR FAYDALANIYOR
Günümüzde ekonomik sisteminden en az kadınların ve kız çocuklarının faydalandığını söyleyen Behar, “Milyarlarca saati, yemek ve temizlik yaparak, çocuklara ve yaşlılara bakarak geçiriyorlar. Karşılıksız bakım emeği ekonomilerimiz, şirketlerin ve toplumların çarklarını döndüren “gizli güç”. Bu çarklar eğitim almak, iyi bir işte çalışmak ya da toplumlarımızın nasıl yönetileceğinde söz sahibi olmak için genellikle çok az vakti olan ve bu nedenle de ekonominin dibinde sıkışıp kalmış kadınlar tarafından döndürülüyor.” diyor.
“HERKES İÇİN İŞLEYEEK EKONOMİLER İNŞA EDİLMELİ”
Eşitsizlik krizine hükümetlerin sebep olduğunu ve bu konuda çözüm üretmenin de onlara düştüğüne kaydeden Behar, nelar yapılması gerektiğine dair şunları anlatıyor: “Hükümetler, şirketlerin ve zenginlerin kendi paylarına düşen vergiyi ödemelerini sağlamalı ve kamu hizmetleriyle altyapıya daha fazla yatırım yapmalı. Kadınlar ve kız çocukları tarafından gerçekleştirilen bakım emeğini düzenleyecek yasaları geçirmeli ve ebeveynlerimize, çocuklarımıza ve en savunmasız olanlarımıza bakmak gibi toplumumuz için çok önemli olan işleri yerine getirenlere geçimlerini sağlayacak ücretlerin ödenmesini güvence altına almalılar. Hükümetler, sadece şanslı azınlık için değil, herkes için işleyecek ekonomiler inşa edebilmek adına bakım işlerini diğer önemli sektörler kadar önceliklendirmelidir.”
KEDV YILDA 20 BİN KADIN VE ÇOCUĞA ULAŞIYOR
1986 yılından beri, “eşitsizliğe en fazla maruz kaldığını vurguladığı” kadınları güçlendirmek ve yoksulluğu gidermek için çalışan Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV), Aralık 2019’dan itibaren Oxfam Konfederasyonu’nun dünyadaki 20 üyesinden biri.
Yılda 20 bin kadına ve çocuğa ulaşan KEDV’in Kurucu ve Yönetim Kurulu Üyesi Şengül Akçar, dünyanın ve ekonominin çarkını kadınların döndürdüğüne inandıklarını belirtiyor. Akçar yetkililere şu ifadelerle sesleniyor: “Refahın tüm kesimler tarafından paylaşılması için hayatın her alanında kadınların maruz kaldıkları eşitsizliğin giderilmesini, kadınların hastalarımıza, çocuklarımıza, engellilerimize ve en savunmasızlarımıza bakmak için harcadıkları emeğin ücretlendirilmesini, bakım hizmetlerinin bir sektör olarak önceliklendirilip bu alandaki kamu hizmetleri ve altyapı yatırımlarına kaynak aktarılmasını talep ediyoruz.”
KEDV’DEN ETKİN PROGRAMLAR
Dar gelirli kadınların yaşamlarını iyileştirme çabalarına destek olmak ve yerel kalkınmadaki liderliklerini güçlendirmek amacıyla çeşitli programlar yürüten KEDV, kadınları kooperatifleştiriyor, ortak iş kurmalarını sağlıyor, ürünlerini iyileştiriyor, çocuk bakım hizmetlerine erişimlerini artırmak için “mahalle yuvaları” kuruyor. Ayrıca mahallelerine sahip çıkmaları ve yaşamlarını etkileyen kararlara katılmaları için kadınları motive ediyor.
İSTATİSTİKLER HİÇ DE İÇ AÇICI DEĞİL
-TÜİK verileriyle Türkiye’deki çalışmayan 20 milyon kadının 11 milyonu, ev içindeki bakım sorumlulukları sebebiyle iş gücünün dışına itiliyor. Uygun ücretlerle kreş ve diğer bakım hizmetleri alamayan kadınlar daha fazla yoksulluğa mahkum hale geliyor. Böylelikle kadın nüfusta cinsiyet eşitsizliğiyle beraber gelir eşitsizliği de kalıcılaşıyor.
-Kadınlar, ücretlendirilmeyen bakım emeğinin 75’inden fazlasını gerçekleştiriyor.
-Dünya çapında kadınların yüzde 42’si bakım işlerinden sorumlu olmaları yüzünden iş bulamıyorlar. Bu oran erkeklerde sadece yüzde 6.
-Önümüzdeki on yılda küresel nüfusun artması ve yaşlanmasıyla birlikle, ücretli ve ücretsiz bakım emekçileri üzerindeki baskının artması bekleniyor. 2030 yılında 2,3 milyar insanın bakıma ihtiyacı olacağı tahmin ediliyor. Bu, 2015 yılından itibaren 200 milyonluk bir artış demek.
-İklim değişikliğinin küresel bakım krizini körükleyeceği belirtiliyor. 2025 yılında, yaklaşık 2,5 milyar kişi su kaynağı sıkıntısı çekilen yerlerde yaşıyor olacak. Dolayısıyla buralardaki kadınlar ve kız çocukları suya erişebilmek için daha uzun mesafeleri yürümek zorunda kalacak.