Connect with us

Sağlık

“SUDA DOĞUMUN KIYMETİ SON DÖNEMDE ANLAŞILDI”

Suda doğumun Türkiye’de de giderek yaygınlaştığı bilgisini veren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Yusuf Olgaç; yöntemi, uygun olan her anne adayına önerdiklerini söyledi.

 

-Suda doğum yöntemi dünyada ne kadar zamandır uygulanmakta ve nasıl yapılmakta?

Tarih boyunca suyun ağrıları azaltma ve rahatlama amacıyla kullanıldığı bilinmekte. Eski Mısır’da suda doğum olduğundan söz edilmekte. Kayıtlara geçen ilk suda doğum 1803 yılında rastlantı sonucu Fransa’da gerçekleşiyor. Doğum süreci uzayan ve şiddetli ağrılar çeken Fransız bir kadın, sıcak su dolu küvete oturduğunda ağrılarının hafiflediğini hissediyor ve daha kolay bir doğum yapıyor. Yöntem 1960’larda Rusya’da, 1970’lerde Fransa’da, 1980’lerde İngiltere’de uygulanmaya başlıyor. 1985-1999 yılları arasında bu ülkelerde 150 bin suda doğum oldu. Günümüzde Almanya, Hollanda ve özellikle diğer Kuzey Avrupa ülkelerinde bir seçenek olarak sunulmakta.
Suda doğum; kasılmaların yoğunlaştığı doğumun aktif döneminden itibaren annenin 36-38 derece sıcaklıktaki bir doğum havuzunun içinde olmasıdır. Suya doğum ise bebeğin doğumunun havuzun içinde gerçekleşmesidir. Suda doğumun esas amacı, doğumdan önceki süreçte annenin sıcak suyun rahatlatıcı etkilerinden yararlanmasıdır.
İngiliz Kraliyet Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları Derneği’nin (RCOG) 2009’da “bütün sorunsuz gebeliklerde bir tercih olarak sunulması gerektiği görüşünü ortaya koymasıyla” yaygınlaştı. Hâlihazırda İngiltere’deki doğumların yüzde 30’ü suda doğum, yüzde 5’i de suya doğumla olmaktadır. Türkiye’de de 20 yıldır uygulanmakta.

 

SUDA DOĞUMUN YARARLARI
-Diğer yöntemlerle kıyasladığımızda suda doğum anne adayına ne gibi avantajlar sağlıyor?

Suda doğum; Hidrotermal (perinede, vajinada ve serviks’te rahatlama ) ve hem Hidrokinetik (suyun meme başını uyarmasına bağlı olarak endojen oksitosin salınımı) etkileri sağlar. Sıcak suyun gevşetici etkisiyle doğum ağrıları azalır. Vücut ısısındaki havuzda olmak anneyi sakinleştirir. Vücudun su ile kaplanması psikolojik açıdan mahremiyet duygusu verdiğinden anne kendisini daha güvende hisseder. Gebenin göreceli ağırlıksızlığı harcanan enerjiyi azaltır ve anneyi destekler. Suyun kaldırma kuvveti, annenin kendini daha hafif ve rahat hissetmesini sağlar. Anne suyun içinde daha kolay hareket eder ve rahat bir şekilde yer değiştirebilir. Böylece aktif doğum pozisyonlarını daha iyi yapabilir. Tüm bunlar annenin doğuma odaklanmasına yardımcı olur. Ayrıca suyun sıcaklığı sayesinde yorgun düşen rahme daha fazla kan ve oksijen ulaşır. Suyun etkisiyle vajinanın çıkım noktası daha esnek hale gelir. Doğumda oluşabilecek yırtık, sıyrık ve epizyotomi (vajinal kesi) oranları azalır.
Suya doğumun bebeğin psikolojisini olumlu etkilediği yönünde bir kanıt yok. Ancak hekim ve ebeler suya doğan bebeklerin daha sakin olduğunu ve daha az ağladığını; suyun daha yumuşak ve stressiz bir doğuma imkân sağladığını düşünülmekte.

“ANNE ADAYI SUDA DOĞUMA UYGUN OLMALI”
-Suda doğum için hangi koşullar gereklidir?

Suda doğum aslında doğal bir doğumdur. Ailenin hazırlık eğitimi alması tercih edilir. Suda doğum için panik olunmayacak ve huzurlu bir ortam oluşturulmalıdır. Suyun içinde anne ile sağlık personeli arasında güven bağı kurulmalıdır. Anne suda doğum için uygun bir aday olmalıdır. Hekim tarafından riskli durumlar gözden geçirilmelidir. Aileye destek olacak hekim ve ebenin suda doğal doğum konusunda eğitimli ve istekli olmaları gerekir. Hastanede acil durumlar için yeterli personel ve ekipman bulunmalıdır.

-Her anne adayı suda doğum yapabilir mi?

Bahsettiğimiz olumlu etkilerinden faydalanmak isteyen anne adayları suda doğum yapma kararını doktorlarıyla birlikte verecektir. Ancak suda doğum; annede hipertansiyon ve kontrolsüz diyabet; 4,5 kilogram üzeri iri bebek, annenin obezite sınırının üzerinde kilolu olması, erken doğum veya bebekte gelişim geriliği, makat geliş, ikiz gebelik, bebeğin kalp atışlarında bozulma, anne rahminde kaka yapılması, annenin genital bölgesinde aktif enfeksiyon, ıkınma döneminin uzaması, annede panik ya da isteksizlik, kanama şüphesi ve annede HIV veya hepatit enfeksiyonu gibi durumlarda önerilmemektedir.

“TÜRKİYE’DE DE YAYGINLAŞMAYA BAŞLADI”
-Ülkemizdeki yaygınlık durumu nedir peki?

Ülkemizde suda doğum 20 yıldır sınırlı sayıda merkezde yapılsa da, kıymeti son dönemde anlaşıldı ve yaygınlaşmaya başladı. Özellikle Sağlık Bakanlığı teşvik edici kararlar aldı. SGK özel hastanelere suda doğum için fazladan maddi destek sağlamaya başladı. Bazı devlet hastanelerinde suda doğum merkezleri kuruldu. Suda doğum kursları ve bu eğitimlere katılan hekim ve ebe sayısı artmakta. Yöntemin zamanla daha çok tercih edileceğini ve bu imkânı sağlayan hekim ve sağlık kuruluşlarının sayısının çoğalacağını düşünüyorum. Bazı özel hastanelerde doğum ücretlerini çok arttırmayacak şekilde (750-1000 lira havuz kullanım bedeli) suda doğum hizmeti verilmektedir. Doğuma hazırlanan tüm gebelere ‘su gibi akan bir doğum’ dilerim.

 

Bizi Paylaşın
Continue Reading
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir