Connect with us

Araştırma ve Raporlar

ARAŞTIRMA: ARADIĞINIZ “YETENEK”TEN MESAJ VAR!


Şirketlerin “yetenek dediği kavram” ile kurumlarına çekmek istedikleri genç yeteneklerin “yetenek kavramı” birbiriyle örtüşüyor mu? Gençlerin algıladıkları, iş hayatında onlara yardımcı olacak yetkinlikleri neler? Hangi özellikleri edinirlerse iş hayatında başarılı olacaklarını düşünüyorlar?

 

 

Merhabalar…
Bu sayıda şirketlerin insan kaynakları yönetimi gündeminde ön sıralarda yer alan yetenek yönetimini ele alacağım. Size uzun uzadıya sistem, yöntem ve yapılması gerekenler gibi alışılmış bir akış sunmayacağım. Konuyu masanın diğer tarafında yer alan ve kendi hayat mücadelesini, var olma savaşını veren gençlerin gözünden aktarmak istiyorum.

YETENEK NEDİR, YETENEK KİMDİR?
Şirketler yetenekleri kendi kurumlarına çekmek, birlikte gelişmek, onları geliştirmek ve en önemlisi de onları şirkette tutmak, kalıcı olmalarını sağlamak istiyorlar. Bu yetenekleri şirkete çekmeden önce, yetenek nedir, yetenek kimdir? diye bakmak gerekiyor. Hatta şirketlerin yetenek dediği kavram ile kurumlarına çekmek istedikleri genç yeteneklerin “yetenek” kavramları birbiriyle örtüşüyor mu? Gençlerin algıladıkları, iş hayatında onlara yardımcı olacak yetkinlikleri neler? Hangi özellikleri edinirlerse iş hayatında başarılı olacaklarını düşünüyorlar? Bu soruları gençlerin kendileri yanıtladı.

Biri İstanbul’da, diğeri Ankara’da iki üniversitenin kariyer merkezleri ve öğrenci yaşam merkezleriyle bağlantı kuruldu. Fakülte ve bölüm ayrımı yapılmadı. Bununla beraber iş hayatına girmeleri yakın olan üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencileri kapsama alındı. Bu öğrencilerin de öğrenci kulüp ve topluluklarında aktif olanları çalışmaya dahil edildi. Çünkü üniversite öğrencileri, okuldaki kulüpler ve topluluklarda faaliyet gösterdiklerinde, iş hayatından konuşmacı getirmek, sponsor bulmak, projeler ve benzeri faaliyetler için daha dışa dönükler ve bu konuda bir iletişim ağını yönetme becerileri yüksek.

ÇALIŞMA İKİ AY SÜRDÜ
Çalışma, yukarıdaki profil içinde yer alan gençlerden araştırmaya gönüllü destek veren gençlerle gerçekleştirildi.

Her iki üniversitenin kariyer ve öğrenci yaşam merkezlerine, çalışmaya destek veren ve enerjileri hiç bitmeyen öğrencilere, içerik hazırlamada beni yüreklendiren ve zaman zaman gönüllü mentorluğunu esirgemeyen Değerli Arkadaşım Yıldız Öztürk Balamir’e içtenlikle teşekkür ederim. İki aydan fazla süren çalışmalarda ve sonuçların derlenmesinde Sevgili Yıldız hep benimleydi, katkısı büyük.

“YETENEK’İ” NE KADAR TANIYORUZ?
Çalışmanın yola çıkış amacı, şirketlerin ulaşmak, elde etmek ve elde tutmak için uğraş verdiği “yeteneğin” fark yaratma serüvenlerini, farklı gerçeklerini ve beklentilerini görmek, sahne arkasının bilinmeyen gerçeğini öğrenmek. Hepimizin “yetenek” diye çırpındığı “onların” öğrencilik yıllarındaki gerçekleri ve bilinmeyen bireysel var olma savaşları… Bu savaş aslında bir “Var Olma Sanatı mı?”
Kısaca;
-Herkes yeteneğin peşinde ancak bizler (iş hayatı profesyonelleri) Yetenek’i ne kadar tanıyoruz?
– Yetenek’in bakış açısından iş hayatında var olma, kendi varlığını gösterme ne anlama geliyor?
– Yetenek, dediğimiz gençler hangi becerilere sahip olurlarsa şirketlerde kendilerini öne çıkarabileceklerini düşünüyorlar?
Yetenek kendini anlatsın…
Bilgiler; Odak Grup, Çalıştay ve Anket çalışmasıyla toplandı. Analiz edildi.

SONUÇLAR SON DERECE ÇARPICI
Sonuçlar çarpıcı:
1. Gençler, okul dışı faaliyetler olan sosyal aktivite ve kulüp çalışmalarına “iletişim becerilerini geliştirmek” ve “bilgilerini artırmak” için katılıyoruz diyorlar. Her iki üniversite öğrencilerinin ilk iki sırasında aynı başlıklar yer alıyor. Üçüncü başlığı bir üniversite “çevre”, diğeri “sosyalleşme” olarak belirtmiş. Genel anlamda üçüncü başlıkta da benzeştikleri söylenebilir.
2. Katıldıkları çalışmalar sonrası neler kazandınız? Hangi becerileriniz gelişti diye sorulduğunda, her iki üniversite öğrencilerinin sıralamaları şöyle: a. Özgüven, İkna becerisi, Zaman yönetimi beceri. b. Farkındalığım arttı, Algım genişledi, İş hayatı için pratik oldu.
3. İş hayatına yetkin olarak girmek dendiğinde, her iki üniversitede öğrencilerinin ilk iki becerisi aynı. a. Aranan kişi olmak, Bilgili olmak.
b. Bir üniversite üçüncü sıraya “İstediklerimi yapabilmek”, diğer üniversite öğrencileri “Diğerlerinin önüne geçmek” olarak belirtmiş.
4. Kendilerini iş hayatında öne çıkaracak özelliklere bakıldığında;
a. Farklı üniversitelerden de olsa gençlerin birinci ve üçüncü başlıkları aynı. Her ikisi de birinci sıraya “Gelişim ve öğrenme”, üçüncü sıraya “İletişim”i koymuşlar.
b. İkinci sıraya yerleştirdikleri özellik bir üniversitede ”sorgulama yeteneği”, diğer üniversitede “değerlere sahip olmak” olarak ortaya çıkmış.
5. Gençler;
– Yeni fikirler ürettiklerinde,
-Karşısındakini ikna ettiğinde,
– Fikirlerini dinletebildiğinde,
-Ekibi bir arada tuttuğunda, -Bir projeyi hayata geçirdiğinde,
-İletişim kurduğu anlarda,
– Pratik çözümler bulduğu zamanlarda,
– Bir krizi çözdüğü zamanlarda,
– Sosyal çevresi tarafından fark edildiğinde,
– Sorumluluk aldığında,
– Arkadaş edindiğinde,
kendi yetenek ve özelliklerini ortaya çıkardıklarını düşünüyorlar.

GENÇLER DİYORLAR Kİ…
Çalışmanın son bölümünde gençlerin kurumlara mesajları var. Bu mesaj kurumla beraber, İnsan Kaynakları Bölümlerine de…
Gençlerin net, yalın ve doğrudan verdikleri mesajlara bakıyorum. Hem seviniyor, hem de düşünüyorum. Diyorlar ki;
✓ Özgür düşünmeyi kısıtlamayacak bir ortam, sabit olmayan saatler ve destek isterim.
✓ Biliyor musunuz moral verimi artırır.
✓ Kişinin özelliklerinin size neler katabileceğini değerlendirerek onları yönlendirmelisiniz. Çünkü hızla ve sürekli değişen bir dünyada bugün size uygun gelmeyen bir özellik, ileride arayıp da bulamayacağınız bir şey olabilir.
✓ Her aday hediye paketi gibidir. Görünen yüzü eldeki verilerdir. Not ortalaması gibi. Ama asıl bilinmesi gereken paketin iç yüzüdür. Orada ise “istek” vardır.
✓ Önemli olan birlikte bir işi, bir projeyi hayata geçirmektir.
✓ Tek dileğim yapacağım işin heyecanlı olması.
✓ Yaratıcı fikirlere değer verilmesini istiyorum.
✓ Karşılıklı fayda sağlayabileceğim bir ortam sunmalarını umuyorum.
✓ Sadece akademik başarılarım değil; hayatım boyunca kendimi nasıl geliştirdiğim de önemli.

İNSAN KAYNAKLARI DUY BU SESİ…
Ve daha bir çok mesaj. Bu mesajların İnsan Kaynakları Bölümleri yoluyla kuruma duyurulmasını istiyorlar. Çünkü ilk temas ettikleri nokta İnsan Kaynakları Bölümü.

Özgür düşünce, moral, istek, birlikte iş yapmak, heyecan duymak, yaratıcı fikirlere değer, çalışanların hayat boyu kendilerini geliştirmek isteyecekleri bir ortam için, insan kaynakları yönetiminin, her fonksiyonun ve her bölümün içine işlemesi, yaşaması gerekiyor. Bunlar sadece sistemlerle değil, onları destekleyen yaklaşımlarla olası.

TEMEL YAKLAŞIMLAR GÖZDEN GEÇİRİLMELİ
Süreçten öğrendiğim: Yeni neslin felsefi düzlemde okunmasının gerekli olduğu. Belki şirketler bu açıdan mevcut sistemleri ve temel yaklaşımlarını tekrar gözden geçirmeliler.

Şirket olarak kullandığınız yöntem, araç ve teknikleri işin yaklaşımsal yönünü de dikkate alarak oluşturmalı, çalışanlarla ve şirketinize çekmeyi düşündüğünüz gençlerle nasıl bağ kurabilirisizin/kurabiliriz düşünmeliyiz.

Başka bir deyişle şirketleri insan kaynakları fikri ile doldurmalıyız. Kurumların sermaye, teknoloji, yöntem, araç, bilgi ve diğer şeyler yanında; onu geleceğe taşıyacak “insan yeteneğine destek olmak” üzerine düşünmesi de ajandalarının en ön sırasında yer almalı.

Sonraki sayımızda görüşene kadar ben, “gençlerin geribildirimleri üzerine düşünmeye gidiyorum” desem yeridir. Hissettiğim tam da bu…

Hepinize sevgi ve saygılarımı iletiyorum.

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir