Connect with us

Araştırma ve Raporlar

IMF NİÇİN VAR VE NE YAPIYOR ?

IMF mali denge problemleri yaşayan ülkelere krediler sağlayarak, “kendi öz kaynaklarını-rezervlerini geliştirmelerine, para politikalarını toparlamalarına , döviz karşısında para birimlerini güçlendirmelerine ve dış ödemeleri zamanında yapılabilmelerine imkan tanıyor.

 

IMF (International Monetery Fund) nedir, ne işe yarıyor ? Ülkeler bu uluslararası fon kuruluşuna neden ihtiyaç duyuyor ? Bu soruların cevaplarına internet üzerinden ’rahatlıkla ulaşılabilir.
Ancak Türkiye’de konusu açıldığında IMF’ye ve ondan borç almaya hep olumsuz anlamlar yüklenmekte. Peki bu bakış açısı ne kadar doğru ya da isabetli ? Dilerseniz, IMF’nin yapısını ve fonksiyonlarını kısaca irdeleyelim.

IMF’NİN VAROLUŞ FELSEFESİ
Günümüzde189 ülkenin üyesi olduğu IMF, resmen 1945’te kuruldu. “Küresel malî iş birliği, finans stabilitesi, ülkeler arası uluslararası ticaretin kolaylaştırılıp geliştirilmesi, yüksek istihdam ve ekonomik büyüme gerçekleşmesi ile yoksulluğun azaltılması” başlıca hedeflerini oluşturuyor.

IMF’in ana hedeflerinden birisi ; uluslararası para sistemi ile döviz kurlarının stabilitesi ve uluslararası ödemelerde ülkelerin (şahısların) birbirleri ile alış-veriş işlemlerini kolaylaştırılması.

2012 yılında IMF’in ana kuruluş nedenleri ve ilkelerine ; “bütün makroekonomik ve finans sektörü konuları da dahil edilerek” küresel stabiliteye etkilerinin katılması da sağlandı. Kuruluş ilkeleri arasında dar gelirli ülkelere verilecek kredilerin faizsiz olması kararı da var.

IMF mali denge problemleri yaşayan ülkelere krediler sağlayarak, “kendi öz kaynaklarını-rezervlerini geliştirmelerine, para politikalarını toparlamalarına , döviz karşısında para birimlerini güçlendirmelerine ve dış ödemeleri zamanında yapılabilmelerine imkan tanıyor.

EN İNCE DETAYLAR BİLE ÇOK ÖNEMLİ
IMF devletlerin kredi ihtiyaçlarını ve kredi verilebilirlik durumlarını belirlemek için para ve ekonomik politikalarını en ince detaylarına kadar inceliyor. Bunu yaparken hem kendi, hem de yerel bilgi kaynaklarından (hükümetler, siyasal partiler, sivil toplum kuruluşları ve kitle iletişim araçları ile medyadan) faydalanıyor. Bir ülkenin mali resmini ortaya koyarken ayrıca OECD raporlarını da göz önünde bulunduruyor.

Unutmamak gerekir ki IMF kullanıma sunduğu krediye elbette belirli oranda faiz uyguluyor. Para politikalarını incelerken “liberal para ekonomilerin en önemli kriteri olan” ödeyebilme olanaklarına bakıyor.

ANLAŞMA ŞARTLARI SOMUT VE NET
IMF’den gelen herhangi bir yardımın (kredinin) onaylanabilmesi için, meblağların o ülkenin ödeyebileceği miktarda olması çok önem arz ediyor. Bundan ötürüdür ki ; devlet harcamaları ve toplanan vergiler ile eldeki mizan didik didik inceleniyor. Kredi onaylandığında da, o devlete bu krediyi kullanırken neler yapması gerektiği ve kullanımın bağlı olacağı şartlar en somut haliyle imzalanan anlaşma metinleri içinde yer alıyor.

Kredilendirme süreçlerine bakıldığında Arjantin ve Endonezya örneklerinde yaşandığı üzere ; bazı ülkelerin kendilerini toparlamak amacıyla talep ettikleri ve onaylanıp kendilerine aktarılan kredilerin taksitlerini zamanında IMF’ye ödeyemediklerine ve ek süre istediklerine şahit olduk.

YUNAN EKONOMİSİNE DÜZELTİCİ ETKİ
Bu kategorideki en son örneklerden biri de Yunanistan. IMF’yle anlaşma gereği “uyulması istenen ekonomik programlar, maaş indirimleri ve sosyal ödemelerdeki kısıtlamalar” komşu ülkenin “medyasınca sürekli yazılıp çizildi. Avrupa Birliği (AB) kurtarma paketleri ve IMF’nin zorlamasıyla yapılan değişiklikler Yunanistan’da kimsenin hoşuna gitmese de ; ilk kurtarma paketinin yürürlüğe girmesinden bu yana neredeyse 8 sene geçti. Sonuçta Yunanistan’ın ekonomisinde gözle görülür bir düzelme var. Neden mi? Çünkü IMF ve AB ülke üzerindeki kontrol mekanizmasını hiç gevşetmedi, programın aksaksız yürümesi için yakından takip etti.

GERÇEKLİK VE GEREKLİLİKLER ESAS
Aranızdan bazıları bu yazdıklarımla IMF’yi yücelttiğimi düşünebilir. Oysa sadece konuyla ilgili gerçekleri özetledim. Çünkü bilgiye dayanmadan fikir yürütmek yanılgılara sebep olmakta. Toptan yüceltici ya da lanetleyici yaklaşımlar gerçeklikle bağı koparmakta.

“IMF yararlı mı?” sorusundan önce, “gerekli mi” konusu masaya yatırılmalı. Gerekliyle niçin bu duruma düşüldüğü sorgulanmalı. Anlaşma yapıldığında da mecburen gereklerine uyulmalı. Tabi ki karar süreçleri başta politikacılar ve ekonomi bürokratlarına ilgilendiren bir husus.

TÜRKİYE VE IMF İLİŞKİSİ
Merkezi ABD’de bulunan ve şu anda 189 ülkenin üye olduğu IMF (Temmuz 1944’te temelleri atıldı) Aralık 1945’te kuruldu ve 1947’de fiilen hayata geçti. Türkiye 11 Mart 1947’de IMF’ye üye oldu.
Türkiye, IMF’den ilk kez büyük çaplı devalüasyon yaşanan 1958’de borç aldı.

IMF’yle ilk Stand By anlaşması 1 Ocak 1961 tarihinde imzalandı.
1961’den 1970’e dek Stand By anlaşması her yıl yenilendi.
1970-1978 döneminde herhangi bir IMF anlaşması yok.
1978’den 1980’e kadar birer yıllık anlaşmalar yapıldı.
En uzun süreli IMF anlaşması 18 Haziran 1980’de parafe edildi. Anlaşma, 17 Haziran 1983 tarihinde son buldu.
1983’te bir yıllık anlaşmaya varıldı.
1995-1999 yılları arasında Stand By olmadı. 1999-2002 yıllarında 17’nci anlaşmaya imza atıldı. 18’inci anlaşmanın tarihi 4 Şubat 2002. Ocak 2005’te 19’uncu Stand By gerçekleşti. Son anlaşma Mayıs 2008’de bitti.
2013 itibariyle IMF’ye borç kalmadı. Türkiye 49 yılda IMF’den yaklaşık 50 milyar dolarlık kaynak kullandı.

Türkiye ile IMF arasındaki para trafiği

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir