Finans & Ekonomi
İMAMOĞLU’NDAN İSTANBUL’A KIYMAYIN ÇAĞRISI!
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “tarihi bir ihanet, cinayet ve felaket” diye nitelediği Kanal İstanbul Projesi’nin iptal edilmesi gerektiğini söyledi. İtirazlarını 15 madde altında toplayan İmamoğlu, “Bu bütçeyle en az 9 tane daha Marmaray yaparsınız. Deprem sorunlu ne kadar bina varsa yeniden yaparsınız. 150 yataklı tam 1056 tane hastane yaparsınız. Bu projeyle dünyanın göz bebeği biricik İstanbul’umuz yaşanamaz bir kent olacak.” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ihalesinin yapılacağını söylediği ve şu anda Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu askıda bulunan Kanal İstanbul Projesi’nin geçiş güzergahında arsa satın alan en büyük 3 şirketin Araplara ait olduğunu açıkladı.
“İPTAL EDİLMELİ”
Düzenlediği basın toplantısında Kanal İstanbul’u “tarihi bir ihanet, cinayet ve felaket projesi” ifadeleriyle niteleyen İmamoğlu, projeye niçin karşı çıktıklarını 15 madde halinde sıraladı. İtirazlarının bilimsel gerçeklere dayandığını söyleyen İmamoğlu, “Kimlere ne söz verilmiş olursa olsun ne rant vaat edilmiş olursa olsun iptal edilmelidir.” dedi.
“İBB İMZASI HUKUKSUZ VE GEÇERSİZ”
İmamoğlu toplantıda “2011’den bu yana Kanal İstanbul’da 30 milyon metrekare arsa hareketi olmuş. 30 milyon metrekare Beyoğlu, Gaziosmanpaşa ve Bayrampaşa büyüklüğü demek.” bilgisini kamuoyuyla paylaştı. Dönemin İBB Başkanı Mevlüt Uysal’ın projeye dair protokolü 1 Ağustos 2018’de imzaladığına ve 12 Ekim’de İBB Meclisi’nde kararı alma yoluna gidildiğine işaret eden İmamoğlu, imzanın bu yüzden hukuksuz ve geçersiz olduğunu ileri sürdü. İmamoğlu itirazlarını şöyle anlattı:
“SUSUZLUĞA MAHKUMİYET”
-Birinci itiraz noktası: “Kanal İstanbul demek, susuzluğa mahkûmiyet demek.” Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü’nün belirttiği gibi çatlaklar felakete kapı açacak. Susuzluktan daha büyük felaket konuşulmuyor. Rapora göre inşa edilecek kanalın 5.2 kilometrelik zemini tamamı kireç. Terkos’a tuzlu su karışacak. Sızıntı ihmali büyük bir risk. Buradaki tek tehlike de susuzluk değil. Aynı zamanda strateji ve güvenlik çerçevesinde durum bir felaket.
“DEPREMİ TETİKLEYECEK”
-İkinci itiraz noktası: “Kanal İstanbul demek, kesinlikle deprem riskini tetiklemek demek.” Proje 1., 2. ve 3. deprem bölgelerinde kalıyor. 11 km mesafeden de Kuzey Anadolu Fay Hattı geçiyor. Bilim insanları Kanal İstanbul projesinin yeraltı ve yerüstü gerilmelerini ortaya çıkaracağını söylüyor.
“DOĞAYI KATLEDECEK”
-Üçüncü itiraz noktası: “Kanal İstanbul demek, İstanbul’un doğasını sonsuza kadar katletmek demek.” Sayın Cumhurbaşkanı’nın izlettiği animasyonda kanalın etrafında katını sayamadığımız gökdelenler sıra sıra dizilmişler. Meclis’te tek bir konut yok diyenler oldu. Kendi raporlarında bakan 500 bin kişilik akıllı şehirden bahsetti. Bu yapıların ne tür çevresel sorunlara var olacağı sorusuna ÇED asla cevap vermiyor.
“SİT ALANLARI ETKİLENECEK”
-Dördüncü itiraz noktası: “Kanal İstanbul demek İstanbul’un tarihini talan etmek demektir.” Yıllara göre boğaz trafiğinde bir artış yok, son 10 yılda yüzde 22 oranında azalış var. 17 milyon metrekarelik sit alanı Kanal İstanbul ile etkilenmektedir. Tarihe ve tarihi değerlere niçin zulmediyorsunuz?
“110 MİLYAR LİRA EK VERGİ”
-Beşinci itiraz noktası: “Kanal İstanbul demek 82 milyonun sırtına en az 110 milyar liralık vergi bindirmek demektir.” Özel şahıslara ait kamulaştırma bedelleri bile milletin sırtlarına yüklenecek. Yaptıkları projelerin zamanla milletin üzerine nasıl yük olduğunu yaşadık yaşıyoruz. Kendi kendine finanse edeceği noktaların geride kaldığını, gerekirse öderiz edebiyatını gördük.
“İBB’YE 35 MİLYAR MALİYET”
-Altıncı itiraz noktası: “Kanal İstanbul demek İBB’nin sırtına lüzumsuz 35 milyar liralık maliyet yüklemek demek.” Bu tutar İBB’nin 2020 bütçesinden neredeyse yüzde 50’ye yakın daha fazla. Mevcutta yürüyen işlerimiz bile devre dışı kalacak. Üç farklı lokasyonda İGDAŞ hatlarını ortadan kaldıracak, bunların yerine milyarlarca liralık ek maliyet olacak bir maliyet gelecek.
“BOŞ GELİR RÜYASI”
-Yedinci itiraz noktası: “Kanal İstanbul demek gelir rüyası görmek demek.” Panama Kanalı gemilerin yolunu 13 bin kilometre kısaltıyor. Süveyş Kanalı Akdeniz ve Kızıldeniz üzerinden Hint Okyanusu’nu birbirine bağlıyor. Ortalama 6 bin km yolunu kısaltıyor. Gemilerin o yüzden iki kanala para ödeyerek o kanallardan geçiş yapıyor. Kanal İstanbul’da gemiler için tasarruf söz konusu değil ki. Aynı mesafe. Akıntı nedeniyle Marmara’dan Karadeniz’e geçiş 3-4 saat sürecek. Bedava geçmek varken boğazdan, neden Kanal İstanbul’dan geçsin?
“TRAFİKTE İKİ KAT PERİŞANLIK”
-Sekizinci itiraz noktası: “Kanal İstanbul demek trafikte iki kat perişan etmek demek.” Yollar kanal nedeniyle kopacak sonra köprüler ile tamamlanmaya çalışılacak. Yeni bağlantı köprülerine ihtiyaç duyacak. Yeni ulaşım talepleri doğacak.
“50 YILLIK HAFRİYAT”
-Dokuzuncu itiraz noktası: “Kanal İstanbul demek 50 yıllık hafriyat demek.” Bunun ulaştırma uzmanları simülasyonu bile yapamazlar. Simülasyonu yaparken bile o kamyonlar birbirlerine çarpar. İstanbul’un yıllık hafriyat kapasitesi 40 milyon metreküp. Kanal İstanbul’da 2 milyar metreküp. İstanbul’da 50 yılda çıkabilecek hafriyatın toplamı sadece kanaldan çıkıyor ve bunu denize dökmekten başka çare yok.
“1,2 MİLYON YENİ NÜFUS”
-Onuncu itiraz noktası: “Kanal İstanbul demek İstanbul’a 1,2 milyonluk yeni nüfus demek.” Bu bununla kalmaz, İstanbul’da 1 milyon dedikleri yer 3 milyon oldu. Bu altı tane Beşiktaş demek. Bu şehirde 1 milyonun üzerinde de konut stoku var.
“8 MİLYON ADAYA HAPSOLACAK”
-On birinci itiraz noktası: “Kanal İstanbul demek 8 milyonluk nüfusu bir adaya hapsetmek demek.”
“GEMİLER GEÇİŞE ZORLANAMAZ”
-On ikinci itiraz noktası: “Kanal İstanbul demek Montrö rüyası görmek demektir.” Montrö anlaşmasına göre Karadeniz’e kıyısı olmayan gemiler Karadeniz’de en fazla 21 gün kalır. Yani savaş çıkartmak için ihtiyaç duyulan bir askeri yapı buraya giremez. Montrö Sözleşmesi’nin ikinci maddesine göre gemiler Kanal İstanbul’dan geçişe zorlanamaz. Montrö feshedilse dahi Türkiye boğazlarından ticari gemi geçişini yasaklayamazsınız. Kanalla Türkiye büyük paralar kazanacak savı uluslararası alanda geçersizdir, uydurmacadır, aldatmadır.
“BALIKLAR YOK OLACAK”
-On üçüncü itiraz noktası: “Kanal İstanbul demek Karadeniz’in balıklarını ve balıkçılığını yok etmek demek.” Karadeniz’de tuz miktarı çoğalacak, Kanal’la doğal denge bozulacak. Hem Marmara’da hem de Karadeniz’de balık da yok olacak balıkçılık da bitecek. Az oksijenli su Marmara’yı kaplayacak ve tüm Marmara bir zaman Haliç’in koktuğu gibi kokacak. Çok da hızlı olacak bu süreç. Yaradan İstanbul’umuzu o kadar dengeli o kadar güzel yaratmış ki bu güzel düzeni yok etmeye çalışmanın vebali çok büyük.
“MEZARLIKLAR TAŞINACAK”
-On dördüncü itiraz noktası: “Kanal İstanbul demek maneviyatı yok etmek demek.” Arnavutköy, Küçükçekmece, Başakşehir’de pek çok mezarlığın taşınmasına mecbur kalınabilir.
“9 MARMARAY, 1056 HASTANE YAPILIR”
-On beşinci itiraz noktası: “Kanal İstanbul demek bu milleti sevmemek demektir.” Kamu adına karar vericilerin önceliği milletin canını malını korumaktır. Milletini seven bir siyasetçinin önceliği milletinin mutluluğunu sağlamaktır. Bunca genç işsizlikten inliyorken sürdürülebilir üretimi refah için bunca fabrika kurma imkânı varken, çocuklar yeterince beslenemiyorken bizim önceliğimiz Kanal İstanbul olamaz. Kanal İstanbul için harcanacak olan Çevre Bakanlığı’nın kentsel dönüşüme ayırdığı paranın yedi katı. Bu bütçe ile en az 9 tane daha Marmaray yaparsınız. Deprem sorunlu ne kadar bina varsa yeniden yaparsınız. 150 yataklı tam 1056 tane hastane yaparsınız. Bu proje ile dünyanın göz bebeği biricik İstanbul’umuz yaşanamaz bir kent olacak. Birileri para kazanacak diye bu kadim şehrin yok edilmesine tüm hukuki mücadelemizi vererek izin vermeyeceğiz. İstanbul’un güvenliğini, canını ve Türkiye’nin stratejik güvenliğini tehdit eden bu projeye kimse bizi ikna edemez. Bu proje her yönüyle felaket, ihanet, cinayet projesidir.